MustafaCİLASUN
Özel Üye
Belki de gülüp geçiyorsun
Gönlümün meskûn mahallinde ki firkati hiç önemsemiyorsun
Şehre dilmeye amade olan sessiz melalimi dinlemek istemiyorsun, sitem ediyorsun
Gönle haz bahşeden, umudu sürura dönüştüren, hicrana refakat ettireni bilmiyorsun
Bilme ki ne söyleyeyim
Yüreğimin figanını ummanın müsamahasına sığınıp dökeyim
Bir ömür sukut edeyim, hıçkırıklarımı kuytu köşelerde dile getirip inleyeyim
Hasretin feryadını, umudun şiarını sabırla derleyeyim ve nasibime kanaat edeyim
Ne sabahın kuşatan ahı
Ne gecenin halimi tarumar eden ilgası, ruhumu sızlatan firakı
Nazarlarım hazana yöneliyor, burukluk sineme acı veriyor, fark ettiren sancı
Boynum bükük, hicran bir ömür refakat etti halime sessiz çığlığım dinmeyen acı
Kalbi ihsana erişmeliyim
Arifin taliminden geçmeyi ve eşiğinde nefeslenmeyi bilmeliyim
Ne kadar gün yüzüne hasret umudum varsa, hikmet-i sebebini sual etmeliyim
Bahtım hangi vaktin lahzasında vuzuha erişecek, ümitle niyaz edip, beklemeliyim
Elbet bir gün dinecek ahım
Ruhuma sancı veren derin sızım, kalbi inşiraha niye açım
Bilmeden ve halin rahlesinde aşkın esiniyle derunileşmeden asla kaçamam
Bekleyen vaktin, tevdi edilen ehliyetin hesabını görmez ve bilmezden vazgeçemem
Mustafa CİLASUN