Dünya sevgisi

HASAN CAN

Active member
Uzun emelin iki sebebinin olduğunu unutma!Bunların biri dünya sevgisidir diğeride bilgisizlik..


Dünya sevgisi


İnsanoğlu dünyanın zevklerine ve şehvetlerine alışıp, onunla ilgilendiği zaman, dünyadan kopmak artık çok zoruna gider.Kendisini dünyalıktan koparacak olan ölümü aklına getirmek dahi istemez.İnsan, hoşlanmadığı herhangi birşeyi kendinden uzakta tutmak ister..Ayrıca insanoğlunun sahip olmuş olduğu birçok hoş kuruntular vardır.İsteğine uygun olan birçok şeyin olmasını ister.En büyük dileğide dünyada uzun zaman yaşayıp, zevkli bir hayat sürmektir.. Uzun yaşaması için kendisine lazım olan şeylerden ev, servet, çocuklar, dost, binek ve diğer şeyleri temin etmeye çalışır. Kalbi artık devamlı bunlara bağlanır..Ölümü aklından çıkardığı gibi, kendisine her an biraz daha yaklaştığınıda bilmez..
Ara sıra bir ölüm tehlikesinin gelişi ile karşılaşırsa “Bekle biraz, daha çok zamanın var” diyerek tövbesini geriye bırakmaya çalışır.Büyüdüğü zaman ise “Acele etme henüz ihtiyarlamadın, tövbeni o zaman yaparsın” der.İhtiyarlayınca da “Şu inşaatın var, şu aletin yapılacak, yolculuk var, çocuğun düğün giderleri var.Ev idaresi gerek.Şu adamın hasımlığı ve davaları var” gibi benzer sözler söyleyerek bu şekilde bütün günlerini meşguliyetle geçirir..Biri bitmeden diğeri başlar.Böylece ahireti için yapacağı çalışmayı geriye bırakır.Sonunda ummadığı bir anda ölüm kendisini yakalayıverir..O zaman hasretliği artar, fakat artık iş işten çoktan geçmiştir..Cehennem ehlinin çoğunun maruz kaldıkları azabın sebebi ve feryat etmeleri, bugün yapacakları işi yarına bırakmalarındandır..
Bu tehir, sonradan bırakma yüzünden bize yazıklar olsun derler..Zavallı insanın sonraya bıraktığı şey, o sonraya bıraktığı günle kendisi ile birliktedir..O, bu meşgaleden kurtulacağı zannındadır..Halbuki dünya meşgalesinden kurtulabilenlerin, sadece ondan vazgeçen ve onu bırakanların olduğunu bilmez..
Şair diyor ki;
“Dünyada bütün ihtiyaçlarını gören kimse çıkmamıştır.Bir ihtiyaç görülürken diğer ihtiyacı başlar..”

 

HASAN CAN

Active member
Ölümü Hatırlamak – İmam Gazali’den

Ölümü Hatırlamak – İmam Gazali’den Dünyanın zevk ve sefasından hoşlanan, ona aldanarak meyleden kimsenin ölümden bahsedildiği zaman, ondan nefret duyacağını unutma!Böyle kimseler hakkında yüce Allah buyuruyor ki;
[Cuma suresi 8.ayet: ” (Ey Resulum) de ki: -Haberiniz olsun ki, önünden kaçıp durmakta olduğunuz ölüm, günün birinde (aniden) mutlaka size gelip kavuşacaktır.Sonra gizli ve açık bütün şeyleri bilen Allah (c.c.)’a dödürüleceksiniz de o bütün yaptıklarınızı bir bir haber verecektir.”]
İnsanlar 3 bölümdür

a) Tamamen Dünyaya Dalıp Gidenler
b) Yeni Tövbe Edip Haka Yönelenler
c) Kemale Erenler
a)Dünyaya dalmış olanlar, ölümü hatırlamazlar, hatırlasalar bile dünyadan nasıl kopacaklarına üzüldükleri için hatırlarlar.bu sebepler ölümü zemmederler..Bu kimselerin bu gaye ile ölümü hatırlamaları, kendilerine Allah c.c. tan uzaklaşmaktan başka bir fayda temin etmez.
b)Daha yeni tövbe edenlerin durumu; Onların Ölümü daha çok hatırlaması, tövbeye devam etmesi ve korkusunun artması için gereklidir..Çünkü bu adam Allah c.c. a kavuşmayı kötü görmediği gibi, ölmeyide kötü görmüyor..Kusurlarını ve eksiklerini gidermeye çalışıyor…Bu aynen sevdiğine kavuşabilmek için onun hoşuna gidecek şekilde giyinip hazırlanabilmek için zaman kazanmak isteyenlerin haline benzer..Bu kavuşmayı kötü görüyor ve kavuşmak istemiyor anlamına gelmez..Bunun alameti de devamlı ona hazırlıkla meşkul olmaktır..Böyle olmazsa o kimse dünyaya bağlanmış demektir..
c)Kemale erenler, ariflerin durumu; Onlar devamlı olarak ölümü anarlar.Çünkü ölüm onların nazarında sevgiliye kavuşmak vaktidir.Seven kimse sevgilisiyle buluşacağı günü hiç aklından çıkarabilirmi? Asla, öyle ki geç kalması onun canının sıkılmasına yol açar.Bu isyan mahalli olan dünyadan bir an önce kurtulmayı ve Allah c.c. a kavuşmayı ister..Hatta ona can atar..
Şu halde hatalarını gidermek ve sermaye edinmek gayesiyle yeni tövbe kimsenin, ölümden hoşlanması, ölüme hazır olan kimsenin de ölümü sevmesi mazur görülebilir.Ancak bu iki rütbeden daha üstünü ise kendisi için ölümü ve yaşama taraflarından hiç birini tercih etmeden önce işi Allah c.c. a bırakmaktır..Çünkü Allah c.c. a sevimli olan hangisi ise kendisi içinde sevimli olan odur..Rıza ve teslim mertebesine aşırı derecedeki sevgi sayesinde çıkan kimsenin durumu işte budur ki; en yükset rütbedir..Ölümü her hal ve durumda anmakta, sevap ve fazilet vardır.Çünkü dünyaya bağlanan insan devamlı olarak ölümü hatırlarsa, dünyadan yavaş yavaş soğumaya ve dünyayı sevmemeye başlar.Çünkü ondan sonra dünyanın nimetleri ona ağır gelmeye ve onlardan zevk almamaya başlar..İnsanı dünyanın lezzet ve şehvetlerinden soğutan her şey, insanı selamet ve kurtuluşa erdiren sebeplerden sayılır…
Ölümü Anmak ve Hatırlamak ile ilgili Efendimiz s.a.v. den bazı hadisler:
“Zevkleri ortadan kaldıran ölümü çok hatırlayın”
“Hz.Aişe Rasulullah s.a.v. e sordu ki; -Şehitlerle haşrolacak başka kimse var mı? Efendimiz s.a.v. buyurdu: -Evet vardır günde 20 kez ölümü anan kimse şehitlerle birlikte haşrolunur.”
“Ölüm mü’minin hediyesidir”(çünkü dünya bir mahpus gibidir..nefsi ile daima mücadele eder ve şeytanın saldırılarına müdaafa eder Mü’min kendini..Ölüm ise onun bütün bu zorluklardan kurtulması demektir..)
“Ölümü çokça anın, çünkü o , (sizi) günah işlemekten alıkoyar ve dünyadan yüz çevirtir.”
“Ölümü hatırlayın ve dikkat edin, nefsim kudret elinde olan Allah c.c. a and olsun ki, eğer benim bildiklerimi bilseydiniz, çok ağlar az gülerdiniz.”
 

HASAN CAN

Active member
Bir Gün Peygamber Efendimiz(s.a.v.)’in Evimize Geldiğini Düşünün!

-BİR GÜN PEYGAMBERİMİZİN EVİMİZE ZİYARETE GELDİĞİNİ DÜŞÜNÜN? BİR GÜN PEYGAMBERİMİZ KAPIMIZI ÇALARSA
–Eğer birgün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse yalnızca bir kaç günlüğüne.Aniden çalsa kapınızı merak ediyorum.Neler yapacağınızı
–Biliyorum böylesine şerefli bir konuğa açacağınızı en güzel odanızı O’na sunacağınız tüm yemekleri en iyisi olacağını ….
–Ve inandırmaya çalışacağınızı O’nu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacağınızı.Gerçekten de evinizde O’na hizmet etmekten alacağımız hazzı.
–Fakat söyleyin bana Efendimizi evinize doğru gelirken gördüğünüzde
–O’nu kapınızda mı karşılayacaksınız? Yoksa onu içeri almadan önce ,
–Aceleyle bazı dergileri, gazeteleri çabucak saklayıp ;yerine Kuarn-ı Kerimimi koyacaksınız?Peki hala Amerkan filimlerini seyredecek misiniz, televizyonda ?
–Ya da kapatmaya mı koşacaksınız aceleyle O size kızmadan önce?
–Kimbilir belkide ağzınızdan hiç çıkmamış olmasını dilerdiniz.Hatırlayabildiğiniz en son çirkin kelimenin ….
–Peki ya;
–Dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız?
–Ve bunu yerine ortalığa kitaplığınızın raflarında tozlanmış hadis kitapları mı çıkaracaksınız?
–Yoksa telaşla “ne yapayım” diyerek, sağa sola mı koşturacaksınız ?
–Merak ediyorum
–Eğer Peygamber Efendimiz,
–Birkaç günlüğüne sizinle birlikte yaşasa yapmaya devam edecek misiniz.Her zaman yaptığınız şeyleri?Ailenizdeki sohbetler eski halini koruyacak mı?Her yemekten sonra sofra duası etmeyi yine zor mu bulacaksınız?
–Hiç yüzünüzü asmandan
–Oflayıp puflamadan her vakit namazınızı kılacak mısınız?
–Ya sabah namazı için, sıcacık yataktan erkenden fırlayacak mısınız?
–Peki ya yine mırıldayacak mısınız?
–Her zaman söylediğiniz şarkıları
–Ve okuyacak mısınız her zaman okuduğunuz kitapları?
–Peki izin verecek misiniz ?
–Aklınızın ve ruhunuzun beslediği şeylere?
–Yoksa hiç bilmemesini mi isterdiniz?Şöyle diyelim ya da,
–Gideceğiniz her yere götürebilecek misiniz Peygamberi de?
–Yoksa birkaç günlüğüne değişecek mi planlarınız?
–Tanıştırmaktan onur duyarmısınız en yakın arkadaşlarınızı O’nunla?
–Yoksa hiç karşılaştırmamasını mı umardınız Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle ?
–Şimdi söyleyin açık yüreklilikle O’nun kalmasını ister misiniz sizinle sonsuza dek, hep birlikte?
–Yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız.Z iyareti bitip gittiğinde?
–Gerçekten bilmek ilgi çekici olabilir değil mi*
–Bilmek ve düşünmek eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretimize gelse yapacağımız şeyleri?
 
Üst Alt