MURATS44
Özel Üye
Cifir ve Ebced İlmiyle Uğraşan Alimler, Onu Nasıl ve Nerede ve Ne İçin Kullanmışlardır?
Üst taraflarda bir iki yerde işaret ettiğimiz gibi; bu ilmin sahası geniş bir mahiyettedir. Umumuna birden "ilm-i esrar-ı huruf" da denilir. Yani harflerin sırlarına dair ilim..
Bu ilmin en sâde olan kısmı, "Ebced, Hevvez, Huttî" gibi ilh. sırasına göre harflere verilmiş sayı değerleriyle bazı âyet ve hadîslerin gaybî olan sırlarını çıkarma işinde kullanıldığı gibi; edebiyat san'atında, tarih düşürme işinde sun'î olarak da kullanılmıştır. Amma büyük ehl-i velayet âlimleri onu sun'îlikten azade olarak ilham ve sünûhat ile gaybî bazı istihraçlarda kullanmakla, bu ilmin gerçek kemâlini göstermişlerdir. Edebiyatçıların onunla yaptıkları sun'îce işler ise, bir eğlence kabilindendir. Yani o ilmin gaye ve kemâline uygun bir iş değildir.
Evet, meselâ İmam-ı Ali'nin, Kur'an'ın كهيعص mukatta' harflerinden "Sıffîn Harbi"nin vuku' tarihini çıkarması [SUP][1][/SUP] gibi mühim işlerde isti'maliyle, bu ilmin esas gaye ve hedefini göstermiştir.
Hem İslâm âlimlerinin büyüklerinden olan Rabi' bin Enes demiştir ki: "Kur'an'daki mukatta' olan harflerden her birisi, Allah'ın bir isminin bir anahtarı veya bir kavmin müddet-i hayatına işarettir. Fakat bunları hakkıyla fehmedip çıkaracak olan ancak Hz. İsa'dır." [SUP][2][/SUP]
Ve nihayet bu meselede hülâsa olarak diyebiliriz ki: Bu ilimle uğraşan âlimler, evvelâ ve bizzat onun mahiyet ve hakikatine vâkıf başta İmam-ı Ali olarak bir çok ehl-i velayet onu hakikî gayesinde ve büyük amma hususî ve gizli işlerde ve Müslümanlara hem müjde, hem kuvve-i maneviyelerini takviye edici noktalarda, hem de Kur'an'ın i'cazının bir nev'ini o noktadan izhar etmek vesilelerinde kullanmışlardır. Kaynaklar
[1] Tefsir-i Ruh-ul Maanî El-Elusî 1/102
[2] Tefsir-i İbn-i Cerir 1/68
Üst taraflarda bir iki yerde işaret ettiğimiz gibi; bu ilmin sahası geniş bir mahiyettedir. Umumuna birden "ilm-i esrar-ı huruf" da denilir. Yani harflerin sırlarına dair ilim..
Bu ilmin en sâde olan kısmı, "Ebced, Hevvez, Huttî" gibi ilh. sırasına göre harflere verilmiş sayı değerleriyle bazı âyet ve hadîslerin gaybî olan sırlarını çıkarma işinde kullanıldığı gibi; edebiyat san'atında, tarih düşürme işinde sun'î olarak da kullanılmıştır. Amma büyük ehl-i velayet âlimleri onu sun'îlikten azade olarak ilham ve sünûhat ile gaybî bazı istihraçlarda kullanmakla, bu ilmin gerçek kemâlini göstermişlerdir. Edebiyatçıların onunla yaptıkları sun'îce işler ise, bir eğlence kabilindendir. Yani o ilmin gaye ve kemâline uygun bir iş değildir.
Evet, meselâ İmam-ı Ali'nin, Kur'an'ın كهيعص mukatta' harflerinden "Sıffîn Harbi"nin vuku' tarihini çıkarması [SUP][1][/SUP] gibi mühim işlerde isti'maliyle, bu ilmin esas gaye ve hedefini göstermiştir.
Hem İslâm âlimlerinin büyüklerinden olan Rabi' bin Enes demiştir ki: "Kur'an'daki mukatta' olan harflerden her birisi, Allah'ın bir isminin bir anahtarı veya bir kavmin müddet-i hayatına işarettir. Fakat bunları hakkıyla fehmedip çıkaracak olan ancak Hz. İsa'dır." [SUP][2][/SUP]
Ve nihayet bu meselede hülâsa olarak diyebiliriz ki: Bu ilimle uğraşan âlimler, evvelâ ve bizzat onun mahiyet ve hakikatine vâkıf başta İmam-ı Ali olarak bir çok ehl-i velayet onu hakikî gayesinde ve büyük amma hususî ve gizli işlerde ve Müslümanlara hem müjde, hem kuvve-i maneviyelerini takviye edici noktalarda, hem de Kur'an'ın i'cazının bir nev'ini o noktadan izhar etmek vesilelerinde kullanmışlardır. Kaynaklar
[1] Tefsir-i Ruh-ul Maanî El-Elusî 1/102
[2] Tefsir-i İbn-i Cerir 1/68