Hakimiyet Allah'ındır
Yüce Allah, indirdiği Kitap ile hükmedilmesini isterken, indirdiği Kitaptan kaynaklanmayan ve bu indir*diğine aykırı şeylerle hükmetmeyi de "cahiliye hükmü" olarak nitelemektedir:
üce Allah, evrenin yaratıcısı ve sahibi olduğuna göre, aynı zamanda hakim ve yöneticisidir de. Evreni dilediği şekilde düzenlemiş ve onu dilediği şekilde yö*netmektedir. İzni olmadıkça hiçbir kimse, gerek kendisi hakkında ve gerek diğer varlıklar hakkında tasarruf yet*kisine sahip değildir. İnsan da evrenin bir parçasıdır ve o da evrenin diğer parçaları gibi Allah'ın hakimiyet ve tasarrufu çerçevesindedir. Allah'ın izni olmadıkça ev*rende hiçbir tasarruf yetkisine sahip değildir.
Hakimiyet, Allah'ın hükmetme eylemini ifade ed*er ki kozmolojik alan dahil evrenin tamamında ve tüm alanlarda Allah'ın hakimiyetini ifade eder. Örneğin insa*nın, Allah'ın emirlerine muhalefet etmesi, Allah'ın hük*müne aykırıdır ama hakimiyetine aykırı değildir. Çün*kü insana, hükümlerine muhalefet etme iznini veren kendisidir. O halde insanın Allah'ın emirlerine muhale*fet etmesi, Allah'ın hakimiyetinin dışında bir şey sayıl*mamalıdır.
Kozmolojik alanda, hakimiyet de, hüküm de Al*lah'ındır ve bu alanda hiçbir yaratığın muhalefet etme ye*teneği yoktur. Evrene hakim olan tabiat kanunları böyle*dir. Biyolojik yönüyle insan da bu kanunlara zorunlu ola*rak tabidir. İnsanın doğumu, yaşaması, büyümesi, yaş*lanması ve ölümü bu çerçevededir. Zorunlu olan bu ku*rallara uymak durumundadır:
"Şüphesiz ki, gökleri ve yeri altı günde yaratan sonra Arş üzerinde kurulan, geceyi, durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Rabb'iniz Allah'tır. Bilesiniz ki, ya*ratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabb'i Allah neyücedir" 1
Meşruiyet anlamında hüküm de Allah'ındır. Yani irade sahibi olan insana, neye inanacağını, nasıl davra*nacağını tayin etme yetkisi yine Allah'a aittir. Din belir*leme yetkisi Allah'a aittir. Yalnız O, mubah kılar veya haram kılar. Başkasının bu yetkisi yoktur:
"İşte O, Allah'tır. O'ndan başka tanrı yoktur. Önünde de, sonunda da hamd O'nundur, hüküm O'nundur. Ve an*cak O'na döndürüleceksiniz." 2
İnsanı imtihan için yarattığından ve insana irade verdiğinden, hükmüne muhalefet etmesine izin vermiş*tir. Bu nedenle hükmün Allah'a ait olduğu belirtildikten sonra, eninde sonunda insanın Allah'a döndürüleceği ve O'nun huzurunda hesap vereceği hatırlatılmaktadır. Yine bu nedenle Allah'ın indirdikleriyle hükmedilmesi is*tendikten sonra hükmünün güzelliğine; adalet ve hik*mete uygunluğuna işaret edilerek hükmünden başkası*nı tercih edenler tehdit edilmektedir. Eğer zorunlu bir hükümden, yani kozmolojik alandaki Allah'ın hakimi*yetinden bahsediliyor olsaydı, hükmünün güzelliğinden ve hükmüne uymayanların bulunduğundan söz edile*rek bunlar tehdit edilmezdi:
"O halde aralarında Allah'ın indirdiğine göre hükmet ve onların mesnetsiz görüşlerine uyma; ve onlardan sakın ki Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni uzaklaştırmasınlar. Eğer onlar (Allah'ın buyruklarından) yüz çevirir*lerse, bil ki bir kısım günahlarından dolayı onları cezalandıracaktır. Unutma ki insanların çoğu gerçekten sapkındır. Yoksa onlar cahiliyye kanunu (ile yönetilmek) mi istiyor*lar? Halbuki, kalben mutmain olan insanlar için Allah'tan daha iyi kanun koyucu olabilir mi?" 3
Kur'an-ı Kerim, anlaşmazlıklarda Peygamber'i yö*netici ve hakim olarak görme meselesini, bir inanç me*selesi olarak görmektedir:
"Ama hayır, Rabb'ine andolsun ki onlar, (ey Pey*gamber), aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda seni hakem yapmadıkça ve sonra da senin kararına kalple*rinde hiçbir burukluk duymaksızın tam bir teslimiyetle tâbi olmadıkça, (gerçekten) inanmış olmazlar." 4
Peygamberin verdiği hüküm, kuşkusuz Allah'ın ona indirdiği kitap doğrultusunda ve ondan kaynakla*nıyor olacaktır. Zaten Kitab'ın Peygamber'e indiriliş se*beplerinden biri de budur:
"Biz sana Kitab'ı gerçek ile indirdik ki, insanlar ara*sında Allah'ın sana gösterdiği biçimde hüküm veresin; hain*lerin savunucusu olma." 5
"Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inan*mış bir kadın ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apa*çık bir sapıklığa düşmüş olur." 6
Yüce Allah, indirdiği Kitap ile hükmedilmesini is*terken, indirdiği Kitaptan kaynaklanmayan ve bu indir*diğine aykırı şeylerle hükmetmeyi de "cahiliye hükmü" olarak nitelemektedir:
"Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, onların ke*yiflerine uyma ve onların, Allah'ın indirdiği şeylerin bir kıs*mından seni şaşırtmalarından sakın. Eğer dönerlerse bil ki Allah, bazı günahları yüzünden onları felakete uğratmak is*tiyordur. Zaten insanlann çoğu yoldan çıkmışlardır. Yoksa cahiliye hükmünü mü arıyorlar, iyice bilen bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim olabiliri" 7
Sonuç olarak evren Allah tarafından yaratılmıştır ve onun sahibi ve yöneticisi yüce Allah'tır. O'nun izni olmadıkça hiç kimse, evren üzerinde tasarruf yetkisine sahip değildir. İnsanlar da evrenin bir parçasıdır ve ev*renin tâbi olduğu kurallara tabidirler. Ancak insana ira*de verilmiştir ve iradesinin geçerli olduğu alanlarda Al*lah'ın hükmüne uyup uymama konusunda serbest bıra*kılmıştır. İmtihan için yaratılmış olmasının bir sonucu*dur bu. Allah'ın hükmüne uyduğu takdirde mükâfat*landırılacak, uymadığı takdirde cezalandırılacaktır.
Bu meseleye son vermeden şunu da belirtelim ki, Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmedenler, Allah adına bunu yapmazlar. Allah'ın emirlerine itaat eden kulları olarak yaparlar. Bu sebeple Kur'an'ın öngördüğü yöne*tim şekli teokrasi değildir.
1. 7/A'raf, 54
2. 28/Kasas, 70
3. 5/Maide, 49-50
4. 4/Nisâ, 65
5. 4/Nisâ, 105
6. 33/Ahzâb, 36
(Kaynak: Kuran’ın Ana Konuları, Prof. M. Sait Şimsek, S. 65-68)
Yüce Allah, indirdiği Kitap ile hükmedilmesini isterken, indirdiği Kitaptan kaynaklanmayan ve bu indir*diğine aykırı şeylerle hükmetmeyi de "cahiliye hükmü" olarak nitelemektedir:
üce Allah, evrenin yaratıcısı ve sahibi olduğuna göre, aynı zamanda hakim ve yöneticisidir de. Evreni dilediği şekilde düzenlemiş ve onu dilediği şekilde yö*netmektedir. İzni olmadıkça hiçbir kimse, gerek kendisi hakkında ve gerek diğer varlıklar hakkında tasarruf yet*kisine sahip değildir. İnsan da evrenin bir parçasıdır ve o da evrenin diğer parçaları gibi Allah'ın hakimiyet ve tasarrufu çerçevesindedir. Allah'ın izni olmadıkça ev*rende hiçbir tasarruf yetkisine sahip değildir.
Hakimiyet, Allah'ın hükmetme eylemini ifade ed*er ki kozmolojik alan dahil evrenin tamamında ve tüm alanlarda Allah'ın hakimiyetini ifade eder. Örneğin insa*nın, Allah'ın emirlerine muhalefet etmesi, Allah'ın hük*müne aykırıdır ama hakimiyetine aykırı değildir. Çün*kü insana, hükümlerine muhalefet etme iznini veren kendisidir. O halde insanın Allah'ın emirlerine muhale*fet etmesi, Allah'ın hakimiyetinin dışında bir şey sayıl*mamalıdır.
Kozmolojik alanda, hakimiyet de, hüküm de Al*lah'ındır ve bu alanda hiçbir yaratığın muhalefet etme ye*teneği yoktur. Evrene hakim olan tabiat kanunları böyle*dir. Biyolojik yönüyle insan da bu kanunlara zorunlu ola*rak tabidir. İnsanın doğumu, yaşaması, büyümesi, yaş*lanması ve ölümü bu çerçevededir. Zorunlu olan bu ku*rallara uymak durumundadır:
"Şüphesiz ki, gökleri ve yeri altı günde yaratan sonra Arş üzerinde kurulan, geceyi, durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Rabb'iniz Allah'tır. Bilesiniz ki, ya*ratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabb'i Allah neyücedir" 1
Meşruiyet anlamında hüküm de Allah'ındır. Yani irade sahibi olan insana, neye inanacağını, nasıl davra*nacağını tayin etme yetkisi yine Allah'a aittir. Din belir*leme yetkisi Allah'a aittir. Yalnız O, mubah kılar veya haram kılar. Başkasının bu yetkisi yoktur:
"İşte O, Allah'tır. O'ndan başka tanrı yoktur. Önünde de, sonunda da hamd O'nundur, hüküm O'nundur. Ve an*cak O'na döndürüleceksiniz." 2
İnsanı imtihan için yarattığından ve insana irade verdiğinden, hükmüne muhalefet etmesine izin vermiş*tir. Bu nedenle hükmün Allah'a ait olduğu belirtildikten sonra, eninde sonunda insanın Allah'a döndürüleceği ve O'nun huzurunda hesap vereceği hatırlatılmaktadır. Yine bu nedenle Allah'ın indirdikleriyle hükmedilmesi is*tendikten sonra hükmünün güzelliğine; adalet ve hik*mete uygunluğuna işaret edilerek hükmünden başkası*nı tercih edenler tehdit edilmektedir. Eğer zorunlu bir hükümden, yani kozmolojik alandaki Allah'ın hakimi*yetinden bahsediliyor olsaydı, hükmünün güzelliğinden ve hükmüne uymayanların bulunduğundan söz edile*rek bunlar tehdit edilmezdi:
"O halde aralarında Allah'ın indirdiğine göre hükmet ve onların mesnetsiz görüşlerine uyma; ve onlardan sakın ki Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni uzaklaştırmasınlar. Eğer onlar (Allah'ın buyruklarından) yüz çevirir*lerse, bil ki bir kısım günahlarından dolayı onları cezalandıracaktır. Unutma ki insanların çoğu gerçekten sapkındır. Yoksa onlar cahiliyye kanunu (ile yönetilmek) mi istiyor*lar? Halbuki, kalben mutmain olan insanlar için Allah'tan daha iyi kanun koyucu olabilir mi?" 3
Kur'an-ı Kerim, anlaşmazlıklarda Peygamber'i yö*netici ve hakim olarak görme meselesini, bir inanç me*selesi olarak görmektedir:
"Ama hayır, Rabb'ine andolsun ki onlar, (ey Pey*gamber), aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda seni hakem yapmadıkça ve sonra da senin kararına kalple*rinde hiçbir burukluk duymaksızın tam bir teslimiyetle tâbi olmadıkça, (gerçekten) inanmış olmazlar." 4
Peygamberin verdiği hüküm, kuşkusuz Allah'ın ona indirdiği kitap doğrultusunda ve ondan kaynakla*nıyor olacaktır. Zaten Kitab'ın Peygamber'e indiriliş se*beplerinden biri de budur:
"Biz sana Kitab'ı gerçek ile indirdik ki, insanlar ara*sında Allah'ın sana gösterdiği biçimde hüküm veresin; hain*lerin savunucusu olma." 5
"Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inan*mış bir kadın ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apa*çık bir sapıklığa düşmüş olur." 6
Yüce Allah, indirdiği Kitap ile hükmedilmesini is*terken, indirdiği Kitaptan kaynaklanmayan ve bu indir*diğine aykırı şeylerle hükmetmeyi de "cahiliye hükmü" olarak nitelemektedir:
"Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, onların ke*yiflerine uyma ve onların, Allah'ın indirdiği şeylerin bir kıs*mından seni şaşırtmalarından sakın. Eğer dönerlerse bil ki Allah, bazı günahları yüzünden onları felakete uğratmak is*tiyordur. Zaten insanlann çoğu yoldan çıkmışlardır. Yoksa cahiliye hükmünü mü arıyorlar, iyice bilen bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim olabiliri" 7
Sonuç olarak evren Allah tarafından yaratılmıştır ve onun sahibi ve yöneticisi yüce Allah'tır. O'nun izni olmadıkça hiç kimse, evren üzerinde tasarruf yetkisine sahip değildir. İnsanlar da evrenin bir parçasıdır ve ev*renin tâbi olduğu kurallara tabidirler. Ancak insana ira*de verilmiştir ve iradesinin geçerli olduğu alanlarda Al*lah'ın hükmüne uyup uymama konusunda serbest bıra*kılmıştır. İmtihan için yaratılmış olmasının bir sonucu*dur bu. Allah'ın hükmüne uyduğu takdirde mükâfat*landırılacak, uymadığı takdirde cezalandırılacaktır.
Bu meseleye son vermeden şunu da belirtelim ki, Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmedenler, Allah adına bunu yapmazlar. Allah'ın emirlerine itaat eden kulları olarak yaparlar. Bu sebeple Kur'an'ın öngördüğü yöne*tim şekli teokrasi değildir.
1. 7/A'raf, 54
2. 28/Kasas, 70
3. 5/Maide, 49-50
4. 4/Nisâ, 65
5. 4/Nisâ, 105
6. 33/Ahzâb, 36
(Kaynak: Kuran’ın Ana Konuları, Prof. M. Sait Şimsek, S. 65-68)