Her kulun gönlünde bir sevdası vardır. Sevda ise kişinin kimliğidir...
Çünkü; insanoğlu gönlünde var olanla bir değerdir.
Hazreti Mevlana da bu gerçeği şu dizelerde dile getirmiştir; “Can konağını aramadaysan, cansın; bir lokma ekmek arıyorsan, ekmeksin. Şu nükteyi biliyorsan, işi biliyorsun demektir: Neyi arıyorsan O’sun sen.”
İnsanoğlu, kendine ayrılan ömür süresini; sevdası, dolayısıyla o yönde arayışı ile şekillendirir. Niyetini, gayretini hep o yönde sarf eder. ALLAH’ın uyanış ve hidayet nasip ettikleri dışında kalanlar, ömürlerini bu yolda bitirir ve yüce divana; içinden çıkamayacakları bir hesapla giderler...
Sevdası ALLAH olan öyle kutlu kimseler de var ki; onlar her işlerini sadece ALLAH’ın rızası istikametinde yönlendirirler. Sosyal yaşantısını O’nun istekleri; haram yada helalleri üzerine bina ederler. Bu sayede de ALLAH’ın sevdasına erişirler…
Hz. Ömer’in oğlu Abdullah (r.a) şöyle demiştir: “ALLAH için sev, ALLAH için buğz et, ALLAH için dost ol ve yine O’nun için düşman ol. Çünkü ALLAH’ın dostluğuna ancak bu şekilde erişilir” (Y. Kandehlevî, Hadislerle Müslümanlık, III, 1123).
Her nimet, mutlak manada külfeti gerektirir. Sevda da bir nimet olduğuna göre, ona ulaşmak için bir gayret gerektirecektir. Kulların ALLAH’ı sevdiğini iddia edip de kuralsız ve ibadetsiz yaşamayı tercih etmeleri, külfetsiz nimete erişebilecekleri iddiasında bulunanların durumuna benzemektedir.
ALLAH’ı sevdiği iddiasında bulunanların sevdası ise O sevda yolundaki gayeti ile orantılıdır. ALLAH sevgisine, ancak O’nun emirlerine uymak ve Peygamberi’nin yolundan gitmekle ulaşılabileceği Kur’an da şöylece haber verilmiştir.
ALLAH Teâlâ; “(Resûlüm) De ki: ALLAH’ı seviyorsanız bana uyun ki, ALLAH sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. ALLAH Gafur’dur, Rahim’dir.” (Alû İmran, 3/31)
Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) Efendimiz ALLAH için sevenler hakkında da şu müjdeyi vermiştir;
“Âllah Teâlâ kıyamet gününde “Benim için birbirlerini sevenler nerede? Onları gölgemden başka gölge bulunmayan bir günde Arşın gölgesinde gölgelendireceğim” buyurur (Müslim Birr ve Sıla, 161).
Bu bilgiler ışığında yarın huzur-u mahşerde yalancı durumuna düşmemek için herkesin kendi sevdasını yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir.
Selam olsun gerçek sevda sahiplerine…