MustafaCİLASUN
Özel Üye
Niyaz, aklın ve idrakin figanıdır
Umutlar, rahmete hasret kalan tohum misalidir, lal halindedir
Hal, iz’anın ve lahzanın aşkına tavdır, mesnetsiz harlar nefsi bahanelerdir
Heves için esir olmadan,cehdini nefsin için kurutmadan kul olman sevda halidir
Kibir ne melün bir gerekçedir
Nefsin her lahzasında nöbettedir, zafiyetine bekleyen keş gibidir
Leş niçin cazip gelen ten değildir, ruhunu bilmeyene aşk nasıl refakatedecektir
Düşünmek, ilim ve irfansız kal etmek bühtandır,aşk deminden azat olmuş melaldir
Her kimi ve neyi seversen sev
Feda olmayı ruhun mukadderatında görmezsen aşka yakın gel
Ecrin bir hali ve bir de ali vardır,niyetin asliyesinde edeple korunandır ruh söyler
Aşk, ne kadar kendini verirsen, iradenden vazgeçip hakka köleysen o vecdini bekler
Furkanı oku ve yakinen tanı
İçinde var olan hakikatleri, hikaye edilen nesilleri ve gerekçeleri
Kendine ne kadar yabancıysan, Kur’anada o kadar yabancısın demektir, bilinmeli
Reddi miras eden, hilkatini düşünmek istemeyen, aidiyetini inkar edene ne demeli
Vakit senin için bir saiktir
Nedensiz yaşayan can nasıl bir varlıktır, heva ve heves kurtaracakmıdır
İman etmek bu kadar basitmidir,hukukunu bilmeyen bir insana kim kefil olacaktır
Ömür yumağı erirken,hergün göçmeler içini kemirirken bu pişkinliğin kimin içindir
Seven, bilmeden sevmemelidir
Aşkı dillendiren içinden geçmediği müddetçe nefsi için kal etmemelidir
Ruhun mutlak itaat içindedir, irade sana olan güvenin teslim edilen gerekçesidir
Hesapsız olmak hangi aklın ve mantığın işidir, nura ram olmayan hal bir vebaldir
Mustafa CİLASUN