Herkesin Bir İsmaili var....

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Herkesİn Bİr İsmaİl'İ Var.....
Yeni bir güneş yılına daha girdik.
Otuzundan itibaren, kendisinikolayca değiştiremeyeceği denizlere demir atıyor insan Alışkanlıklar artıyor ve daha bir bağlanıyor kişi; içindeyaşadığı suya, havaya, çevreye. Eskiden gözümüzü budaktansakınmadan daldığımız telaşeler ve mücadelelere, artıkdışarıdan bakmakla yetiniyoruz. Gözümüzde büyüyor bir yerdenbir yere gitmek Risk almayı, üstümüze çığ düşecekmiş gibireddediyoruz.Akıllanmak veya büyümek mi bu?.. Yoksa, ezberlemek veaşındırmak mı hayatı ve kendimizi?Rahata alışmak veyaalıştığıyla rahatlamak. Üzerine ölü toprağı saçılmak...Kibrit çakmayı yasaklamak. Değiştirememek - Sevdiğinizşeylerden Allah yolunda harcayıncaya kadar cennete ve iyiliğin engüzeline (birr) eremezsiniz.. (Al-i İmran 92) Bu ayet nazil olunca,dinleyicilerden Ebu Talha (ra), dünyada en çok sevdiği şeyini;?Birha? ismindeki hurma bahçesini, tasadduk etmiştir. Zeyd bin Harise(ra) ise; Seyl ismindeki hızı ve hünerleriyle ünlü atınıbağışlamıştır. Herkes, en çok sevdiğinden ve en çok sevdiğikadarıyla, kendisinden ayırarak yaklaşmış Rabbine Herkesin birİsmaili var... Ayet; infak, tasadduk ve paylaşımı çağıranhaliyle, bizleri iyiliğin en güzeline yani ?birr?e davet ediyor. Amane olursa olsun sevdiğimiz şeylerden ayrılmayı dile getiriyor.Yani bilemiyorum, Ebu Talhanın başka bahçeleri de var mıydı?İçlerinde en sevdiği bahçesini mi ikram etmişti sadaka olarak?Veya Zeyd b. Harise?nin atları içinde en çok tuttuğu belki dearkadaş bildiği Seylden başkası var mıydı?.. Bilmiyorum. Amabildiğim ismi ve künyesiyle hadis tarihine geçmiş bir bahçeden?İsmi, hünerleri ve künyesiyle dini kaynaklarda zikredilen bir attansöz ediyoruz? Sevmeselerdi zaten isim koymazlardı, sevmeselerdi zatentasadduk etmezlerdi? Anahtar kelime; sevmek. Sevdiğinizden koparak,alıştığınızdan ayrılarak, kalbinizde yer etmişten vazgeçerekyapılan bir yürüyüş bu. Burada; şimdiye kadar çok sevipalıştığınız ve yaşama şekli olarak benimsediğiniz bir şeyideğiştirmekten ve feragat etmekten söz ediyoruz. Ömer BinAbdülaziz, yoksullara ve çocuklara en çok şeker dağıtmayısevermiş. Sebebini soranlara da; Çünkü ben en çok şekeriseverim dermiş. - Geniş manasıyla düşünecek olursak;sevdiğimiz, tutkuyla veya vazgeçemediğimiz alışkanlıklarlabağlı olduğumuz şeylerden kopmanın ruhumuzda sebep olduğuinfilakların da bire dair bir imkân olduğunu fark edebiliriz?Bendeniz içimizde; ?hidayet? ve ?birr? kavramlarının buluştuğunudüşünüyorum. Rabbinizden aniden geliveren ve kendinizi bir kuşgibi hafif hissettiğiniz hidayet sevinci ile vazgeçtiğimiz vebaşkalarına bıraktıklarımız arasında mühim bir ilişki var.Sevdiğimiz halde kaybettiğimiz, sevdiğimiz halde vazgeçtiğimiz,sevdiğimiz halde bağışladığımız ve pay ettiğimiz hemen herşeyde, biraz daha değişiyoruz İç devrimin veya rabbani hidayetin,sevdiklerimizden vermekle, çok yakın bir ilişkisi var.Başörtüsü yasakları yüzünden, çok sevdiği okulundan,mesleğinden veya tutkuyla bağımlısı olduğu toplumsal statü veyayaşamından vazgeçmek zorunda kalan kardeşlerim de bilsinler ki;birre varmanın yolu, çok sevdiğinden vermekten geçer. Tutkuylasevip bağlandığımız şeyleri, bizim dışımızda gelişensebeplerle kaybediyorsak bu kaybediş bizi masum ve mazlumkılacaktır. Tutkuyla sevip bağlandığımız şeylerden kendirızamızla vazgeçtiğimizdeyse bu kaybediş bizi, hem mazlum ve masumhem de şeref sahibi ilan edecektir. Kimi atını, kimi şekerini, kimiise bahçesini verdi? Siz de gençliğinizi ve hayatınızı verdiniz.Allah kabul etsin, Siz hayatınızda hiç sevdiğiniz bir şeyi kaybettiniz mi? Severek bağlandığınız, kaç şeyden vazgeçtiniz? Alıntı.
 
Üst Alt