Hiç düşündük mü.....

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
34-gul-resimleri.jpg


Siz hiç dış dünyayla irtibat kuramayan, iç dünyasında yalnızlık oyunu oynayan birini gördünüz mü?

Siz hiç oturma çağını ya da yürüme çağını geçtiği halde oturamayan, yürüyemeyen birini gördünüz mü?

Siz hiç konuşamayan, derdini anlatamadığı için alay konusu olan birini gördünüz mü?

Siz hiç göremediği için karanlık bir dünyada yaşayan, alay edilen hatta taciz edilen birini gördünüz mü?

Siz hiç yaşıtlarının anladığını anlayamayan, onlardan daha geç anladığı için bu durumun üzüntüsünü yaşayan birini gördünüz mü?

Siz hiç hareketlerini kontrol edemediği için sallanarak yürüyen, ama sağlıklı insanların deli diyerek korkup kaçtığı birini gördünüz mü?

Bu saydıklarımdan birini ya da birkaçını mutlaka görmüşsünüzdür. Şimdiye kadar görmediyseniz, dışarı çıktığınızda etrafınıza dikkatle baktığınızda mutlaka görürsünüz.

Şimdi bir dakikanızı bana ayırmanızı istiyorum. Sadece bir dakikanızı.

Kapatın gözlerinizi ve bu insanlar gibi bir engeliniz olduğunu düşünün.

Yürüme engelinizin olduğunu düşünün. Yürüyemiyor, koşamıyor hatta kendi işlerinizi bile yapamıyorsunuz. Yani, hep birilerinin yardımına ihtiyacınız var.

Konuşamadığınızı ve duyamadığınızı düşünün. Bir şeyler söylemek istiyorsunuz olmuyor, sesiniz çıkmıyor. Birileri size bir şeyler söylüyor ama duyamıyorsunuz. Duyamadığınızı da söyleyemiyorsunuz. Karşınızdaki yanlış anlıyor, size kızıyor. Üzülüyorsunuz ama elinizden bir şey gelmiyor.

Göremediğinizi düşünün. Hazır gözleriniz kapalıyken, biraz deneme yapın. Bir şeyler yapmaya çalışın gözleriniz kapalıyken, etrafınızdaki nesnelere çarpmamaya çalışarak. Karanlığın, insana güvensizlik verdiğini hissedin. Her an, başınıza gelebilecek tehlikeleri göremediğinizi düşünün. Sonra görme engelli insanların bu korkuları, bu duyguları hayatları boyunca hissederek yaşadıklarını düşünün.

Ya da fiziksel olarak sağlıklı olduğunuzu ama zihinsel olarak problemli olduğunuzu düşünün. Anlamıyorsunuz. Size söylenenleri anlamıyorsunuz. Bakkala gitmeyi beceremiyorsunuz. Otobüse yalnız binemiyor hatta yalnız dışarı çıkamıyorsunuz. Çünkü yalnız çıkarsanız kaybolabilirsiniz.

Zor değil mi? Bir dakika böyle olmak bile zorken, engelli insanlar hayatları boyunca engelleriyle yaşamak zorundalar, onların hayatlarını bir nebze olsun kolaylaştırmaksa biz sağlıklı insanların işi.....


( Her sağlıklı insan engelli adayıdır unutmayalım...)
 

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
Ya da fiziksel olarak sağlıklı olduğunuzu ama zihinsel olarak problemli olduğunuzu düşünün. Anlamıyorsunuz. Size söylenenleri anlamıyorsunuz. Bakkala gitmeyi beceremiyorsunuz. Otobüse yalnız binemiyor hatta yalnız dışarı çıkamıyorsunuz. Çünkü yalnız çıkarsanız kaybolabilirsiniz.
Her sağlıklı insan engelli adayıdır unutmayalım...)
bunu hiç aklımızdan çıkarmayalım inş
emegine saglık vuslatım
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Eyvallah ayyüzlüm teşekkür ederim.....

Bu yazımı yazdıktan sonra, bazı şeyler yaşadım daha çok
anladım......Rabbim kimseye zor imtihanlar vermesin....amin....
 

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
Eyvallah ayyüzlüm teşekkür ederim.....

Bu yazımı yazdıktan sonra, bazı şeyler yaşadım daha çok
anladım......Rabbim kimseye zor imtihanlar vermesin....amin....
amin inş vuslatım rabbim taşıyamayacagımız yükü vermez inş
rabbime hamdü senalar olsun bugünlerimizi aratmasın inş
 

Ahmet Teker

Aktif Üyemiz
ben olaya farklı bir gözle yorum yapmak istiyorum.
herkes hastalıkların çok ilginç ve inanılması güç olduğunu düşünürler,oysa Sağlıklı yaşamak daha da şaşılacak şeydir... düşünün bir kere sağlıklı insan günde ortalama 80 kez nefes alsa, verse 160 kez eder buda günde 180 bin kez eder dolayısıyla Allah insanı günde 180 bin kez ölümden kurtarıyor.ne kadar şükrediyoruz peki..
yada bir çay ısmarlayan bir yemek ısmarlayan veya denizde boğulmak üzere olan birini kurtaran birine minnet borcu olarak hayatımın sonuna kadar kurtardı diye köle olan bir sürü insan neden günde 180 bin kez ölümden kurtardığı halde köle olmuyor...
yada bir yüzük takıp o yüzük için mutlu olan insan neden o parmakları veren rabbini düşünmez de mutlu olmaz...
şeytan ayrıntıda gizli...ve insanı üzecek her hareketten uzaklaştırır o yüzden bu kazalar ve hastalıklar var.bazı insan vardır bedensel olarak bir odundan farksızdır ama yüreği bir pamuk kadar yumuşak bazı insan vardır bakmaya kıyamazsın ama içi çirkef dolu
cevizi kırıp özüne inemeyen insan cevizin hepsini kabuk sanır...
hayatımızdaki ufak kazalar aslında insanın nazarıdır..
 

HASAN CAN

Active member
Toplumda özürlülük, yoksullukla, cahillikle ilintili olarak görülür
nokta.gif
Özürlülüğün genetik olduğu gibi yargılar oluşmuş durumda
nokta.gif
Biz, şunu söylemek istiyoruz; ‘özürlülük’ cahillikle, yoksullukla doğrudan ilintili değil
nokta.gif
‘Özürlü’ demek ‘hasta olmak’ demek değildir
nokta.gif
Özürlülüğün içinde bir kronik hastalık boyutu var ama genel olarak bir hastalık olarak değerlendirilmemesi gerekiyor
nokta.gif
Öyle bile değerlendirilse bu Takdir-i İlahi olarak kavranmalıdır. Bu ALLAH'tan gelen bir şey. Öyle ise ,bu kardeşlerimize nasıl yardımcı olabileceğimizi ve bir gün bizim de ALLAH'ın iradesine tecelli olabileceğimizi düşünüp ona göre ders almalıyız. Kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntıları çok iyi idrak edip kendi hayatımızda yaşamaya çalışmalıyız.Mesela Oturduğumuz yerden hep aynı pozisyonda kalabilir miyiz? Sürekli tek elimizi kullanabilir miyiz ? Birkaç defa bir yakınımıza bize su içirmesini söyleyebilir miyiz? Kendimizi bu kardeşlerimizin yerine koyalım. Belki bakış açımız değişir.

Özürlü kardeşlerimiz toplumuzun ve hayatımızın birer parçası. En güzeli , en doğru olanı da bir gün bedenimizin bir kısmını kullanamayacak olursak Bizleri yaratan Râbbimize isyan etmeyip , kadere razı olmaktır.Bilelim ki sonu , bu dünyada olmasa da Ahiretimiz için daha hayırlıdır..
Vuslat adminim çok güzel açıklamışsın ve çok önemli bir konuyu gündeme getirmişsin. Konu için teşekkür ederim.Allah Râzı olsun ...
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Ahmet Teker

Aktif Üyemiz
Allah insanları bedenlerine göre amellerine göre sorgulayacağına göre sanırım müslüman olan özürlü kardeşlerimiz bunun bilincine varırlar...
 
Üst Alt