İstanbul`un fethi dendiğinde zihnimizde canlanan şeylerden biri de Fatih Sultan Mehmed`in şehre girişini gösteren tablodur. Bu tabloda Fatih, beyaz bir at üzerinde zırhlı olarak tasvir edilmiştir. Hemen arkasında; bir tanesinde fetih suresinin ilk iki ayeti, diğerinde de kelime-i tevhid yazılı iki al bayrak bulunmaktadır.
Fatih`in atının hemen sağ yanında, hocası Akşemseddin`i görürüz. Yerde insan cesetleri, cansız at bedenleri vardır. Fetih ordusu şehre girmekte ve mukaddes bir an yaşanmaktadır. Fetih gününü anlatan bu nefis tabloda Fatih`in atının sol yanında sakallı bir yeniçeri görürüz. Tüfeğini çapraz tutmuş bu asker, o anı tuvale geçiren ressamın ta kendisidir....
Evet canlar tarihimizle oynanan oyunları görüyorz....
Sultan Abdülhamid Han`ın emriyle yapılan bu eser, Ressamı Hazreti Şehriyarı` unvanıyla saray ressamlığı görevini icra eden,,, Fausto Zonaro`ya aittir. 1905 yılında tamamlanan eserde Zonaro, kendisini fetih ordusunun bir askeri olarak göstermiştir. Bu bir imza tekniğidir. Ve Zonaro esere kendisini o kadar mahir bir şekilde kompoze etmiştir ki onu tam bir Türk askeri olarak görüyoruz....
Ne var ki bu tablo bir röprodüksiyondur. Eserin aslı Hasan Rıza isimli bir Türk ressama aittir. Hasan Rıza`nın eseriyle Zonaro`nun eseri o kadar aynı o kadar aynıdır ki sağdaki zenci askerden Fatih`in duruş şekline, yerdeki cesetlerden duvar perspektifine kadar her şey `hüvesi hüvesine` aynıdır. Farklı olan tek şey vardır iki eser arasında: Fatih`in sol yanındaki yeniçeri.
Hasan Rıza, Zonaro`dan daha mahir bir şekilde yerleştirmiştir kendini kompozisyona. Pala bıyıklı, pehlivan yapılı bir insan olan Hasan Rıza, esere daha bir yakışmaktadır. Zira, fethin nimel ceyş diye tavsif edilen kutlu askerleri arasında bir ecnebiyi görmektense bir Osmanlıyı görmek yeğdir....
Hasan Rıza`dan evvel de Fatih Sultan Mehmed`in şehre girişine dair bir tablo yapılmıştı.(1876) Ne var ki Benjamin Constant`a ait olan bu tabloda ne Fatih bizim muhayyilemizdeki Fatih`ti ne de askerler bizim askerimize benziyordu. O tablo -bütün sanatsal başarısına rağmen- bize uzaktı. Hasan Rıza, aynı manzarayı bizim iklimimize uyarlamıştı. Zonaro ise Hasan Rıza`nın aydınlattığı o iklime birkaç fırça darbesiyle dokunuvermişti yalnızca.
Yanlış anlaşılmasın, kastımız Zonaro`yu hor görmek değildir. Zonaro saray ressamıdır ve Osmanlı`ya hizmet etmiştir. Fakat onun büyük bir ressam olması fethe dair iki eserini Hasan Rıza`dan kopya ettiği gerçeğini değiştirmez. Zonaro`nun eserlerini daha makbul kılan şey ise Hasan Rıza`nın eserlerinin (kahverengi siyah tonlarda) olmasıdır. Zonaro`nun tabloları ise yağlıboyadır. Dolayısıyla renklidir.
Şöyle bir düşünelim neden bu değişikliği yapmak istediler....İnsanın aklına şu zamanda neler neler geliyor değilmi arkadaşlar...Osmanlıyı farklı bir çerçeve içinde farklı tanıtmak mı yoksa kendilerimi orda birşey anlatmakta ben sözü burda sizlere bırakıyorum velhasıl ALLAH en güzeli en doğruyu bilendir elhamdulillah....