Hz. Muhammed (sav ) Boykot yıllarındaki İslam daveti

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
BOYKOT YILLARINDAKİ İSLAM DAVETİ

islam
islam
De ki: ‘Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını söyleyeyim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; sizleri de, onları da Allah besliyor. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın ve haksız yere Allah’ın yasakladığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları tavsiye ediyor. Yetimin malına yaklaşmayın; yalnız ergenlik çağına erişinceye kadar (onun malına en güzel şekilde yaklaşabilir, onu uygun tarzda kullanabilirsiniz); ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Bir kişiye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyin, söylediğiniz zaman akrabanız da olsa adalet üzere olun ve Allah’a verdiğiniz sözü tutun. Hatırlayıp öğüt alasınız diye Allah bunları size tavsiye ediyor. îşte benim doğru yolum bu, O’na uyun, başka yollara uymayın ki, sizi O’nun yolundan ayırmasın! Azabından korunmanız için Allah size böyle tavsiye ediyor.[34]

Resulüllah, risâletin 7., 8. ve 9. yıllarında gerçekleşen dayanılması zor sıkıntılarla dolu boykot süresince, risâletin ilk aylarındaki ve hatta yıllarındaki gibi, göreceği tepkiler nedeniyle biraz çekingen, biraz korkan birisi değil; ilâhî görevinin gereklerini tüm engellemelere rağmen ısrarla yerine getiren bir elçiydi. Yaşanan tüm zorluklara, insanın tahammül gücünü fazlasıyla aşan sıkıntı, sefalet, açlık ve hastalıklara rağmen görevini bir an olsun ihmal etmedi. Haram aylarının dışında, kendileriyle birlikte boykota maruz kalan müşrik Haşim oğullarına yöneldi. Onlara İslâm’ı anlattı; islâm’a davet etti. Bu arada müminlerin bilgi ve görgülerini artırıcı bir eğitim faaliyetini de sistemli ve yoğun bir şekilde sürdürdü. Haram aylarda ise, diğer bölgelerden hac için Mekke’ye gelenlere yöneldi; onlara islâm’ı anlattı ve islâm’ı kabule davet etti. Bütün engellemelere rağmen, davetini sürdürdü. Bu konuda nakledilen rivayetlerden üçü şöyledir:

Kinâne oğullarından bir görgü tanığı anlatıyor: ‘Muhammed’i bir defasında Zû’l Mecaz çarşısında gördüm. Çevresinde/î i insanlara getirdiği dini anlatıyor; ‘Ey insanlar, Allah’tan başka ilâh yoktur deyin ve kurtuluşa erin’ diyordu. O insanlarla görüşüp konuşurken Ebû Cehil de peşi sıra O’nu takip ediyor ve bir yandan O’nun başına toprak saçıyor, bir yandan da ‘Ey insanlar! Bu adam sizi dininizden döndürmek istiyor. Sakın O’na kanmayın. O sizden ilâhlarınızı terk etmenizi, Lât ve Uzza’yı bırakmanızı istiyor. Sakın O’na uymayın’ diye bağırıyordu. Fakat onun bütün engellemelerine rağmen, Muhammed söylemesi gerekenleri söylemeye devam ediyordu.[35]

Haris b. Haris anlatıyor: ‘Babamla çarşıda gezerken bir topluluk gördük. Merak ederek “Acaba neden toplanmışlar?’ diye sordum. Babam da ‘Onlar kendi dinlerini terk etmiş birisinin başına toplanmış bir kalabalık’ dedi. Kalabalığın olduğu yere vardık. Kalabalığın ortasında Mulıammed’i gördüm; insanları Allah’ı birlemeye ve emirlerine itaate davet ediyordu. İnsanlar ise O’nunla alay ediyor, yalanlıyor ve eziyet ediyorlardı. Bu durum gün ortasına kadar devam etti. Daha sonra etrafındaki kalabalık usanıp dağıldı. Onlar dağılınca Muhammed’in yanına telaş içinde bir kadın geldi. Elinde bir testi su ve bir bez vardı. Muhammed suyu içti ve kalanıyla elini, yüzünü yıkadı. Sonra kadına dönerek ‘Ey kızım! Baban için korkma’ dedi. ‘Bu kadın Mm?’ diye sordum, ‘Kızı Zeyneb’ dediler. [36]

Rabia b. İbad anlatıyor: ‘Muhammed’i Zû’l Mecaz çarşısında görmüştüm. Çevredeki insanlara sesleniyor; ‘Ey insanlar. Allah’tan başka ilâh yoktur deyin ki kurtuluşa eresiniz’ diyordu. O’nun konuşmalarını dinlemek için insanlar toplanınca Muhammed’in arkasında duran parlak yüzlü, saçını iki yana salmış bir adam ‘Bunu dinlemeyin o kavminin dinini terk etmiş birisidir’ diyerek kalabalığa seslenmeye ve dağılmalarını söylemeye başladı. O kişinin kim olduğunu sorduğumda ‘O amcası Ebû Leheb’ dediler. [37]

Resulüllah, yabancılara İslâm’ı anlattığı günlerin birisinde bir grup insanla karşılaştı. Bunlar Medine’deki Evs kabilesine mensup kişilerdi. Düşmanları Hazreç kabilesine karşı Kureyşle anlaşma yapmak ve desteklerini almak için Mekke’ye gelmişlerdi. Ancak, Şam ticaret yolu üzerindeki iki kabilenin arasında gerçekleşen kavgaya taraftarlıklarının, aleyhlerine bir gelişme olacağını düşünen Kureyş eşrafının desteğini alamamışlardı. Mekke eşrafı, Evs ve Hazreç kabileleri arasında patlak veren ve çok kan dökülmesine neden olan savaşla tarafsızlığı tercih etmişti. Arzularına kavuşamayan Evsliler memleketlerine dönmek üzereydiler. Mekke’den ayrılmak üzerelerken Resulüllah’la karşılaştılar.

Resulüllah küçük bir sohbetten sonra kendisini tanıttı; ‘Ben’ dedi ‘duyduğunuzu sandığım peygamberim. Sizi, buraya geliş amacınızdan daha hayırlı sonuçlara neden olacak şeye davet etsem kabul etmez misiniz?’. Evsliler şaşırdılar, ‘insanlara ne söylüyor, insanları neleri kabul etmeye davet ediyorsun?’ diye sordular. Resulüllah ise ‘Ben insanları Allah’tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah’ın elçisi olduğumu kabule davet ediyorum. Ben benimle gönderilenleri insanlara bildirirken, beni koruyacak birilerini arıyorum. Çünkü kavmim hakkı reddetti, yanlış bir gidişatı kendilerine yol olarak seçtiler’ dedi. Konu Evs-lilerin ilgisini çekti. Daha başka şeyler sordular, özellikle, Allah’ın insanlardan ne istediğini merak ediyorlardı. Resulüllah bir grup ayet okuyarak sorularım cevapladı: ‘De ki: ‘Gelin Rabbimsin size neleri haram kıldığını söyleyeyim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; sizleri de, onları da Allah besliyor. Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve haksız yere Allah’ın yasakladığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları tavsiye ediyor. Yetimin malına yaklaşmayın; yalnız ergenlik çağına erişinceye kadar (onun malına en güzel şekilde yaklaşabilir, onu uygun tarzda kullanabilirsiniz); ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Bir kişiye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyin, söylediğini?: zaman akrabanız da olsa adalet üzere olun ve Allah’a verdiğiniz sözü tutun. Hatırlayıp öğüt alasınız diye Allah bunları size tavsiye ediyor. îşte benim doğru yolum bu, O’na uyun, başka yollara uymayın ki, sizi O’nun yolundan ayırmasın! Azabından korunmanız için Allah size böyle tavsiye ediyor.[38]

Duydukları karşısında Evslilerin ilk tepkileri şaşkınlık ve hayranlık oldu. lyas b. Muâz ismindeki kişi ‘Vallahi bu duyduklarımız buraya geldiğimiz şeyden daha hayırlıdır’ dedi. Bir diğer Evsli, arkadaşının bu sözüne kızdı. Eline aldığı toprağı arkadaşının yüzüne atarak onu aşağılayıp, susturdu. Bir başkası ise Resulüllah’a hitaben ‘Kureyşfi kardeş’ dedi; ‘söylediklerin bir insan sözüne benzemiyor. Çok güzel şeyler söylüyorsun. İnsanları güzel ahlâka ve iyi şeylere davet ettiğini görüyoruz. Anladığımız kadarıyla sana haksızlık yapılmış. Fakat ne var ki yanımıza gelip bir kez oturup bir şeyler söylemenle dinimizi değiştirmemiz çok aceleye getirilmiş bir harar olur. Biz üstelik seni tanımıyoruz; hakkında bilgi sahibi değiliz. Biliyorsun, aceleye getirilen işler genellikle yanlış sonuçlanır. Üstelik biz kavmimizin tamamı değiliz. Bizden başka birçok adam var. Onlar ne der ne düşünürler bilmiyoruz. Sen şimdilik kavmine dön. Bizde kendi kavmimize döneceğiz. Ama bil ki söylediklerini düşüneceğiz. [39] Daha sonra Medine’ye döndüler. Fakat Evs ve Hazreç kabilesi arasında çıkan ve son derece kanlı geçen Buâs savaşının sıkıntılı ortamında Resulüllah’tan dinlediklerini uzun bir süre hatırlamadılar.

[34] En’am sûresi, 6:151-153
[35] Ahmed, Mümed, IV/63
[36] Heysemî, Mecma’ü’z Zevdid, VI/21; Ibnü’l Esir, Üsdü’l Gabe, V/130.
[37] Ahmed, Mûsned, 111/492; İbn Abdilber, el-htiâbfî Esmai’l-Ashâb, 11/493; Heysemî, Mecma’ü’z Zevâid,VV22.
[38] En’am: 6:151-153
[39] Ahmed, Müsned, V/427; Heysemî, Mecma’ü’z Zevâid,Vl/36.
 
Üst Alt