Burası hakikat sultanlarının payitahtıdır

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
tugra.jpg











Kânûnî Sultan Süleymân Hanın oğlu Şehzâde Bâyezîd saltanat iddiâsı ile ayaklanmıştı. Kânûnî, diğer oğlu Selîm'i, onun üzerine gönderdi. Şehzâde Selîm kuvvetleri ile Konya'ya geldi. O öncelikle Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin kabrini ziyâret etmek istedi. Yanında bulunanlarla birlikte türbeye girdi. Her zamanki yürüyüşü ile serbest bir şekilde kabre doğru ilerlerken, türbedâr Mahmûd Dede önünü kesti ve; "Mânâ âleminin sultanları olan böyle mübârek zâtların huzûrunda mütevâzî ve boynu bükük olmalıdır." diyerek ziyâret usûlünü hatırlattı. Bunun üzerine şehzâde ve yanındaki askerî erkân hatâlarını anladılar. Orada bulunan mihrabda Allah rızâsı için namaz kıldılar. Türbenin içini ve kubbeyi seyreden Şehzâde Selîm, oradaki tezyinâtı, süslemeleri görünce; "Acaba önce gelen sultanlar ve vezirler niçin lüzum görmüşler de bu kadar masraf etmişler." diye düşündü. Ancak bu sırada maddî perdeler gözlerinin önünden kalktı ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin kabrinin yanında dikilen iki arslanın kendisine doğru hücum ettiklerini dehşetle gördü. Hemen, "Yetiş Mahmûd Dede!" diye bağırdı. Mahmûd Dede derhâl harekete geçerek şehzâdeyi arslanların parçalamasından kurtardı. Sonra şehzâdeye dönüp; "Evlâdım burası hakîkat sultanlarının pâyitahtıdır. Burada böyle arslanlar olmadan olmaz. Fakat onlar edep perdesini yırtanlara karşı harekete geçer ve böyle hârika gösterirler." diyerek îkâz etti.Şehzâde Selîm ertesi gün tekrar Mevlânâ hazretlerinin kabrini ziyârete gittiğinde türbe nin kapısında mânâ âleminin sultanlarından Çelebi Hüsrev hazretleri ile karşılaştı. Ondaki vakar ve heybetin karşısında Şehzâde Selîm'e dünyâ sultanlığının verdiği heybet bir anda yok oldu. Şeyh hazretlerine pekçok edeb ve hürmet gösterdi. Bu tavrı ile şeyhin mânevî yardımına kavuştu. Şeyh Hüsrev kendisine; "Mânâ sultânı ile dünyâ sultânı karşısında bir tek kişi baş kaldırmış ne yapabilir." diyerek onun endişesini giderdi. Böylece zafer kazanacağını müjdele miş oldu. Ayrıca tasarrufunun onun yanında olduğuna işâret etti. Ertesi gün Konya yakınında Şehzâde Selîm, Şehzâde Bâyezîd'i bozguna uğratıp mağlup etti (1559). Savaştan sonra Şeyh Hüsrev Efendinin yanına gelip muzaffer olmaları için duâcı olmaları ve mânevî yardımlarından dolayı teşekkürlerini arzetti. Ona karşı kalbinde büyük bir sevgi peydâ oldu. Pekçok ikrâm ve iltifâtlarda bulundu. Bütün mevlevî şeyhleri ve dervişlerini donatıp ihsânlarda bulundu. Ayrıca bu zaferin şükrânesi olarak gelip geçenlerin içmesi için bir de sebil yaptırdı
 

MURATS44

Özel Üye
Özellikle avrupa ülkelerinde Türk tarihini yanlış olarak ders kitaplarında anlatanlar , aslında eşsiz ve kusursuz dinle , allah inancıyla dolu dolu bir medeniyetin izlerini karalama çabasında olduklarını çok iyi biliyorlar. Ama düşünmeye beyinlerinin elverişli olmadığı konu ise, Bu tarihi hiç kimse değiştiremez. Kendi tarihine sahip çıkıp, koruyan inançlı insanlar oldukça da buna sonsuza kadar güçleri yetmeyecektir. Emeğinize sağlık üstad. allah ac razı olsun inşaallah .
 
U

Unregistered

Guest
Özellikle avrupa ülkelerinde Türk tarihini yanlış olarak ders kitaplarında anlatanlar , aslında eşsiz ve kusursuz dinle , allah inancıyla dolu dolu bir medeniyetin izlerini karalama çabasında olduklarını çok iyi biliyorlar. Ama düşünmeye beyinlerinin elverişli olmadığı konu ise, Bu tarihi hiç kimse değiştiremez. Kendi tarihine sahip çıkıp, koruyan inançlı insanlar oldukça da buna sonsuza kadar güçleri yetmeyecektir. Emeğinize sağlık üstad. allah ac razı olsun inşaallah .

bu tarihe göz dikip gelecek nesiller üzerinde kötü bir izlenim bırakıp gerçekleri farklı öğretmek için kurulan tuzakları , biz kendi tarihimize sahip çıkıp öğrenerek bozabiliriz.

Ne yaparlarsa yapsınlar ŞANLI TÜRK VE OSMANLI TARİHİNİ , HUZURUN VE ADALETİN DÜNYADAKİ GEÇMİŞTE VE GELECEKTEKİ TEK TEMSİLCİSİNİN TARİHİNİ DEĞİŞTİREMEYECEKLER.
 
Üst Alt