Ayyüzlüm
Yeni Üyemiz
Haydi tesbihim tane tane çek beni..
Kalabalıklarda kaYbolunurmu hiç?
.
Saat kaç?
Kaçı kaç geçiyor ?
Kaça kaç var
Kaç, kaçta derken kaçıyor. Kaçıyor neler, neler
Tane tane tek tek, birini atlamadan anlarımı çekiyorum.
Hasreti diniyor vakitlerin.
.
Bir gün bir derviş,
birkucak dolusu elma ile bayırlar aşan bir genç kıza rastlamış
Bozkırın sıcağında yorgunluktan al almış kızın yanakları.
“Nereye gidersin?
Ne doldurdun kucağına diye sormuş derviş.
Uzak bir tarlayı işaret etmiş kız. “Sevdiğim çalışıyor orada.
Ona elma götürüyorum
Kaç tane diye soruvermiş derviş.
Kız şaşkın:
İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?
usulca kırıvermiş elindeki tesbihi dervişin..
haydi tesbihim,ey laram dilaram
niyazımın yegane vesilesi
nur-i muhammedin nuruna boğ beni
aşıktan maşuğuna aksın,o aşk denizin şelalesi
ancak vuslat hayaliyle kırmızı bir vahadır derdim
leyl oldum bu sahra çarşısında
huzur-i aşk satılıyor bu çarşıda koş dediler
koştum!!!
ancak elime önce seni verdiler..
ve çeeek çok çek dediler..
Alnım secdede buz olmuş
Vefasızlık bellediklerim ellerimde.
Ellerim diyorum
Titrek mum ışığına mukabil, sorgudan sefil kaçaklıklara gebe.
Her zerresi örtülse de tenimin saklanmıyor oyunbozanlar,
Herşey alelade yerlerde.
Gözlerim telaşlı hayret
Hayret ki bakamıyorlar titrek ellerime.
Gel diye haber salmıştın rüyalarımda.
En sevgilinle şereflendirip garip uykularımı artık gel demiştin.
Ay şavkını kıskandıran yüzünü gör de cana gel demiştin.
Duyamadım
Gelemedim
Dönemedim
Şimdi hangi yusufcuk havalansa göklere,
Sessiz bir ağıtla ağlar olmuş gözleri.
Benim adım kahır olmuş
Seccademde hüzün izleri...
Kalabalıklarda kaYbolunurmu hiç?
.
Saat kaç?
Kaçı kaç geçiyor ?
Kaça kaç var
Kaç, kaçta derken kaçıyor. Kaçıyor neler, neler
Tane tane tek tek, birini atlamadan anlarımı çekiyorum.
Hasreti diniyor vakitlerin.
.
Bir gün bir derviş,
birkucak dolusu elma ile bayırlar aşan bir genç kıza rastlamış
Bozkırın sıcağında yorgunluktan al almış kızın yanakları.
“Nereye gidersin?
Ne doldurdun kucağına diye sormuş derviş.
Uzak bir tarlayı işaret etmiş kız. “Sevdiğim çalışıyor orada.
Ona elma götürüyorum
Kaç tane diye soruvermiş derviş.
Kız şaşkın:
İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?
usulca kırıvermiş elindeki tesbihi dervişin..
haydi tesbihim,ey laram dilaram
niyazımın yegane vesilesi
nur-i muhammedin nuruna boğ beni
aşıktan maşuğuna aksın,o aşk denizin şelalesi
ancak vuslat hayaliyle kırmızı bir vahadır derdim
leyl oldum bu sahra çarşısında
huzur-i aşk satılıyor bu çarşıda koş dediler
koştum!!!
ancak elime önce seni verdiler..
ve çeeek çok çek dediler..
Alnım secdede buz olmuş
Vefasızlık bellediklerim ellerimde.
Ellerim diyorum
Titrek mum ışığına mukabil, sorgudan sefil kaçaklıklara gebe.
Her zerresi örtülse de tenimin saklanmıyor oyunbozanlar,
Herşey alelade yerlerde.
Gözlerim telaşlı hayret
Hayret ki bakamıyorlar titrek ellerime.
Gel diye haber salmıştın rüyalarımda.
En sevgilinle şereflendirip garip uykularımı artık gel demiştin.
Ay şavkını kıskandıran yüzünü gör de cana gel demiştin.
Duyamadım
Gelemedim
Dönemedim
Şimdi hangi yusufcuk havalansa göklere,
Sessiz bir ağıtla ağlar olmuş gözleri.
Benim adım kahır olmuş
Seccademde hüzün izleri...