Hakkın savunucusu olun!
Hayatımızı bir çeşit iyiyi veya kötüyü seçerek ölüme kadar olan zaman dilimi süresince yaşamaktır. Demekki neymiş, sınırlı bir zamanımız varmış, şu dünya denen handa ve cüzi irademizle iyiyi veya kötüyü seçerek bize verilen süreyi harcamakmış. Lâkin bizim kafamızda tasarladığımız sınırsız hesaplarımız ve planlarımız var. Bitmeyen hırsımız bitmeyen isteklerimiz var. Çevremizdeki insanlar, güneşin doğduğu veya doğmadığı yaşamları boyunca hep bir koşuşturma, telaş, uğraşları var. Düşündükçe bir girdap içinde kıvrandığımızı görüyorum. İnsanların söylemleri ile eylemleri o kadar çok farklı ki.
Her işimizde yalan, sahtekârlık, hile hep bir numara kalıyor. Ne sözlerimize sadığız ne yakınlarımıza ve ev halkımıza dürüstüz. Bu raddeye biz nasıl geldik, nasıl bu kadar aşağılara düştük. Kafamızda para, dünya, rant, artılar, çarpılar, kullanmak istemediğimiz bölmeler, eksiler. Yaşantımızın her alanı (Yeme, içme, giyinme, vakit geçirme, lüks yaşam) gayri müslümden farksız, hatta bir adım da ilerde.
Bir çoğumuz şahadet kelimesinin ne anlama geldiğini bilmediği gibi, müslümanlık hakkında kabaca ve kulaktan duyma bilgilerle birşeyler bildiğimizi zannediyoruz. Bilmediğimiz herşey hakkında kesin ahkâm kesiyoruz, konuları mütehassısına bırakmıyoruz veya sormuyoruz. Mübarek biri gibiymişiz gibi doğuştan yetenekliyiz sanki al eline mikrofonu konferans ver, hangi kafayla böyle düşünüyoruz bilmem.
Araştırmıyoruz, okumuyoruz, kafa yormuyoruz beylik kocaman lâflarla kendimizi kandırıyoruz. Hiç düşündükmü, aslında biz işin neresindeyiz ve eksiklerimiz neler. Türkçe kitaplarımızda ne yazıyordu, oku(ma) kitabı veya defteri yaz(ma) defteri. Bu kelime beynimize nasıl yansıyor. Suskunluklarımız, sineye çekişlerimiz bizleri hep pısırık hale getirdi.
Elimizden; nesillerimizi, kadınlarımızı, çocuklarımızı aldılar kendi ürettikleri fikirlerine köle yaptılar ve almaya devam ediyor. Şimdi ise kadın hakları adı altında feminist düşünce adı altında demokrasi adı altında (Bu isimleri kullanarak)aile düzenlerimizi bozuyorlar. Ailenin yükü ne kadının sırtında olmalı ne erkeğin sırtında olmalı, kadın ve erkek rakip değil birbirlerinin tamamlayıcısıdır. İslâm dini taksimatını yapmış ama kadınların zihnine işlenen sende kazan erkeğin eline bakma. Erkeğe sen erkek adamsın, ne anlıyorsak.
Ve!
Artık Kur’an-ı yaşamı bıraktık, bilinçli bir şekilde bıraktırıldık. Ayetler insanların kulaklarında yankılanmıyor, heyecan uyandırmıyor, göz yaşlarımız hareke geçmiyor. Kalplerimiz kararmış ve taşlaşmış.
Artık!
Bir zamanlar hadislere iftira atanlar şimdi ayetlere leke atmaya başladılar.
Bilinçli bir şekilde, bir sürü ilâhiyatçı adı altında (Müstesna olan hocalarımdan özür dilerim) dine hilei şeriyye sokmaya çalışan kişiler ortalıkta fitne satıyor. Gayeleri pişmiş aşa veya süte su katmak. Çocuklarımız bu insanların vesayeti altında saptırılıyor. Artık silkinin müslümanlar dostunuzu düşmanlarınızı bilin ve zihninize kazıyın. İslâm güneşine çamur atmakla kararmaz, aksine güneş gibi hakikat ortada iken. Müslümanlar bizdenmiş gibi görünen din düşmanları kadar cesaretli olamazsanız, Rabbim sizin yerinize bu dini yüceltecek insanlara bu emaneti verir. Zelil olmak istemiyorsanız, hakkın savunucusu olun.
Size verilen zaman kum saati gibi eriyip gider ve sizde tamamen itibarsızlaşırsınız. Silkinin hakikat bahçesindeki çiçekler olun.
Selâm ve dua ile.
M.S.A.
Hayatımızı bir çeşit iyiyi veya kötüyü seçerek ölüme kadar olan zaman dilimi süresince yaşamaktır. Demekki neymiş, sınırlı bir zamanımız varmış, şu dünya denen handa ve cüzi irademizle iyiyi veya kötüyü seçerek bize verilen süreyi harcamakmış. Lâkin bizim kafamızda tasarladığımız sınırsız hesaplarımız ve planlarımız var. Bitmeyen hırsımız bitmeyen isteklerimiz var. Çevremizdeki insanlar, güneşin doğduğu veya doğmadığı yaşamları boyunca hep bir koşuşturma, telaş, uğraşları var. Düşündükçe bir girdap içinde kıvrandığımızı görüyorum. İnsanların söylemleri ile eylemleri o kadar çok farklı ki.
Her işimizde yalan, sahtekârlık, hile hep bir numara kalıyor. Ne sözlerimize sadığız ne yakınlarımıza ve ev halkımıza dürüstüz. Bu raddeye biz nasıl geldik, nasıl bu kadar aşağılara düştük. Kafamızda para, dünya, rant, artılar, çarpılar, kullanmak istemediğimiz bölmeler, eksiler. Yaşantımızın her alanı (Yeme, içme, giyinme, vakit geçirme, lüks yaşam) gayri müslümden farksız, hatta bir adım da ilerde.
Bir çoğumuz şahadet kelimesinin ne anlama geldiğini bilmediği gibi, müslümanlık hakkında kabaca ve kulaktan duyma bilgilerle birşeyler bildiğimizi zannediyoruz. Bilmediğimiz herşey hakkında kesin ahkâm kesiyoruz, konuları mütehassısına bırakmıyoruz veya sormuyoruz. Mübarek biri gibiymişiz gibi doğuştan yetenekliyiz sanki al eline mikrofonu konferans ver, hangi kafayla böyle düşünüyoruz bilmem.
Araştırmıyoruz, okumuyoruz, kafa yormuyoruz beylik kocaman lâflarla kendimizi kandırıyoruz. Hiç düşündükmü, aslında biz işin neresindeyiz ve eksiklerimiz neler. Türkçe kitaplarımızda ne yazıyordu, oku(ma) kitabı veya defteri yaz(ma) defteri. Bu kelime beynimize nasıl yansıyor. Suskunluklarımız, sineye çekişlerimiz bizleri hep pısırık hale getirdi.
Elimizden; nesillerimizi, kadınlarımızı, çocuklarımızı aldılar kendi ürettikleri fikirlerine köle yaptılar ve almaya devam ediyor. Şimdi ise kadın hakları adı altında feminist düşünce adı altında demokrasi adı altında (Bu isimleri kullanarak)aile düzenlerimizi bozuyorlar. Ailenin yükü ne kadının sırtında olmalı ne erkeğin sırtında olmalı, kadın ve erkek rakip değil birbirlerinin tamamlayıcısıdır. İslâm dini taksimatını yapmış ama kadınların zihnine işlenen sende kazan erkeğin eline bakma. Erkeğe sen erkek adamsın, ne anlıyorsak.
Ve!
Artık Kur’an-ı yaşamı bıraktık, bilinçli bir şekilde bıraktırıldık. Ayetler insanların kulaklarında yankılanmıyor, heyecan uyandırmıyor, göz yaşlarımız hareke geçmiyor. Kalplerimiz kararmış ve taşlaşmış.
Artık!
Bir zamanlar hadislere iftira atanlar şimdi ayetlere leke atmaya başladılar.
Bilinçli bir şekilde, bir sürü ilâhiyatçı adı altında (Müstesna olan hocalarımdan özür dilerim) dine hilei şeriyye sokmaya çalışan kişiler ortalıkta fitne satıyor. Gayeleri pişmiş aşa veya süte su katmak. Çocuklarımız bu insanların vesayeti altında saptırılıyor. Artık silkinin müslümanlar dostunuzu düşmanlarınızı bilin ve zihninize kazıyın. İslâm güneşine çamur atmakla kararmaz, aksine güneş gibi hakikat ortada iken. Müslümanlar bizdenmiş gibi görünen din düşmanları kadar cesaretli olamazsanız, Rabbim sizin yerinize bu dini yüceltecek insanlara bu emaneti verir. Zelil olmak istemiyorsanız, hakkın savunucusu olun.
Size verilen zaman kum saati gibi eriyip gider ve sizde tamamen itibarsızlaşırsınız. Silkinin hakikat bahçesindeki çiçekler olun.
Selâm ve dua ile.
M.S.A.