MURATS44
Özel Üye
Profesör Alexandr Chuvyrov sansasyonel bir keşif yapmıştı. 1995 yılında profesör ve China Huan Hun’daki eski öğrencilerinden biriyle birlikte Eski Çin halkının Sibirya ve Ural bölgesine göçleri ile ilgili hipotezi araştırmaya karar verdiler. Bashkiria’ya doğru yaptıkları yolculuk sırasında eski Çin dilini içeren birkaç taş yazıt buldular. Bu buluntular Çinlilerin göç etmesiyle ilgili hipotezi doğruluyordu. Yazıtlar okunabiliyordu. Çoğunlukla ticari kayıtlar ölüm ve evlilik kayıtlarını içeriyorlardı.
Yine de 18. yüzyılda Ufa valisinin araştırmalar sırasında aldığı notlar da vardı. 200 civarında sıradışı üzerinde çizimler olan plakaların Nurimanov bölgesindeki Chandar köyü yakınlarında olduğunu not etmişti. Chuvyrov ve meslektaşı ilk önce bunların Eski Çin göçüyle ilişkilendirmişti. 17. ve 18. yüzyıllara ait arşiv notları Rus bilim adamlarının Ural bölgesinde yaptıkları araştırmalarda üzerinde işaretler ve kalıplar olan 200 beyaz plakayı inceledikleri ve 20. yüzyıl başlarında Arkeolog A.Schmidt’in birkaç beyaz plakayı Bashkira’da gördüğünden bahsediyordu. Bu biliminsanlarının araştırmaya başlamalarına neden oldu. Chuvyrov 1998 yılında öğrencilerinden oluşan bir ekiple birlikte araştırmayı ilerletmeye karar verdi. Bir helikopter kiraladı ve ilk araştırmayı plakaların bulunduğu söylenen yerlerde bir uçuş gerçekleştirerek yaptı. Buna rağmen bunca çaba plakaları bulmaya yetmedi. Chuvyrov hayal kırıklığına uğramıştı ve hatta plakaların sadece güzel bir söylence olabileceğini düşünmüştü.
Ve beklenmedik bir şans… Chuvyrov’un köye yaptığı ziyaretlerden birinde bölgesel tarım konseyinin eski başkanı Vladimir Krainov kendisine gelerek “Taş plakalar için araştırma yapıyormuşsun? Benim avlumda birkaç tane değişik plaka var.” der. Chuvyrov “İlk önce bu haberi ciddiye almadım.” diyor ve “Buna rağmen gidip görmeye karar verdim. Tarihi tam olarak hatırlıyorum: 21 Temmuz 1999. Evin sundurmasının altında birkaç ezik ve kırığı olan bir plaka duruyordu. Plaka çok ağırdı ve yerinden oynatamadık. O nedenle Ufa kentine yardım istemeye gittim.“ diye anlatıyor.
Bir hafta içinde Chandar’da çalışmalar başladı. Bulunduğu yerden çıkarıldıktan sonra taş plaka boyutları ölçüldü: 148 santimetre yüksekliğinde 106 santimetre genişliğinde ve 16 santimetre kalınlığındaydı. Yaklaşık 1 ton ağırlığındaydı. Tahta çubuklar üzerinde kaydırılarak yerinden çıkarıldı. Bulunan şeye “Dashka’nın taşı” adı verildi ve araştırma için üniversiteye götürüldü. Topraktan temizlendikten sonra biliminsanları gözlerine inanamadılar…
“İlk görüş…” diyor Chuvyrov. “Anladım ki bu sadece bir taş parçası değildi. Fakat gerçek bir haritaydı ve sıradan bir harita değildi. Üç boyutlu bir haritaydı. Bunu kendiniz de görebilirsiniz.”
“Bölgeleri nasıl tanıdık? İlk başta haritanın çok eski olabileceğini düşünmedik. Büyük şans olarak Bashkira’nın rölyefi milyonlarca yıldır fazla bir değişikliğe uğramamıştı. Ufa zirvesini tanıyabildik Ufa kanyonu kanıtlarımızda en önemli nokta oldu. Çünkü jeolojik olarak araştırmalarımız sonucunda bu plakanın çok eski bir harita olduğunu ortaya koydu. Çünkü kanyondaki yerinden çıkarıldıktan sonra doğudan buraya taşınmıştı. Bir grup haritacılık fizik matematik jeoloji kimya ve eski Çin dilleri konusunda uzman Rus ve Çinli araştırmacı plakanın Ural bölgesinin haritasını içerdiğini; Belya Ufimka ve Sutolka nehirlerini de kapsadığını buldular.”
Alexandr Chuvyrov gazetecilere taşı göstererek; “Ufa kanyonu görünüyor. Yer kabuğundaki bu kırık Ufa şehri ile Sterlitimak şehri arasında uzanıyor. Tam orda Urshak nehri eski kanyon boyunca uzanıyor. ” diyor.
Harita 1:1.1 kilometre ölçeğinde yapılmış. Plakanın jeolojik yapısı belirlenmiş durumda. Plaka 3 katmandan oluşuyor. Taban 14 cm kalınlığında en sağlam dolomiteden (beyaz mermer) ikinci katman ise en ilginç olanı diopside c******* yapılmıştı. Modern bilim tarafından bilinmeyen bir teknoloji! Aslında harita bu katman üzerine çizilmiş. Üçüncü katman ise 2 mm kalınlığında kalsiyum porselenden yapılmış ve haritayı dış etkilerden korumakta. Bu taşın özel ve son derece yüksek teknolojisi olan aletlerde işlendiği ve bunun insan elinden çıkmadığı belirlenmiştir Bu taşın tek bir parça olmayıp 3.40 metre x 3.40 metre büyüklüğünde bir “yazboz “un parçası olduğu tespit edilmiştir. Bunun benzer 4 parçası daha olduğunu ve onların da en kısa zamanda bulunacağını Prof. Chuvyrov ümit ettiğini söylüyor.
“Bu fark edilmeli…” diyor Chuvyrov ve “Rölyef eskiçağ taş oymacı tarafından yapılmamış. Bu imkânsız. Bir makine ile yapılmış olduğu apaçık ortada. ” diye de ekliyor. X-ışını fotoğrafları plakanın yapay orijinli olduğunu ve belli aletlerle yapılmış olabileceğini ortaya koymuş. Biliminsanları haritayı ilk incelediklerinde bu eski haritanın eski Çin zamanında yapılmış olabileceğini varsaydılar. Çünkü üzerindeki yazılar düşey olarak yazılmıştı. İyi biliniyor ki 3. yüzyıl öncesinde kullanılan eski Çin dilinde düşey literatür kullanılmıştı. Bunun üzerine Chuvyrov varsayımı araştırmak için Çin İmparatorluk Kütüphânesi’ni ziyaret etti. Kütüphânenin verdiği 40 dakikalık izin sırasında birkaç nâdide bulunan eseri inceledi. Fakat hiçbiri plakadaki literatürü içermiyordu. Daha sonra Hunan Üniversitesi’ndeki meslektaşlarını ziyâret etti. Beraber yaptıkları çalışma sonucunda porselen kaplı plakaların Çin’de hiçbir zaman kullanılmadığına karar verdiler.
Yazıları çözmek için harcanan tüm çaba sonuçsuz kalmıştı. Yazılar “hieroglyphic-syllabic” (hiyeroglif-hece) literatürünün dışında kalıyordu. Buna rağmen Chuvyrov bir tek şifrenin manasını çözmüştü: Bugünkü Ufa kentinin bulunduğu enlemin karşılığı…
Plaka üzerinde yapılan araştırmalar daha çok sırrı ortaya çıkardı. Haritada dev bir sulama sistemi görülebiliyordu: Nehirlere eklenmiş 2 adet 500 metre genişliğinde kanal sistemi her biri 300-500 metre genişliğinde yaklaşık 10 kilometre uzunluğunda ve 3 kilometre derinliğinde 12 adet baraj bulunuyordu. Barajlar suyun her iki tarafa dönmesinde yardımcı oluyor ve inşaatları sırasında 1 katrilyon metre³ toprak taşınmış olmalıydı. Mukâyese edilecek olursa; Volga-Don kanal sistemi sanki bugünün rölyefine çizilmişti. Bir fizikçi olan Alexandr Chuvyrov’a göre insanoğlu haritadaki yapının ancak ufak bir kısmını yapabilir. Haritaya göre başlangıçtan beri Belaya Nehri yapay bir nehir yatağında akıyordu.
Bu barajların yapımı sırasında 10 üzeri 24 sıfır (10000000000000000000000000) metre³ toprak hafriyatı gerektirmiştir. Bununla mukayese edersek Volga ve Don kanalı sadece bir küçük dere gibi kalmaktadırlar. Bu sûnî nehrin başlangıcının bugünkü Belaya Nehri olduğu anlaşılmaktadır.
Plakanın tam yaşını hesaplamak oldukça zor. İlk olarak radyokarbon analizleri yapıldı. Ardından plakanın katmanları uranyum kronometer ile incelendi. Araştırmalar farklı sonuçlar verdi ve plakanın yaşı tam olarak netlik kazanamadı.
Plakanın incelenmesi sırasında yüzeyinde iki deniz kabuğu bulundu. Biri “Naciopsinamunitus of Gyrodeidae” ailesindendi ve yaklaşık 500.000.000 yıllıktı. Diğeri ise “Ecculiomphalus princeps of Ecculiomphalus” alt ailesindendi ve yaklaşık 120.000.000 yıllıktı. Yâni yaş olarak “işleyen versiyon” kabul edildi.
“Harita muhtemelen Dünya’nın manyetik kutbu bugünün François Josef topraklarındayken tam olarak 120.000.000 yıl önce yapılmış olmalı…” diyor Profesör Chuvyrov ve ekliyor:
“Harita geleneksel insan anlayışının ötesinde ve kullanabilmek için uzun bir zamana ihtiyacımız var. Kendi mûcizemizi kullanabiliriz. İlk başlarda taşın 3000 yıllık olabileceğini düşündük. Buna rağmen yaşı yavaş yavaş büyüdü. Tâ ki biz deniz kabuklarının taşın üzerinde bazı şeyleri işaretlediğini anlayana dek. Kim harita yapıldığında kabukların canlı olduğunu dair garanti verebilir? Haritanın yapımcısı muhtemelen taşlaşmış halde bulmuş olabilir.”
Bu gerçek bir kabartma harita. Bugünün ordularında hemen hemen aynı tip haritalar kullanılmakta. Harita sivil mühendislik çalışmalarını içeriyor: yaklaşık 12000 kilometrelik kanallar sistemi su bentleri güçlü barajlar. Kanallardan çokta uzak olmayan baklava biçimli yerler görünüyor.
Bashkir’de bulunana materyaller Amerika – Wisconsin’deki Tarihi Kartografi Merkezi’nde incelendi ve Amerikalılar şaşkına döndü. Uzlaştıkları nokta bu haritanın sadece tek bir yolla yapılabileceği şeklindeydi. Denizcilik için yapılmış olan bir harita ancak uzay seferleri sayesinde yapılabilmiş. Zaten şu an Amerika’da dünyanın üç boyutlu haritasının yapımı ile uğraşılmakta.
Diğer açıklanması gereken konu da bu haritayı yapanların yaşadıkları devirde gerek denizden gerekse karadan yolculuk edildiğine göre hiçbir emare yoktur. Zira haritanın hiçbir yerinde karayolu ve denizden veya nehirden deniz yolu olduğunu gösteren bir detay bulunmamaktadır. Düşünecek olursak bu eski haritayı yapanlar bu bölgede yaşamıyorlardı. Sadece sulama amaçlı yapılmış bir toprak parçası. En olası fikir bu görünüyor.
Harita üzerindeki son araştırmalar yeni sansasyonları da beraberinde getiriyor. Biliminsanları artık haritanın sadece büyük bir dünya haritasının parçası olduğundan eminler.
Harita bazı hipotezlere göre toplam 348 parçadan oluşuyordu. Diğer parçalarda yakın yerlerde olmalı… Chandar’ın dış mahallerinde biliminsanları 400′den fazla örnek aldılar ve geri kalan haritanın bulunabileceği yer Sokolinaya Dağı geçidi olarak ortaya çıktı. Buna rağmen buzulçağı sırasında parçalara ayrılmıştı. Fakat biliminsanları “Mozaik”leri birleştirmeyi başarabilirse harita 340 metre x 340 metre boyutlarında olacak.
Chuvyrov materyaller toplandıktan sonra aynı bölgede bir araştırma yaptı ve 4 parça incelenebildi. Bir tanesi Chandar’daki bir evin altında; diğeri tüccar Khasanov’un evinin altında; üçüncüsü bir köy banyosunun altında; dördüncüsü ise bir demiryolu köprüsünün altında…
Bu arada Bashkir bilim adamları buluşları ile ilgili bilgileri dünyadaki farklı bilimsel merkezlere yollamaya devam ediyorlar; bazı uluslararası konferanslarda mevzu hakkında raporlar sunuyorlar: GÜNEY URAL’DAKİ BİLİNMEYEN BİR UYGARLIĞA AİT SİVİL MÜHENDİSLİK ÇALIŞMASI