MustafaCİLASUN
Özel Üye
Orjinal boyutu icin tiklayin 960x801px and 210KB.
Hiç seslenme
Derdi gama girerek
Eseflenip üzülme
Yeis içinde asla nefeslenme,
Elem için kaygılara güvenme
Nefes vaktine âşıktır, kalp şayet
İrfanı bilirse nazar gâhtır, nisyan etme
Hiç bilir misin?
Gönül niçin bazen
Serhattır, ummandır
İradeyi azim içinde vaziyet
Alan fermandır, mizan haktır
Faniliğe meyleden nefs tufana ramdır,
Hiçlik içinde kalan kul’u ihsandır
Sorma tamburu
Hicran zerk eden nice
Saklı umudu
Perdelerinde vaktini bekleyen
Nice ümitler hüzün yağmuru
Her vakit akmaz gözyaşı, sukut ettiren
Sevgilinin ellerde giden na'şı
Bugün ses etme
Bin bir sual ile dertlerimi deşme
Hak için tefekkür eyle, kefensiz
Sevdalara meyledip erime
Aşkı anlayıp idrak etmeden söz etme,
Halin vasfını şehretmeden gitme
Musalla taşı
Her gün ümitlenir,
Hicran içindedir
Kimi nazar için bir taş,
Kimi kul için bir mahşer adıdır
Geriden gelen kim vardır, akan gözyaşları
Sadakat midir, usulü adap mıdır?
Hangi sevgili
Gönlün gülü, canı makberi,
Aşkını şevki
Ruh ve kalp kimin için
Seferber olmalıdır söyle ey sevgili
Heva ve hevesler
Nefsi ihya eden geçici arzular değil mi?
Ölüm neyin reçetesi
Mustafa CİLASUN