MustafaCİLASUN
Özel Üye
Orjinal boyutu icin tiklayin 960x640px.
Her nasılsa
Muaffak olamadım
Seni anlamayı başaramadım
Oysa samimiyetle çalıştım
Nasıl hitap edeceğimi bulamadım
Bazen şen şakrak olurken
Etrafına tebessümle bakarken
Artık tamam, başardım derken
Biraz sonra yine tuhaflaşıyordun
Cismen tanınsan da, ruhen yoktun
Aslında yardıma muhtaçtın
Muhabbet ve şefkate aç olan candın
Benim için bulunmaz bir ikramdın
Candın, canandın, sürur adına hazdın
Ancak seninle olduğum vakit bahardım
Yoksa zemheriye duçar olmuş hazandım
Şimdi bu mısraları arkandan yazıyorum
Yokluğunda yürek sayfalarımı açıyorum
Huzur ve saadeti letafet, ülfeti buluyorum
İki ruh ve iki kalpten bir canız, biliyorum
Ama her geçen gün pencere kenarındasın
Sılasına hasret kalan bir yavru ceylan gibi
Anasını küçük yaşta kaybeden yetim misali
Sessiz ve suskun bir halde, öyle bakıyordun
Bu haline hiç dayanamıyor, hayıflanıyordum
Çare adına bir hekime gitmeye karar verdim
Olan biten neyse üzülerek bildiğimi söyledim
Hekim, balını öne eğdi, biraz düşündü ve dedi
Bir müddet misafirimiz olmalı diye tembihledi
Ruhi, zihni sıkıntıları var bunu çözmeliyiz dedi
Ve birazda o an düştüğüm hal üzerine teskin etti
Şimdi nasıl bu hakikati söylemeyim bilmiyorum
Mustafa Cilasun