MURATS44
Özel Üye
Dünyayı Koruyan Yeni Kalkan:
Uzay Fırtınaları Kalkanı
Uzay çalışmaları, Dünyamız’ın ve evrenin yoktan var edilmiş olduğunu ortaya koyan yeni bilimsel keşifleri ortaya çıkarıyor. Kısa zaman önce NASA’nın uzay mekiği ile ilgili yaptığı çalışmalar sırasında Dünya’nın etrafındaki atmosferin koruyucu kalkan özelliğine sahip olduğu keşfedildi. Ayrıca atmosferin dönüşümlü bir sisteme sahip olduğu da bu çalışmalar sırasında ortaya kondu.
Bilimsel gözlemler atmosferimizin dış kısmında uzay fırtınalarının yarattığı enerjiyi bir ısı kalkanı gibi emen bir koruyucu alanın mevcut olduğunu ortaya koymuştur. Gezegenimizi çevreleyen bu kalkan tabaka elektrik yüklü gaz ya da plazma bulutu oluşturup yeryüzünde yaşamı imkansız kılabilecek uzay fırtınası enerjisinin, atmosferin daha alt katmanlarına ulaşmasını engellemekte ve bu sayede Dünya'daki yaşamın sürmesi için hayati öneme sahip olan bir görevi yerine getirmektedir.
Elektrik yüklü plazma bulutu o kadar sıcaktır ki; bu bulutu oluşturan tanecikler ısı yayarak bazen orta ve üst yörüngelerdeki uyduların çalışmalarını engellemektedir.
Günümüze kadar, uzay fırtınalarının oluşturduğu enerji taneciklerinin, Güneş'in meydana getirdiği rüzgarlar tarafından tutulduğu düşünülüyordu. Ancak bu görüşün aksine, NASA'nın “Image” adı verilen uzay mekiğinin çalışmaları sırasında ortaya konan bu yeni keşif, atmosferin üst katmanlarından biri olan iyonosferin uzay fırtınalarına aktif olarak etki ettiğini kesin olarak ortaya çıkardı.
Uzay kalkanı faaliyette
Dünyanın uzay fırtınası kalkanı, iyonosferin dış kısmına ait olan, elektrik yüklü tanecikler içeren 300-1000 kilometre genişliğindeki ince bir tabakadır. Stephen Fuselier “Journal of Geophysical Research”’te bu konuyla ilgili yayınlanan makalesinde şu sözlere yer vermektedir:
“Uzay mekiğinin ateşli geri dönüşü sırasında, aşırı sıcakta ısı kalkanının dış tabakalarını dökerek feda etmesi gibi, Dünyamızın kalkanı da kendi yüklü taneciklerini uzaya bırakarak uzay fırtınalarının enerjisini emmektedir.” (Lockheed-Martin Advanced Tech. Center, Palo Alto, Calif.)
Dünyamız son derece hassas dengelere bağlı bu mucizevi durum sayesinde uzay fırtınalarından korunmaktadır. Bu özel korumalı sistem elbette ki kendi kendine oluşmamıştır. Evrendeki mükemmel düzen Rabbimiz'in kusursuz yaratışıyla meydana gelmiştir.
Fırtına kalkanı sayesinde zararlarından korunduğumuz bir diğer tehlike de güneş rüzgarlarıdır. Saniyede yaklaşık 400 kilometre hızla esen güneş rüzgarları Dünya'nın manyetik alanından hızla geçip ilerleyen elektrik yüklü parçalardan oluşur. Bu yolculuk esnasında milyonlarca amperlik korkunç bir elektrik akımı ortaya çıkar. Bu elektrik akımı da dünyanın gözle görülemeyen manyetik alan çizgilerine doğru akar ve özellikle kutup bölgelerinde trilyonlarca watt’lık enerji, atmosfere pompalanır.
Dünyamızın fırtına kalkanı olmasaydı, bu çok büyük elektrik akımından gelen ısı, Dünyadaki yaşamı imkansız hale getirecekti.
Dünyanın manyetik alanı sayesinde, güneş rüzgarlarının atmosferimize doğrudan çarpması ve zamanla meydana gelecek aşınmalar engellenmiş olmaktadır.
Herşeyden haberdar olan Rabbimiz'in yarattığı eşsiz sistem sayesinde güneş rüzgarları manyetosfere çarpar ve gezegenimizin etrafını kuşatırlar. Bu patlamalar, Güneş’teki patlamalar ile birlikte daha büyük bir hıza ve yoğunluğa ulaşır, ardından uzay fırtınalarının da bu patlamaya eklenmesiyle çarpmanın şiddeti çok daha büyük bir boyuta ulaşır. Tüm bu yoğun fırtına bombardımanına maruz kalan Dünyamız, Allah’ın üstün yaratışının delillerinden olan bu kalkan sayesinde korunmaktadır.
Gökyüzü korunmuş bir tavandır
Gökyüzünü seyreden insanlardan çoğunun aklına atmosferin koruyucu yapısı gelmeyebilir ancak atmosferimiz sanki Dünyamızı korumak için mücadele eden şuurlu bir varlık gibi hareket eder. Tüm bilimsel gözlemler, Dünya'daki yaşamın atmosferin bu özelliği sayesinde korunduğunu kanıtlamaktadır. Bu da, Allah’ın kusursuz yaratışı ile atmosferi hizmetimize verdiğini bize göstermektedir.
Burada dikkati çeken çok önemli bir konu da, Allah’ın atmosferde yarattığı bu mükemmel sistemi Kuran-ı Kerim’de bildirmiş olmasıdır. 21. yüzyıl biliminin yeni tespit ettiği atmosferin koruyucu bir kalkan oluşturması hakkındaki bir Kuran ayeti şöyledir:
“Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.” (Enbiya Suresi, 32)
Atmosferin Kuran’da bildirilen bir diğer önemli özelliği de, dönüşümlü bir sisteme sahip olmasıdır.
Atmosferin en dıştaki iki tabakası iyonosfer ve manyetosferdir. İyonosfer, yeryüzünden yayınlanan radyo dalgalarını yeryüzüne geri yansıtarak yayınların uzak mesafelerden de algılanmasını sağlar. Manyetosfer ise, Güneş’ten ve diğer yıldızlardan yayılan zararlı radyoaktif parçacıkları, yeryüzüne ulaşmadan uzaya geri döndürür.
Bütün bunlar, atmosferde son derece özel bir geri döndürme sistemi olduğunu gösterir.
Dünya'da canlılığın devamı için en uygun ortamın hazırlanmış olması Allah’ın kusursuz ve uyumlu yaratışının delillerindendir.
Allah Kuran'da tüm yarattıklarının sahibi olduğunu ve herşeyin Kendisi'ne gönülden boyun eğdiklerini bildirmiştir. Bakara Suresi'ndeki ayetlerde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“... göklerde ve yerde ne varsa O’nundur, tümü O’na gönülden boyun eğmişlerdir. Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse “OL” der, o da hemen oluverir.” (Bakara Suresi, 116-117)
Moderatör tarafında düzenlendi: