Gün akşama ram, aşk ne müthiş hicran!

MustafaCİLASUN

Özel Üye












İçinden
çıkılmaz bir andı
Hali perişan eyleyen
sırrın ilgasında ki hicrandı


Farkı
fark ettiren,
idraki muhtaç meyanda
seyrettiren bir dramdı


Kul çaresiz,
sine dirliksiz,
kalp ritimsiz, izan
muğlak ve yitik bir vakitti


Henüz
şafal sökmeden
Fecrin vecdi ve insicamın
dinmeden hulusa gelgi


Usulca seslendim,
hiç ses vermedi, bir
daha denedim birden irkildi


Kimbilir
nerdeydi, hangi
düşün içinde umudun
hülyasında nefes nefese çaresizdi


O an aniden
şaşkınlık nüksetti
Hatırdır inşaal derken
endişe kalbimi terk etmedi


Ne kadar
zavallıydı, kalkmaya mecali
olmayan bir nefesin emanetçisiydi


Ezan sesiyle
dikkat kesildi ve
fakat kalkamayacak
kadar bizar ve elhak çeresizdi


Her
denemesinde
başı dönüyor
Gözleri kararıyor, içi dışına
çıkacak kadar çekingendi


O halden
kurtarmak için ne yaptımda
çare olmak adına kıfayetsizdi


Acile götürmek
aklıma geldi, sereserpe hali
ne kadar ürpereten bir vaziyetteydi


Ne yapmalıydım,
şaşkındım
Yarım asrı geçmiş bir
nefesin sahibi olarak nasıl acizdim


Muhtaç halini,
perişan vaziyetini,
sabır zerkeden melalini
farkkettikçe sessizdim


Yarabbi
sen bilirsin, sahibimizsin,
deva sende, ecel senin emrinde
ki sır perdesinde dedim


Çocuklar
o an aklıma geldi
Acaba çare adına
asıl bir vesile olacaklardı


Yoksa
ziyadesiyle şakınlığın
vadine mi kanacaktı,
hangi karar haktı


Bir müddet dinlendi,
istiğfar ederek fevkalade
silkindi, abdes almak için niyetlendi


İhtimam
göstererek yardım ettim
Sendeleniyordu, başının
şiddetli döndüğünü söylüyordu


Hayli zor
olmasına rağmen
abdest almasını sağladık,
namaz kılmak istiyordu


Ve fakat
ayakta duramıyor,
medet umarak muhtaç
bir halde bakınması ne hicrandı


Sukut edip,
tefekkür etmek acıydı
Hangi sancının davacısıydı,
çilenin şiarından bir sırmıydı


Sual etmek
dahi bitap eden efkardı,
akşamdan geceye çıkartan vakit farktı


Ecel
ne hayşetli sidardı,
her nefesin ihmal ettiği ramdı,
hicran zerkeden bir dramdı




Mustafa CİLASUN
 
Üst Alt