Hikmetler (Ahmed Yesevi)

Şahı_zaman

Aktif Üyemiz
1.H İ K M E T

Bismillah?la başlayarak hikmet söyleyip
Tâliplere inci,cevher saçtım işte.
Riyâzeti katı çekip,kanlar yutup
Ben defter-i sâni sözünü açtım işte.
Sözü didar isteyen herkes için söyleyip,
Canı cana bağlayarak damarları ekleyip,
Garip,fakir,yetimlerin gönlünü avlayıp
Gönlü bütün kimselerden geçtim işte.
Nerde görsen gönlü kırık,merhem ol sen;
Öyle mazlum yolda kalsa,hemdem ol sen;
Mahşer günü dergâhına mahrem ol sen;
Ben-sen diyen kimselerden geçtim işte.
Garip,fakir,yetimleri Resûl sordu;
Hem o gece Mirâc?a çıkıp didar gördü;
Geri inip garip,yetim izleyip yürüdü;
Gariplerin izini izleyip indim işte.
Ümmet olsan,gariplere tâbi ol sen;
Âyet,hadis her kim dese,sâmi ol sen;
Rızık,nasip her ne verse,kani ol sen;
Kani olup şevk şarabını içtim işte.
Medine?ye Resûl varıp oldu garip;
Gariplikte mihnet çekip oldu habip;
Cefa çekip Yaradan?a oldu karîp
Garip olup engellerden aştım işte.
Akıllı isen,gariplerin gönlünü avla;
Mustafa gibi ülkeyi gezip yetim ara;
Dünyaya tapan soysuzlardan yüz çevir;
Yüz çevirip,deniz olup taştım işte.
Aşk kapısını Mevlâm açınca bana erdi;
Toprak kılıp ?Hazır ol!? diyip boynumu eğdi;
Yağmur gibi melâmetin oku değdi;
Tamren alıp yürek,bağrımı deştim işte.
Gönlüm katı,dilim acı,kendim zalim;
Kur?ân okuyup amel kılmaz sahte âlim;
Garip canımı harcayayım, yoktur malım;
Hak?tan korkup ateşe girmeden piştim işte.
Altmış üçe yaşım yetti,geçtim gafil;
Hak emrini muhkem tutmadım,kendim cahil;
Oruç,namaz, kazâ kılıp oldum kâhil
Kötüyü izleyip iyilerden geçtim işte.
Vah ne yazık,sevgi kadehinden içmeden,
Çoluk-çocuk,ev-barktan tam geçmeden,
Suç ve isyan düğümünü burada çözmeden
Şeytan galip,can verende şaştım işte.
İmanıma çengel vurup gamlı kıldı;
Pîr-i muğan ?Hazır ol!? diyip afyon saçtı;
Lânetli şeytan benden kaçıp korkusuz gitti;
Allah?a hamd olsun,iman nuru götürdüm işte.
Pîr-i muğan hizmetinde koşup yürüdüm;
Hizmet kılıp göz yummadan hazır durdum;
Yardım etti,Azâzil?i kovup sürdüm;
Ondan sonra kanat çırpıp uçtum işte.
Garip, fakir,yetimleri kıl sen şadman;
Parçalayıp aziz canın eyle kurban;
Yiyecek bulsan,canın ile kıl sen ihsan;
Hak?tan işitip bu sözleri dedim işte.
Garip,fakir,yetimleri her kim sorar,
Râzı olur o bendeden Perverdigâr.
Ey habersiz,sen ver sebep,kendisi korur;
Hak Mustafa öğüdünü işitip dedim işte.
Yedi yaşta Arslan Bâb?a selâm verdim;
?Hak Mustafa emanetini lutfedin? dedim;
Hem o vakit bin bir zikrini tamam ettim;
Nefsim ölüp lâ-mekâna yükseldim işte.
Hurma verip,başımı okşayıp nazar kıldı;
Bir fırsatta âhirete sefer kıldı;
?Elveda!? diyip bu âlemden göçüp gitti;
Mektebe varıp,kanayıp dolup taştım işte.
İnnâ fetehna?yı okuyup mâna sordum;
Işık saldı,kendimden geçip didar gördüm;
Selam verdim ?Üskut!? dedi,bakıp durdum;
Yaşımı saçıp,çâresiz olup durdum işte.
?Eya cahil,mâna ol!? diye söyledi, bildim;
Ondan sonra çöller gezip Hakk?ı sordum;
Nasip etti,Azâzil?i tutup yendim;
Kararlı olup, belini basıp ezdim işte.
Zikrini tamam edip döndüm divaneye;
Hak?tan başka birşey demedim bigâneye;
Mumunu izleyip çırak girdim pervaneye;
Kor ateş olup,kavrulup söndüm işte.
Adım,sanım hiç kalmadı lâ lâ oldum;
Allah yadını diye diye illâ oldum;
Halis olup,muhlis olup fenâ oldum;
Fena fii?llah makamına yükseldim işte.
Sünnet imiş,kâfir de olsa, incitme sen;
Hüda bîzardır katı yürekli gönül incitenden;
Allah şahit,öyle kula hazırdır Siccîn;
Bilginlerden duyup bu sözü söyledim işte.
Sünnetlerini muhkem tutup ümmet oldum;
Yer altına yalnız girip nurla doldum;
Hakk?a tapanlar makamına mahrem oldum,
Bâtın kılıcı ile nefsi parçaladım işte.
Nefsim beni yoldan çıkarıp bayağılattı;
İnsanlara hasretle bakıp inlettirdi;
Zikr söylemeyip şeytan ile yâr eyledi;
Hazırsın diyip nefs yarasını deldim işte.
Kul Hâce Ahmed,gaflet ile ömrüm geçti;
Vah ne hasret,gözden,dizden kuvvet gitti;
Vah ne yazık,pişmanlığın vakti yetti;
İyi amel kılmadan kervan olup göçtüm işte.
Eya dostlar,kulak verin dediğime,
Ne sebepten altmış üçte girdim yere?
Mirâç üstünde hak Mustafa ruhumu gördü,
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Hak Mustafa Cebrâil?den kıldı sual;
Bu nasıl ruh,tene girmeden buldu kemâl?
Gözü yaşlı,halka yaralı,boyu hilâl;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Cibrîl dedi:Ümmet işi size haktır;
Göğe çıkıp meleklerden dersler alır;
Yedi tabaka gök iniltisiyle iniler;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Bil,Hak önce ?Elesti birabbiküm?? dedi;
?Kalû belâ? dedi ruhum dersler aldı;
Şüphesiz bilin ,hak Mustafa ?oğul? dedi,
O sebepten altmış üçte girdim yere.
?Oğlum? diyip hak Mustafa söze başladı;
Ondan sonra bütün ruhlar selâm verdi;
Rahmet denizi dolup taş, diye haber ulaştı;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
?Rahim içinde belir? diye nida geldi;
?Zikr et!? dedi, uzuvlarım titreyiverdi;
Ruhum girdi,kemiklerim ?Allah!? dedi;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Dörtyüz yıldan sonra çıkıp ümmet olacak;
Nice yıllar dolaşıp halka yol gösterecek;
Yüz on dört bin müçtehit hizmet kılacak;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Dokuz ay ve dokuz gönde yere düştüm;
Dokuz saat duramadım, göğe uçtum;
Arş ve Kürsü pâyesini varıp kucakladım;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Arş üstünde namaz kılıp dizimi büktüm;
Derdimi deyip,Hakk?a bakıp yaşımı döktüm;
Sahte âşık,sahte sofu görünce söğdüm;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Candan geçmeden ?Hû Hû!? demek hep yalan;
Bu hayasızdan sual sormayın,yolda kalan;
Kendisi de gizli, sözü de gizli,Hakk?ı bulan;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
 

Şahı_zaman

Aktif Üyemiz
2. H İ K M E T

Bir yaşında ruhlar bana nasip verdi;
İki yaşta peygamberler gelip gördü;
Üç yaşımda Kırklar gelip halimi sordu;
O sebepten altmış üçte girdim yere.

Dört yaşımda hak Mustafa hurma verdi;
Yol gösterdim,nice şaşkın yola girdi;
Nere varsam Hızır Baba?m yoldaş oldu;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Beş yaşımda tâbi olup tâat kıldım;
Baş eğerek oruç tutmayı âdet kıldım
Gece gündüz zikrederek rahat kıldım;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Altı yaşta durmadan kaçtım insanlardan;
Göğe çıkıp ders öğrendim meleklerden;
İlgiyi kesip hep tanıdık ve bağlardan;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Yedi yaşta Arslan Baba?m arayıp buldu;
Gördüğü her sırrı perde ile sarıp örttü;
?Allah?a hamd olsun,gördüm.?dedi,izim öptü;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Azrâil gelip Arslan Baba?mın canını aldı;
Hûrîler gelip ipek kumaştan kefen biçti;
Yetmiş bin kadar melek toplanıp geldi;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Namazını kılıp yerden kaldırdılar;
Bir anda cennet içine ulaştırdılar;
Ruhunu alıp İlliyyîn?e girdirdiler;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Allah Allah, yer altında vatan kıldı;
Münker,Nekîr ?Men Rabbük?? diye sual sordu;
Arslan Baba?m islâmından haber verdi;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Akıllı isen,erenlere hizmet kıl sen;
Emr-i mâruf kılanlara izzet kıl sen;
Nehy-i münker kılanlara hürmet kıl sen;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Sekizimde sekiz yandan yol açıldı;
?Hikmet söyle!? dendi, başıma nur saçıldı;
Allah?a hamd olsun, pîr-i muğân mey içirdi;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Pîr-i muğân hak Mustafa,şüphesiz bilin;
Nereye varsanız,vasfını deyip ululayın;
Selâm verip Mustafa?ya ümmet olun;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Dokuzumda dolanmadım doğru yola;
Tebbürk deyip alıp yürüdü elden ele;
İnanmadım bu sözlere kaçtım çöle;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
On yaşında oğul oldun Kul Hâce Ahmet;
Hâceliğe bina koydun,kılmadan tâat;
Hâceyim,deyip yolda kalsan,vay ne hasret;
O sebepten altmış üçte girdim yere.
__________________
 

Şahı_zaman

Aktif Üyemiz
3. H İ K M E T

Sabahları kulağıma nida geldi;
?Zikr et!?dedi,zikrini deyip yürüdüm işte.
Aşksızları gördüm ise,yolda kaldı;
O sebepten aşk dükkânını kurdum işte.
On birimde rahmet denizi dolup taştı;
?Allah!? dedim ,şeytan benden uzaklaştı;
Geçici heves,ben-sen fikri durmayıp göçtü;
On ikide bu sırları gördüm işte.
On üçümde nefs arzusuna kapılıverdim;
Nefs başına yüzbin belâ tutup saldım;
Kibirlenmeyi yere vurup yenebildim;
On dördümde toprak gibi oldum işte.
On beşimde hûri ,gılman karşı geldi;
Baş eğerek,el bağlayıp tâzim kıldı;
Firdevs adlı cennetinden habersi geldi;
Didar için hepsini terk ettim işte.
On altımda bütün ruhlar nasip verdi;
?Size mübârek olsun !? diyerek Âdem geldi;
?Evladım!? deyip,boynuma sarılıp gönlümü aldı;
On yedimde Türkistan?da bulundum işte.
On sekizde kırklar ile şarap içtim;
Zikrini deyip,hazır durup göğsümü deştim;
Nasip kıldı,cennet gezip hûriler kucakladım;
Hak Mustafa cemalini gördüm işte.
On dokuzda yetmiş makam gösteriverdi;
Zikrini dedim,içim dışım temizlendi;
Nereye varsam,Hızır Baba?m hazır oldu;
Gavsu?l-gıyâs mey içirdi,duydum işte.
Yaşım yirmiye ulaştı,makamlar aştım;
Allah?a hamd olsun,pîr hizmetini tamamladım;
Dünyadaki kurt ve kuşlarla selâmlaştım;
O sebepten Hakk?a yakın oldum işte.
Mü?min değil, hikmet işitip ağlamıyor;
Erenlerin dediği sözü dinlemiyor;
Âyet,hadis mânasını anlamıyor;
Bu rivayeti Arş üstünde gördüm işte.
Rivayeti görüp Hak?la söyleştim ben;
Yüz bin türlü meleklerle yüzleştim ben;
O sebepten Hakk?ı anıp izleştim ben;
Can ve gönlümü O?na feda kıldım işte.
Kul Hâce Ahmed, oldu yaşın yirmi bir;
Ne yapacaksın,günahların dağdan ağır;
Kıyamet günü azap kılsa,Rabb?im kadir;
Eya dostlar,nasıl cevap vereceğim işte.
__________________
 

Şahı_zaman

Aktif Üyemiz
4. HİKMET

Hoş gâipten kulağıma ilham geldi;
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Hep ulular yığılıp bana nimet verdi;
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Ben yirmi iki yaşta fâni oldum;
Merhem olup gerçek dertliye deva oldum;
Sahte âşıka, gerçek âşıka tanık.
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Eyâ dostlar, erdi yirmi üçe yaşım;
Dâvam yalan, tamamı boş tâatlarım;
Kıyamet günü ben çıplak, şaşı ne yapayım?
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Ben yirmi dört yaşa girdim, Hak?tan uzak;
Ahirete varır olsam, hani hazırlık?
Öldüğümde toplanıp vurun yüz bin dayak;
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Cenazemin arkasından taşlar atın;
Ayağımdan sürüyerek mezara iletin;
?Hakk?a kulluk kılmadın.? deyip döğüp tepin;
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Günah ile yaşım oldu yirmi beş;
Sübhan Rabb?im, zikr öğretip göğsümü deş;
Göğsümdeki düğümleri sen kendin çöz;
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Ben yirmi altı yaşta sevda kıldım;
Mansur gibi didar için kavga kıldım;
Pîrsiz dolaşıp dert ve hâlet peyda kıldım;
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Ben yirmi yedi yaşta piri buldum;
Gördüğüm her sırrı perde ile sarıp örttüm,
Eşiğine yaslanarak izini öptüm;
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Ben yirmi sekiz yaşta âşık oldum;
Gece yatmayıp, mihnet çekip sâdık oldum;
Ondan sonra dergahına lâyık oldum;
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Yirmi dokuz yaşa girdim,harap halim;
Aşk yolunda toprak gibi olamadım;
Halim harap, bağrım kebap,yaş dolu gözüm;
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Otuz yaşta odun kılıp yandırdılar;
Hep ulular yığılıp dünya koydurdular;
Vurup,söğüp, yalnız Hakk?ı sevdirdiler;
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
Kul Hâce Ahmet,dünya koysan,işin biter;
Göğsünden çıkan âhın Arş?a yeter;
Cen verende hak Mustafa elinden tutar;
O sebepten Hakk?a sığınıp geldim işte.
__________________
 

Şahı_zaman

Aktif Üyemiz
5. HİKMET

Birdenbire durduğumda hep ulular;
Hak aşkını gönlüm içine saldı dostlar.
Hızır Baba?m hazır durup lutf ederek
Yardım edip, elimden tutup aldı dostlar.
Otuz birde Hızır Baba?m mey içirdi,
Vücudumdan Azâzil?i tamamen kaçırdı;
Tutkun oldum, günahlarımı Hak geçirdi;
Ondan sonra Hak yoluna saldı dostlar.
Otuz iki yaşta geldi Hak?tan ferman:
Kulluğuma kabul kıldım, kılma arman;
Can verdiğinde sana vereyim nur-ı iman;
Garip canını mutlu olup güldü dostlar.
Hâlık?ımdan haber erişti, şâkir oldum;
Her kim söğse, belki tepse, sâbir oldum;
Bu âlemde uyumayıp hazır oldum;
Geçici heves, ben-sen fikri gitti dostlar.
Otuz üçte sâki olup mey dağıttım;
Şarap kadehi ele alıp doyasıya içtim;
Asker yığıp şeytan ile çok vuruştum;
Allah?a hamd olsun, iki nefsim öldü dostlar.
Otuz dörtte âlim olup bilen oldum;
?Hikmet söyle!? dedi rabb?im, diyen oldum;
Kırklar ile şarap içtim,yoldaş oldum;
İçim dışım Hak nuruyla doldu dostlar.
Otuz beşte mecside girip gün geçirdim;
Tâliplere aşk dükkânını çokça kurdum;
Eğri yola kim girdiyse, söğdüm, vurdum;
Âşıklara Hak?tan müjde erdi dostlar.
Otuz altı yaşta oldum sahip-kemal;
Hak Mustafa gösterdiler bana cemal;
O sebepten gözüm yaşlı, boyum bir dâl;
Aşk hançeri yürek, bağrımı deldi dostlar.
Otuz yedi yaşa girdim, uyanmadım;
İnsaf kılıp Hakk?a doğru yönelmedim;
Seher vakti ağlayarak inlemedim;
Tevbe kıldım, hâcem kabul kıldı dostlar.
Otuz sekiz yaşa girdim, ömrüm geçti;
Ağlamayım mı, ölüm vaktim yakınlaştı;
Ecel gelip kadehini bana tuttu;
Bilmeden kaldım, ömrüm sona erdi dostlar.
Otuz dokuz yaşa girdim, kıldım hasret;
Vah ne yazık ömrüm geçti, hani tâat?
Tâat kılanlar Hak önünde hoş saadet;
Kızıl yüzüm tâat kılmadan soldu dostlar.
Saç ve sakal iyice ağardı, kara gönlüm;
Mahşer günü rahm etmesem, harap halim;;
Sana mâlum, amelsizim, çoktur günahım;
Hep melekler günahımı bildi dostlar.
Pîr-i muğân cür?asından katre tattım;
Yol bulayım diye gece uykuya attım;
Allah?a hamd olsun, lutf eyledi, nura battım;
Gönül kuşu lâ-mekâna ulaştı dostlar.
Kıyametin şiddetinden aklım hayran;
Gönlüm korkar, canım erir, evim viran;
Sırat adlı köprüsünden gönlüm lerzan;
Aklım gidip, şaşkın olup kaldım dostlar.
Kul Hâce Ahmed, kırka girdin kır nefsini;
Burada ağlayıp âhirette temizle kendini;
İman postu şeriattir,tarikat bil esasını;
Tarikata giren Hak?tan nasip aldı dostlar.
__________________
 
Üst Alt