Dağcılık, dağlarda yürüyüş ve kamp kurmanın yanı sıra teknik malzeme kullanarak tırmanma sporunu da kapsayan bir doğa sporudur.18.-19. yüzyılda Avrupalı (İngiliz ve Fransızlar başta olmak üzere) zenginlerin boş zamanlarını değerlendirmek ve hayatlarının rutinakışını yeni maceralarla süsleme arayışı neticisinde bir sporsayılmaya başlanan dağcılık, 20.yüzyılın başında diğer ulusların da ilgisini çekmeyi başarmıştır. Uluslararası bir spor haline gelmesi ise, 1931 yılında, merkezi Cenevre'de olan Uluslararası Dağcılar Birliği (UIAA)'nin kurulmasıyla mümkün olmuştur. İzleyen yıllarda, belirli teknik ve emniyet yöntemlerinin geliştirilmesine paralel olarak kendine özgü disiplini ve ilkeleri olan bir spor dalı haline dönüşen dağcılık, birçok doğa sporunun da önünü açmıştır.
Dağcıların vazgeçilmez tutkusudur dağlar. Birçok yitik yaşamlar, birçok hissiyatı tarif edilemez zaferler yaşanmıştır o tepelerde. Nasıl bir tutkuysa artık bazı dağcılar tırmanan her 4 kişiden birnin öldüğü K2 dağına bile %25'lik ölüm oranını göze alarak tırmanmaya çalışırlar. Tarif edilemez bir tutkudur dağcılık.
Peki dünyanın o en zorlu parkurları nelerdir? En yüksek mesafeler nerelerdir?
Dünyanın en yüksek 10 dağı ve ilk fethedenler.
Dünyadaki en yüksek tepe özelliği ile bilinen Everest Dağı, Himalayalarda yer almaktadır. Yüksekliği ile Çin ve Nepal sınır çizgilerinde yer alan Everest Dağı, dünyada neredeyse herkesin ismen de olsa bildiği popüler bir dağdır.
Dünya üzerindeki tek doruk noktası olması, bu dağın son derece ilgi görmesine ve turizm açısından da bulunduğu yere fazlasıyla katkı sağlamasına neden olmaktadır. Dünyanın en yüksek dağı özelliğindeki Everest Dağı 8.848 metre yüksekliğe sahiptir.
1865 yılında Everest ismine kavuşan bu dağ, İngiltereli bir memurun soyadından ileri gelmiştir. Tibet dilinde Everest Dağı, Çomolungma olarak bilinmektedir. Bu denli popüler ve ilginç özelliklere sahip Everest Dağı’nın ne zaman ve nasıl oluştuğuna dair pek çok görüş bulunmaktadır. Bu noktada en önemli görüşler arasında, Everest Dağı’nın varlığının 450 yıl öncesine dayandığı ve Himalayalardan bile önce oluştuğu yer almaktadır. Dünyanın zirvesi olarak kabul edilen Everest Dağı’nın en doruk noktasında oksijenin yetersiz olmasından dolayı yaşam yoktur.
Sıcaklığın ve rüzgarın da aşırı miktarda olması, bitkilerin dahil burada yaşamalarına olanak vermemektedir. Çeşitli buzullara ev sahipliği yapan Everest Dağı, dağcılık sporu yapanların en çok ilgi odağında olan bir dağdır. Dünyanın doruk noktasına tırmanmayı önemli bir heyecan olarak gören pek çok dağcı, Everest Dağı’na düzenlenen tırmanışlara büyük ilgi göstermektedir.
Everest Dağı’nın Tarihçesi
Himalayalardan önce oluşup oluşmadığı konusunda hakkında pek çok görüş ortaya atılmış olan Everest Dağı, yüzyıllar öncesinden beridir bilinen dünyanın en yüksek dağı özelliğindedir. Yüksekliği ile dünya atmosferini geçen Everest Dağı, oksijenin en az düzeyde olduğu tabakalara ulaşır. Dünyadaki en yüksek dağ olma özelliğinin yanında iki ülke arasındaki en yüksek sınır olma özelliği de Everest Dağı hakkında bilinmesi gerekenler arasındadır. Everest Dağı’na tırmanmak için oluşturulmuş olan 18 adet resmi yol, dağcıların bu yolları tercih ederek zirveye ulaşmalarını sağlamaktadır. Turizm açısından dağcıların tercih ettiği bir yer olmasına karşın, temizlik ve diğer çevre koşulları oldukça yetersiz durumdadır.
Everest Dağı’nın Özellikleri Nelerdir?
Yüksekliği 8.848 metre olan Everest Dağı, 1865 yılında Everest ismini almıştır. Everest Dağı’nın tepe noktasındaki sıcaklık yaklaşık -70 dereceye kadar varmaktadır. Himalayalarda bulunan Everest Dağı, Çin Halk Cumhuriyeti ile Nepal sınırı üzerinde yer almaktadır. Rüzgar hızının ise saatte 100 kilometreyi bulması burada yaşamın son derece imkânsız olmasına neden olmaktadır. 1920’li yıllardan itibaren Everest Dağı’na çeşitli zamanlarda tırmanışlar gerçekleştirilmiş olsa da, bu alandaki girişimlerin tamamında başarısız olunmuştur. İlk olarak Everest’in doruğuna ulaşanlar, 1953 yılında Edmund Hillary ve Tenzing Norgay isimli kişilerdir.
Ülkemizin önemli dağcılarından biri olan Ali Nasuh Mahruki, Everest Dağı’na başarılı bir şekilde tırmanmayı başaran ilk Türk dağcı olma özelliğindedir. Her yıl dağcılar için Mayıs ve Ağustos ayları arasında gerçekleştirilen Everest Dağı’na tırmanış turları, cesareti olan tırmanışçıların farklı bir deneyim yaşamalarına olanak sağlamaktadır. Mayıs ve Ağustos ayları dışındaki tüm aylarda Everest Dağı’nda kar yağışı görmek mümkündür. Bu sebeple bu aylar dışında yapılan tırmanışlarda çığ tehlikesi oldukça büyük bir risk taşımaktadır.
Bu noktada 2014 yılında Everest Dağı’nda gerçekleşen çığ, yaklaşık 18 dağcının yaşamını yitirmesine neden olmuştur. Oksijenin eksik olduğu ve aşırı soğuk olan Everest Dağı’na tırmanırken, dağcılar sıcak tutan, özel ayakkabı ve giysiler giymekte; çeşitli oksijen temini gerçekleştiren sistemlerle tırmanış gerçekleştirmektedir.
Pakistan ile Çin Halk Cumhuriyeti sınırı üzerinde yer alan K2 dağı dünyanın en yüksek 2. dağıdır. 8611 metre yüksekliği ile Everest'ten sonra dünyanın en yüksek 2. dağı olan K2'nin bir diğer adı da "Godwin Austin"dir. Yükseklik açısından ikinci sırada yer alsa da zorluk bakımından tartışmasız birinci sıradadır. Bu nedenle de K2'nin zirvesi dağcılar için "kutsal zirve" olarak adlandırılır. K2 dağı o kadar acımasızdır ki çıkmaya çalışan her 4 kişiden birisi orada hayata gözlerini yummuştur.
K2 dağının bu kadar zor olmasının başlıca sebebi çok dik olmasıdır. Diklik hem tırmanış zorluğu hem de daha fazla çiğ ve kaya düşmesi demektir.
K2'ye ilk defa 31 Temmuz 1954'te İtalyan Lino Lacedelli ve yine İtalyan Achille Compagnoni tırmanmayı başarmıştır. K2ye tırmanan ilk Türk ise 2001 yılında yaptığı tırmanış ile Ali Nasuh Mahruki olmuştur. Ali Nasuh Mahruki aynı zamanda 1995 yılında Everest'e de tırmanarak "Everest'e tırmanan ilk Türk" ünvanını da almıştır.
K2 Dağı ; Karakurum da, Pakistan ile Çin sınırının üzerinde bulunmakta olan bu dağ, 8611 m olan yüksekliği ile everest dağından sonraki, dünyanın en yüksek ikinci dağı olarak adlandırılmaktadır. Dağın bir çok ismi bulunmaktadır. Bu isimler, Kogir, Keçu, Zalim Dağ dır. Tam olarak kabul edilmemiş başka ismi ise Godwin Austin dir. Dünyadaki en zor dağdır. Bu sebepten dolayı dağcılar arasında zirvesi kutsal zirve olarak adlandırılır. K2 Dağı, 25% gibi yüksek bir ölüm oranıyla öldürücü dağ ve zalim dağ olarak ün salmıştır.
Bu dağ K2 ismini, İngiltere sömürgesi dönemindeki Hindistan ın geniş, Trigonometrik Harita Ölçümü esnasında Karakurum Dağları ölçülürken, göze çarpan iki zirvenin K1 ve K2 olarak isimlendirilmesin den almıştır. Bu ölçümlerde eğer varsa ilk olarak yerel adlandırmaya yer verilmiş fakat, K2 zirvesi için bilinir bir yerel isim bulunamamıştır. 8000 m den yüksek olan 14 dağ arasında çıkış sayılarına göre hesaplandığında zirvesine en zor çıkılanbilen dağdır.nBunun başlıca birkaç sebepleri ise dağın aşırı derecede dik olması, teknik beceri isteyen birçok bölümü olması, düşen kaya parçaları ve çığ düşürmesi olarak gösterilebilirmektedir. K2 Dağı na İlk başarılı zirve çıkışını 1954 senesinde bir İtalyan dağcı ekibi yapmıştır.
Liderliğini Artido Deiso'nun yapmış olduğu bu ekipte, zirveye ulaşabilen dağcılar iki tane olmuştur. K2 ye tırmanan ilk kadın Polonya lı olan dağcı Wanda olmuştur. Türkiye den ise ilk kez 2001 yılında Nasuh Mahruki adlı dağcı gerçekleştirmiştir. Diğer yandan bu zirve yapan dağcıların ismi anılırken, bilinmesi gereken başka bir gerçek de, dağcıların asıl olan eşyalarını, hem de dağcılar gibi özel giyim kuşamları olmayan üstelik, onlara kimi zaman rehberlik ederek zirveye ulaşmalarını sağlayan yerel halktan, hamalların durumudur. Ekmek parası kazanmanın derdindeki son derece fakir bu Pakistanlı veya Nepalli hamallar, imkansızlıklar içinde eşya taşırken veya zorlu geçitlerde rehberlik yaparken, çoğunlukla ölümle karşılaşmaktadır. K2 zirvesini tırmanmak isteyen dört kişi başına bir hamal hayatından olduğu için, bu tırmanışların yapılmaması bile istenmiştir. Ancak en zor dağ olması nedeniyle K2 zirve tırmanışı, dağcıların tutkusu olmakta hep öncelikli olmuştur.
Yakın bir zamana kadar dağcılar için ölüm oranı fazla iken, bu oran teknolojideki son gelişmeler ve dağcıların tehlikeler konusundaki tecrübeleri sayesinde, giderek azalma göstermektedir.
8 bin 586 metre yüksekliğe sahip olan Kançencunga Dağı, Hindistan ve Nepal arasında yükseliyor. Dünyanın üçüncü en yüksek dağı olarak geçen Kançencunga, karlı tepelerinin eşsiz görünümüyle de dikkat çekiyor. 1955 yılına kadar kimsenin zirvesine ulaşmayı başaramadığı dağ, Oldukça dik yapısı ve değişken rüzgarlarının yarattığı çığ riski nedeniyle dağcıları zorluyor.
Kanchenjunga, 8586 m. yüksekliği ile dünyanın en yüksek 3. zirvesi. Hindistan ile Nepal arasında bulunan dağa George Band ve Joe Brown 29 Mayıs 1955'te ilk tırmanışı gerçekleştirmişlerdir. Kangchenjunga yerel halkın kullandığı Limbu dilinde Sewalungma olarak bilinir.
Batıda Tamur Nehri, doğuda ise Teesta Nehri tarafından sınırı olan Kangchenjunga; Himalayaların, Himal adlı bir bölümünde 8,586 m yüksekliğe kadar uzanmaktadır.
1852 yılına kadar Kangchenjunga dünyanın en yüksek dağı olarak kabul edildi ancak 1849'da Hindistan'ın Büyük Trigonometrik Araştırması tarafından yapılan çeşitli okuma ve ölçümlere dayanılarak yapılan hesaplamalar, O zaman Peak XV olarak bilinen Everest Dağı'nın en yüksek dağ olduğu kabul edildi. 1856'da resmi olarak Kangchenjunga'nın üçüncü en yüksek dağ olduğu ilan edildi.
Tibet-Nepal sınırında ve Everest’in hemen yanıbaşında ki Lhotse Dağı, 8516 metrelik yüksekliği ile dünyanın 4. büyük zirvesidir. Anlamı Tibet dilinde güney zirvedir. Lhotse dağı ile Everest Dağı arasında Güney Col adı verilen bir sırt bağlantısı da vardır.
Lhotse’de 8.000 metreyi aşan 3 zirve vardır. Bunlar, 8383 metrelik ”Lotshe Shar”, 8414 mt.lik ”Orta Lhotse” ve 8516 metrelik asıl zirvedir.
Lhotse ve Everest arasındaki Güney Col sırtı sadece 610 metrelik bir iritifa farkına sahiptir. Bu nedenle pek çok dağcı Lohtse’yi Everest’in güney zirvesi gibi görme eğilimindedir. Bu nedenle en gereksiz dağ olarak da değerlendirmeler yapılmaktadır.
Oysa Lhotse, Everest’ten bağımsız bir masiftir ve 2.2 km.lik yatay mesafede, 2.2 km. irtifa alan güney yüzü, dünyanın en dik kesimlerinden biridir.
Makalu dağı, 8,418 m'lik yüksekliğiyle dünyanın en yüksek 5. dağıdır. Himalayalarda Nepal ile Çin Halk Cumhuriyeti sınırında yer alır.
Oldukça zorlu bir parkur olan Makalu dağına defalarca tırmanmaya çalışan ekipler olmuş fakat başarılı olamamışlardır. En sonunda Makalu dağına ilk defa 15 Mayıs 1955'te Fransız Lionel Terray ve Jean Couzy tarafından tırmanılmıştır. Bu Fransız dağcılar Makalu dağına tırmanırken daha önce denenmeyen bir rota denemişler ve daha sonraları bu rota dağcılar için standart rota olmuştur.
Nepal ile Çin arasında yer alan Makalu Dağı, 8463 metrelik yüksekliği ile dünyanın 5. büyük dağıdır. Çince adı Makaru‘dur.
Makalu masifi 3 dağdan oluşmaktır. Ana Makalu dağından başka, 3 km kuzey batısında Kangchungtse ya da Makalu II diye bilinen 7678 metrelik bir dağ ile, 5 km kuzey doğusunda 7804 metrelik Chomo Lonzo dağı vardır. Bu iki dağ 7200 metrelik eğer şeklinde bir sırtla birbirlerine bağlıdırlar.
Makalu‘ya ilk deneme, 1954 yılında bir Amerikan ekibi tarafından yapıldı. Bu aynı zamanda Amerikalı dağcıların ilk Himalaya ekspedisyonudur. Ancak bu ekip fırtına nedeniyle 7100 metreye kadar tırmanabildi.
Gene aynı yıl Everest fatihi Edmunt Hillary‘nin liderliğini yaptığı bir Yeni Zelanda ekibi de başarılı olamadı.
Aynı yılın sonbaharında bir Fransız ekibi, 22 Ekimde Kangchungtse‘ye,30 Ekimde Chomo Lonzo’ya tırmandılar. Makalu‘ya ilk zirve 15 Mayıs 1955 tarihinde iki kişilik bir Fransız ekibi tarafından yapıldı. 17 Mayısta aynı ekipten 3 kişi daha zirve yaptı. Fransız ekibi, üyelerinin büyük bir çoğunluğu zirve yapmış olarak büyük bir başarıya imza attı.Makalu, meşhur bıçak sırtı kenarlarıyla, zor 8.000 likler arasında kabul edilir.
Dağcıların vazgeçilmez tutkusudur dağlar. Birçok yitik yaşamlar, birçok hissiyatı tarif edilemez zaferler yaşanmıştır o tepelerde. Nasıl bir tutkuysa artık bazı dağcılar tırmanan her 4 kişiden birnin öldüğü K2 dağına bile %25'lik ölüm oranını göze alarak tırmanmaya çalışırlar. Tarif edilemez bir tutkudur dağcılık.
Peki dünyanın o en zorlu parkurları nelerdir? En yüksek mesafeler nerelerdir?
Dünyanın en yüksek 10 dağı ve ilk fethedenler.
1- Everest Dağı
Dünyadaki en yüksek tepe özelliği ile bilinen Everest Dağı, Himalayalarda yer almaktadır. Yüksekliği ile Çin ve Nepal sınır çizgilerinde yer alan Everest Dağı, dünyada neredeyse herkesin ismen de olsa bildiği popüler bir dağdır.
Dünya üzerindeki tek doruk noktası olması, bu dağın son derece ilgi görmesine ve turizm açısından da bulunduğu yere fazlasıyla katkı sağlamasına neden olmaktadır. Dünyanın en yüksek dağı özelliğindeki Everest Dağı 8.848 metre yüksekliğe sahiptir.
1865 yılında Everest ismine kavuşan bu dağ, İngiltereli bir memurun soyadından ileri gelmiştir. Tibet dilinde Everest Dağı, Çomolungma olarak bilinmektedir. Bu denli popüler ve ilginç özelliklere sahip Everest Dağı’nın ne zaman ve nasıl oluştuğuna dair pek çok görüş bulunmaktadır. Bu noktada en önemli görüşler arasında, Everest Dağı’nın varlığının 450 yıl öncesine dayandığı ve Himalayalardan bile önce oluştuğu yer almaktadır. Dünyanın zirvesi olarak kabul edilen Everest Dağı’nın en doruk noktasında oksijenin yetersiz olmasından dolayı yaşam yoktur.
Sıcaklığın ve rüzgarın da aşırı miktarda olması, bitkilerin dahil burada yaşamalarına olanak vermemektedir. Çeşitli buzullara ev sahipliği yapan Everest Dağı, dağcılık sporu yapanların en çok ilgi odağında olan bir dağdır. Dünyanın doruk noktasına tırmanmayı önemli bir heyecan olarak gören pek çok dağcı, Everest Dağı’na düzenlenen tırmanışlara büyük ilgi göstermektedir.
Everest Dağı’nın Tarihçesi
Himalayalardan önce oluşup oluşmadığı konusunda hakkında pek çok görüş ortaya atılmış olan Everest Dağı, yüzyıllar öncesinden beridir bilinen dünyanın en yüksek dağı özelliğindedir. Yüksekliği ile dünya atmosferini geçen Everest Dağı, oksijenin en az düzeyde olduğu tabakalara ulaşır. Dünyadaki en yüksek dağ olma özelliğinin yanında iki ülke arasındaki en yüksek sınır olma özelliği de Everest Dağı hakkında bilinmesi gerekenler arasındadır. Everest Dağı’na tırmanmak için oluşturulmuş olan 18 adet resmi yol, dağcıların bu yolları tercih ederek zirveye ulaşmalarını sağlamaktadır. Turizm açısından dağcıların tercih ettiği bir yer olmasına karşın, temizlik ve diğer çevre koşulları oldukça yetersiz durumdadır.
Everest Dağı’nın Özellikleri Nelerdir?
Yüksekliği 8.848 metre olan Everest Dağı, 1865 yılında Everest ismini almıştır. Everest Dağı’nın tepe noktasındaki sıcaklık yaklaşık -70 dereceye kadar varmaktadır. Himalayalarda bulunan Everest Dağı, Çin Halk Cumhuriyeti ile Nepal sınırı üzerinde yer almaktadır. Rüzgar hızının ise saatte 100 kilometreyi bulması burada yaşamın son derece imkânsız olmasına neden olmaktadır. 1920’li yıllardan itibaren Everest Dağı’na çeşitli zamanlarda tırmanışlar gerçekleştirilmiş olsa da, bu alandaki girişimlerin tamamında başarısız olunmuştur. İlk olarak Everest’in doruğuna ulaşanlar, 1953 yılında Edmund Hillary ve Tenzing Norgay isimli kişilerdir.
Ülkemizin önemli dağcılarından biri olan Ali Nasuh Mahruki, Everest Dağı’na başarılı bir şekilde tırmanmayı başaran ilk Türk dağcı olma özelliğindedir. Her yıl dağcılar için Mayıs ve Ağustos ayları arasında gerçekleştirilen Everest Dağı’na tırmanış turları, cesareti olan tırmanışçıların farklı bir deneyim yaşamalarına olanak sağlamaktadır. Mayıs ve Ağustos ayları dışındaki tüm aylarda Everest Dağı’nda kar yağışı görmek mümkündür. Bu sebeple bu aylar dışında yapılan tırmanışlarda çığ tehlikesi oldukça büyük bir risk taşımaktadır.
Bu noktada 2014 yılında Everest Dağı’nda gerçekleşen çığ, yaklaşık 18 dağcının yaşamını yitirmesine neden olmuştur. Oksijenin eksik olduğu ve aşırı soğuk olan Everest Dağı’na tırmanırken, dağcılar sıcak tutan, özel ayakkabı ve giysiler giymekte; çeşitli oksijen temini gerçekleştiren sistemlerle tırmanış gerçekleştirmektedir.
2- K2 Dağı, Karakurum
Pakistan ile Çin Halk Cumhuriyeti sınırı üzerinde yer alan K2 dağı dünyanın en yüksek 2. dağıdır. 8611 metre yüksekliği ile Everest'ten sonra dünyanın en yüksek 2. dağı olan K2'nin bir diğer adı da "Godwin Austin"dir. Yükseklik açısından ikinci sırada yer alsa da zorluk bakımından tartışmasız birinci sıradadır. Bu nedenle de K2'nin zirvesi dağcılar için "kutsal zirve" olarak adlandırılır. K2 dağı o kadar acımasızdır ki çıkmaya çalışan her 4 kişiden birisi orada hayata gözlerini yummuştur.
K2 dağının bu kadar zor olmasının başlıca sebebi çok dik olmasıdır. Diklik hem tırmanış zorluğu hem de daha fazla çiğ ve kaya düşmesi demektir.
K2'ye ilk defa 31 Temmuz 1954'te İtalyan Lino Lacedelli ve yine İtalyan Achille Compagnoni tırmanmayı başarmıştır. K2ye tırmanan ilk Türk ise 2001 yılında yaptığı tırmanış ile Ali Nasuh Mahruki olmuştur. Ali Nasuh Mahruki aynı zamanda 1995 yılında Everest'e de tırmanarak "Everest'e tırmanan ilk Türk" ünvanını da almıştır.
K2 Dağı ; Karakurum da, Pakistan ile Çin sınırının üzerinde bulunmakta olan bu dağ, 8611 m olan yüksekliği ile everest dağından sonraki, dünyanın en yüksek ikinci dağı olarak adlandırılmaktadır. Dağın bir çok ismi bulunmaktadır. Bu isimler, Kogir, Keçu, Zalim Dağ dır. Tam olarak kabul edilmemiş başka ismi ise Godwin Austin dir. Dünyadaki en zor dağdır. Bu sebepten dolayı dağcılar arasında zirvesi kutsal zirve olarak adlandırılır. K2 Dağı, 25% gibi yüksek bir ölüm oranıyla öldürücü dağ ve zalim dağ olarak ün salmıştır.
Bu dağ K2 ismini, İngiltere sömürgesi dönemindeki Hindistan ın geniş, Trigonometrik Harita Ölçümü esnasında Karakurum Dağları ölçülürken, göze çarpan iki zirvenin K1 ve K2 olarak isimlendirilmesin den almıştır. Bu ölçümlerde eğer varsa ilk olarak yerel adlandırmaya yer verilmiş fakat, K2 zirvesi için bilinir bir yerel isim bulunamamıştır. 8000 m den yüksek olan 14 dağ arasında çıkış sayılarına göre hesaplandığında zirvesine en zor çıkılanbilen dağdır.nBunun başlıca birkaç sebepleri ise dağın aşırı derecede dik olması, teknik beceri isteyen birçok bölümü olması, düşen kaya parçaları ve çığ düşürmesi olarak gösterilebilirmektedir. K2 Dağı na İlk başarılı zirve çıkışını 1954 senesinde bir İtalyan dağcı ekibi yapmıştır.
Liderliğini Artido Deiso'nun yapmış olduğu bu ekipte, zirveye ulaşabilen dağcılar iki tane olmuştur. K2 ye tırmanan ilk kadın Polonya lı olan dağcı Wanda olmuştur. Türkiye den ise ilk kez 2001 yılında Nasuh Mahruki adlı dağcı gerçekleştirmiştir. Diğer yandan bu zirve yapan dağcıların ismi anılırken, bilinmesi gereken başka bir gerçek de, dağcıların asıl olan eşyalarını, hem de dağcılar gibi özel giyim kuşamları olmayan üstelik, onlara kimi zaman rehberlik ederek zirveye ulaşmalarını sağlayan yerel halktan, hamalların durumudur. Ekmek parası kazanmanın derdindeki son derece fakir bu Pakistanlı veya Nepalli hamallar, imkansızlıklar içinde eşya taşırken veya zorlu geçitlerde rehberlik yaparken, çoğunlukla ölümle karşılaşmaktadır. K2 zirvesini tırmanmak isteyen dört kişi başına bir hamal hayatından olduğu için, bu tırmanışların yapılmaması bile istenmiştir. Ancak en zor dağ olması nedeniyle K2 zirve tırmanışı, dağcıların tutkusu olmakta hep öncelikli olmuştur.
Yakın bir zamana kadar dağcılar için ölüm oranı fazla iken, bu oran teknolojideki son gelişmeler ve dağcıların tehlikeler konusundaki tecrübeleri sayesinde, giderek azalma göstermektedir.
3- Kançencunga Dağı
8 bin 586 metre yüksekliğe sahip olan Kançencunga Dağı, Hindistan ve Nepal arasında yükseliyor. Dünyanın üçüncü en yüksek dağı olarak geçen Kançencunga, karlı tepelerinin eşsiz görünümüyle de dikkat çekiyor. 1955 yılına kadar kimsenin zirvesine ulaşmayı başaramadığı dağ, Oldukça dik yapısı ve değişken rüzgarlarının yarattığı çığ riski nedeniyle dağcıları zorluyor.
Kanchenjunga, 8586 m. yüksekliği ile dünyanın en yüksek 3. zirvesi. Hindistan ile Nepal arasında bulunan dağa George Band ve Joe Brown 29 Mayıs 1955'te ilk tırmanışı gerçekleştirmişlerdir. Kangchenjunga yerel halkın kullandığı Limbu dilinde Sewalungma olarak bilinir.
Batıda Tamur Nehri, doğuda ise Teesta Nehri tarafından sınırı olan Kangchenjunga; Himalayaların, Himal adlı bir bölümünde 8,586 m yüksekliğe kadar uzanmaktadır.
1852 yılına kadar Kangchenjunga dünyanın en yüksek dağı olarak kabul edildi ancak 1849'da Hindistan'ın Büyük Trigonometrik Araştırması tarafından yapılan çeşitli okuma ve ölçümlere dayanılarak yapılan hesaplamalar, O zaman Peak XV olarak bilinen Everest Dağı'nın en yüksek dağ olduğu kabul edildi. 1856'da resmi olarak Kangchenjunga'nın üçüncü en yüksek dağ olduğu ilan edildi.
4- Lhotse Dağı, Himalayalar
Tibet-Nepal sınırında ve Everest’in hemen yanıbaşında ki Lhotse Dağı, 8516 metrelik yüksekliği ile dünyanın 4. büyük zirvesidir. Anlamı Tibet dilinde güney zirvedir. Lhotse dağı ile Everest Dağı arasında Güney Col adı verilen bir sırt bağlantısı da vardır.
Lhotse’de 8.000 metreyi aşan 3 zirve vardır. Bunlar, 8383 metrelik ”Lotshe Shar”, 8414 mt.lik ”Orta Lhotse” ve 8516 metrelik asıl zirvedir.
Lhotse ve Everest arasındaki Güney Col sırtı sadece 610 metrelik bir iritifa farkına sahiptir. Bu nedenle pek çok dağcı Lohtse’yi Everest’in güney zirvesi gibi görme eğilimindedir. Bu nedenle en gereksiz dağ olarak da değerlendirmeler yapılmaktadır.
Oysa Lhotse, Everest’ten bağımsız bir masiftir ve 2.2 km.lik yatay mesafede, 2.2 km. irtifa alan güney yüzü, dünyanın en dik kesimlerinden biridir.
Lhotse zirvesine ilk kez 1955 yılında çok yaklaşıldı. Başında Norman Dyhrenfurth‘un olduğu uluslararası bir ekspedisyon, kuzeybatı yüzünden 8100 metreye kadar tırmandı. Ancak kuvvetli rüzgar ve aşırı soğuk nedeni ile zirve yapamadılar. Ancak bu çıkışta, Everest masifinin haritasını tamamlama fırsatı buldular.
Lhotse’nin ana zirvesine ilk kez, 18 Mayıs 1956′da, bir İsviçre ekspedisyonundan, Ernst Reiss ve Fritz Luchsinger ulaştı. 12 Mayıs 1970’de, Sepp Mayerl ve Rolf Walter, Lhotse Shar‘ın ilk tırmanışını yaptılar. Orta Lhotse‘ye ise, çok sonra 23 Mayıs 2001‘de, bir Rus ekspedisyonunca ilk çıkış yapıldı.
Lhotse’nin ana zirvesine ilk kez, 18 Mayıs 1956′da, bir İsviçre ekspedisyonundan, Ernst Reiss ve Fritz Luchsinger ulaştı. 12 Mayıs 1970’de, Sepp Mayerl ve Rolf Walter, Lhotse Shar‘ın ilk tırmanışını yaptılar. Orta Lhotse‘ye ise, çok sonra 23 Mayıs 2001‘de, bir Rus ekspedisyonunca ilk çıkış yapıldı.
5- Makalu Dağı, Himalayalar
Makalu dağı, 8,418 m'lik yüksekliğiyle dünyanın en yüksek 5. dağıdır. Himalayalarda Nepal ile Çin Halk Cumhuriyeti sınırında yer alır.
Oldukça zorlu bir parkur olan Makalu dağına defalarca tırmanmaya çalışan ekipler olmuş fakat başarılı olamamışlardır. En sonunda Makalu dağına ilk defa 15 Mayıs 1955'te Fransız Lionel Terray ve Jean Couzy tarafından tırmanılmıştır. Bu Fransız dağcılar Makalu dağına tırmanırken daha önce denenmeyen bir rota denemişler ve daha sonraları bu rota dağcılar için standart rota olmuştur.
Nepal ile Çin arasında yer alan Makalu Dağı, 8463 metrelik yüksekliği ile dünyanın 5. büyük dağıdır. Çince adı Makaru‘dur.
Makalu masifi 3 dağdan oluşmaktır. Ana Makalu dağından başka, 3 km kuzey batısında Kangchungtse ya da Makalu II diye bilinen 7678 metrelik bir dağ ile, 5 km kuzey doğusunda 7804 metrelik Chomo Lonzo dağı vardır. Bu iki dağ 7200 metrelik eğer şeklinde bir sırtla birbirlerine bağlıdırlar.
Makalu‘ya ilk deneme, 1954 yılında bir Amerikan ekibi tarafından yapıldı. Bu aynı zamanda Amerikalı dağcıların ilk Himalaya ekspedisyonudur. Ancak bu ekip fırtına nedeniyle 7100 metreye kadar tırmanabildi.
Gene aynı yıl Everest fatihi Edmunt Hillary‘nin liderliğini yaptığı bir Yeni Zelanda ekibi de başarılı olamadı.
Aynı yılın sonbaharında bir Fransız ekibi, 22 Ekimde Kangchungtse‘ye,30 Ekimde Chomo Lonzo’ya tırmandılar. Makalu‘ya ilk zirve 15 Mayıs 1955 tarihinde iki kişilik bir Fransız ekibi tarafından yapıldı. 17 Mayısta aynı ekipten 3 kişi daha zirve yaptı. Fransız ekibi, üyelerinin büyük bir çoğunluğu zirve yapmış olarak büyük bir başarıya imza attı.Makalu, meşhur bıçak sırtı kenarlarıyla, zor 8.000 likler arasında kabul edilir.