ceylannur
Yeni Üyemiz
DEDENİN DUASI
Dede Abdulmuttalip'in, Kabe duvarı önünde serili bir minderi vardı.Oraya ondan başka kimse oturamazdı.Fakat Muhammed(s.a.v) oturduğu zaman dedesinin çok hoşuna giderdi.Onu oradan indirmek isteyenlere, "Oğlumu rahat bırakın!O ileride çok büyük bir insan olacak!" derdi.
Muhammed'den(s.a.v) başkası Abdulmuttalip'in odasına giremezdi.İyi kalpli dede, yemeğini onunla yerdi.Muhammed(s.a.v) gelmeden kimsenin yemeğe başlamasına izin vermezdi.Muhammed(s.a.v), ondan böyle sevgi gördüğü için mutluydu.
Dede Abdülmuttalip, çok çalışkan bir insandı.Bir an bile boş durmazdı.Başı sıkışan onun yanına koşardı.Herkese yardım eder, hiç bir işten kaçmazdı.
bir gün Abdulmuttalip'in devesi kaybolmuştu.Deveyi her yerde aradılar, bir türlü bulamadılar.Muhammed(s.a.v) dedesinin üzülmesini istemiyordu.O da herkes gibi deveyi aramaya çıktı.Dedesine yardım etmek istiyordu.Aradan epeyce zaman geçti.Muhammed(s.a.v) ortada yoktu.Gül kokulu yavru kaybolmuştu!Dedesi çok telaşlandı.Üzüntüden ne yapacağını bilemiyordu.Deveyi unutmuş biricik Muhammed'ini(s.a.v) arıyordu.Çaresiz ve perişan, Kabe'ye doğru koştu.Gözyaşları gür sakallarının arasından süzülüyordu.Uzaklara doğru uzun uzun baktı.Bu sırada çok uzaktan birinin geldiğini gördü.Evet, evet bu oydu! Gül yüzlü, güler yüzlü, nur tanesi Muhammed'iydi bu gelen.Yanında da kaybolan devesi vardı.Muhammed(s.a.v) deveyi bulmuş getiriyordu.Dedesi koştu onu kucakladı, "Yavrum senin için çok endişelendim!" diyerek onu bağrına bastı."Bundan sonra seni asla yanımdan ayırmayacağım.Yalnız başına bir yere göndermeyeceğim."
O günden sonra Abdülmuttalip torununu hiç yalnız bırakmadı.Muhammed(s.a.v) dedesinin yanında güven içinde büyüyordu.Herkesten sevgi görüyordu.Hep el üstünde tutuluyordu.Fakat asla şımarmıyordu.
Dede Abdulmuttalip'in, Kabe duvarı önünde serili bir minderi vardı.Oraya ondan başka kimse oturamazdı.Fakat Muhammed(s.a.v) oturduğu zaman dedesinin çok hoşuna giderdi.Onu oradan indirmek isteyenlere, "Oğlumu rahat bırakın!O ileride çok büyük bir insan olacak!" derdi.
Muhammed'den(s.a.v) başkası Abdulmuttalip'in odasına giremezdi.İyi kalpli dede, yemeğini onunla yerdi.Muhammed(s.a.v) gelmeden kimsenin yemeğe başlamasına izin vermezdi.Muhammed(s.a.v), ondan böyle sevgi gördüğü için mutluydu.
Dede Abdülmuttalip, çok çalışkan bir insandı.Bir an bile boş durmazdı.Başı sıkışan onun yanına koşardı.Herkese yardım eder, hiç bir işten kaçmazdı.
bir gün Abdulmuttalip'in devesi kaybolmuştu.Deveyi her yerde aradılar, bir türlü bulamadılar.Muhammed(s.a.v) dedesinin üzülmesini istemiyordu.O da herkes gibi deveyi aramaya çıktı.Dedesine yardım etmek istiyordu.Aradan epeyce zaman geçti.Muhammed(s.a.v) ortada yoktu.Gül kokulu yavru kaybolmuştu!Dedesi çok telaşlandı.Üzüntüden ne yapacağını bilemiyordu.Deveyi unutmuş biricik Muhammed'ini(s.a.v) arıyordu.Çaresiz ve perişan, Kabe'ye doğru koştu.Gözyaşları gür sakallarının arasından süzülüyordu.Uzaklara doğru uzun uzun baktı.Bu sırada çok uzaktan birinin geldiğini gördü.Evet, evet bu oydu! Gül yüzlü, güler yüzlü, nur tanesi Muhammed'iydi bu gelen.Yanında da kaybolan devesi vardı.Muhammed(s.a.v) deveyi bulmuş getiriyordu.Dedesi koştu onu kucakladı, "Yavrum senin için çok endişelendim!" diyerek onu bağrına bastı."Bundan sonra seni asla yanımdan ayırmayacağım.Yalnız başına bir yere göndermeyeceğim."
O günden sonra Abdülmuttalip torununu hiç yalnız bırakmadı.Muhammed(s.a.v) dedesinin yanında güven içinde büyüyordu.Herkesten sevgi görüyordu.Hep el üstünde tutuluyordu.Fakat asla şımarmıyordu.