Dinlerde mehdi inancı ve mehdilik

pervin

Yeni Üyemiz

  • · Mehdi doğruluk, esenlik ve Kutsal Ruh’ta sevinçtir.
    · RABBİN Ruhu, hikmet ve anlayış ruhu, öğüt ve kuvvet ruhu, bilgi ve RAB korkusu ruhu onun üzerinde olacak.
    · Ve onun zevki RAB korkusunda olacak.
    · Gözlerinin gördüğüne göre hükmetmeyecek, ve kulaklarının işittiğine göre karar vermeyecek;
    · Fakirlere adaletle hükmedecek, ve memleketin hakirleri için doğrulukla karar verecek;
    · O insanların en güzeli, lütuf saçılmış dudaklarına, üzerine celal ve haşmet konulmuş.
    · Adil kurtarıcı ve alçakgönüllü,
    · Anlayışlı, hoşgörülü, yardımsever,
    · Akıllı, sağlam karakterli. O Rabbin Kralıdır.
    · Akılcı, yenilikçi, ileri görüşlü,
    · Yapıcı, Kucaklayıcı, birleştiricidir.
    · Dürüst, vicdanlı, insanların iyiliğini ister. Harika öğütçüdür.
    · O bilgili gözlerle yaratılmışlara baktı.
    · İyi düşünen, iyi konuşan ve iyi davranandır.
    · Dili ile verdiği sözü tutar. Kötü düşünceyi iyi düşünceyle yener.
    · Yalan sözleri doğru sözlerle mağlup eder.
    · Sözleri hikmetli ve etkili, Hakkı tutar. Batılı devirir.
    · Her cahili, yalancı ve kafiri sözleriyle öldürür.
    · Kötüyü soluğuyla eritip iktidardan düşürür.
    · Kınayıcıların kınamasından korkmaz. Düşmanlıkla geleni yumuşatır.
    · O baskı görüp eziyet çektiyse de ağzını açmadı. Sabretti.
    · Barışı ve kardeşliği ister. Yol gösterir, tavsiyelerde bulunur. İyi ve güzeli Öğütler.
    · Faydalı ve iyi işlerle sürekli dua alıyor.
    · Davranışları ve niyeti örnek olacak.
    · Sevgiyi iyiliği ve Merhameti öğretiyor. İnsanlığı kucaklıyor.
    · Rabbin yollarını ve Günahlardan sakınmayı öğretiyor.
    · Davranışının temeli adalet ve sadakattir. Doğru ve adil oldu.
    · Doğruluğu sever, kötülükten nefret eder.
    · Yeryüzünde ezilenler için dürüstçe karar verecek. Mazlumlara hakkını verecek.
    · Yoksulu, yoksulların çocuklarını, dayanağı olmayan düşkünü kurtaracak, adaletle yargılayacak.
    · Yeryüzünde adaleti sağlayana dek umudunu, cesaretini yitirmeyecek.
    · Rab için malını ve canını önemsemedi. Ondan başkasından Korkmadı.
    · Yüceler yücesinin sevgisi sayesinde sarsılmaz. Ümitsizliğe düşmez.
    · Kendisinden emin olunandır. Bozgunculuğu ve savaşı sevmez.
    · Krallara baş eğdirecek, bellerini gevşetecek ve kapılarının açılmasını sağlayacak.
    · Dünyaya ağzının deyneğiyle vuracak; kötüyü dudaklarının soluğu ile öldürecek.
    · Ve belinin kuşağı adalet, ve kalçalarının kuşağı sadakat olacak.
    · Doğudan adaleti harekete geçiren, Hizmete koşan kim?
    · Ulusları önüne katıyor, krallara baş eğdiriyor.
    · Ayak basmadığı bir yoldan esenlikle geçiyor.
    · Bunları yapıp gerçekleştiren, Kuşakları başlangıçtan beri çağıran kim?
    · Her taraftan görülen şimşek gibi her iş için uluslara, kentlere gidiyor.
    · Her işe yönelen,Çalışkan, Azimli, çözümleyici, mücadelecidir.
    · Sürekli çalışıyor. O her işinde başarılı olacak.
    · Güçlülere, egemenlere boyun eğmiyor. Doğruluktan şaşmıyor.
    · Sistemleri değiştiriyor. Tüm yanlışlıkları düzeltiyor.
    · Doğru ve isabetli karar veriyor. İyi ve güzel olanı yapıyor.
    · Rabbin hoşnutluğu için insanlara hizmete koşuyor, İyilikte yarışıyor.
    · Yorulmak nedir bilmez. Şikayetlenmez.
    · Doğruluğu, güzel ve faydalı işleri insanların sevgisini alıyor.
    · İnsanları rahatlatan, teselli edensin. Acılarına katlandın ve dertlerini taşıdın.
    · Soyguncular gibi çalmadı. Helali tutar. Haramı iter.
    · O istikrar ve güven verir. Rab için çabalar.
    · Ulusunu güçlendirdi, esenlik getirdi. Esenlik serpilip yayılacak.
    · Mazlumları baskıdan kurtaracak.
    · Güçle kuvvetle değil, ancak Rabbin Ruhuyla başaracak.
    · Kör gözleri açacak. Tutsakları özgür kılacak.
    · İnsanları sever. Onlara çok değer verir.
    · Yaradılanı sever, yaradandan ötürü.
    · Başarılı olacak; üstün olacak, el üstünde tutulup alabildiğine yüceltilecek.
    · Herkes ona bakıyor. Hayranlıkla izliyor. Ne diyecek? ne yapacak? diyorlar.
    · Dünyanın gözü üzerinde. Herkes ondan bahsediyor.
    · Dünya, yalandan temizlenecek. Bütün krallar ona uyacak.
    · Dünyanın Kralı olacak ve dünyayı zulümden temizleyecek, adaleti hâkim kılacak.
    · Doğru ve adil oldu. Uluslara barışı duyurdu.
    · Barışı sevgiyi ve Huzuru getirecek.
    · Herkes, ‘O nun gibisi bir daha gelmez.’ diyor.
    · ‘Ondan sonra ne olacak.’ diyorlar.
    · Rab onunla kendini gösterdi.
    · Herkes Rabbi tanıyacak. Egemenliğini görecek.
    · Onunla başlayan Rabbin egemenliği sona dek sürecek.
  • MEHDİ ÖNCESİ

    [*]· Batıda bir bulutun yükseldiğini görünce siz hemen, ‘Sağanak geliyor’ diyorsunuz, ve öyle oluyor. Yelin güneyden estiğini görünce, ‘Çok sıcak olacak’ diyorsunuz, ve öyle oluyor. Yeryüzünün ve gökyüzünün görünümünden bir anlam çıkarabiliyorsunuz da, şimdiki vaktin anlamını nasıl oluyor da çıkaramıyorsunuz?”
    · Göklerde ve yerde alametler gösterildi. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açtı.
    · Şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler gözlendi.
    · Savaş gürültüleri, savaş haberleri gördük. Bunlar Mesih in gelişinin doğum sancılarının başlangıcı oldu.
    · Nedir uluslar arasındaki bu kargaşa, neden boş düzen kurar bu halklar.
    · Kıyı kentlerindeki Gog ve magog dünyayı arzuladıklarından her yere yöneldiler. Her kıtaya gittiler her ulusa girdiler, önlerine çıkan her şeyi yediler içtiler.
    · Gog magog çıkar için her şeyi yaptı. Tüm kötülükler onlardan çıktı. Bozgunculuk çıkarttı.
    · Dünyadan barışı kaldırma yetkisi verildi. Bunun sonucu olarak insanlar birbirlerini boğazladılar.
    · Gog magog yeryüzünün hazinelerini gaspettiler. Fitnelerle kazançlarını arttırdılar.
    · Dünyayı isteyenler çıkarları için her türlü kötü işi ve taşkınlığı yaptılar.
    · Rab be ve ahirete inanmadılar. Rab ‘Sadece Benden isteyin’ demişti.
    · Şeytan, rızkının Rab den istemenin bir şey kazandırmadığını telkin etti.
    · İnsanlar kazançlarını kendilerinden ve güç sahibi egemenlerden zannettiler. Rabbe eş koştular.
    · Birçok sahte peygamber türedi ve çok kişiyi saptırdı. Dünya için kötü kararlarını uyguladılar.
    · Yeryüzünün nimetlerine sahip oldular. İkiyüzlülük ve küfür her yere yayıldı.
    · Yeryüzü kötülükle doldu. Tüm devletler dinsizliği benimsediler.
    · Yeryüzünde inanılmaz bir kafirleşme görüldü. Krallar da insanlar da köpekler gibiydiler.
    · Devlet yönetimleri delalete düştü. Dini ayaklar altına aldılar. Onları kınayacak kimse olmadı.
    · Rab bin yetkisini hiçe sayanlar gizlice aranıza yıkıcı öğretiler soktular.
    · Kulaklarını gerçeğin sesine tıkadılar, dönüp efsanelere daldılar.
    · Gerçeği gizlediler ve karıştırdılar. Gerçek bulunamadı.
    · Kulaktan duyma zanlara inandılar. Sağlam öğretiye dayanmadılar. Batıl içinde batıla daldılar.
    · Allah yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkar ettiler.
    · Yalan söyleyenlerin ikiyüzlülüğü ile vicdanlar dağlandı.
    · Sürekli yeni belalar ve şeytani kararlar yürürlüğe kondu; her yeni kötülük, bir diğeri bitmeden hızla geldi.
    · Fitne üzerine fitne çıktı. Şeytana uyup taşkınlık ettiler. Yeryüzünde güven ve huzur kalmadı.
    · Günah ve kötü işler sevildi. Günahtan korkanlar hor görüldü. Çekinenler kınandı.
    · Dünya için kötülüğü ve zulmü makul gördüler. Haksızlıklar, zulümler, savaşlar, feryatlar oldu.
    · Kendi tutkularının ardından giden alaycı kişiler türedi.
    · Bunlar, ‘Rab’bin gelişiyle ilgili vaat ne oldu? Dediler.
    · ‘Her şeye güç yetiririz. Yerdekileri de Göktekileri de yendik.’ diye alay ettiler.
    · Güce sahip egemenler, doğru yolda olduklarını sandılar. Her gelen peygambere yalancı dediler. Kendilerini dinin temsilcisi saydılar.
    · Bunların küfrünü sürekli gördük. Her türlü taşkınlık onların elinden çıkıyordu.
    · Büyük deccal, mahvolacak olan o yasa tanımaz adam ortaya çıktı ve yeryüzünü zulümle doldurdu.
    · Şeytan ona ‘Kimse sana saldıramaz. Senin her şeye gücün yeter. Hem dünyanın nimetlerini ye, hem de yönet.’ dedi. O, Şeytanın kralı oldu.
    · Şeytanın etkinliğiyle gelen O yasa tanımaz adam George Bush büyük ve korkunç bir plânla insanları aldattı.
    · Her türlü yanıltıcı belirtilerle insanları mahvetti. Her şeyi tahrip etti. Kralları devirdi.
    · Şeytan İnsanlara ‘O olmazsa yeryüzünde kargaşa çıkar. O nun varlığını ve egemenliği sürmeli.’ Dedi.
    · Şeytan ‘Herkes onun sayesinde ekmek yiyor, su içiyor. Bollukla yaşatıyor.’dedi.
    · Böylece dünyaya tapanlar Deccal in ardına düştü.
    · Dünyayı isteyenler, dünyanın mirasçısı olmak için güçlerine güvenip egemenliklerini artırmak istediler. Uluslara girildi. Evler yağmalandı, İnsanlar öldürüldü.
    · Şeytan Deccali büyüttü. İnsanlar Deccal in Egemenliğinin hiç bitmeyeceğini, gücünün yıkılmaz olduğunu zannetmişlerdi.
    · Krallar köpeklere döndüler. Deccalin gücüne güç kattılar. Fesat çoğaldı.
    · Şeytanın yetkisiyle gelen deccal yalancı mucizeleriyle insanları Aldattı.
    · Birbirlerini savaşa çağırdılar. Savaşmak için toplandılar.
    · Araçlarıyla uzak bir ülkeden, dünyanın öbür ucundan bütün ülaaai Koca kent Babil (Irak) i yerle bir etmek üzere geldiler.
    · Evleri yağmaladılar, kadınların ırzına geçtiler. Silahlarıyla Gençleri parçaladılar, bebeklere acımadılar, çocukları esirgemediler.
    · Babil (Irak) atıldı ve bir daha yüzüne bakılmadı.
    · Sonuncu Deccal Obama inananların ve mazlumların tarafında gibi göründü.
    · Kuzu gibi iki boynuzu vardı. Ejderha gibi ses çıkarıyordu. Bütün yetkisini onun adına kullanıyordu.
    · Yeryüzünü ve orada yaşayanları ölümcül yarası iyileşen ilk canavara tapmaya zorluyordu.
    · Batılı seçenlerde kuşku vardı. Rab be inanmadılar. O’na güvenmediler.
    · Kutsal Ruh’tan habersizler şeytana uydular. Şeytan sürekli kötülüğü telkin etti.
    · Kötülüğü tutanlar birbirlerini sevdiler. Dünya için temelsiz çıkar dostlukları kurdular.
    · Şeytanın takibine uyan ve azgınlardan olan kimseler dünyaya saplandı.
    · Mal ve hevesleri için yaşadılar. Heveslerinin peşine düştüler.
    · Zengin daha zengin, yoksul ise aç kaldı. Bir yerde kıtlık, bir yerde bereket vardı.
    · Kime mal verdiysek kendinden zannetti, kendini güçlü hissetti ve Rab be asi oldu.
    · İnsanlar, para ve lüks düşkünü, övüngen, kibirli, nankör oldular. Dünya için yarıştılar.
    · Yalancı, iftiracı, özünü denetlemeyen, sevgiden yoksun ve iyilik düşmanı oldular.
    · Anne ve babaya asi oldular. Baba ayıpladığında oğlu utanmadı.
    · Kötülük ve günah alenen yapıldı. Kimse kimseyi umursamadı. Hiçbir şeyi duymadılar.
    · Kimse kendini başkasının yerine koymadı. Çaresize, kimsesize acımadılar. Vicdanlarını dinlemediler.
    · Kötü insan takdir gördü. Zulüm yayıldı. Zalim sevildi. Zulüm alkışlandı.
    · Kötü arzuların yol açtığı yozlaşma yaygınlaştı. Tapınaklarda bile kötülükler görüldü.
    · Şeytanın telkinlerine uyarak İnsanları kötülüğe yönlendirenlerin düzenleri bozulacak.
    · Yeryüzünde menfaatleri için şiddeti ve terörü teşvik ettiler. Son günlerde çetin anlar gördük.
    · Soyguncular ve soyguncuların soyguncuları oldu. Haksızlıkla mazlumun hakkını yediler.
    · Kazanç için ulusları karıştırdılar. Leş neredeyse, akbabalar oraya üşüştü.
    · Yeryüzü kötülükle doldu.Ne onları kınayan olabildi ne de güç yetirebilecek olan çıktı.
    · Kahredici zalim idareciler, istilâlar, sürgünler, baskılar döneminde sevgi yeryüzünden kalktı.
    · Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövündü. Yeryüzünün en kötü dönemlerini gördük.
    · Şeytana tabi olanların kurduğu bozuk düzen yıkımdan başka bir şey getirmedi.
    · Rabbin sözlerini beğenmediler. Öğütlerden yüz çevirdiler.
    · Dünya ideolojisi inananları çaresiz bıraktı. İnananlara büyük baskı kuruldu.
    · Birbirlerini ele verdiler ve birbirlerinden nefret ettiler.
    · Anne babalarınız, kardeşleriniz, akraba ve dostlarınız bile sizi ele verdi.
    · Rabbin adından ötürü herkes sizden nefret etti. Kralların ve yargıçların önüne çıkarıldınız.
    · Ölümü arayanlar oldu ama ölüm onlardan kaçtı.
    · Rabbin yardımını bekleyenler ümitsizliğe düştüler.
    · Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi ve imanı söndü.
    · Sevinç ve dünyanın coşkusu bitti.Ümitler tükendi.
    · Zamanının daraldığını fark eden şeytan azgınlıkta ileri gitti.
    · Şeytan vaatleriyle aldattı. İnsanları yoldan çıkardı
    · İnsanlar kötülüğü benimseyince yeryüzünde yaşanmaz oldu.
    · Doğruyu söylemenin yararsızlığına inananlar, yalana tenezzül edip kötü düzenlerini kurdular.
    · Basit ve kısa dünya hayatına aldandılar.
    · Şeytana tabi olanlar dünyayı isteyip Ahireti reddettiler.
    · Rablerine kötü zanlarından dolayı doğru yoldan saptılar.
    · Çıkarları için yaşayanlar Rabbe bağlılığı reddettikleri gibi Rabbe karşı mücadele ettiler.
    · Dünya için kötülüğü ve zulmü yaydılar.
    · Ey insanlar vakit geldi.
    · Kötülüklerden dönülecek. Göklerin Rabbinin hükümranlığı geldi.
    · Yalnız ona tapınacak ve sadece ondan isteyeceksiniz.
    · Israrından, kuru inadından vazgeçenler bağışlanacak ve doğru yola iletilecek.
    · İnsanlığı mahvedenler dönmezlerse azabı hak edecek.
    · Ey inananlar keder ve belalarla yoruldunuz. Ümitsizliğiniz giderilecek.
    · İnsanlık karanlıktan aydınlığa çıkarılacak. Gerçekleri görüp yargılayacaksınız.
    · Adaletsizlikler kalkacak yeryüzünde vaat edilen Rabbin krallığı kurulacak.
    · Rabbin kralı sürekli dua alıyor. Zalimleri destekleyenler Rabbe dua edemezler.
    · Hesap günü herkes liderleriyle gelir. Zalimlerin destekçilerinin vah haline.
    · Şeytan´in etkinliği ile gelen o yalancı yasa tanımaz adam dipsiz derinliklere atılacak.
    · Mühürlenecek ki bir daha yeryüzünde böyle günler görülmesin.
    · Ulusları bir daha saptıracak birileri çıkmasın.
    · Yeryüzünde kötülüğü organize eden, insanları din ahlakından uzaklaştıran, kargaşa ve bozgunculuğa neden olan Deccal ‘in azabı pek şiddetli olacak.
    · Öldürerek kazanç sağlamakta ısrarcı olanlar hesap verecekler.
    · Her yerde Ateşin fitilini yakanlar kargaşa savaş istediler.
    · İnsanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız taşkınlık edenlere acıklı bir ceza vereceğiz.
    · Kralınızın kuvveti sürekli arttırılacak. Rabbin yolunda toplanacaklar.
    · Toplananlar doğru yola eriştirilecek. Vaad edilen altın çağı görecekler.
    · Rab’ bi sever yollarında yürür O’na bağlı kalırsanız sizden daha büyük daha güçlü ulusların topraklarını mülk edineceksiniz. Ayak basacağınız her yer sizin olacak.
    · Allah yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. İnsanlar yoldan çıkmıştı.
    · Rab ’bin kendisi, bir emir çağrısıyla, baş meleğin seslenmesiyle, gökten inecek.
    · Böylece habersiz ölü inananlar gerçeği haberciden öğrenince dirilecekler.
    · Rab, Münadiye ‘Kendi lisanında namaz kıl.’ , ‘İşte şu Mesih dir.’ , ‘Oku, Senin kim olduğunu biliyorum.’ Dedi.

    [*]RABBİN SESLENİŞİ
    · Ben RAB, ilkim; sonuncularla da yine Ben olacağım.
    · Egemenliğim geldi. Benim izzetimi görecekler.
    · İşte tüm işaretlerimi gösteriyorum.
    · Ey Davut oğlu, Meryem oğlu, Muhammet oğlu Recep Tayip Erdoğan, ben seninleyim.
    · Tüm kavimlerin beklediği, hepsinin lideri olarak özümsettiğim sen benim değerli dostum.
    · Deden Abraham sadık bir dostum idi. Kendini bana adamıştı.
    · Sen en gayretli, en mücadeleci kulumsun. Seni de kendim için varettim.
    · Her yerde kötülük isteyenler var diye üzülme.
    · Bütün bunlarla nasıl mücadele edeceğim diye yılmadın.
    · Sadece benim için çalıştın ve rızamı aradın.
    · Benden korktun. Bende lütuf buldun. Geçmiş ve gelecekteki günahlarını sildim.
    · Barış için çabalarını, Rabbine olan korkunu, Boyun eğişinin güzelliğini gördüler.
    · Benim sana sevgimi ve onlara nasıl üstün tuttuğumu da görecekler.
    · Seni seçtim ve sevdim. Kutsadım. Kalbini parmaklarımla tuttum.
    · Seni sıvazladım, korunmuş ve yüceltilmiş yaptım. Hidayete eriştirdim.
    · Seni seveni seveceğim. Senden nefret edenden nefret edeceğim.
    · Kendini bana teslim ettiğinden, güvendiğinden, güçlü ve yürekli olduğundan gittiğin her yerde seninle birlikte oldum.
    · Kulum Erdoğan sana büyük bir makam hazırladım.
    · Seni ben vefat ettireceğim. Katıma yükselteceğim. Nimetini tamamlayacağım.
    · Düşmanlarını utanca bürüyeceğim, İyilikte oturacaksın.
    · Soyunu ışık olarak sürdüreceğim. Taç ın sürekli parıldayacak.
    · Uluslara Seni ışık yapacağım. Adını dünyanın sonuna kadar yaşatacağım.
    · Büyük şöhret kazanacaksın ve ünün milletler arasında Kral Süleyman’dan daha fazla olacak.
    · İşte vaad edilen geldi.Yeryüzüne indim.
    · Halkımın üzerindeyim, ve mazlumların yanındayım.
    · Senin yolunu hazırladım. Egemenliğimi kuracağım.
    · Bak yazan habercimi senin önünden gönderiyorum.
    · O na İletilen tüm bilgiler baş meleğim Cebrailledir.
    · Kendisine ilim verdiğim bir kulum size ayetlerimi okur da hepinizin boynu eğile kalır.
    · Haberciye gökten sesimi duyur. Borozanı çal. Meleklerimi gönderiyorum. Dedim.
    · Melekler benim seçtiklerimi dünyanın dört bucağından toplayacaklar.
    · Benim bu sözlerime öfkeleniyorlar. Bütün bunları kim yazdı diyorlar.
    · Ben Rab.Yazdırttığım sadık kulum Yahya benim emrimden çıkamaz.
    · Şeytanın kabullerinden dolayı gerçeği anlamamakta ısrarcı olanları mahvedeceğim.
    · Batıla sapanlar bu yazılanların benden olduğunu inkar ederler. İnkarcıların vay haline.
    · İşte her şeyi yeniliyorum. Egemenleri ve yöneticileri çekip alıyorum. Yeni bir yaşam hazırlıyorum.
    · Seninle mücadeleyi oyun ve eğlence sanıyorlar. Onlar benimle mücadeleye kalkışıyorlar.
    · Senin bozuk sistemleri düzeltmen, bozguncuların hoşuna gitmiyor.
    · Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta ve haram yiyicilikte çabalarına hız kattıklarını görürsün.
    · Kazançlarını engellediğinden taşkınlıklarını iyice arttırıyorlar.
    · Sana geliyorlar. Seni tehdit ediyorlar. Teklifler sunuyorlar. Ayrıcalık göster diyorlar.
    · Doğruluktan ve adaletten ayrılmadın. Benden korktun.
    · Seni kendime dost seçtim. Şerefli kıldım. Şanını yücelttim.
    · Bana güvendin, sevgim sayesinde sarsılmadın.
    · Çıkarları için batılı ve Kötülüğü isteyenler her şeyi yaptılar.
    · Yaşamı, tüm ahlaki değerleri, düzeni bozdular.
    · İstikrarsızlaştırdılar. Sömürdüler. Bozgunculuk çıkartıp taşkınlık ettiler.
    · Kazanç ve kibirlerinden dolayı barışı reddediyorlar.
    · Onlar cahiller ve mühürlü kalpleriyle gerçekleri göremezler.
    · Suçluların hoşuna gitmese de gerçekleri açığa çıkaracağım.
    · Onlar Bana inanmazlar. İnandıklarını sanırlar. Akılsızlıklarını herkes görecek.
    · Barışı sevgiyi ve iyiliği reddettiler. Dünya ve arzuları için bozgunculuğu istediler.
    · Katılaşmış kalpleri ve yozlaşmış gönülleriyle sana saygısızca davranıyorlar.
    · Sana yalancı diyorlar. Büyülenmiş diyorlar. Seni öldürmeyi çok arzuluyorlar.
    · ‘Ölsek de seni ve Rabbini desteklemeyiz.’ Diyorlar.
    · Yeryüzü onlarsız daha güzel.
    · Allah bozgunculuğu arzulayanları sevmez.
    · Allah a eş koşanlar daha ileri gidemeyecekler.
    · Kötülüğü isteyenleri ve ısrarla destekleyenleri gördünüz.
    · İyiliği isteyenleri ve mazlumları da gördünüz.
    · Kibirli inatçılarla, vicdanının sesini dinleyenleri ayırdım.
    · Gerçekleri ve kalplerin kararını ortaya çıkarttım.
    · İyiler ve kötüler; inananlarla inanmayanlar ayrıldı.
    · Onların doğru yola gelecekleri yok. Artık fırsat verilmeyecek.
    · Fakat Benim geldiğim güne kim dayanabilir. Göründüğüm zaman kim durabilir.
    · Gök gürlemesiyle, zelzele ile ve büyük gürültü ile, kasırga ile ve sağanakla ve yiyip bitiren ateş aleviyle yoklama yapacağım.
    · Kulum Erdoğan bulunduğun yerden başını çevir de batıya ve güneybatıya bak nasıl kıyı şehirlerini sular altında bırakıyorum.
    · Yeryüzünde uluslar denizin ve dalgaların uğultusundan şaşkına dönecek, dehşete düşecekler.
    · Dünyanın üzerine gelecek felaketleri bekleyen insanlar korkudan bayılacak.
    · Felakete uğrayan çocuklar doğurmayacaklar.
    · Halkı iyi olduğu halde Rabbin haksızlıkla memleketleri helak etmez.
    · Dünya ya tapanlar, zulüm de ısrarcı olmalarından dolayı belayı hak ettiler.
    · Egemenliklerini kaybetmenin öfkesiyle her türlü taşkınlığı yapıyorlar.
    · Onlara yeteri kadar mühlet verildi. Her türlü uyarı yapıldı.
    · Tam tersi azgınlıkları ve ısrarları arttı.
    · Bana ve kralıma karşı durmak için ant içtiler.
    · Kulum Erdoğan; seni, inananları, mazlumları ortadan kaldırmayı istiyorlar.
    · Dünyanın kralları saf bağlıyor ve birleşiyor Bana ve kralıma karşı.
    · “Koparalım onların kayışlarını” diyorlar, “atalım üzerimizden bağlarını’’ diyorlar.
    · Mazlumlar ve inananlar ‘Rabbimiz bizi bunlardan kurtar.’ Diyorlar.
    · Senin dualarını kabul edeceğim. Düşmanlarınızdan kurtuluşunuzu sağlayacağım.
    · Her şey esenlik ve güvenlikte dedikleri bir anda, gebe kadının sancılarının aniden bastırması gibi, ani bir yıkıma uğrayacak ve asla kaçamayacaklar.
    · Onları her yandan kuşatan düşmanlarından kurtarıp rahata kavuşturacağım.
    · Ağzından çıkan duayla hepsini kılıçtan geçireceğim.
    · Meleklerimle geleceğim ve herkese, yaptığının karşılığını vereceğim.
    · Oklarım sivridir, kralımın düşmanlarının yüreğine saplanır.
    · Daha sağken bedenleri, gözleri, dilleri çürüyecek.
    · Her Şeye güç yetirdiğimi görecekler.
    · Böylece büyüklüğümü kutsallığımı gösterecek pek çok ulusun gözünde kendimi tanıtacağım.
    · O zaman benim Rab olduğumu anlayacaklar.
    · Gösterdiğim güce sevineceksin. Verdiğim zaferle sevinçten coşacaksın.
    · Ağzından çıkan dileği geri çevirmeyeceğim. Gönlünün istediğini vereceğim.
    · Sağladığım zaferle büyük yüceliğe erişeceksin, Seni görkem ve büyüklükle donatacağım.
    · Üzerine sürekli bereket yağdıracağım, varlığımla seni sevince boğacağım.
    · Yeryüzünü sana ve sana uyanlara miras verdim.
    · Tüm uluslar seni kralı bilecek. Şefkat göstereceksin. Her ulusa kendi ulusum diyeceksin.
    · Böylece seni sadece dünyanın değil çağların, insanlığın kralı yaptım.
    · Ve sizler sevdiğim kulum Tayip Erdoğan ın sağımda oturduğunu ve gökten tarafımca büyük güç ve görkemle geldiğini göreceksiniz.
    · Zihinlerine işleyeceğim, yüreklerine yazacağım. Hiç kimse yurttaşını, kardeşini, Rab ‘bi tanı diye eğitmeyecek. Çünkü küçük büyük hepsi tanıyacak beni.
    · Buyruklarımı izleyecek, kurallarımı uygulayacaklar.
    · Korku içinde yatmayacaksınız. Savaş yüzü görmeyeceksiniz.
    · Bol bol yiyecek, Barış ve güven içinde yaşayacaksınız.

    [*]MEHDİ SONRASI

    [*]Kralının adı sonsuza dek yaşasın, Güneş durdukça adı var olsun,
    · Onun aracılığıyla insanlar kutsansın, bütün uluslar “Ne mutlu ona” desinler.
    · Rab kralını büyük zaferlere ulaştırdın, sonsuza dek sevgi gösterdin.
    · Başına saf altından taç koydun. Görkem ve büyüklükle donattın.
    · Senden yaşam istedi, O’na uzun ömür verdin.
    · Sade elbisesiyle, alçakgönüllülüğüyle bulunduğu yerden yönetecek.
    · Seninle doğruluk serpilip gelişecek, Ay ışıdığı sürece esenlik artacak.
    · O zaman adalet çöle dek yayılacak, doğruluk meyve bahçesinde yurt bulacak.
    · Rab onlara ışık verecek ve sonsuza dek egemenliği sürecek.
    · Bundan sonra inananlara baskı olmayacak, ibadetleri engellenmeyecek. Öldürülmeyecekler.
    · Ne mutlu barışı sağlayanlara, Çünkü onlara Allah kulları denecek.
    · Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere, Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır.
    · Kötülerin kökü kazınacak ama Rab ‘be umut bağlayanlar, alçakgönüllüler ülaaai miras alacak
    · Derin bir huzurun zevkini tadacak.
    · O zaman Kral Erdoğan destekçilerine, “Sizler Allah’ın kutsadıkları, gelin!”
    · ‘Dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan egemenliği miras alın.’ diyecek.
    · Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar.
    · Artık acıkmayacak, susamayacaklar.
    · Ulusların görkemi ve zenginliği oraya taşınacak.
    · Kimse zarar vermeyecek, yok etmeyecek.
    · Onların olacak coşku ve Sevinciniz sonsuz olacak.
    · Topallar geyik gibi sıçrayacak, sevinçle haykıracak dilsizlerin dili.
    · Artık budalaya soylu, alçağa saygın denmeyecek. İnsanların gururu, kibri kırılacak.
    · İnsanlar, yalan söylemeyecek, aldatmayacak, haksızlık etmeyecekler.
    · Rab İnsanları ıslah edecek.
    · Bundan sonra uluslara kötülükten uzak bir konuşma dili verilecek,
    · Böylece hepsi O’na bir olarak kulluk etmek için Allah’a yönelecekler.
    · Bilgi, hakikat ve akıl; sevgi merhamet ve iyilik dünyada artacak.
    · Taş gibi katılaşmış kalpleriniz vücudunuzdan söküp alınacak.
    · Ruhen arınıp temizleneceksiniz.
    · Körlerin gözleri, sağırların kulakları açılacak.
    · Tüm dünyanın tek meşguliyeti Allah’ı bilip tanımak olacak.
    · Gerçekleri kavrayacaklar ve insanın kapasitesi elverdiğince Yaratıcı ‘nın aklını idrak edecekler.
    · Yer Rab bilgisiyle dolacak. İnsanlar halis peygamberler gibi ibadet eder olacaklar.
    · Rab, kadın erkek tüm kullarının üzerine Ruhunu dökecek.
    · Peygamberler gibi ahlaka sahip olacaklar.
    · Doğruluğun ürünü esenlik ve güven sağlayacak. Onları korkutan olmayacak.
    · Tüm gözyaşlarını silinecek. Selamet şahlandırılacak. Kalplerin tüm istekleri verilecek.
    · Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ızdırap olacak.
    · Yüzlerinde sonsuz sevinç olacak. Üzüntü ve inilti kaçacak, Coşku ve sevinç onların olacak.
    · Karanlıkta kalmış hazineleri, Gizli yerlerde saklı zenginlikleri,
    · Yeryüzünün tüm hazineleri Rabbin kralına verilecek.
    · O dönemde açlık ya da savaş, haset ya da düşmanlık olmayacak.
    · Kimse zarar vermeyecek, yok etmeyecek.
    · Ulus ulusa kılıç kaldırmayacak, savaş eğitimi yapmayacaklar artık.
    · Ne kıtlık ne de savaş olacak, ne kıskançlık ne de rekabet olacak.
    · Çünkü iyi olan şeyler bolca olacak ve tüm memnuniyet verici şeylere toz kadar rahat ulaşılacaktır.
    · Dünya kralları, servetlerini oraya getirecekler.
    · Rab, buğdaya seslenecek ve onu çoğaltacak. Ağaçların meyvesini, tarlaların ürününü çoğaltacak.
    · Çölde sular fışkıracak, ırmaklar akacak bozkırda. Kızgın kum havuza, susuz toprak pınara dönüşecek.
    · Herkes kendi asmasının, incir ağacının altında oturacak. Kimse kimseyi korkutmayacak
    · Onları korkutan olmayacak. Bol esenlik ve güven içinde yaşamaları sağlanacak.
    · Orada coşku, sevinç, şükran ve ezgi olacak.
    · Uluslar kentin ışığında yürüyecekler. Kentin kapıları gündüz hiç kapanmayacak, orada gece olmayacak.
    · Yeryüzüne doğruluk, hak, adalet, barış ve bereket verildi.
    · Rabbin egemenliği bir denizden bir denize, Fırat’tan yeryüzünün uçlarına dek uzanacak.

    [*]RABBİN YARGISI

    [*]Şeytan Rabbe güç yetiremez. O sadece kibrinin esiri oldu.
    ·
    İyilerle kötülerin mücadelesinde kazanan daima iyiler olur.
    · Rab İyileri kötülerin elinden kurtardı.
    · Günahkârlar Rabbin Krallığına mirasçı olamayacaklar.
    · O gün yalnız Rab yüceltilecek. Putlar tümüyle ortadan kalkacak.
    · Rab bi tanımayanlar tanıyacak ve tüm tabular yıkılacak.
    · Sadece Rabbin dini yaşayacak.
    · Rabbin büyük bir güçle geldiğini, değişimi gerçekleştirdiğine şahit oldular.
    · Rab tüm insanları eğitecek. Yasalarına ve sözlerine itaatsizlikleri düzeltecek.
    · Tüm dünya Rabbe birlikte kulluk etmeleri için ıslah edildi.
    · Bütün milletler, dinler ve diller bir olacak.
    · Rab dinsizliği, fesadı, acıyı ve zulmü, kökten yok edecek,
    · Krallığını gösterecek. Kesin iman edecekler. Allah fazlından merhamet edecek.
    · Yerlere göklere var olmuş ve var olacak her şeye gücünün kolayca yettiğini görecekler
    · Yaşam senaryosunu nasıl idare ettiğini görecekler.
    · Her şeyin sahibinin Rab olduğunu, Yüceliğini, egemenliğini görecekler.
    · Rabbi arayanlar, Rabbin görkemini gördüler.
    · Rabbin insanlara olan sevgisini anlayacaklar.
    · Rab büyük kraldır. O gün yalnız Rab, yalnız O’nun adı kalacak.
    · Yeryüzünün dört bucağı anımsayıp Rab’ be dönecek
    · Ulusların bütün soyları Rab ’bin önünde yere kapanacak.
    · Çünkü egemenlik Rab ‘bindir.
    · Rabbin egemenliği her şeyi kapsayacak.
    · Sizlere yeni bir şey söylenmiyor.
    · Eski söylenenlerin aynısı söyleniyor.
    · Rabbin merhametiyle şeytanın egemenliği yıkıldı.
    · İnsanlığa rahmet edildi.
    · Tasarlanmış tüm olayları gerçekleştirdi.
    · Dünya ya, olanlara ve yaşamın özüne şahitlik ettiler.
    · Melek ejderhayı yakalayıp bin yıl için bağladı.
    · Her şeyin gerçek sahibinin, her olayın ardındakinin Rab olduğunu anladılar.

    2001-2023 DÖNEMİ VE HİKMETLERİ

    • Yeryüzünde savaş, tanrının ruhuyla şeytanın ruhu arasında gerçekleşmektedir. İnsanın bedeni bunun merkezidir. Bu ayrım insanlar üzerinde savaşı isteyenler ve barışı isteyenler olarak gerçekleşir. Bunun da ardında kötülük severler ve iyilik severler vardır.

      [*]Işığın doğruluğun ve düzenin tanrısı olan Allah; karanlığın yalanın ve kaosun sahibi şeytanı yenik düşürecek.

      [*]İyiler ile kötülerin mücadelesi doruk noktaya ulaştı.. Etkili bir mücadele olacak. Dünyayı iyiler düzeltirken kötülerde bu değişimin içinde olacaklar ve mücadelelerini arttıracaklar. Sırf azgın dünyacılar ile sırf ahiret için iyiciler mücadele edecek.

      [*]Zenginlerin yönettiği dünyadan çok halkın yönettiği dünya da huzur olur. Yeryüzünde para sistemi, karanlık güçlerin elinden gidecek.İnsanlar yeni dünya düzeninden memnun kalalacaklar..

      [*]Karanlığa karşı bu amansız savaşta, Göklerin Orduları safında olmak için bu yolu seçen her beşer varlığı, kendi payına düşeni kadarını yapmakla yükümlüdür. Ahiret yolunda olanların zaferi daimi sürecek küresel esenliği getirecektir. Bu yolda ancak; yükselten yükselir ve kurtaran kurtarılır. Sizlere aktardığımız bilgiyi sizler de çevrenizdekilere aktarınız ve kalenderlik ve alçak gönüllülük ile bilgeliği öğretiniz. Sirius misyonu, İlahi Plan ve programa bağlı olarak bir Semavi Vazife içerisindedir. Ve İlahi hiyerarşi’ye hizmet ederek bir hizmeti yerine getirmektedir ve bu yüzden tüm çalışmaları bir disipline bağlıdır. Böylece sizler de bu Semavi Disipline bağlı olarak aldığınız bilgi ve bilgelik ışığını benliğinize sindirip sonra ışık neşredici olunuz. Karanlık böyle yok edilecek ve şeytan böyle yenilecektir..

      [*]Yeryüzünde kötü işler tasarlayanlar temizlendiğinde dünyanın karanlıktan nasıl aydınlığa çıktığını göreceksiniz. Yeryüzü artık kaygısız, güzel barış dolu bir yer olacak.

      [*]Irkçılık, dincilik ve mezhepçilik varolma mücadelesi verirken kötülükten nemalanan birtakım merkezler agresif tavırlar sergilese de yok oluşlarının önüne geçemeyecekler. Batılın yıkılışını kimse durduramayacak.

      [*]Onlara baktığımızda başarılı iş adamlarımızın her hangi birinden farklı görünmüyorlardı ama açgözlülüğün tahakkümüne girmişlerdi ve servet edinme metotlarında vicdansızdılar. Kalpleri sevgiden tamamıyla yoksundu. İhtiyaç içerisinde olanlar için hiçbir şefkat duygusu taşımıyorlardı. Tüm düşünceleri kendilerine ve servet biriktirmeye yönelikti. Yeryüzüne baktığımızda bunlara benzeyen kişilerin son derece faal olduklarını görüyoruz. Bunların çoğu özel hayatta yer alırlar ve hepsi resmi statü sahibi değildirler.

      [*]Kötüler tarafından kullanılan başlıca silah “kargaşa, bozgunculuk, kurumlaşmış güvence yoksunluğu ve bunun sonucunda ortaya çıkan korkudur”…uluslar arası düşünme tarzının tüm ritminin değiştirilmesi gerekir ki bu da yavaş ve zahmetli bir iş demektir; her ülkedeki kargaşa ile tereddüt(ortamından) sorumlu olan kötü kişiler, yerlerini giderek7. Işının ritmi ile işbirliği halinde çalışabilen böylece “düzenli güzellik” oluşturabilen kişilere terk etmek zorundadırlar.

      [*]Bu dünya afetlere yol açabilecek bir karışıklığın eşiğine gelmiş bulunmaktadır. Bununla ilgili bütün “aşağı güçler” son kozlarını oynamaktadırlar. Bunlara bizden pek çok beşeri de ekleyebiliriz. Herhangi birinizin uyanmakta olan spritüel bedeninin ilerlemesini geciktirmek için aşağı güçler her türlü çareye başvuracaklardır. Burada bir varlığın başka bir varlığın evrimini çekememesi söz konusudur. Her ikisi de aynı devrelerden geçmiştir, fakat biri kendi isteği ile yavaşlamış ve diğerine göre geri seviyede kalmıştır.

      [*]Şimdiki kâinatımız, bir semavi üstadın dediği gibi; “bir ahlak kâinatıdır” bu kozmik evrim merhalesinin en belirgin özelliği ise, “ikili sistem” vasfını taşımasındadır. İkili sitem esas olarak karanlık ve aydınlık sabiteleri üzerine kurulmuş olup, bunların her birine ait olan sonsuz hususların yani karşılıklı zıtların dengesi üre işleyen bir mekanizmadır. Bu kâinata giren bir varlık önce karanlığın yolunda dermanı kalmayıncaya değin yürür ve sonunda ışık yolunu seçmek ve yolda yürümek özlemi ile tekrar canlanır, ışığı bulur kendini ışıtır ve bunun da uzun yolunu yürüyecek bir üst kâinata doğru ilerler. Ve bir zoru sınanma ile bir üst kâinata geçer. En önemli mesele karanlık ile yoğrulan benliğin, artık karanlığa ait her türü bağlarından arındırılması ve ışık bağları ile benliğin ışığa doğru çekilişini sağlayacak bir cehit ve faaliyet içerisine girilmesidir. Bu olgu bu kâinatın her beşer varlığı için mukadderdir, er veya geç de olsa…

      [*]Yeryüzü nice zamanlardır karanlığın hüküm sürdüğü ve kâinatın nice sürgünlerine yuva durumunda bir gezegen olmuştur. Fakat artık kâinat içerisinde, Tanrısal Işık neşredecek olan bir kurtarılmış gezegen haline getirilecektir. Yeryüzünde ışık insanların çoğalması yeryüzünün giderek ışıyan ve en sonunda ışıklar saçan bir küre olmasına yol açacaktır. Bu görkemli olayda, bir Tanrı amelesi olmak kadar yüksek bir başka ey olamaz. Işık neşretmek için öncelikle ışığın bilgi ve bilgeliğini benliğe sindirmek ve yerleştirmek gerekmektedir. Kişiliğin bünyesinde yanar halde kalacak olan bilgi ve bilgelik ateşi, Tanrısal Işık e Bilginin alıp-aktırıcılığını sağlayacaktır. Sizlere bir disiplin plan ve program içerisinde aktardığımız semavi bilgi ve Bilgelikleri kalenderce edindiniz ve onları benliğinize yerleştirip ışık yayınız yani bilgi ve bilgelik öğretmenliği yapınız. Kişi fakat bildiği kadar olgun olduğunu bilerek, sürekli bilgi edinmeli ve olgunluğunu yeterli görmeyerek kendini bilme yolunda sürekli ilerletmeli ve çevresine de böyle öğretmelidir. İnsanlar için en tehlikeli kişiler, yarım bilgi ile öğretmenlik yapmaya kalkanlardır. Bunların yıllardır süren şarlatanlıkları ile nice insanlar yanıltılmış, aldatılmış ve özellikle spritüel konulara karşı polarize edilmişlerdir. Bu yüzden sürekli bilgi ve bilgeliğimizi geliştirerek, böylece doğru yolun öğretmeni olunuz.

      [*]İnsan neyi çok severse dini odur. Parayı zenginliği isteyen dünya hayatını istiyordur. Dünyayı isteyen haksızlık eder ve zulmü tercih eder. İnanan ahireti tercih eder, hedefi dünya malı olmaz. Dünyaya sırtını döner. Ve o insanı faydalı ve sağduyulu görürsünüz. . Açgözlülükle kazanmak isteyenlerin insanlığa nasıl zulmettiğini tarihin her döneminde gördük. Bu dünya hayatını ölümlü olduğuna ve geçiciliğine inananlar neyin mücadelesini verecektir.. Ne dünyaya sahip olmak için kötülüğe başvurur ne de silahlanır. Yaşayacak kadarına razı olan fazlasında gözü olmaz. İlk hayat olan dünya hayatına aldanmayan Öldükten sonra dirilmeye inanmıştır ve Allah’a inanmıştır. Böyle anlayıştaki insan hoşgörülüdür, paylaşımcıdır. Dünya hayatına sırt çevirdiği için faydalı bir insandır. İnsanlığa zararsızdır. Ahireti tercih ettiği için imana sahiptir.

      [*]Yeryüzünde sırf menfaatlerini düşünenler dünyayı kötü hale getirdi. Kardeşlikleri, akrabalıkları bozan ve düşmanlığı yayan en temel öğe dünya menfaatleridir. Mal,mülk için kardeşlik bozuldu. Toprak, tarla arsaya sahiplenenler insanlığa zarar verdi. Devletler arasında savaşlar çıktı.

      [*]Yeryüzünde batıl yolda iki tür grup vardır. Birisi dinsizliği tanrı karşıtlığını seçmiş olan gog soyudur. Bu millet dünya hayatını tercih etmiş, ahireti reddetmiş, açgözlülük haksızlık ve zulüm ile dünyaya sahip olmayı isteyen millettir. Arzularının köle olmuş bu millet tüm günahları hak saymıştır. Bu millet her ülkede ve şehirde yeryüzüne yayılmış olarak vardır. Herkes çevresinde bu tipleri görür. Diğeri menfaatleri için dünya malına sahiplenen Magog soyudur. Irkçılık üzerinden topraklara ve devletlere sahiplenmiş halklarını ezen vesayetçi ve saltanat süren azınlık milletlerdir. Yönetimlere sahip tekelci ve baskıcıdırlar. Bu iki milleti dünyanın her yerinde görürsünüz. Aynı amaçlarda din düşmanlığı yapan kardeş iki millet gog ve magogdur. Bu gog magog soyu batıldır ama aynı safta yer almaktadırlar.. Ve diğer cephede inanan mazlum halklar vardır. Hak yoldaki halklar ile gog magog bileşkesinin çekişmesi tarih boyunca vardı. Günümüzde bunların çatışmasını rahatça görmekteyiz.

      [*]İnsanları sevenlerle insanların karşısında olan zihniyet yeryüzünde mücadele etti. Dünya için insanlara savaş açanlar Tanrıyı karşılarına aldı.

      [*]Dünya malına aldanan doğru yoldan ayrılır. Bu menfaat iki erkek kardeşi birbirine düşürdü. Ailede menfaatinin düşünen sevgiye ve kardeşliğe zarar verir. Aile bağlarının çıkar derdiyle koptuğuna şahit olmuşsunuzdur.

      [*]Elbette ihtiyaç ve geçim için çalışılacak ama bu dünya hedef olmayacak. Hedef dünya ve içindekiler olunca şeytanın anlayışına tabi olunur.Şeytanın dini seçilmiş olur.

      [*]Dünya için kazananın kazancı pul olur. Varlık içinde yokluk yaşar. Kazancında bereket olmaz. Dünyacı sürekli doyumsuz olur. Bitmek bilmeyen istekleri vardır. Arzu ve istekleri sürekli artar.

      [*]Dünyaya egemen olmayı istemek topraklara, hazinelere, yönetimlere egemen olmayı istemektir. Dünya için hükmetme ve üstünlük kurma çabasında olanlar menfaatlerini kişisel ve ulusal çıkarlarını düşünürler. Bu anlayış yerine keşke tüm insanlığın çıkarlarını düşünselerdi barışı isterlerdi. Dünyada bir ulusun, bir ülkenin veya bir kesimin çıkarlarını düşünmek düşmanlığı ve savaşı mecbur kılmaktadır. Nimetlere sahip olmayı istemek, menfaat dinini yayan şeytanın işidir.

      [*]Dünya için çalışan ve herşeye sahip olmayı isteyen anlayış iblis’in oluşturduğu canavar bir anlayıştır. Canavar, dünyaya sahip olmak için insanlara saldırıyordu.

      [*]İnsanlara hizmet eden, ahiret için çalışan, adaleti ve barışı sağlayan iyiliği ögütleyip kötülükten sakındıran insan cennetliktir.

      [*]İlk hayatı sevmenin, sahip olmanın ve istemenin verdiği hırsla insanlar doğru yoldan çıkarlar. Maddeciler insanlara zarar vermiştir.

      [*]İnsanlar rahat yaşama arzusuyla hareket ettiğinde çevresine ve insanlara zarar vermektedir. Lüks yaşama hırsla sahip olayım diyenler insanlara zulüm etmektedir. İnsanoğlunu araçların köleliğinden kurtarmak, araçları insanlara hizmetkar etmek zorundayız. Aksi takdirde dünya üzerinde adaletsizlik büyürken, zulüm her geçen gün irtifa kazanacak, felaketler çoğalacaktır. Bütün bunlara karşı insanın körlüğü ve sağırlığı da artacaktır. İnsanlar, yeryüzünde neler olduğunu anlamalıdır artık.

      [*]Zukarneyn peygamber insanları ikiye ayırır. Savaşı isteyenler ve barışı isteyenler diye. Savaşı isteyenler dünya mücadelesi veren inançsızlardır. Barışı isteyenler Allah’ı ve ahireti isteyen inananlardır. Menfaat derdinde deyilerdir. Savaşçılar kişisel ve ulussal menfaat amaçlarken barışçıllar külliyen insanların menfaatini amaçlamaktadırlar. Savaşçılar katliam ve geçici kısa menfaat elde ederken. Barışçılar insanlık için uzun ve ebedi menfaatler sağlarlar. Savaşçılar vesayeti, parçanın hükmetmesini isterken insanlığın büyük çoğunluğuna zulüm getirir. Barışçılar, insanlığa hizmet edilmesini ve insanlığın bütününün korunmasını istemiştir.

      [*]Açgözlülük çok kötüdür. Yeryüzünde inançsızların kapıldığı bir hastalıktır.. Ulus ulusa karşı, ırk ırka karşı savaşır . Nedeni dünyaya sahip olmak dünya için çalışmaktır. Ahireti reddetmek daima açgözlülük yaşatır. Güçlü olan zayıf olanın malını gasbeder. Zayıfların özgürlükleri yaşam hakları kısıtlanır. Böyle bir dünya ortamında korku ve mücadele mevcuttur. Bu durumda daima güçlüler zayıfı ezer. Ve ‘orman kanunu’ insanlar ın kuralı olur.

      [*]Çok kazanan her şeye sahip olmak istedi. Yönetimi sahiplendi ve vesayeti oluşturdu. Açgözlülükle daha çok kazanmak istedi. Bu nedenle insanlar paylaşmalıdır. Paylaşmayan insanlığa zarar verir. Bu nedenle zekat vardır. Tüm dinlerde paylaşmak ana esastır. Zekat, insanlık terörünü engeller. Sürekli kazanan doymaz daha çok ister ve istedikçe insanlara ve insanlığa zarar verir. Tarih ve günümüzdeki son devir bize bu gerçeği yine göstermiştir. Tüm dinlerdeki paylaşın ve dünyanın ardına düşmeyin emri çok isabetliydi.

      [*]Allah yeryüzünde bir düzen olmasını ister. Bu düzen için kimilerini işveren kimilerini işçi kimilerini yönetici kimilerini yönetilen yapar. Dilediğine malı fazla verir dilediğine az verir ama bir kural koymuş. Ve demiş ki çok kazanan paylaşacak, az kazanan sabredecek demiş. Ama çok kazanan iyice açgözlülük etmiş fakirin lokmasına da göz dikmiş. Kaos üzerinden kazanır olmuşlar. Allah böyle yaparak insanların aralarına sevgi ve yakınlaşma koymayı arzularken şeytan bu farklılığı düşmanlık olarak göstermeye çalışmıştır.

      [*]Yeryüzünde iki tip sermaye sahipleri vardır. Dünyayı seçmiş, haksızlığı yol edinmiş, kötü yollardan kazananlar. Diğeri ise Allah’a inanmış, ahreti seçmiş, iyi yola kazanlar. Bunlar temiz kazanırlar, helalinden haksızlık etmeden kazanırlar. Hizmeti seçmişlerdir ve insanlığa faydalıdırlar. Dünyada bu iki tip sermaye sahipleri vardır. Açgözlü zarar veren dünyacılar kendilerinin hak yolda olduğunu iddia ederken diğerlerin batıl yoldan kazandığını iddia ederler. Kendilerini doğru görürken karşıyı suçlu görürler.

      [*]Başkalarının kaybı sayesinde kazanç sağlıyorlardı. Bu azınlık, zenginlik ve aşırı bolluk içerisinde yaşarken, çoğunluğun nasibi yoksulluk oluyordu. Yüzyılladır, dünyadaki durum da bu olagelmiştir. Çoğunluk için yoksulluk küçük bir azınlık için ise zenginlik söz konusudur.. Bu durum doğal yaşam biçimi olarak kabul edilmiştir.

      [*]Tanrının nimetleri herkes için yeterliydi. İnsanlar ne paylaşmayı ne de kardeşliği öğrenebildiler. Yoksulluk ve aşırı zenginlik adil olmayan bir düzenin sonucudur.

      [*]Siyasetle din iç içedir. Din ile siyaseti birbirine karıştırmayın diyenler dinsizlikle yönetilmeyi istemektedirler. Dinsizlikle yönetilmek yasasızlık, suçlar, yolsuzluk, haksızlık ve kaos demektir. Dünyada daima inananların ve inanmayanların birbirine olan mücadelesi ve siyaseti hep devam edegelmiştir. Dini siyasete karıştırmayın diyenler dinsizlik dinini kullananlardır.Din düşmanlığı yaparak siyaset yapanlar mazlumlara ve halklara zarar vermektedirler.

      [*]İyi ve ahlaklı kişiler dünyada hoşlanılmazdı. Çünkü onlar fedakar olmayı ögütlerlerdi. Bu durum insanlığın çıkarına uygundur.Ama dünyacılar için fedakar olmak çok zordur. Olamazlar çünkü sadece dünyaya inanırlar.

      [*]Dünyayı isteyenler ahireti isteyenleri tehdit olarak görürdü. Maddeci ve dünyacı bir hayat felsefesine sahip olduklarından tanrıya inanan ahiretçileri batıl yolda sayarlar ve akıldan mantıktan yoksun derlerdi. Bilimi ve akılı göstererek benliğe (şeytana) yani kendilerine güvenirlerdi. Oysa inananlar bilimi ve akılı göstererek Tanrıya güvenirlerdi. Bilimin tanrıyı gösterdiğini aklın kullanılması gerektiğini tanrının da insanı yönettiğini söylerlerdi.

      [*]Toprakları ve devletleri sahiplenenler sadece bu dünya hayatı var dediler. Ahireti reddettiklerinden imansız oldular. Dünya için her türlü hukuksuzluğu meşru gördüler.

      [*]İnsanlığa sahip çıkmayı öğrenemeyenler menfaatin yani açgözlülüğün kurbanı oldu. Sömürme niyetinde olan vesayetçiler hükmetti. Cehaletle yaşayanlar kendilerine aydın dediler. Halk için hizmet edenleri doğruluğu ve adaleti savunan aydınları astılar.

      [*]İnsanlığın karşısında olan tüm ideolleri sahiplenenler tanrıya karşı olmuşlardır. Dini etnik ve her türlü ayrımcılığı yapanlar tanrıya ve dinine kafa tutmuştur.

      [*]Haksız kazancı yol edinmiş olanların hukuksuzluktan kazanma mantığı zamanla etkinliğini kaybedecektir.

      [*]Barış süreçlerine karşı olan inançsızlar tüm dünyada kardeşliği baltalamaya çalışırlar. ‘Ne kazanacağız.’ diyerek çıkar amaçlı düşünenler ‘kardeşlik ve barış anlayışını’ anlayamazlar.

      [*]İnsanlığın sorunlarıyla ilgilenecek, insanlara barışı ve esenliği getirecek bir merkez dünyada olmadığı sürece insanlar bozuk düzenden zarar görecektir. Savaşlar ve tüm sosyal suçlar yaşanacaktır.

      [*]Yeryüzünde yönetimlere insanlığa hizmet eden, doğrucu ve barışçı anlayışlar egemen olacaktır. Savaş siyaseti güdenlerin egemenliği yıkılırken barış siyaseti güdenlerin şefkati gelecektir.

      [*]Hak ve hukuk insanlar tarafından sahiplenilirken sömürgeci vesayet egemenliği bir bir eriyecektir. Tüm yönetimlere tanrının egemenliği yavaş yavaş hakim olacaktır.

      [*]Baronların, büyük para sahiplerinin ve yeryüzünün hazinelerine sahip olanların yönetmesi zamanla bitecektir. Paranın ve güçlü olmanın egemenliği değer kaybederken insani değerlere sahip çıkan doğrucu ve barışçı eşitlikçi yönetimler değer bulmaya başlamıştır.

      [*]İnançsızların felsefesi ve egemenliği birden değil zamanla etkinliğini yitirecektir.

      [*]Halkların mazlumların sermayesi birleşecek. Doğruluk yeryüzüne egemen olurken ortak kazanç ve paylaşımcılık artacaktır.

      [*]Bilim ve akıl, din yerine konularak hem dini hem de bilimi karşı karşıya getirmeye çalıştılar. Din, bilim ve akıl ile ilerler ve yaşanır. İnançsızlar dini, bilim ve akıldan uzaklaştırarak Akıl ve bilime sahip çıkmıştır. İnananlar da inanmayanlar da aslında akıl ve bilime sahip çıkmıştır. Ancak sadece maddeyi kabul etmek maddi dünyanın gerçeklerini savunmak maddeciliği ve dinsizliği doğurmuştur.

      [*]Biz her zaman doğruyuz diyenler doğru yoldan sapanlardır. Hak değişkendir ardından gitmeyeni düşürür.

      [*]Sınırsız özgürlüğü tercih edenler insanlığa zarar vermiştir. Tüm bunların kökeninde arzularına dur diyememek vardır. Hevesine dur diyememenin devamında haksızlık, başkasının malına göz dikme, insan öldürmek, zina vardır.

      [*]Maddeci ve çıkarcı felsefe temiz kazancı reddetmektedir. Bu nedenle barışı sevmez, onlara barışa gelin dendiğinde neyin karşılığında barış yapalım bu bize ne kazandırırki derler.

      [*]İnsanlar gerçek bir dine, bir yaratıcıya ibadet etmek istemişlerdir. Sadece ondan dilemeyi ve onun için bir şeyler yapmayı istemişlerdir. Gerçek dinin gördükleri halde mahalle baskısından dolayı yaşayamamışlardır.

      [*]Barış koşulsuz sevmektir. Olumsuz düşünmemektir. Ve hoşgörülü olmaktır. Merhametle bakmaktır.

      [*]Sınırsız özgürlük zannedilenin tersine büyük bir fitnedir. Bütünün haklarına zarar verir. Ve düzeni bozar. İnsanın herşeyi yapması doğru değildir. Yasalar insanlık için en gerekli şarttır.

      [*]Zekat yeryüzünde düzeni sağlayacak tek kuraldır. Kişisel gelirlerin çok artmasını yasalarla engellemek doğru olacaktır. Bir daha vesayetin ve büyük hırsların oluşmaması için fazla kazancın paylaşılması sağlanmalıdır. Yoksa insanla yine öldürülmeye başlayacaktır. İnsanoğlu gerçekleri görünce bir süre bu zekata bağlı kalmıştır. Ama tarih sürekli bir zaman sonra insanların yoldan yine saptığını göstermiştir.

      [*]Hangi “inançtan” olursa olsun, hiç kimsenin ‘Öteki inanca’ yönelik olumsuz düşünmemesi gerekiyor. Eğer dünya için savaşmıyorlarsa Allah’tan başkasına kulluk etmiyorlar demektir. İnsan haklarını ve toplum düzenini koruyan her din doğru dindir. Hepsi de bir Allah’a çıkar.

      [*]‘Allah’ın nuru’ gerçeğin ortaya çıkmasıdır. Doğru ve insanlık adına olması gereken birgi ve faaliyetlerdir. Bu nur insanlığa hizmet eden güçtür. Bu güç doğruluk sancağıyla ilerler ve adalet kılıcını kullanır.

      [*]Dünya malı imanı bozmaktadır. Mal kime verilirse korksun. Dünyada zengin olan ahrette fakir olur.

      [*]İnsan rızkından olacağından dolayı hakkı reddetti. Elinin altındaki tehdit gördüğü kimselere zulmetti. Şefkat kanadını açmadı. Üstünlük kibrinden dolayı insan yalana başvurur. Ve yalanın ardı arkası kesilmez. İşte şeytan’ın kuru inadı da buradan gelir.Bir yalan söyledi mi ardı arkası kesilmez. Haklı olma ve üstün gelme arzusu suça ve günaha götürür.

      [*]Sadece kendi ceplerini düşünenlerin zihniyeti devletin yönetim gücüne sahip olunca halkına zulmetti.dünyanın her yerinde çoğunlukt halk alt tabaka orta sınıf mazlum halklardır. Yönetimlere yerleşmiş olan sömürgeci vesayet tabakası yolsuzluk yaptı ve gelirleri paylaştılar. Çogunluk mazlum halkların sırtından geçindiler. Onların kazançlarını sömürdüler vergilerini aldılar. Ülkelerinin büyümesini mazlum halkların yaşam standardı yükselmesin diye istemediler. Mazlumlar üzerinden beslendiklerinden mazlumların gelişimini tehdit gördüler.

      [*]Küresel sermayeyi ve özelleşmeyi reddedenler saltanatlarını kaybetmekten korktular. Serbest piyasaya, adil ekonomiye, rekabet gücüne savaş açanlar kolayca halkı sömürememekten korktular.

      [*]Her ülkede ayrımcılık, ırkçılık veya zümrecilik halklara büyük sıkıntı yaşattı. Dün milliyetçiliği yaparak düşmanlığı oluşturanlar bugün yine aynı milliyetçilik ile savaşa devam diyorlar. Düşmanlık ve savaş isteyerek şeytanın yolunu savunmaya kalkıyorlar.Düşmanlığın ve terörün bitmesini istemiyorlar. Terörden medet umanlar varlıklarını sürdürmek için düşmanlığın sürmesine ve şehitlerin gelmesini istiyorlar..

      [*]Küresel hukuksuzluğu adil düzen olarak görenler tam bir kafirlik sergilediler. Adil düzeni şaşkınlıkla karşılayanlar kalplerinin ne denli bozuk olduğunu göstermektedir.

      [*]Kötüler bir zamanlar halkı aldatarak yönettiklerinden destek gördüklerini zannetmişlerdi. Şimdi kendilerini çoğunluk halk zannetmektedirler. Adil olduklarını sanırlar. Sevgiyi ve evrensel değerleri savunduklarını iddia edecek kadar şaşkındırlar. Doğruları, sevgiyi ve kardeşliği savunan birisi geldiğinde reddediyorlar.

      [*]Yüzyıllardır kötüler iyilerle savaştılar. İyiler zarar verme ve öldürme taraftarı olmadığından dünyada yenik düşerler. Kötüler ise kirli planlar ve öldürücü silahlarla yok etme mücadelesine girerler kötüler iyilerle her yerde sürekli savaştılar. Dünya çok karışık ve karmaşık bir hale gelmişti. Sonunda iyileri yok etme birlikteliğine erişen kötüler tanrı’nın yeryüzüne müdahalesiyle karşılaştılar.

      [*]Yeryüzü 1965-2010 yıllarında karanlığın son demine girdi. Yeryüzünü kötülükler kaplamıştı. Uyuşturucu, insan ticareti, rüşvet, intiharlar, kayıp insanlar, kadın ticareti, cinayetler, hırsızlık, gasp gibi tüm suçlar yeryüzünde en doruk noktaya ulaşmıştı. Bir tarafta açlıktan ölen sefil insanlar diğer tarafta lüks içinde yaşayan sefacılar.

      [*]Dünyada iki tip zihniyet var. Birincisi sermaye sahipleri diğeri yönetim. Sermaye sahiplerinin tek amacı kazanmaktır. Nasıl kazandığı veya kazanırkenki sorunlar ikinci planda yer almaktadır. Yönetim de insanlığın korunmasını sağlayan zihniyettir. Yöneticiler insanlığın çıkarlarını korurlar. Yasama yürütme ve yargı yönetim gurubunda yer alır.

      [*]Sömürücü yönetimler halkı soydular, yolsuzluk yaptılar, insanlara kıydılar. Gayrimeşru tüm yolları kullandılar.

      [*]Var oluş mücadelesi veren ırkçılık, barışla yok oluşuna öfkelenmektedir ve şiddet istemektedir.

      [*]Aydın dedikleri varlıklı insanlar asıl sömüren ve zulmü yapan suçlulardı.

      [*]Fanatik taraftarlığı yapmak yerine doğruluk taraftarlığını yapsalardı dünya daha adil olurdu. Tarafgirlik hukuksuzluğu getirdi. Kör olmayı sağladı. Haksızlığı ve kuru inadı getirdi. Mantıksızlığı ortaya çıkardı.

      [*]Fikirlerin hakim olduğu yerde şiddet olmaz. Şiddet, acizlerin işidir. Şiddet, mücadele azminin, mücadele ruhunun bittiği yerde başlar. Şiddet hiçbir zaman çözüm olmadı olmayacak. Söyleyecek sözü olmayanlar, verilecek bir mücadelesi olmayanlar şiddete başvururlar. Konuşacak birikimi, tartışacak yeteneği, bir mücadele geleneği olmayanlar şiddete başvururlar’‘ dedi.

      [*]2012 kutsal bir başlangıcın ilk yılı olacak. Ve Türkiye bütün bu bilimsel açılımın merkezi ve yürütücüsü olacak. Türk insanı eğitilerek dünyayı yönetecek ve yönlendirecek vasıflara ulaşacak. İnsanlık medeniyet görecek. İnsan olmanın haklı gururunu yaşayacak. Yüce Allahın kadına verdiği rol açıklık kazanacak.

      [*]Zamanın uzamsal algısına, toplumsal evrimleşmenin gerçekleştirdiği yeni esenliğe giderek artan bir farkındalık düzeyi ile sahip olduk. Sahip olurken hem toplumsal yaşam değişti ve dönüştü ve hem de zaman algısı sürekli farklı bir değişim ve dönüşüm başkalaşması yaşadı. dinden, siyaset ve kültüre değin uygarlığın kapsadığı tüm ontolojik ögeler, giderek daha fazla zamanın hegemonyası içine girdi.

      [*]Aldatılmış insanlardan bazıları doğruyu görüp te hakkın ardına düşmek ister. Yakınlarından birisi gelip ‘Sakın onlara uymayın. Onlar kötü, baskıcı, şiddetçi, yozlaşmış ve özgürlükleri kısıtlarlar. Babalarınızın yoluna uyun diyerek onları doğru yoldan saptırırlar.

      [*]Zekat iblis’in yedi kudretinden ikisini parçalar. Bunlar tembellik ve açgözlülüktür. Zekat meselesi insanların önemli bir görevi gibi olmazsa insanlık yeni vesayeti kuracaktır. Halkın ortaklığı ile büyük yatırımlar yapılmalıdır. Çok kazanan mutlaka paylaşmalıdır. Geleceği bozacak tek şey sahip olma, yönetme hevesinde olanların dünya için koşturmasıyla yeni vesayet doğacaktır.

      [*]Dünyanın iletişim araçlarıyla küresel bir köy haline geldi. Komşuların birbirlerine kilometrelerce uzaklaştığı, düşmanlık beslediği, ayrımcılık ettiği bir dünya istemiyoruz. Konuşun kaynaşın beraber olun. Hepimiz aynı dünya gemisindeyiz. Bir varlık kendi türüne bu kadar düşman olabilir mi. Ey insanlar, aklınızı başınıza alın ve tanrıya asi olmayın.

      [*]Her insan kendini inanan olarak görür ve doğru yolda sanır. Bozguncular da kendilerini tanrının dinini savunduklarını sanarlar. Her insanın kendince bir ibadet şekli olmuştur. İnsanlar iyilik için farklı bir yol tutturmuştur. Önemli olan kendi gibi düşünmeyenlere de sırf insan olduğu için ayrım gözetmeksizin yardım e tmektir.

      [*]Temiz ticaret ve helal kazanç inananlar sayesinde dünyada yürüdü. Dünyanın çarkı bu insanlar sayesinde döndü. Yoksa savaş, silah ve kaos üzerinden kazanlar ile değil. Sömürge ve ölümler üzerinden kazanalar batıl bir yol seçmişlerdi. Ve inanan mazlumlar bu egemen kaoscu yapı altında ezilse de varlığını temiz kazanarak sürdürebilmişti. Aslında sistemin ayakta kalmasını da bu insanların çabası sağlıyordu. Ama kimse bunun farkında değildi.

      [*]Nükleer silahlar geçmişin köhne araçları. Prensipte nükleer silahlara karşı olmak her inanana farzdır. Sadece inançsızlar kitle imha silahlarına sıcak bakabilir. Ve başkalarında olmasına tahammül edemez.

      [*]Maddeci yaşamın tutsaklığından nice kişi kurtarılabilirse ve onlar ışığı yoluna çekilirse semavi ışık öylesine giderek çoğalacak ve nefsaniyetin ve onun sahip ve hâkimi olan şeytanın yönetimi de o ölçüde yıkıma ve yok oluşa uğrayacaktır. Hz. İsa’nın dediği gibi “nefsaniyetin perdesi silah zoruyla yırtılamaz ve bu kabuğu bilgiden ve Tanrı sevgisinden başka hiçbir şey izale edemez.”

      [*]Tüm dinlerde ona yöneltilen Yehova, Allah, Tanrı, yaratıcı baba, erihma rab gibi tüm güzel isimler ona hastır. Ve hepsi aynıdır.

      [*]Dünyayı isteyenlerin her türlü zevki sefasına karşı ahireti isteyenlerin tutuculuğu vardı. Yaşamı seçmiş olanlar ahireti ve dirilişi reddederek inançsızlığı seçtiler. Bu nedenle sınırsız özgürlük ve arzularına tutkunluk ederlerdi. Böylece yeryüzünde suç işlenmesine, zulme zemin hazırlıyorlardı. Bu zihniyet tanrıya bağlı ve sadık olan zihniyeti tehlikeli ve zorba görüyorlardı. Çünkü inananlar tanrının yasalarına bağlı kalmak ve yasaların uygulanmasını istiyorlardı. Dünyada suç oluşturacak inasanların birbirine zarar vereceği yasaları kullanmayı ahireti tercih ettiklerinden istiyorlardı. Zina, hırsızlık, haksızlık, aşırı yemek, zekat(paylaşmak), öldürmemek, zarar vermemek gibi yasalara uyularak insanların yaşamda birbirlerine zarar vermemsini istiyorlardı. İnançsızlar inananları özgürlüğümüzü kısıtlayacak diye tehdit görürken, inananlar da insanlığa büyük zarar veren ve zulmeden bu inançsız anlayışı bir tehdit olarak görmektedirler. Dünya yaşamı ölümlü, geçici ve bir sınav ise mümkün olduğunca yaşama aldanmayarak ve yasalara bağlı kalarak kimsenin hayatına müdahale etmeden haksızlık etmeden bu dünya yaşamını atlatmamız gerekmektedir.

      [*]Bir milletin Allah yolunda dirilişini engellemek isteyenler amaçlarına ulaşamazlar.Ç ünkü tanrı buna izin vermeyecek.

      [*]İnsanlık adına herkes üzerine düşen görevi yapacak. İnsanlık için çalışan bir dünya göreceğiz. Artık savaş istenmeyecek barış istenecek. Bu hava yeryüzüne dalga dalga yayılacak










 
Üst Alt