MURATS44
Özel Üye
Tarih bölümlerimize okutulan, ilköğretimde, orta öğretimde okutulan Türk tarihini kimler yazdı?
Yazıyı Türkler mi buldu?
Roma Hukuku Türklerin Ateş Kültünden mi gelmektedir?
Türkler tek tanrılı bir dine mi sahiplerdi?
Latin alfabesinin temellerini Türkçe mi oluşturuyor?
Batıdaki medeniyetler Türkler sayesinde mi kuruldu?
Mısır Piramitlerinin inşasında Türklerin payı nedir?
Çin sınırları içerisinde Xion şehri yakınlarında gizlenen Beyaz Piramidi Türkler mi yaptı?
Bu ve bunlar gibi birçok sorunuza yanıt olacak, hayretler içerisinde kalacağınız bilgileri içeren yazımıza başlayalım.
Nazi Almanya’sından kaçıp senelerce Türkiye’de hocalık yapan Prof. Numark’ın söyleşisinden bir parça ile başlayalım.
İstanbul üniversitesinde öğretim üyesi alman asıllı prof. Numark ile bir kısım öğrencisi Boğaziçi’nde geziye çıkarlar.Öğrencilerden biri Numark’a sorar.
– Avrupalı bizi neden sevmez?
Prof. Numark’ın cevabı:
– Çok samimi olarak itiraf edeyim ki Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir.Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir.Sebeplerine gelince;
1 -Müslüman olduğunuz için sevmez.Ama faraza laik şöyle durun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler.
2- Sizler farkında değilsiniz ama; onlar şu gerçeğin farkındalar :Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz.Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa , bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.
3 -Avrupa’nın pazarı idiniz.Şimdi Avrupa’yı pazar yapmaya başladınız.
4 -En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.
5 -Selçuklular Anadolu’yu ,Osmanlılar da Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler.
6 -Sizi silah ile yenemeyecekler.Sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar.
7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi İslamiyet belki bugün sadece Hicazda varlığını devam ettirirdi.Kaldı ki vehhabiliği kuranlarda ,İngiliz Dominyon Bakanlığın adamlarıdır.Batı her yerde İslamiyet’i sapık inançlara kanalize etti Ama Osmanlı asrı saadeti devam ettirdi.
8 -Kilise size kin kusmaktadır.Ve sebepleri yukarıdadır.
9 -Sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır.
10 -Yine sizler Avrupa’nın tarihi düşmanısınız. Ve daima düşman olarak kalacaksınız.
Atatürk’ün şu sözünü hatırlayalım: “ Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır” (1930)
Yil 1936 Atatürk diyor ki: “Tarih Kurumunun Alacahöyük’te yaptığı kazılar sonucunda bulunan 5500 yıllıkk maddi Türk Tarih Belgeleri Dünya Kültür Tarihini yeniden incelemeye sebebiyet verecek niteliktedir.
Atatürk’ün kendi el yazısı ile yazdıklarına bakalım simdi de.
“Bu memleket dünyanın beklediği, asla unutamadığı bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin yıllık bir Türk beşiğidir. Beşiği rüzgarlar salladı beşikteki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın yıldırımlarından, şimşeklerinden, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı, onları tabiatın babası olarak tanıdı. Onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu simsek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu. Türk budur, yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
Atatürk “En asagi 7000 yillik bir Türk Besigidir, Anadolu” diyor. Bu durumda su an bilinen tarihe göre Türklerin 1071’de Anadolu’ya geldikleri varsayimi çöpe gitmiyor mu? Acaba neden Atatürk, 4000 demiyor 5000 demiyor da 7000 yil diyor?
Atatürk’ ün bu güne dek nedensiz ve ciddi bir dayanağı olmayan hiçbir açiklamasi olmadigina göre?
Atatürk’ten verdiğim örneği tekrar yazıyorum. Atatürk “En asagi 7000 yillik bir Türk Besigidir, Anadolu” demiş. Ataturk’un sözleri sık sık tekrar edilir bizim memlekette bunu hepiniz biliyorsunuz. Peki bu “en aşağı 7000 yıl” meselesini duyan kaç kişi var aranızda? Neden konuşulmuyor bu laf? 1950 lerde gizli anlaşmalar ile Türkiye’de eğitimi amerikalıların ele geçirdiğini herkes biliyor. O yıllardan sonra ancak avrupa ve amerikanın işine geldiği gibi eğitim verildi. O nedenle “Tarih Türklerle basliyor, kâgidi Türkler buldu, Türklerin kökeni 16000 yil öncesine gidiyor, Latin Alfabesinin temelinde Türkler yatiyor.” diye biri size anlatsa ne düsünürdünüz? Bütün ögrenilenin aksine bu açiklamalar tatli bir sok olurdu herhalde. Size öğretilen şeyler o kadar kök salmıştır ki artık onu yıkıp yenisini ve doğru olanı inşa etmek imkansız gibidir. Einstein’in bir sözü var: “Bir ön yargiyi ortadan kaldirmak Atomu parçalamaktan daha zordur.” Belli ki ön yargi ve aliskanliklari degistirmek daha çok vakit alacak…
Tarih bölümlerindeki profesorlere, doçentlere, yardımcı doçentlere vb sorun bakalım. Size öğrettiklerinin kaynakları neler? Hangi devletlerin kayıtlarından yararlanıyolar? Alman mı? Rus mu? İngiliz mi? Çinli mi? Bu kaynakların içinde hiç Türk olan var mı
Avrupa uygarlığını kuranların Etrüksler olduğunu kabul eder avrupalılar. Batının dili kendine ait değildir, dili dışarıdan gelmiştir. Yazı da avrupanın kendisine ait değildir. Yazının Finike’den geldiği varsayılır oysa direkt olarak Orta Asya’dan yani Ön Türklerden gelmiştir avrupaya. Özetleyecek olursak avrupanın yazısı, dini, dili de kendisine ait değildir ve hatta böyle bir kökene de sahip değildir. Fakat bu aynı avrupa rönesans ile birlikte büyük atılım yaparak keşifler, icatlar yapmış ve oldukca ileriye gitmiştir. O ayrı bir konu. Bizim konumuz tarih. Kendi kökenini arayan avrupa 1780 yılında Etrüks yazıtlarını bulunca ” Bizim kökenimiz bulundu” deyip büyük sevinç yaşadı yazık Etrüksceyi batılılar hiç bir zaman okuyamadılar. Yazıtlarda Yunan uygarlığını bulacağını uman avrupa Ön Türkleri bulunca konuyu hasıraltı etti. Bunu yaparkende utanmadan yazıtlar için “bilinmeyen bir ırkın okunamayan yazısı” dediler. Yunanca bilindiği gibi 2700 sene öncesine ait bir dildir. Avrupa’nin tarihi çok genç! Fransa 1500 yilindan beri tarih sahnelerinde, tarihleri 501 yilinda baslar ki Atilla 452 yilinda ölmüstür. Ingiltere’nin de tarihi 1500 yildir. En uzun tarih Almanlarin ki olup 2100 yildir. Roma’nin kökeninde Etrüskler var, Etrüsklerin kökeninde de Ön-Türkler var bulgulara göre. Yunanistan’da da köken olarak Ön-Türkleri buluyoruz, Yunanistan’in adi da “Içiök” dür, krallik anlamindadır bu söz.Yunanlilarin bir bölümü Grek adi altinda üst Asya’dan gelmislerdir. ÖKERIK bunlarin ilk adi. Ökerik sikisarak Grek haline gelir.
Ön Türklerin kurdugu ilk devletin adi BIR OY BIL dir, günümüzden 12500 yil önce. Bu devletin sona ermesiyle “TÜRKBIL” devleti ortaya çikmistir, bu devlette Türkçe konusulurdu. Türkleri tarih kaynaklari hep göçebe olarak niteler, oysa Türkler “göçebe” degil “göçmen” di ve yerlesiktiler. Düşünün Almanya’ya çalışmaya giden Türkler göçebe midir? Yoksa göçmen midir? Selçuklulari yok eden Osmanli göçebeleriydi, göçebe kültürüydü. Osmanlilarin dayandigi oymak KAYI asiretiydi.
Sümerler 5000 yil önce yaziyi icat ettiler, bir nevi çivi yazisi seklindeki bu yaziyi Batililar söktüler. Bu yaziyi ilk söken Sir Henry C. Rawlingson “Bu Turani” bir dildir, demistir.
Sümerce’de 1000 kadar Türkçe kelime oldugu saptandi, bundan 4–5000 yil önce Türkçe Sümerce olarak olusmaya baslamisken bu dil proto Türkçedir, yani ilkel bir Türkçedir.
Macarlar, Bulgarlar ve Finler de Türk’tü, onlar Islamiyet’e girmedikleri için Türklüklerini kaybettiler. Bugün onlara hiç kimse Türk demiyor. Sadece 300000 Gagavuzlar hariç Müslüman olan tüm Türk irklari kimliklerini koruyabilmisler.
167 milyon yil önce KRETASE dönemi vardir. o dönemde Orta Asya yok, dev bir deniz var sadece. Jeolojik çalkalanmalar sonucu bu dev deniz parçalara ayrilmis ve ortaya 5 tane deniz çikmistir. Bu bes deniz meydana getirdigi tropikal iklimde bir yeni uygarlik dogmustur. Bu uygarlik Ön Türk Kimliklidir.Ön Türk Kimliginin kurdugu ilk uygarlik ON UYUL’dur. Bu dönem 8500 yil öncesidir günümüzden.Su ilginçlige bakiniz o yillarda Taklamakan’da deniz vardi bunun ilk adi “UÇUGUY KÖL” dür. Kazan sehrinin o günkü adi ise “IZGINTI UKUZUN” dur. Gobi çölünün ilk adi “BIKLI ÇÖL” dür. ON UYUL dönemi yazitlarina bakildiginda (5000 yil öncesi) harflerin bir kismi örnegin C ve D Latin Alfabesindeki harflerin ayni, demek oluyor ki Ön Türklerde baslayan kelime ve sözcükler hem Latin alfabesinin hem de diger tüm dillerin temelini olusturmaktadır.
“ATOYBIL” devleti konfederasyonun sona ermesiyle “TÜRKBIL” devleti ortaya çikiyor. Bu da milattan önce 879 yilina denk geliyor. Bu Türükbil devletinde Türkçe konusulur. Bu devlette tarih yazanlar vardir bu kisilere BOLBOLLAR deniyordu. Bugün bu kelime ilginçtir ki BALBAL olarak geçer.
Ne yazik ki sadece Ingilizce, Fransizca, Almanca bilmeye özen gösteren günümüzdeki tarihçilerimiz genelde Orta Asya Türkçe’si bilmedikleri için Orta Asya kaynaklarini okuyamamislar ve çevirilerle tarih yazma durumunda kalmislar, dolayisiyla tarihimizi yabanci tarihçilerden ve de eksik yada yanlis ögrenmek durumunda kaldik.
Sümerler Türk’tür ve Atatürk döneminde de Sümerlerin Türk olduğu kabul görmüştür. Bu nedenle Sümerbank ve Etibank gibi bankalar kurulmuş, bu bankalar bu isimler verilmiştir. 1000 kadar Türkce kelime mevcuttur Sümerce de, ayrıca 20 kadar da Arapca.
Görünen o ki; 4-5000 yil önce Türkçe Sümerce seklinde olusurken dil bir tip Proto Türkçe’dir. Bu durumda Türkçe Sümerce’den baslamis ve gelismis zamanla Göktürkçe olmus ve sonrasinda Mahmut Kasgari’yle buralara kadar gelmis.
Erken Türk Tarihi alaninda 36 kitabi bulunan Kazim MIRSAN bütün alfabelerin Türk Alfabesinden dogdugunu, Etrüsklerin de Türk oldugunu ve kagidi Türklerin buldugunu kanıtlarıyla ortaya koymuştur.
Mirsan Floransa’ya gidip büyük Etrüskologlardan Camporealli ile konusur ve tartisir. Sonunda Camporealli Etrüsklerin Türk kökenli olduklarini kabul eder.
Kazım Mirşan hakkında biraz bilgi vereyim.
Mirsan Dogu Türkistan’da KULCA kentinde dogdu. Su an 83 yasinda, aile soyu Sibirya’ya uzaniyor. Ailesi Türkmen lehçesiyle konusuyor. 1935 yilinda ailesiyle birlikte Istanbul’a getirilir Mirsan. Bogaziçi Lisesinden sonra Istanbul Teknik Üniversitesini bitirir. Meslegi Insaat Mühendisligi’dir. O yillardan baslayarak eski Türkleri arastirmaya baslar ve bunu bir yasam biçimi haline getirir. Üç Avrupa dilini bildigi gibi çok sayida Orta Asya Türk lehçelerini okur ve anlar. Bu konuda Mirsan’in 41 adet kitabi bulunuyor. Kazim MIRSAN Batili tarihçilerin birçok saptamalarinin yanlis ve eksik oldugunu israrla vurgulayarak Türk dilinin 2 grup, 8 dal ve 41 lehçeden olustugunun ve bunlarin tümünü bilmeyen hiçbir bilim adaminin yaptigi tarihi inceleme ve arastirmalarin dogru sonuç veremeyecegi seklinde. Bu arada kendisi 10 lehceyi mükemmel konuşmaktadır. Bu kadar bilgi yeter Yazımıza devam edelim.
Bugün Islamiyet’i kabul etmeyen ve hala yasayan Türkler de var: Çuvas Türkleri, Karainler, Karaylar, Gagavuz Türkleri, Yakut Türkleri….
Macaristan’i kuran 13 kabileden 9’u Türk boyudur. Kuman ve Peçenek Boyudur, 4’ü Pinegol boyudur. Devlete hakim olan Pinegoller oldugu için devletin resmi dili Macarca olmustur. 1000 yilinda Kral Istvan’i Hristiyanligi kabul etmesiyle Macaristan’da kullanilan Türk soylu yazi yasaklanmis, Türk Dini yasaklanmis, yasaklanan törelerle birlikte bozunma ve Macarlasma da olmustur.
Öte yandan Misir Piramitlerinden 2000 yil önce Çin’de Türk boylarinin yasadigi bir bölgede gizli Piramitler var. Bugün Çin bu bölgeyi yasaklanmis durumda. Bahsi geçen bölgeye insan girmesi yasaklanmıştır. Misir Piramitlerinden 2000 yil önce yani günümüzden 7000 yil önce Türklerin yaptigi Piramitler ortaya çikarsa tarih yeniden yazılır. Tabi bu da bazılarının işine gelmez.
Bugün Çin Halk Cumhuriyeti’nin sınırları içerisinde yer alan, Xian şehrine 100 km uzaklıkta Qin Ling Shan dağlarında Ön-Türk uygarlıklarından birisi tarafından inşa edilmiş, etrafında irili ufaklı 100 adet piramitle beraber, 300 metre yüksekliğinde bir piramit bulunmaktadır: BEYAZ PİRAMİT
Beyaz Piramit’in ikinci dünya savaşı sırasında Çin’e yardım malzemesi götüren bir C-54 uçağından çekilen fotoğrafı 1957 yılında ilk kez Life dergisinde yayınlanmıştır. Bu piramitleri araştırmak üzere1994 yılında Şensi bölgesinde bir araştırma gezisi yapan Alman bilim adamı Hartwig Hausdof kendi koleksiyonundan birkaç resmin halka açılmasına izin vermiştir. Hausdorf’a göre piramitlerin yapım tarihi en az M.Ö. 2500 ler civarındadır. Piramitler içerisinde bulunan Mısır medeniyetinden çok ileri bir teknikle mumyalanmış olan cesetler ve Ön-Türkçe yazıtlar bulunmaktadır.
Ön-Türk uygarlıkları tarafından OT-OĞ olarak isimlendirilen Ön-Mısır’ a M.Ö 3000 Yıllarında Doğu Anadolu’dan Isub-Ög yazısı gitmiştir.
(İncelemek isteyenler için : Google Earth de koordinatları :
34°21’44.48″N 108°37’50.88″E)
Halil Bilinen ilk tarihci olarak Heredot kabul edilir. Oysa Heredot’tan önce tarihiçi Türkler var, bunu yazitlara dayanarak söylüyoruz. Önre BINABASI diye bir Türk tarihçi var, general. Finikelilere karsi Çanakkale savasini yapan, yil M.Ö 516. Darius’la savasarak yenmis bunu Heredot da tarihinde yaziyor. Heredot Küros Seferini tarihinde anlatir ancak ayni konuyu Onre Binabasi iki kitabinda yazmistir. Ancak batili arastirmacilar bu gerçekleri görmemezlikten gelmisler.
Orhun yazıtları da bugüne kadar doğru okunmamıştır. Orhun Yazitlarinin içinde Türkiye Türkçesi yok ne Azeri ne de Kazak ne Kirgiz ne de Tatar Türkçesine uyar bu yazitlar. Ancak siz bütün Türk lehçelerini bilirseniz buradaki gerçek kavramlari kolayca çikarabilirsiniz. Birçok yanlis okuma ve çözme var su ana kadar; Mesela Orhun Yazitlarinda geçen ÖTÜKEN YIS ifadesi ”Ötüken Ormanlari” seklinde çevrilmis oysa Ötüken ”geçerli” demektir. ”yis” te ”geçerli kanun” anlamindadir. Yani ”yis” orman demek degildir. Düşünsenize yazıtlarda yanlış çeviriyle Ötüken ormanından çıkmayın, ayrılmayın, mahvolursunuz gibi şeyler yazdığı söylenmektedir. Oysa orda ki anlatıldığı gibi orman değil kanundur. Kanundan ayrılmayın kopmayın denmiştir. Bunun gibi bir sürü yanlışı ortaya koyan bilimadamlarımıza ne Bati ne de Türk Milliyetçileri buna sahip çikmiyor. Çünkü islerine gelmiyor. Bazi slogan milliyetçileri belki de bu iddialar kesinlestiginde zor durumda kalacak çünkü.
Göktürk Devleti deniyor, Göktürk diye ne halk var ne de Devlet!” Tarihte bir yerde geçiyor ”Gök” sözcügü. Türklerde iki tane ”k” harfi vardir biri ”ök” diye okunur digeri ”ük” diye okunur. Simdi bu gök sözcügü iki farkli ”k” ile yazilmis, bastaki ”ök” harfiyle yazilmis arkasindaki ”ük” harfleriyle yazilmis. Bu durumda kelime ”gök” olmaz ”okik” olur. Okük ”Rabbani Türk” demektir.
Bir anlamda Tanri Devleti manasinda bu kelime zira Türklerin o dönemde bile devlet kuruluslarinda Din çok önemli bir faktör. Aslinda Türk demek bir bakima ”Din” demektir. Bu durumda söz konusu açiklamalar kabul görürse slogan milliyetçiligi savunacak kavram sikintisi çekebilir.
Yil 1936 Atatürk diyor ki: ”Tarih Kurumunun Alacahöyük’te yaptigi kazilar sonucunda bulunan 5500 yillik maddi Türk Tarih Belgeleri Dünya Kültür Tarihini yeniden incelemeye sebebiyet verecek niteliktedir.
Atatürk’ün kendi el yazisi ile yazdiklarina bakalim simdi de.
”Bu memleket dünyanin bekledigi, asla unutamadigi bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin yillik bir Türk besigidir.Besigirüzgarlar salladibesikteki çocuk tabiatin yagmurlariyla yikandi, o çocuk tabiatin yildirimlarindan, simseklerinden, kasirgalarindan evvela korkar gibi oldu, sonra onlara alisti, onlari tabiatin babasi olarak tanidi. Onlarin oglu oldu. Bir gün o tabiat çocugu tabiat oldu simsek, yildirim, günes oldu, Türk oldu. Türk budur, yildirimdir, kasirgadir, dünyayi aydinlatan günestir.”
Atatürk ”En asagi 7000 yillik bir Türk Besigidir, Anadolu” diyor. Bu durumda su an bilinen tarihe göre Türklerin 1071’de Anadolu’ya geldikleri varsayimi çöpe gitmiyor mu? Acaba neden Atatürk, 4000 demiyor 5000 demiyor da 7000 yil diyor?
Atatürk’ ün bu güne dek nedensiz ve ciddi bir dayanagi olmayan hiçbir açiklamasi
Olmadigina göre?
Dogu’da Erzurum’da CUNNI magarasinda bazi yazitlar var. Bu yazitlardaki 18 tane harfin Misir Hiyerogliflerinde bulunur. Bunun anlami söyle: Bugüne dek hiçbir arastirmaci bilim adami Misir’a yazinin nereden geldigini bulamadi, bilmiyorlar. Hiçbir yerde Misir yazisinin kökenini bulamadilar. Bilinen en yüksek piramir 160 küsür metre ile Keops dimi? Çinde Türklerin 300 metre yüksekliğinde piramit yapması, Anadoluda Misir Hiyerogliflerinin aynısının bulunması sizce neyi işaret ediyor?
Atatürk 1926’da Türk Parasina Bozkurt resmi koyarak Türk Tarihine ne kadar önem verdigini göstermis olmasina ragmen Atatürk’ten sonra bu çalismalar birakilmis özellikle 1949’dan sonra ABD’nin etkisiyle Milli Egitim Politikasi tamamen degisme yoluna girmistir.
Stalin diyor ki: ”Tarihi bilen gelecegi bilir.”
Napolyon ise: ”Her ulusun gelecegi tarihinde gizlidir, tarihi de Cografyasinda gizlidir.”
Yaziyi Türklerin bulmasi uygarligin Türkler ile basladigini göstermez mi?
Türk Kültürünü Kongresinde Türki Devletlerinden gelen Türkologlar Iskit yazilari tümüyle Türkçe ve Türk dilidir”, seklinde bir açiklamışlardır. Sibirya da 300’den fazla Türk Yaziti toplanmıştır.
Bu arada Göktürk devleti diye bir devlet yoktur demiştik. Göktürk Kaganligi diye adlandirilan ifade Orhun Abidelerinde hiç yer almaz. Ne Göktürk ne de Köktürk Kaganligi ifadeleri yoktur bu yazitlarda.
Bir baska ilginç konu ise mumya kültürünün nereden geldigi: Çin’de Turfan kentinde bulunan bazi mumyalarin Misirdaki mumyalardan farkli oldugu ve Misir mumyalarina göre daha ileri bir teknoloji uygulandigi belirlenmistir. Bu kentte o dönemde sadece Türkler bulunmuşlardır. Bu durumda ilk mumya kültürünün de Türklerden gelistigi ortaya çikiyor.
Dogu Anadolu’da Van’in güneyindeki Tirsing Bölgesinde Çilgiri köyünde 45 cm çapinda bir tas üzerinde bir yazit bulunuyor. Bu yazit çözüldü. azitin ortasinda HAÇ isareti var. Yazi 7-8000 yillik yani Isa’nin dogumundan 6000 yil öncesi ve o yazitin üzerinde ”Haç” isareti var, (Hristiyanligin dogusundan 5-6000 yil öncesi) Bu haçin dogal olarak Hristiyanlikla ilgisi yok. ”Haç” da bir Türk sembolüdür ve ”OK” demektir.
Türkler kendilerine 2 isim vermislerdir. Bu insanlar kendilerine Türk denmeden önce ”OK” sonra da ”ON” demislerdir. Bu ifadeler o dönem dini simge olarak yorumlaniyordu. Niye kendilerine önceleri ”OK” demisler? ”OK” kuantum anlaminda algilanmis. Türklere göre bir insan cennete gidebilmesi yani tanrisina kavusabilmesi için vücudundaki canin bir bütün halinde vücuttan çikarak oralara gidebilmesi gerek. Iste oraya gidebilmesi için ok gibi olmasi gerek. Bu nedenle kendilerine ”OK” der önceleri Türkler. Yani bir nevi isinlama gibi. Yakarak gönderme. Bu durumda haç isareti Türklerde ”OK” oluyor. Yani Türkler biz OK’uz zaten ileride Tanriya kavusacagiz manasinda dinsel bir kavram seklinde düsünüyor Haç’i. Oysa bugün Hristiyanlar Haç’i Isa’dan sonra 300 yil sonrasina ait bir nesne gibi kabul ediyor!
Yazıyı Türkler mi buldu?
Roma Hukuku Türklerin Ateş Kültünden mi gelmektedir?
Türkler tek tanrılı bir dine mi sahiplerdi?
Latin alfabesinin temellerini Türkçe mi oluşturuyor?
Batıdaki medeniyetler Türkler sayesinde mi kuruldu?
Mısır Piramitlerinin inşasında Türklerin payı nedir?
Çin sınırları içerisinde Xion şehri yakınlarında gizlenen Beyaz Piramidi Türkler mi yaptı?
Bu ve bunlar gibi birçok sorunuza yanıt olacak, hayretler içerisinde kalacağınız bilgileri içeren yazımıza başlayalım.
Nazi Almanya’sından kaçıp senelerce Türkiye’de hocalık yapan Prof. Numark’ın söyleşisinden bir parça ile başlayalım.
İstanbul üniversitesinde öğretim üyesi alman asıllı prof. Numark ile bir kısım öğrencisi Boğaziçi’nde geziye çıkarlar.Öğrencilerden biri Numark’a sorar.
– Avrupalı bizi neden sevmez?
Prof. Numark’ın cevabı:
– Çok samimi olarak itiraf edeyim ki Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir.Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir.Sebeplerine gelince;
1 -Müslüman olduğunuz için sevmez.Ama faraza laik şöyle durun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler.
2- Sizler farkında değilsiniz ama; onlar şu gerçeğin farkındalar :Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz.Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa , bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.
3 -Avrupa’nın pazarı idiniz.Şimdi Avrupa’yı pazar yapmaya başladınız.
4 -En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.
5 -Selçuklular Anadolu’yu ,Osmanlılar da Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler.
6 -Sizi silah ile yenemeyecekler.Sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar.
7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi İslamiyet belki bugün sadece Hicazda varlığını devam ettirirdi.Kaldı ki vehhabiliği kuranlarda ,İngiliz Dominyon Bakanlığın adamlarıdır.Batı her yerde İslamiyet’i sapık inançlara kanalize etti Ama Osmanlı asrı saadeti devam ettirdi.
8 -Kilise size kin kusmaktadır.Ve sebepleri yukarıdadır.
9 -Sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır.
10 -Yine sizler Avrupa’nın tarihi düşmanısınız. Ve daima düşman olarak kalacaksınız.
Atatürk’ün şu sözünü hatırlayalım: “ Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır” (1930)
Yil 1936 Atatürk diyor ki: “Tarih Kurumunun Alacahöyük’te yaptığı kazılar sonucunda bulunan 5500 yıllıkk maddi Türk Tarih Belgeleri Dünya Kültür Tarihini yeniden incelemeye sebebiyet verecek niteliktedir.
Atatürk’ün kendi el yazısı ile yazdıklarına bakalım simdi de.
“Bu memleket dünyanın beklediği, asla unutamadığı bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin yıllık bir Türk beşiğidir. Beşiği rüzgarlar salladı beşikteki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın yıldırımlarından, şimşeklerinden, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı, onları tabiatın babası olarak tanıdı. Onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu simsek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu. Türk budur, yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
Atatürk “En asagi 7000 yillik bir Türk Besigidir, Anadolu” diyor. Bu durumda su an bilinen tarihe göre Türklerin 1071’de Anadolu’ya geldikleri varsayimi çöpe gitmiyor mu? Acaba neden Atatürk, 4000 demiyor 5000 demiyor da 7000 yil diyor?
Atatürk’ ün bu güne dek nedensiz ve ciddi bir dayanağı olmayan hiçbir açiklamasi olmadigina göre?
Atatürk’ten verdiğim örneği tekrar yazıyorum. Atatürk “En asagi 7000 yillik bir Türk Besigidir, Anadolu” demiş. Ataturk’un sözleri sık sık tekrar edilir bizim memlekette bunu hepiniz biliyorsunuz. Peki bu “en aşağı 7000 yıl” meselesini duyan kaç kişi var aranızda? Neden konuşulmuyor bu laf? 1950 lerde gizli anlaşmalar ile Türkiye’de eğitimi amerikalıların ele geçirdiğini herkes biliyor. O yıllardan sonra ancak avrupa ve amerikanın işine geldiği gibi eğitim verildi. O nedenle “Tarih Türklerle basliyor, kâgidi Türkler buldu, Türklerin kökeni 16000 yil öncesine gidiyor, Latin Alfabesinin temelinde Türkler yatiyor.” diye biri size anlatsa ne düsünürdünüz? Bütün ögrenilenin aksine bu açiklamalar tatli bir sok olurdu herhalde. Size öğretilen şeyler o kadar kök salmıştır ki artık onu yıkıp yenisini ve doğru olanı inşa etmek imkansız gibidir. Einstein’in bir sözü var: “Bir ön yargiyi ortadan kaldirmak Atomu parçalamaktan daha zordur.” Belli ki ön yargi ve aliskanliklari degistirmek daha çok vakit alacak…
Tarih bölümlerindeki profesorlere, doçentlere, yardımcı doçentlere vb sorun bakalım. Size öğrettiklerinin kaynakları neler? Hangi devletlerin kayıtlarından yararlanıyolar? Alman mı? Rus mu? İngiliz mi? Çinli mi? Bu kaynakların içinde hiç Türk olan var mı
Avrupa uygarlığını kuranların Etrüksler olduğunu kabul eder avrupalılar. Batının dili kendine ait değildir, dili dışarıdan gelmiştir. Yazı da avrupanın kendisine ait değildir. Yazının Finike’den geldiği varsayılır oysa direkt olarak Orta Asya’dan yani Ön Türklerden gelmiştir avrupaya. Özetleyecek olursak avrupanın yazısı, dini, dili de kendisine ait değildir ve hatta böyle bir kökene de sahip değildir. Fakat bu aynı avrupa rönesans ile birlikte büyük atılım yaparak keşifler, icatlar yapmış ve oldukca ileriye gitmiştir. O ayrı bir konu. Bizim konumuz tarih. Kendi kökenini arayan avrupa 1780 yılında Etrüks yazıtlarını bulunca ” Bizim kökenimiz bulundu” deyip büyük sevinç yaşadı yazık Etrüksceyi batılılar hiç bir zaman okuyamadılar. Yazıtlarda Yunan uygarlığını bulacağını uman avrupa Ön Türkleri bulunca konuyu hasıraltı etti. Bunu yaparkende utanmadan yazıtlar için “bilinmeyen bir ırkın okunamayan yazısı” dediler. Yunanca bilindiği gibi 2700 sene öncesine ait bir dildir. Avrupa’nin tarihi çok genç! Fransa 1500 yilindan beri tarih sahnelerinde, tarihleri 501 yilinda baslar ki Atilla 452 yilinda ölmüstür. Ingiltere’nin de tarihi 1500 yildir. En uzun tarih Almanlarin ki olup 2100 yildir. Roma’nin kökeninde Etrüskler var, Etrüsklerin kökeninde de Ön-Türkler var bulgulara göre. Yunanistan’da da köken olarak Ön-Türkleri buluyoruz, Yunanistan’in adi da “Içiök” dür, krallik anlamindadır bu söz.Yunanlilarin bir bölümü Grek adi altinda üst Asya’dan gelmislerdir. ÖKERIK bunlarin ilk adi. Ökerik sikisarak Grek haline gelir.
Ön Türklerin kurdugu ilk devletin adi BIR OY BIL dir, günümüzden 12500 yil önce. Bu devletin sona ermesiyle “TÜRKBIL” devleti ortaya çikmistir, bu devlette Türkçe konusulurdu. Türkleri tarih kaynaklari hep göçebe olarak niteler, oysa Türkler “göçebe” degil “göçmen” di ve yerlesiktiler. Düşünün Almanya’ya çalışmaya giden Türkler göçebe midir? Yoksa göçmen midir? Selçuklulari yok eden Osmanli göçebeleriydi, göçebe kültürüydü. Osmanlilarin dayandigi oymak KAYI asiretiydi.
Sümerler 5000 yil önce yaziyi icat ettiler, bir nevi çivi yazisi seklindeki bu yaziyi Batililar söktüler. Bu yaziyi ilk söken Sir Henry C. Rawlingson “Bu Turani” bir dildir, demistir.
Sümerce’de 1000 kadar Türkçe kelime oldugu saptandi, bundan 4–5000 yil önce Türkçe Sümerce olarak olusmaya baslamisken bu dil proto Türkçedir, yani ilkel bir Türkçedir.
Macarlar, Bulgarlar ve Finler de Türk’tü, onlar Islamiyet’e girmedikleri için Türklüklerini kaybettiler. Bugün onlara hiç kimse Türk demiyor. Sadece 300000 Gagavuzlar hariç Müslüman olan tüm Türk irklari kimliklerini koruyabilmisler.
167 milyon yil önce KRETASE dönemi vardir. o dönemde Orta Asya yok, dev bir deniz var sadece. Jeolojik çalkalanmalar sonucu bu dev deniz parçalara ayrilmis ve ortaya 5 tane deniz çikmistir. Bu bes deniz meydana getirdigi tropikal iklimde bir yeni uygarlik dogmustur. Bu uygarlik Ön Türk Kimliklidir.Ön Türk Kimliginin kurdugu ilk uygarlik ON UYUL’dur. Bu dönem 8500 yil öncesidir günümüzden.Su ilginçlige bakiniz o yillarda Taklamakan’da deniz vardi bunun ilk adi “UÇUGUY KÖL” dür. Kazan sehrinin o günkü adi ise “IZGINTI UKUZUN” dur. Gobi çölünün ilk adi “BIKLI ÇÖL” dür. ON UYUL dönemi yazitlarina bakildiginda (5000 yil öncesi) harflerin bir kismi örnegin C ve D Latin Alfabesindeki harflerin ayni, demek oluyor ki Ön Türklerde baslayan kelime ve sözcükler hem Latin alfabesinin hem de diger tüm dillerin temelini olusturmaktadır.
“ATOYBIL” devleti konfederasyonun sona ermesiyle “TÜRKBIL” devleti ortaya çikiyor. Bu da milattan önce 879 yilina denk geliyor. Bu Türükbil devletinde Türkçe konusulur. Bu devlette tarih yazanlar vardir bu kisilere BOLBOLLAR deniyordu. Bugün bu kelime ilginçtir ki BALBAL olarak geçer.
Ne yazik ki sadece Ingilizce, Fransizca, Almanca bilmeye özen gösteren günümüzdeki tarihçilerimiz genelde Orta Asya Türkçe’si bilmedikleri için Orta Asya kaynaklarini okuyamamislar ve çevirilerle tarih yazma durumunda kalmislar, dolayisiyla tarihimizi yabanci tarihçilerden ve de eksik yada yanlis ögrenmek durumunda kaldik.
Sümerler Türk’tür ve Atatürk döneminde de Sümerlerin Türk olduğu kabul görmüştür. Bu nedenle Sümerbank ve Etibank gibi bankalar kurulmuş, bu bankalar bu isimler verilmiştir. 1000 kadar Türkce kelime mevcuttur Sümerce de, ayrıca 20 kadar da Arapca.
Görünen o ki; 4-5000 yil önce Türkçe Sümerce seklinde olusurken dil bir tip Proto Türkçe’dir. Bu durumda Türkçe Sümerce’den baslamis ve gelismis zamanla Göktürkçe olmus ve sonrasinda Mahmut Kasgari’yle buralara kadar gelmis.
Erken Türk Tarihi alaninda 36 kitabi bulunan Kazim MIRSAN bütün alfabelerin Türk Alfabesinden dogdugunu, Etrüsklerin de Türk oldugunu ve kagidi Türklerin buldugunu kanıtlarıyla ortaya koymuştur.
Mirsan Floransa’ya gidip büyük Etrüskologlardan Camporealli ile konusur ve tartisir. Sonunda Camporealli Etrüsklerin Türk kökenli olduklarini kabul eder.
Kazım Mirşan hakkında biraz bilgi vereyim.
Mirsan Dogu Türkistan’da KULCA kentinde dogdu. Su an 83 yasinda, aile soyu Sibirya’ya uzaniyor. Ailesi Türkmen lehçesiyle konusuyor. 1935 yilinda ailesiyle birlikte Istanbul’a getirilir Mirsan. Bogaziçi Lisesinden sonra Istanbul Teknik Üniversitesini bitirir. Meslegi Insaat Mühendisligi’dir. O yillardan baslayarak eski Türkleri arastirmaya baslar ve bunu bir yasam biçimi haline getirir. Üç Avrupa dilini bildigi gibi çok sayida Orta Asya Türk lehçelerini okur ve anlar. Bu konuda Mirsan’in 41 adet kitabi bulunuyor. Kazim MIRSAN Batili tarihçilerin birçok saptamalarinin yanlis ve eksik oldugunu israrla vurgulayarak Türk dilinin 2 grup, 8 dal ve 41 lehçeden olustugunun ve bunlarin tümünü bilmeyen hiçbir bilim adaminin yaptigi tarihi inceleme ve arastirmalarin dogru sonuç veremeyecegi seklinde. Bu arada kendisi 10 lehceyi mükemmel konuşmaktadır. Bu kadar bilgi yeter Yazımıza devam edelim.
Bugün Islamiyet’i kabul etmeyen ve hala yasayan Türkler de var: Çuvas Türkleri, Karainler, Karaylar, Gagavuz Türkleri, Yakut Türkleri….
Macaristan’i kuran 13 kabileden 9’u Türk boyudur. Kuman ve Peçenek Boyudur, 4’ü Pinegol boyudur. Devlete hakim olan Pinegoller oldugu için devletin resmi dili Macarca olmustur. 1000 yilinda Kral Istvan’i Hristiyanligi kabul etmesiyle Macaristan’da kullanilan Türk soylu yazi yasaklanmis, Türk Dini yasaklanmis, yasaklanan törelerle birlikte bozunma ve Macarlasma da olmustur.
Öte yandan Misir Piramitlerinden 2000 yil önce Çin’de Türk boylarinin yasadigi bir bölgede gizli Piramitler var. Bugün Çin bu bölgeyi yasaklanmis durumda. Bahsi geçen bölgeye insan girmesi yasaklanmıştır. Misir Piramitlerinden 2000 yil önce yani günümüzden 7000 yil önce Türklerin yaptigi Piramitler ortaya çikarsa tarih yeniden yazılır. Tabi bu da bazılarının işine gelmez.
Bugün Çin Halk Cumhuriyeti’nin sınırları içerisinde yer alan, Xian şehrine 100 km uzaklıkta Qin Ling Shan dağlarında Ön-Türk uygarlıklarından birisi tarafından inşa edilmiş, etrafında irili ufaklı 100 adet piramitle beraber, 300 metre yüksekliğinde bir piramit bulunmaktadır: BEYAZ PİRAMİT
Beyaz Piramit’in ikinci dünya savaşı sırasında Çin’e yardım malzemesi götüren bir C-54 uçağından çekilen fotoğrafı 1957 yılında ilk kez Life dergisinde yayınlanmıştır. Bu piramitleri araştırmak üzere1994 yılında Şensi bölgesinde bir araştırma gezisi yapan Alman bilim adamı Hartwig Hausdof kendi koleksiyonundan birkaç resmin halka açılmasına izin vermiştir. Hausdorf’a göre piramitlerin yapım tarihi en az M.Ö. 2500 ler civarındadır. Piramitler içerisinde bulunan Mısır medeniyetinden çok ileri bir teknikle mumyalanmış olan cesetler ve Ön-Türkçe yazıtlar bulunmaktadır.
Ön-Türk uygarlıkları tarafından OT-OĞ olarak isimlendirilen Ön-Mısır’ a M.Ö 3000 Yıllarında Doğu Anadolu’dan Isub-Ög yazısı gitmiştir.
(İncelemek isteyenler için : Google Earth de koordinatları :
34°21’44.48″N 108°37’50.88″E)
Halil Bilinen ilk tarihci olarak Heredot kabul edilir. Oysa Heredot’tan önce tarihiçi Türkler var, bunu yazitlara dayanarak söylüyoruz. Önre BINABASI diye bir Türk tarihçi var, general. Finikelilere karsi Çanakkale savasini yapan, yil M.Ö 516. Darius’la savasarak yenmis bunu Heredot da tarihinde yaziyor. Heredot Küros Seferini tarihinde anlatir ancak ayni konuyu Onre Binabasi iki kitabinda yazmistir. Ancak batili arastirmacilar bu gerçekleri görmemezlikten gelmisler.
Orhun yazıtları da bugüne kadar doğru okunmamıştır. Orhun Yazitlarinin içinde Türkiye Türkçesi yok ne Azeri ne de Kazak ne Kirgiz ne de Tatar Türkçesine uyar bu yazitlar. Ancak siz bütün Türk lehçelerini bilirseniz buradaki gerçek kavramlari kolayca çikarabilirsiniz. Birçok yanlis okuma ve çözme var su ana kadar; Mesela Orhun Yazitlarinda geçen ÖTÜKEN YIS ifadesi ”Ötüken Ormanlari” seklinde çevrilmis oysa Ötüken ”geçerli” demektir. ”yis” te ”geçerli kanun” anlamindadir. Yani ”yis” orman demek degildir. Düşünsenize yazıtlarda yanlış çeviriyle Ötüken ormanından çıkmayın, ayrılmayın, mahvolursunuz gibi şeyler yazdığı söylenmektedir. Oysa orda ki anlatıldığı gibi orman değil kanundur. Kanundan ayrılmayın kopmayın denmiştir. Bunun gibi bir sürü yanlışı ortaya koyan bilimadamlarımıza ne Bati ne de Türk Milliyetçileri buna sahip çikmiyor. Çünkü islerine gelmiyor. Bazi slogan milliyetçileri belki de bu iddialar kesinlestiginde zor durumda kalacak çünkü.
Göktürk Devleti deniyor, Göktürk diye ne halk var ne de Devlet!” Tarihte bir yerde geçiyor ”Gök” sözcügü. Türklerde iki tane ”k” harfi vardir biri ”ök” diye okunur digeri ”ük” diye okunur. Simdi bu gök sözcügü iki farkli ”k” ile yazilmis, bastaki ”ök” harfiyle yazilmis arkasindaki ”ük” harfleriyle yazilmis. Bu durumda kelime ”gök” olmaz ”okik” olur. Okük ”Rabbani Türk” demektir.
Bir anlamda Tanri Devleti manasinda bu kelime zira Türklerin o dönemde bile devlet kuruluslarinda Din çok önemli bir faktör. Aslinda Türk demek bir bakima ”Din” demektir. Bu durumda söz konusu açiklamalar kabul görürse slogan milliyetçiligi savunacak kavram sikintisi çekebilir.
Yil 1936 Atatürk diyor ki: ”Tarih Kurumunun Alacahöyük’te yaptigi kazilar sonucunda bulunan 5500 yillik maddi Türk Tarih Belgeleri Dünya Kültür Tarihini yeniden incelemeye sebebiyet verecek niteliktedir.
Atatürk’ün kendi el yazisi ile yazdiklarina bakalim simdi de.
”Bu memleket dünyanin bekledigi, asla unutamadigi bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin yillik bir Türk besigidir.Besigirüzgarlar salladibesikteki çocuk tabiatin yagmurlariyla yikandi, o çocuk tabiatin yildirimlarindan, simseklerinden, kasirgalarindan evvela korkar gibi oldu, sonra onlara alisti, onlari tabiatin babasi olarak tanidi. Onlarin oglu oldu. Bir gün o tabiat çocugu tabiat oldu simsek, yildirim, günes oldu, Türk oldu. Türk budur, yildirimdir, kasirgadir, dünyayi aydinlatan günestir.”
Atatürk ”En asagi 7000 yillik bir Türk Besigidir, Anadolu” diyor. Bu durumda su an bilinen tarihe göre Türklerin 1071’de Anadolu’ya geldikleri varsayimi çöpe gitmiyor mu? Acaba neden Atatürk, 4000 demiyor 5000 demiyor da 7000 yil diyor?
Atatürk’ ün bu güne dek nedensiz ve ciddi bir dayanagi olmayan hiçbir açiklamasi
Olmadigina göre?
Dogu’da Erzurum’da CUNNI magarasinda bazi yazitlar var. Bu yazitlardaki 18 tane harfin Misir Hiyerogliflerinde bulunur. Bunun anlami söyle: Bugüne dek hiçbir arastirmaci bilim adami Misir’a yazinin nereden geldigini bulamadi, bilmiyorlar. Hiçbir yerde Misir yazisinin kökenini bulamadilar. Bilinen en yüksek piramir 160 küsür metre ile Keops dimi? Çinde Türklerin 300 metre yüksekliğinde piramit yapması, Anadoluda Misir Hiyerogliflerinin aynısının bulunması sizce neyi işaret ediyor?
Atatürk 1926’da Türk Parasina Bozkurt resmi koyarak Türk Tarihine ne kadar önem verdigini göstermis olmasina ragmen Atatürk’ten sonra bu çalismalar birakilmis özellikle 1949’dan sonra ABD’nin etkisiyle Milli Egitim Politikasi tamamen degisme yoluna girmistir.
Stalin diyor ki: ”Tarihi bilen gelecegi bilir.”
Napolyon ise: ”Her ulusun gelecegi tarihinde gizlidir, tarihi de Cografyasinda gizlidir.”
Yaziyi Türklerin bulmasi uygarligin Türkler ile basladigini göstermez mi?
Türk Kültürünü Kongresinde Türki Devletlerinden gelen Türkologlar Iskit yazilari tümüyle Türkçe ve Türk dilidir”, seklinde bir açiklamışlardır. Sibirya da 300’den fazla Türk Yaziti toplanmıştır.
Bu arada Göktürk devleti diye bir devlet yoktur demiştik. Göktürk Kaganligi diye adlandirilan ifade Orhun Abidelerinde hiç yer almaz. Ne Göktürk ne de Köktürk Kaganligi ifadeleri yoktur bu yazitlarda.
Bir baska ilginç konu ise mumya kültürünün nereden geldigi: Çin’de Turfan kentinde bulunan bazi mumyalarin Misirdaki mumyalardan farkli oldugu ve Misir mumyalarina göre daha ileri bir teknoloji uygulandigi belirlenmistir. Bu kentte o dönemde sadece Türkler bulunmuşlardır. Bu durumda ilk mumya kültürünün de Türklerden gelistigi ortaya çikiyor.
Dogu Anadolu’da Van’in güneyindeki Tirsing Bölgesinde Çilgiri köyünde 45 cm çapinda bir tas üzerinde bir yazit bulunuyor. Bu yazit çözüldü. azitin ortasinda HAÇ isareti var. Yazi 7-8000 yillik yani Isa’nin dogumundan 6000 yil öncesi ve o yazitin üzerinde ”Haç” isareti var, (Hristiyanligin dogusundan 5-6000 yil öncesi) Bu haçin dogal olarak Hristiyanlikla ilgisi yok. ”Haç” da bir Türk sembolüdür ve ”OK” demektir.
Türkler kendilerine 2 isim vermislerdir. Bu insanlar kendilerine Türk denmeden önce ”OK” sonra da ”ON” demislerdir. Bu ifadeler o dönem dini simge olarak yorumlaniyordu. Niye kendilerine önceleri ”OK” demisler? ”OK” kuantum anlaminda algilanmis. Türklere göre bir insan cennete gidebilmesi yani tanrisina kavusabilmesi için vücudundaki canin bir bütün halinde vücuttan çikarak oralara gidebilmesi gerek. Iste oraya gidebilmesi için ok gibi olmasi gerek. Bu nedenle kendilerine ”OK” der önceleri Türkler. Yani bir nevi isinlama gibi. Yakarak gönderme. Bu durumda haç isareti Türklerde ”OK” oluyor. Yani Türkler biz OK’uz zaten ileride Tanriya kavusacagiz manasinda dinsel bir kavram seklinde düsünüyor Haç’i. Oysa bugün Hristiyanlar Haç’i Isa’dan sonra 300 yil sonrasina ait bir nesne gibi kabul ediyor!