Her Gün Okunacak Dualarınız Olsun

NiHaL

Aktif Üyemiz
Dua, ibadetin özü, kulluğun bir parçasıdır. Sürekli yapılması gereken bir ibadettir. Ancak birçoğumuz duayı sıkıntı ve zor zamanlarda hatırlar veya genellikle namaz sonuna sıkıştırır. Kişinin acizliğinin şuuruna vararak hem rahatlıkta hem de zorlukta Allah’tan yardım istemesi gerektiğini ifade eden Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Davut Aydüz, her Müslüman’ın her gün devamlı okuyacağı duaları olmasını söylüyor. Aydüz, boş kalınan her an dudakların devamlı dua ile kıpırdaması gerektiğini belirtiyor.


Allah (cc), Furkan Suresi’nde ‘Duânız olmazsa ne ehemmiyetiniz var’ buyurarak duanın önemini kullarına hatırlatıyor. Dua eden kişiyi Allah’ın rahmetinin kuşattığını dile getiren Aydüz, canlı ve zinde kalabilmek, dinî şevk ve heyecanın devamı için duanın çok önemli olduğunu söylüyor. Aydüz, “Bir Müslüman’ın, sadece belâ ve musibet anlarında dua edip, daha sonra duayı terk etmesi doğru değildir. Bu durum, Kur’ân-ı Kerim’de anlatılan kâfirlerin durumuna benzemektedir. Kâfirler, sıkıntıya düşünce yana yakıla Allah’a kendilerini kurtarması için dua ettikleri halde, sıkıntı geçince Allah’a duayı terk ettikleri gibi, O’na şirk koşmaya başlar. Bir Müslüman olarak biz de aynı duruma düşmemeliyiz. Biz günlük dualarımızı okur ve devam edersek Kur’an’da anlatılan kâfirlere benzememiş oluruz.” diyor. Aydüz, sıkıntısız ve tasasız zamanlarda yapılan duaların dar durumda yapılan duanın kabulünü kolaylaştırdığını söylüyor. Aydüz, “Bazen öyle kazalar oluyor ki hurda yığını haline gelen otomobil veya otobüsün içinden burnu bile kanamadan insanlar çıkıyor. Bu tür kazalardan hiçbir yara almadan kurtulmanın temelinde bazı hayırlı işler ve günlük yapılan dualar var. Ferah zamanlarda yapılan iyilikler ve dualar zor zamanlarda fayda verir. Allah yardım elini uzatır.” şeklinde konuşuyor.


Allah Resulü’nün dudaklarından duanın hiç eksik olmadığını ve hayat tarzına dönüştüğünü söyleyen Aydüz’e göre her Müslüman’ın her gün devamlı okuyacağı duaları olmalı. Dua için ayıracağı bir zamanı olmalı ve bu konuda hiçbir mazeret ileri sürmemeli. ‘İşlerim çok yoğun, eve geç ve yorgun olarak geliyorum, hiç zamanım olmuyor’ gibi mazeretlerin arkasına sığınmamalı. Bir bardak çay için saatler harcamak yerine birkaç dakika da olsa günlük dua okunmalı ve yapılmalı.


Evden çıkarken, yatmadan önce nasıl dua etmeli?


Evden çıkarken “Bismillahi, tevekkeltü alallahi, la havle ve la kuvvete illa billah” diyen tehlikelerden korunur ve şeytan ondan uzaklaşır. [Tirmizi]


Üzüntülü iken, “La İlahe illa’llahu’l azimu’l halim Rabbu’l arşi’l azim, la İlahe illa’llahu Rabbü’s semavati ve Rabbu’l arzi ve Rabbu’l arşi’l kerim” (Allah’tan başka bir ilâh yok! Arş-ı Azîm’in sahibi Allah’tan başka ilâh yok! Bütün semâların ve arzın ve çok şerefli Arş’ın sahibi Allah’tan başka ilâh yok) (İbn-i Abbas)


Yatarken; Hz. Âişe şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sas) her gece yatmak üzere yatağına girdiğinde iki elini birleştirerek bunlara, İhlâs, Felâk ve Nâs sûrelerini okur, ellerine üflerdi. Sonra iki eliyle elinin yetiştiği yerleri sıvazlardı. Elleriyle başını, yüzünü, vücudunun ön kısmını meshetmeye başlardı. (Sonra vücudunun arka tarafını sıvazlardı) ve böyle okuyup üfleyerek vücudunu meshetmeyi üç defa tekrarlardı. (Buharî, Daavât, 12)


Yatmadan önce; “Bakara Sûresi’nin sonundaki iki âyeti geceleyin kim okursa o iki âyet ona kâfi gelir.” [Buhârî, Fedâilu'l-Kur'ân 10] Bu iki âyeti okuyan için: Gece ibâdeti yerine geçer. Eğer Kur’an’dan okumaya devam ettiği bir hizbi varsa onun yerine geçer. Mükâfat ve fazîlet olarak kişiye yeter. O gece olması muhtemel âfetlere, şeytana ve şerrine, insanlar ve cinlerin şerrine karşı yettiği söylenmiştir.


Her gün 100 kere “Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerîke leh lehü’lmülkü ve lehü’lhamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr” diyen kimse, 10 köle azat etmiş gibi olur, kendisine 100 sevap yazılır, 100 günahı silinir, o gün akşama kadar şeytanın şerrinden emin olur. (Buhari, Müslim)


Her gece yatarken 100 defa (Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber) okuyan kimse, yüz defa tesbih, tahmid ve tekbir söylemiş olur. Böylece, muhasebe yapmış, kendini hesaba çekmiş sayılır.


Sabah ve akşam namazının farzında selâm’dan hemen sonra 10 kere “la ilahe illallahu vahdehu la şerikeleh lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yumit ve hüve hayyul la yemüt biyedihil hayr ve hüve ala külli şey’in kadir” diyenin her okumasına karşılık onun için on sevap yazılır; on günahı silinir ve mertebesi on derece yükseltilir. Bütün kötülüklerden ve şeytandan emin olur. Şirkten başka hiçbir günah ona yetişmez. Hiç kimse onun gibi amel edemez; meğer ki biri de onun dediğinden daha fazlasını söyleye. (Tirmizi, Daavât 63)


Sıkıntının defi için “Lâ İlahe illa ente Sübhâneke inni küntü minezzalimin” okunmalı.


”Sizden biriniz yemek yediği zaman besmele çeksin. Yemeğe başlarken besmeleyi unutursa: Bismillah fî evvelihi ve âhirihi (Başında da sonunda da bismillah) desin.” (Tirmizî)


Bir kul yemek yer, yahut bir şey içer de, ‘Elhamdülillah’ derse, Allah ondan razı olur ve geçmiş günahları affedilir. (Müslim, Zikr 89; Tirmizi, Daavât 56)

alıntı
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Alt