nefsimutmainne
Aktif Üyemiz
Ey Vahdet !
Maya bir olduktan sonra pire de bir, fil de bir.
Onun için Allah'ı bilen kimseler Kuş gibi, sonsuzluk sahasında boşuna uçmazlar.
Boş şey bunlar !
Bu, vicdanı paramparça eden büyüklük, bu uçsuz bucaksız derya,
Cenab-ı Hakk'ın ululuk noktasının bir tek parçasını bile dolduramaz.
''Ey Vahdet ! Sonu olmayan deniz ! Dalgalanan sensin.
Dalgaların çokluğu içinde görünen yine sensin.
Kendine bin, yüz bin çeşit isim vermiş isen de; gökyüzü, felekler, ruhlar, beden... her ne denirse densin, yalnız sensin. Sen !..
İnsanın gözü dikkat ve titizlikle âleme baksa; gökyüzüne billur gibi olan bu kubbeye, nur saçan güneşe, yedi kat göklere, arşa, bir de bu aşağıdaki yere baksa; insanın yüzüne marifet nuru ile baksa yalnız sensin, sen !
Sünbülde, reyhanda, diken ve güllerde, arslanın yürek tırmalayan feryadında, bülbülün sesinde, neşe veren goncada, bir gölün ruhu okşayan kokusunda, en ufak cansız cisimde ve küçücük canlıda yalnız sensin, sen !
Bütün duygularımda, kalbimde, akıl ve vicdanımda; aşkın şevkiyle sarhoş olup kendimden geçtiğim zamanlarda; yardan ayrı düşüp dertli olduğum sıralarda; hasret ve ayrılıkla yanıp kararsız hale gelen canımda yalnız sensin, sen !
Vuslat kucağımda ay yüzlü güzel titrerken; ebedî bir hayatı bir âna sığdırırken; kendimden geçmiş bir halde kar gibi gerdanı seyrederken; ulvî âlemin etrafında ruhum kendinden geçmiş ve hayran bir halde iken yalnız sensin, sen !..''
A'mâk-ı Hayal'deki Aynalı Baba'nın sözleri..
ALINTI
Maya bir olduktan sonra pire de bir, fil de bir.
Onun için Allah'ı bilen kimseler Kuş gibi, sonsuzluk sahasında boşuna uçmazlar.
Boş şey bunlar !
Bu, vicdanı paramparça eden büyüklük, bu uçsuz bucaksız derya,
Cenab-ı Hakk'ın ululuk noktasının bir tek parçasını bile dolduramaz.
''Ey Vahdet ! Sonu olmayan deniz ! Dalgalanan sensin.
Dalgaların çokluğu içinde görünen yine sensin.
Kendine bin, yüz bin çeşit isim vermiş isen de; gökyüzü, felekler, ruhlar, beden... her ne denirse densin, yalnız sensin. Sen !..
İnsanın gözü dikkat ve titizlikle âleme baksa; gökyüzüne billur gibi olan bu kubbeye, nur saçan güneşe, yedi kat göklere, arşa, bir de bu aşağıdaki yere baksa; insanın yüzüne marifet nuru ile baksa yalnız sensin, sen !
Sünbülde, reyhanda, diken ve güllerde, arslanın yürek tırmalayan feryadında, bülbülün sesinde, neşe veren goncada, bir gölün ruhu okşayan kokusunda, en ufak cansız cisimde ve küçücük canlıda yalnız sensin, sen !
Bütün duygularımda, kalbimde, akıl ve vicdanımda; aşkın şevkiyle sarhoş olup kendimden geçtiğim zamanlarda; yardan ayrı düşüp dertli olduğum sıralarda; hasret ve ayrılıkla yanıp kararsız hale gelen canımda yalnız sensin, sen !
Vuslat kucağımda ay yüzlü güzel titrerken; ebedî bir hayatı bir âna sığdırırken; kendimden geçmiş bir halde kar gibi gerdanı seyrederken; ulvî âlemin etrafında ruhum kendinden geçmiş ve hayran bir halde iken yalnız sensin, sen !..''
A'mâk-ı Hayal'deki Aynalı Baba'nın sözleri..
ALINTI