harekat
Özel Üye
En Fazla Sansürlenen 25 Haber
ABD’de yürütülen proje kapsamında 2010-2011 yılının en fazla sansürlenen 25 haberi belirlendi. Projede yer alan yüzlerce akademisyen ve öğrencinin duyarlılıklarının da etkilediği listede ağırlığı çevre ve sağlık haberleri oluşturuyor. 2010-2011 akademik yılı içerisinde ABD anaakım medyası tarafından en fazla sansürlenen 25 haber, Kaliforniya Sonoma Devlet Üniversitesi’nin “Sansürlü Proje” adlı araştırması sonucunda tespit edildi. İlk defa 1976′da yapılan ve 35 yıldır devam eden projede bu sene 19 üniversiteden 105 akademisyen ve 244 öğrenci çalıştı.
Proje kapsamında en çok sansürlenen haberler listesinin ilk 10 sırası şöyle:
HAARP İklim yönetme teknolojisi: ABD hükümeti, yaklaşık yarım asırdır iklime müdahaleyle ilgili deneyler yürütüyor. Su kaynaklarının azalması ve iklim değişikliğinin daha ciddi bir tehlike haline gelmesiyle birlikte, özellikle silah sanayisindeki şirketler de bu alana yatırım yapmaya başladı. Son araştırma programlarından biri olan HAARP, iyonosferde yaptığı müdahalelerle geniş alanlarda sel, kuraklık, fırtına ve deprem gibi doğa olaylarını tetikleyebilecek bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Program, askeri gizlilik gerekçeleriyle kamuoyundan gizli tutulmaya çalışılıyor. Fakat böyle bir programın ABD hükümetinin elinde yeni bir kitle imha silahına dönüşebileceği ortada.
ABD’deki gerçek işsizlik oranı: 5 kişiden 1′i işsiz. Piyasaları ve kamuoyunu tedirgin etmemek amacıyla Amerikan medyası ekonomide kötü giden işleri olabildiğince küçülterek yansıtıyor. Bunların başında da ABD’deki işsizlik oranı geliyor. Resmi istatistikler Aralık ayında yüzde 9.4 olan işsizlik Ocak ayında yüzde 9′a gerilediğinde, medya toparlanma haberleri yaptı. Oysa bir sene boyunca iş bulamayan kişilerin resmi istatistikte işsiz tanımının dışına düşmesi ve Aralık-Ocak sezonunun tatil ve bayramlar nedeniyle geçici iş açısından verimli olması nedeniyle işsizlik oranının düştüğü bu dönem dışında işsizlik oranları pek haber konusu yapılmadı. Shadowstats.com gibi çeşitli istatistik sitelerine göre ABD’de gerçek işsizlik oranı yüzde 22.2 civarında.
Iraklı kadınların maruz kaldığı insan kaçakçılığı.
Düzenli olarak Pasifik Okyanusu’nun ortasına boşaltılan milyonlarca ton çöp.
Yakın zamanda, Eisenhower döneminde nükleer saldırı olasılığına karşı oluşturulmuş ve insanları toplama kamplarına doldurmak gibi uç durumları öngören bir acil durum planının, çeşitli felaket durumlarında hükümetçe uygulanmasına yetki veren karar.
Kenya’da kız çocuklarının cinsel organlarını sünnet ettirme konusunda süregiden aile baskısı.
Obama yönetiminin ekonomiyi canlandırma kapsamında en fazla çevresel kirlilik yaratan bazı şirketlere büyük krediler sağlayıp, bu şirketlerin “çevre konusunda basit hatalar” yapmaları durumunda bu giderlerin vergi indirimiyle kapatılmasını getiren yasal düzenleme.
Çin’de Apple’ın iPod ürünlerinin üretildiği fabrikalardaki çalışma koşulları ve işçilerin düzenli olarak zehirlenmesi.
Yeni Delhi’de nehirleri kirleten ve Pakistan’da da görülen, Dünya Sağlık Örgütü’nce de tehlikesine dikkat çekilen, antibiyotiklere genetik dayanıklılık sahibi süperbakterilerin büyük bir hızla yayılmakta olması.
Dev Amerikan şirketi Monsanto‘nun Haiti’deki depremi rant kapısı olarak görerek yaptığı icraatlar.
Oxfam‘ın, dünyada yapılan uluslararası mali yardımların büyük kısmının yoksullara ulaşmak yerine, siyasi-askeri alanları besliyor olduğuna dair raporu.
ABD’li gıda üreticileri birliği ve Tarım Bakanlığı’nın, BM’nin “yiyecek kitabı” olan Codex Alimentarius’ta ve diğer ülkelerde, GDO içeren besinlerle içermeyenlerin ayrılmasını sağlayan etiketlerin kullanımını zorunlu kılan yasaların kaldırılması yönündeki çabaları.
ABD’de yürütülen proje kapsamında 2010-2011 yılının en fazla sansürlenen 25 haberi belirlendi. Projede yer alan yüzlerce akademisyen ve öğrencinin duyarlılıklarının da etkilediği listede ağırlığı çevre ve sağlık haberleri oluşturuyor. 2010-2011 akademik yılı içerisinde ABD anaakım medyası tarafından en fazla sansürlenen 25 haber, Kaliforniya Sonoma Devlet Üniversitesi’nin “Sansürlü Proje” adlı araştırması sonucunda tespit edildi. İlk defa 1976′da yapılan ve 35 yıldır devam eden projede bu sene 19 üniversiteden 105 akademisyen ve 244 öğrenci çalıştı.
Proje kapsamında en çok sansürlenen haberler listesinin ilk 10 sırası şöyle:
- İntihar ederek ölen ABD askerlerinin sayısı, savaşta ölenlerden daha fazla: 2010 yılı boyunca savaşta 462 ABD askeri ölmüşken, 468 ABD askeri intihar ederek öldü. Bu durum, 2009 yılında da yaşanmıştı. Bu haber, 2010 yılının en fazla sansürlenen haberi oldu. Hemen hiçbir “önemli” ABD yayınında yer almayan bu haberin sansürlenmesi manidar. Zira zorunlu askerlik sisteminin olmadığı ABD’de, ordunun yeni askerler kazanması için kendini bir “cazibe merkezi” olarak sunması gerekiyor. Gerçi bu “cazibenin” büyük kısmı, işsiz kalan yoksul Amerikalı gençlerin orduya girip düzenli maaş alma şansını kullanmak istemesi oluşturuyor ama, yine de yabancı ülkelerde savaştaki ABD askerlerinin psikolojik olarak vahim durumda olduklarının bilinmemesi gerekiyor. Bu, ülke kamuoyunun bu savaşlara desteğinin daha da düşmemesi için de önemli.
- ABD ordusu sosyal medya sitelerini manipüle ediyor: ABD ordusu, sosyal medya sitelerinde istihbarat toplamak ve propaganda yapmak amacıyla sahte karakterler yaratan bir yazılım geliştirdi. Konuyla ilgili soL haberi: Facebook ve Twitter’dan propagandada son nokta!
- Obama’nın ölüm listesi: Bu sene özellikle El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in Afganistan’da ve bir diğer El Kaide yöneticisi ve ABD vatandaşı Enver el Avlaki’nin Yemen’de ABD kuvvetlerince düzenlenen operasyonlarda öldürülmesi, uluslararası hukuk ve insan hakları bağlamında ciddi tartışmalar doğurdu. İnsan Hakları İzleme örgütü ve Birleşmiş Milletler’in ele geçirdiği bazı belgeler, ABD hükümetinin “terör şüphelisi” ABD vatandaşlarından oluşan bir “ölüm listesi” oluşturduğunu ortaya koydu. Obama’nın eski Ulusal İstihbarat şefi Dennis Blair, söz konusu listenin varlığını doğrulayarak, hükümetin buna hakkı olduğunu ve listede yer alan isimleri açıklamayacaklarını belirtti.
- Gıda krizi büyüyor: Birleşmiş Milletler Gıda ve Ziraat Örgütü’nün (FAO) verdiği bilgilere göre, geçtiğimiz sene dünya çapında gıda fiyatlarındaki artış, 2007-2008′deki artışı da geride bırakarak rekor kırdı. 2010 Şubat itibariyla gelinen nokta, en azından 1990 yılından bu yana gıda fiyatlarının en pahalı olduğu fiyat olarak kayda geçti. Böylece resmi verilere göre halihazırdaki 925 milyon aç insana geride bıraktığımız senede 44 milyon kişi daha katıldı. Böyle giderse gıda krizi, dünyanın yoksulllarını feci şekilde vuran, çok büyük bir kriz haline gelecek. (Konuyla ilgili soL haberi: Gıda fiyatları neden sürekli artıyor?)
- Özel göçmen hapishaneleri, kamu kaynaklarından finanse ediliyor: Son 4 senede ABD’de bir milyon göçmen hapse atıldı. Özel sektöre ait olan bu hapishanelerde göçmenler kötü muameleye uğruyor, sağlık ve beslenme dahil temel haklarının eksikliğinden dolayı ölümlerle karşılaşıyor. Bu “özel” hapishanelerin paraları ise, kamu kaynaklarından sağlanıyor. Bu hapishaneleri işleten en büyük iki şirket olan CCA ve GEO Group, bu mükafatın karşılığı olarak Arizona Valisi Jan Berger’in seçim kampanyasına yüklü miktarda bağışta bulundu.
- Google casusluğu: 2010 yılı başlarında Federal Ticaret Komisyonu (FTC), internet devi Google’ı yasadışı biçimde kişisel bilgileri toplamakla suçladı. Google ise, aralarında şifreler, elektronik posta kayıtları gibi bilgiler olan bu bilgileri “sehven” kaydettiğini öne sürdü. Şirkete göre hata, “Sokak Görüşü” isimli uygulamalarının düzenlenmesi sırasında yapılmıştı. Bu bilgi toplama durumu büyük bir suç olmasına rağmen, ABD yetkili makamları konunun üzerini kapadı.
- Orduda psikolojik deneyler: Ocak 2011′de American Psychologist dergisinde çıkan makaleler, Amerikan Psikoloji Derneği’nin (APA) 117 milyon dolarlık bir proje kapsamında ABD ordusunda savaşa giren askerlerin dirençlerini düşürmek ve tehlikeli psikolojik durumlara girmelerini önlemek, kısaca askerleri “olumlu psikolojide” tutmak için kitlesel deneyler yaptığını ortaya koydu. Bu deneyler, en fazla sansürlenen haber olan intihar sayısıyla birlikte düşünüldüğünde manidar.
HAARP İklim yönetme teknolojisi: ABD hükümeti, yaklaşık yarım asırdır iklime müdahaleyle ilgili deneyler yürütüyor. Su kaynaklarının azalması ve iklim değişikliğinin daha ciddi bir tehlike haline gelmesiyle birlikte, özellikle silah sanayisindeki şirketler de bu alana yatırım yapmaya başladı. Son araştırma programlarından biri olan HAARP, iyonosferde yaptığı müdahalelerle geniş alanlarda sel, kuraklık, fırtına ve deprem gibi doğa olaylarını tetikleyebilecek bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Program, askeri gizlilik gerekçeleriyle kamuoyundan gizli tutulmaya çalışılıyor. Fakat böyle bir programın ABD hükümetinin elinde yeni bir kitle imha silahına dönüşebileceği ortada.
ABD’deki gerçek işsizlik oranı: 5 kişiden 1′i işsiz. Piyasaları ve kamuoyunu tedirgin etmemek amacıyla Amerikan medyası ekonomide kötü giden işleri olabildiğince küçülterek yansıtıyor. Bunların başında da ABD’deki işsizlik oranı geliyor. Resmi istatistikler Aralık ayında yüzde 9.4 olan işsizlik Ocak ayında yüzde 9′a gerilediğinde, medya toparlanma haberleri yaptı. Oysa bir sene boyunca iş bulamayan kişilerin resmi istatistikte işsiz tanımının dışına düşmesi ve Aralık-Ocak sezonunun tatil ve bayramlar nedeniyle geçici iş açısından verimli olması nedeniyle işsizlik oranının düştüğü bu dönem dışında işsizlik oranları pek haber konusu yapılmadı. Shadowstats.com gibi çeşitli istatistik sitelerine göre ABD’de gerçek işsizlik oranı yüzde 22.2 civarında.
Iraklı kadınların maruz kaldığı insan kaçakçılığı.
Düzenli olarak Pasifik Okyanusu’nun ortasına boşaltılan milyonlarca ton çöp.
Yakın zamanda, Eisenhower döneminde nükleer saldırı olasılığına karşı oluşturulmuş ve insanları toplama kamplarına doldurmak gibi uç durumları öngören bir acil durum planının, çeşitli felaket durumlarında hükümetçe uygulanmasına yetki veren karar.
Kenya’da kız çocuklarının cinsel organlarını sünnet ettirme konusunda süregiden aile baskısı.
Obama yönetiminin ekonomiyi canlandırma kapsamında en fazla çevresel kirlilik yaratan bazı şirketlere büyük krediler sağlayıp, bu şirketlerin “çevre konusunda basit hatalar” yapmaları durumunda bu giderlerin vergi indirimiyle kapatılmasını getiren yasal düzenleme.
Çin’de Apple’ın iPod ürünlerinin üretildiği fabrikalardaki çalışma koşulları ve işçilerin düzenli olarak zehirlenmesi.
Yeni Delhi’de nehirleri kirleten ve Pakistan’da da görülen, Dünya Sağlık Örgütü’nce de tehlikesine dikkat çekilen, antibiyotiklere genetik dayanıklılık sahibi süperbakterilerin büyük bir hızla yayılmakta olması.
Dev Amerikan şirketi Monsanto‘nun Haiti’deki depremi rant kapısı olarak görerek yaptığı icraatlar.
Oxfam‘ın, dünyada yapılan uluslararası mali yardımların büyük kısmının yoksullara ulaşmak yerine, siyasi-askeri alanları besliyor olduğuna dair raporu.
ABD’li gıda üreticileri birliği ve Tarım Bakanlığı’nın, BM’nin “yiyecek kitabı” olan Codex Alimentarius’ta ve diğer ülkelerde, GDO içeren besinlerle içermeyenlerin ayrılmasını sağlayan etiketlerin kullanımını zorunlu kılan yasaların kaldırılması yönündeki çabaları.
- Lyme hastalığının giderek yayılması ve hastalığın uzun erimli tedaviyle yok edilmesi yerine kısa antibiyotik tedavisiyle karşılanmasının dayatılması.
- Dünyanın çeşitli yerelliklerinde uygulanan katılımcı bütçe deneyimleri.
- Plastik poşetlerin kullanımının yasaklanması için dünya genelinde yürütülmekte olan kampanya.
- Güney Dakota’yı kürtaj karşıtlığında şampiyon eyalet haline getiren aşırı önlemler.
- Libya’da sivil nüfusun yoğun yaşadığı bölgelerde Obama yönetiminin seyreltilmiş uranyum içeren silahlar kullanması.