TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
Hakkari Taşları
Hakkari – Gevaruk
Hakkari’deki en önemli veriler hiç şüphesiz “Hakkari Taşları”dır.
1998 yılında kente merkezinde bir rastlantı sonucu 13 adet taş (dikilitaş) stel bulunmuştur. Hakkari İl Merkezinde bulunan Mir Kalesi’nin kuzeybatı eteklerinde bulunan taş steller, başkanlığını Veli Sevin’in yaptığı ekip tarafından 2001 yılına kadar kurtarma kazısı dahil olmak üzere bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Hakkari taşları, killi kireçtaşı ve kalkere oyulmuştur. Taşlar oyulma aşamasında sanatçılar tarafından teknik açıdan üç gruba ayrılmıştır. Bunlar; kabartma tekniği, kabartma ve oyma tekniği ve çizgici tekniğidir.
Hakkari Taşları, bilimsel heyet tarafından MÖ XV. Yüzyılın ortalarından başlayarak birkaç yüzyıl boyunca dikilmiş oldukları görüşündedirler. Bu tarihleme taşların yakınında bulunan aynı bilim heyeti tarafından kazısı yapılan iki oda mezarıyla (MÖ II. binin ilk çeyreği-Son Tunç Çağı-Erken Demir Çağı) uyuşmaktadır. Ancak ilk gömülerin stellerden birkaç yüzyıl önce yapılmaya başlandığı ifade edilmektedir. Hakkâri stellerin en çarpıcı özelliğinin göğüs üzerinde tutulan merkezi konumlu kaptır. Güney Rusya ve Ukrayna’daki İskit yontu-menhirleri ile Orta Asya taşlarının vazgeçilmez özelliğidir. İskit anıtları da MÖ VII. Yüzyılla değin örnekleri bilinmektedir. Bu gelenek VI. yüzyıldan başlayarak Göktürklerde XI. yüzyılda Asya’dan Ukrayna’ya göçen Kıpçak-Kumanlar arasında yaşadığı bilinmektedir. Orta Asya’da bu stellere çoğu kez “Türk Taşları” adı verilmektedir. Hakkâri taşları incelendiğinde görülmüştür ki, Orta Asya ile Güney Rusya, Hakkari- Azerbaycan yöreleri arasında çok eski bir ilişki olmalıdır. Bu da Anadolu’da Türklerin varlığını erken döneme götürmektedir.
Hakkari – Gevaruk
Hakkari’deki en önemli veriler hiç şüphesiz “Hakkari Taşları”dır.
1998 yılında kente merkezinde bir rastlantı sonucu 13 adet taş (dikilitaş) stel bulunmuştur. Hakkari İl Merkezinde bulunan Mir Kalesi’nin kuzeybatı eteklerinde bulunan taş steller, başkanlığını Veli Sevin’in yaptığı ekip tarafından 2001 yılına kadar kurtarma kazısı dahil olmak üzere bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Hakkari taşları, killi kireçtaşı ve kalkere oyulmuştur. Taşlar oyulma aşamasında sanatçılar tarafından teknik açıdan üç gruba ayrılmıştır. Bunlar; kabartma tekniği, kabartma ve oyma tekniği ve çizgici tekniğidir.
Hakkari Taşları, bilimsel heyet tarafından MÖ XV. Yüzyılın ortalarından başlayarak birkaç yüzyıl boyunca dikilmiş oldukları görüşündedirler. Bu tarihleme taşların yakınında bulunan aynı bilim heyeti tarafından kazısı yapılan iki oda mezarıyla (MÖ II. binin ilk çeyreği-Son Tunç Çağı-Erken Demir Çağı) uyuşmaktadır. Ancak ilk gömülerin stellerden birkaç yüzyıl önce yapılmaya başlandığı ifade edilmektedir. Hakkâri stellerin en çarpıcı özelliğinin göğüs üzerinde tutulan merkezi konumlu kaptır. Güney Rusya ve Ukrayna’daki İskit yontu-menhirleri ile Orta Asya taşlarının vazgeçilmez özelliğidir. İskit anıtları da MÖ VII. Yüzyılla değin örnekleri bilinmektedir. Bu gelenek VI. yüzyıldan başlayarak Göktürklerde XI. yüzyılda Asya’dan Ukrayna’ya göçen Kıpçak-Kumanlar arasında yaşadığı bilinmektedir. Orta Asya’da bu stellere çoğu kez “Türk Taşları” adı verilmektedir. Hakkâri taşları incelendiğinde görülmüştür ki, Orta Asya ile Güney Rusya, Hakkari- Azerbaycan yöreleri arasında çok eski bir ilişki olmalıdır. Bu da Anadolu’da Türklerin varlığını erken döneme götürmektedir.