Fıtır Sadakası Verilecek Kimseler:

ceylannur

Yeni Üyemiz
Fıtır Sadakası Verilecek Kimseler:



Hz. Peygamber (s.a.) bu sadakayı yoksullara tahsis etmiştir. Bunu, birer tutam birer tutam sekiz sınıfa paylaştırmazdı. Ne kendisi böyle bir şeyi emretmiş, ne sahabîlerden biri ve ne de onlardan sonra gelenler böyle bir şey yapmıştır. Hatta mezhebimizdeki iki görüşten birine göre fıtır sada­kası özellikle yoksullara verilmelidir, bu sadakanın onlardan başkasına ve­rilmesi caiz değildir. Bu görüş fıtır sadakasının.sekiz sınıfa paylaştırılma­sını farz sayan görüşten daha tercihe şayandır. [49]

[49] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/31.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
Fıtır Sadakasının Zamanı:



Hz. Peygamber (s.a.) bu sadakayı bayram namazından önce verirdi. Sünen'dz O'nun şöyle buyurduğu kaydedilir: "Kim bu fıtır sadakasını na­mazdan önce verirse, makbul bir zekât yerine geçer. Kim namazdan sonra verirse bu da herhangi bir sadaka yerine geçer."[46]

Sahihayn'dz tbn Ömer'den rivayet edildiğine göre ALLAH Rasûlü (s.a.) fıtır zekâtının, insanlar namaza çıkmadan önce verilmesini emretmiştir.[47]

Bu iki Hadis gereğince fıtır sadakasının bayram namazından sonraya tehir edilmesi caiz değildir ve namazdan çıkmakla fıtır sadakası kaçırılmış olur. Doğru olan budur. Zira bu iki hadisle çelişen, bunları nesheden bir delil ve bu hadislerle hüküm vermeyi engelleyen bir icmâ yoktur. Üstadı­mız bu görüşü destekler ve kollardı. Bu meselenin bir benzeri de, kurban kesiminin sıra itibariyle namazın vaktini değil, imamın namazım takip et­mesi meselesidir. Zira kim imamın namazı kıldırmasından önce kurbanını keserse kestiği hayvan kurban olmaz, et için kesilmiş bir hayvan olur. Öte­ki meselede doğru olan yine budur. Her iki yerde de ALLAH Rasûlü'nün (s.a.) tavrı böyledir. [48]

[46] Ebu Davud, 1609; îbn Mâce, 1827; Dârekutnî, s. 219; Hâkim, 1/409. Senedi güçlüdür.

[47] Buharı, 24/70; Müslim, 986; Tirmizî, 677; Ebu Davud, 1610; Nesâî, 5/54. Buradaki emir, cumhura göre müstahaplık ifade eder. Ibn Hazm buna muhalefet etmiş ve: "Bu konudaki emir, vücub (farziyet) ifade eder. Bu yüzden o vakitten geriye bırakmak ha­ramdır." demiştir.

[48] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/31.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
FITIR SADAKASINDAKİ TATBİKATI

1— Fıtır Sadakası Hakkındaki Hadisler:




ALLAH Rasûlü (s.a.) fıtır sadakasını müslümana ve onun bakımım üst­lendiği küçük-büyük, erkek-kadm, hür-köle herkese hurmadan bir sa\ ya­hut arpadan bir sa', yahut keş denen yoğurt kurusundan bir sa', yahut da kuru üzümden bir sa' olarak farz kıldı[37]

Bir rivayette "yahut undan bir sa' " denmekte ve bir rivayette de "buğ­daydan yarım sa' ", şeklinde kaydedilmektedir[38]

Bilinen odur ki, bu sıralanan şeylerden biri sa' yerine, buğdaydan ya-rım sa'ı, Hz. Ömer Îbnü'l-Hattâb koymuştur. Bunu Ebu Davud kaydet­mektedir[39]

Sahihayn'daki rivayete göre bunu bu*şekilde değerlendiren Muâviye'-dir[40] Bu konuda Hz. Peygamber'den (s.a.) mürsel ve müsned haberler aktarılmıştır; bu haberler birbirini takviye eder. Bu hadislerden bazıları şunlardır:

a) Abdullah b. Sa'lebe yahut Sa'lebe b. Abdullah b. Ebu Suayr'm, babasından rivayet ettiğine göre ALLAH Rasûlü (s.a.): "Her iki kişi için buğ­daydan bir sa' vermek gereklidir." buyurmuştur. Bu hadisi İmam Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmiştir.[41]

b) Amr b. Şuayb'ın, babasından, onun da dedesinden rivayetine göre Hz. Peygamber (s.a.) Mekke sokaklarında şunu ilan etmesi için bir tellal gönderdi: "Fıtır sadakası, erkek-kadın, hür-köle, küçük-büyük her müslü-mana buğdaydan iki müd yahut onun dışındaki bir şeyden verilecekse bir sa' yiyecek olmak üzere vacibtir." Tirmizî: "Bu hadis, hasen-garîbtir." diyor[42]

c) Dârakutnî'nin İbn Ömer'den (r.a.) rivayet ettiği bir hadise göre Al­lah Rasûlü (s.a.), fıtır zekâtı konusunda Amr b. Hazm'a, buğdaydan ya­rım sa' vermesini emretti.[43] Bu hadisin senedindeki Süleyman b. Musa'yı kimileri sika sayarken, kimileri de onun hakkında laf etmişlerdir.

d) Hasan el-Basrî anlatıyor: İbn Abbas, Ramazan'm sonunda Basra minberinde okuduğu hutbede dedi ki: Orucunuzun sadakasını verin. Her­halde halk bilmiyor. Burada bulunan Medineliler, kalkın kardeşlerinize öğ­retin. Zira onlar bilmiyorlar ki, ALLAH Rasûlü (s.a.) bu sadakayı, hür-köle, erkek-kadın, küçük-büyük herkese hurmadan yahut arpadan bir sa' veya buğdaydan yarım sa', olarak farz kıldı. Hz. Ali (r.a.) geldiğinde fiyatların ucuzluğunu gördü ve "ALLAH size bolluk vermiş. Fıtır sadakasını her şey­den bir sa' verseydiniz ya!" dedi. Bu rivayeti bu metinle Ebu Davud kay­detmiştir. Nesâî ise şu şekilde kaydediyor: Bunun üzerine Hz. Ali: "ALLAH size bolluk verdiği zaman siz de bollaştirın. Fıtır sadakasını buğdaydan ve diğer şeylerden bir sa' verin." dedi.[44]

Üstadımız bu görüşü destekler ve derdi ki: îmam Ahmed'in, keffâret-lerde buğdaydan, diğer şeylerden verilmesi gerekenin yansı verilir görüşüne kıyasla elde edilecek sonuç da' budur. [45]

[37] Mâlik, Muvatta, 1/284; Buharî, 24/70, 71, 73; Müslim, 984, 985.

[38] Bu kısım Ebu Davud (1618) ve Nesâî'nin (5/52) rivayet ettikleri hadisin bir parçasıdır. "Yahut undan bir sa'" cümlesi Süfyân b. Uyeyne'nin bir yanılgısıdır, ondan başka hiç kimse bu cümleyi zikretmemiştİr. Bu kısmı Dârakutnî, Süleyman b. Erkam - Zühri -Kabîsa b. Züeyb - Zeyd b. Sabit senediyle rivayet etmiş ve demiştir ki: Süleyman b. Er­kam dışında hiç kimse hadisi bu senedle rivayet etmemiştir. Onun ise rivayeti terkolunur.

[39] Ebu Davud, 1614. Senedi hasendir.

[40] Buharı, 24/75; Müslim, 985; Ebu Davud, 1616; Nesâî, 5/53.

[41] Ahmed, Müsned, 5/431, 432; Ebu Davud, 1619, 1620, 1621; Tkhavî, 2/45; Dârakutnî, 2/147; Abdürrezzak, 5785; Hâkim, 3/279. Zeylâî, Nasbu'r-Râye'de (2/408) diyor ki: "Hasılı, bu hadisi iki şey illetli çıkarmaktadır: 1- Ebu Suayr'in ismindeki ihtilâf, 2- Ha­disin metnindeki ihtilâf." Sonra da diyor ki (2/423): Beyhakî "Sağlam haber, buğday­dan iki müd ile denkleştirmenin ALLAH Rasûlü'nden sonra ortaya çıktığını göstermekte­dir." diyor.

[42] Tirmizî, 674. Tİrmüî, hadisin hasen olduğunu söylemiştir.

[43] Dârakutnî, 2/145. Senedi zayıftır.

[44] Ebu Davud, 1622; Nesâî, 5/52. Râvileri sikadır. Ancak Hasan el-Basrî, hadisi Ibn Ab-bas'tan işittiğini açık bir ifade ile belirtmemiştir. Bu yüzden tedlis şüphesi vardır.

[45] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/29-31.
 
Üst Alt