Dert etmezdik ne için yaşadığımızı.
Zaten belliydi sonu ve başı.
Belliydi hatalarımız, mutluluklarımız.
Umudumuz olmadı, keşkemiz olmadığı gibi.
Hayal kuramadık biz.
“Pembe panjurlu, bahçeli evimiz olsa” diyemedik.
Sorgulamadık renklerin tonlarını.
Hepsini bir tutup sevdik.
Arındırılmış duygularımız gibi saygı duyduğumuz şeyler de Oldu.
Biz iki kişiyiz.
Biz üç kişiyiz.
Biz milyonlarız.
Buradayız.
Karşı penceredeyiz.
Otobüsteki yan koltukta, iş yerindeki çay ocağında, evindeki çocuk odasındayız.
Yokluğumuz kadar, en az o kadar varız.
Olmaktan sorumlu değiliz, saklanmaktan sorumlu değiliz, Asılmaktan sorumlu değiliz.
Biz aslında düşündüğün gibi değiliz.
Biz herkesiz.
Seni sen yapan, beni ben yaptı.
Beni ben yapan, bana kalp verdi, ruh verdi.
Seni sen yapan sana akıl verdi.
Bir dur ve düşün.
Aynı olmak mı kolay, farklı olabilmeyi denemek mi cesurca?
Denemek bile yeter…
Bir dur ve dene.
Burada olduğumuzu fark etmeyi bir dene.
Salaklar kadar uzun, dahiler kadar anlamlı yaşa.
Ama unutma bazı dahiler salak rolü yapacak kadar zeki değildir.
Alıntı.....