Eskilerden bir anı...
Türkiye’de biz küçükken ramazan gelmeden millet harıl, harıl ramazana hazırlık yaparlar birbirine yardımlaşarak işleri görürler yardımlaşma ile işleri götürürlerdi. Mahalle sakinleri birlik ve beraberlik içinde birbirine destek olurdu. Çocuklar yaramazlık yaptığı zaman mahalleden bir büyük görürse olaya müdahele eder, anneler babalar bu işe bir şey demezdi hatta bir tokatta babadan veya anneden yerdik. Onun için korkar uslu, uslu oynardık istisnalar hariç. Evler avlulu bahçeler içinde acılar ızdıraplar hapisti. Komşular acıları paylaşır beraber ağlar beraber gülerdi. Mahallenin kocaman bir kapısı vardı, akşam oldumu kapı örtülür sokaklara bekçiler çıkar düdüklerini öttürürlerdi. Yatsıdan sonra hiçbir ALLAH’ın c.c. kulu sokakta kalmazdı. Sinemalar bile kapanır millet evlerde sohbet ederdi. Babaanneler, Anneanneler çocuk ruhlara masallar anlatırdı. Hayaller geniş olurdu oyuncaklarımızı kendimiz yapar oynardık. O saf ard niyetsiz insanımız yok artık. Dertlerimizi paylaştığımız sırlarını sakladığımız komşularımız çoktan göçtü anayurduna. Dünyayı elektronik kirler kapladı gözlerimde ise yaşlar. Koşuşturduğum sokakları tanıyamıyorum artık derinlere dalıyorum. Tabii her insanın hatıraları var derinlerde Tabiki güzel tekrar, tekrar yaşayacağı anları vardır. Kumandaları elimizden atalım ve o anlara dalalım, beynimizdeki hatıra defterini okuyarak, elbette gülümseyeceğimiz bir anı veya hüzünleneceğimiz özlemini çektiğimiz ve kaybettiğimiz bir büyüğümüz veya küçüğümüz vardır. Ramazanda sahura kalkar yemek yerdik oruç tutabileceğimizi sanarak ama öğlene zor dayanır gizlice yerdik. Büyüklerimiz aferin kızıma veya oğluma der başımızı okşardı. Ama bazende suçsuz dayak yediğimizde olurdu. Velhasıl iyi ve acı günlerimiz oldu ama bu zamandan daha iyi günlerdi. Şimdi sadece kendimizi düşünen insan olduk. Bir silkinelim Kendimize gelelim............................
M.S.A. / Muhtazaf...
Türkiye’de biz küçükken ramazan gelmeden millet harıl, harıl ramazana hazırlık yaparlar birbirine yardımlaşarak işleri görürler yardımlaşma ile işleri götürürlerdi. Mahalle sakinleri birlik ve beraberlik içinde birbirine destek olurdu. Çocuklar yaramazlık yaptığı zaman mahalleden bir büyük görürse olaya müdahele eder, anneler babalar bu işe bir şey demezdi hatta bir tokatta babadan veya anneden yerdik. Onun için korkar uslu, uslu oynardık istisnalar hariç. Evler avlulu bahçeler içinde acılar ızdıraplar hapisti. Komşular acıları paylaşır beraber ağlar beraber gülerdi. Mahallenin kocaman bir kapısı vardı, akşam oldumu kapı örtülür sokaklara bekçiler çıkar düdüklerini öttürürlerdi. Yatsıdan sonra hiçbir ALLAH’ın c.c. kulu sokakta kalmazdı. Sinemalar bile kapanır millet evlerde sohbet ederdi. Babaanneler, Anneanneler çocuk ruhlara masallar anlatırdı. Hayaller geniş olurdu oyuncaklarımızı kendimiz yapar oynardık. O saf ard niyetsiz insanımız yok artık. Dertlerimizi paylaştığımız sırlarını sakladığımız komşularımız çoktan göçtü anayurduna. Dünyayı elektronik kirler kapladı gözlerimde ise yaşlar. Koşuşturduğum sokakları tanıyamıyorum artık derinlere dalıyorum. Tabii her insanın hatıraları var derinlerde Tabiki güzel tekrar, tekrar yaşayacağı anları vardır. Kumandaları elimizden atalım ve o anlara dalalım, beynimizdeki hatıra defterini okuyarak, elbette gülümseyeceğimiz bir anı veya hüzünleneceğimiz özlemini çektiğimiz ve kaybettiğimiz bir büyüğümüz veya küçüğümüz vardır. Ramazanda sahura kalkar yemek yerdik oruç tutabileceğimizi sanarak ama öğlene zor dayanır gizlice yerdik. Büyüklerimiz aferin kızıma veya oğluma der başımızı okşardı. Ama bazende suçsuz dayak yediğimizde olurdu. Velhasıl iyi ve acı günlerimiz oldu ama bu zamandan daha iyi günlerdi. Şimdi sadece kendimizi düşünen insan olduk. Bir silkinelim Kendimize gelelim............................
M.S.A. / Muhtazaf...