ceylannur
Yeni Üyemiz
ezanla namaz arası kadar bir ömür...
Nehir kenarında yaşlı bir adam dalgın dalgın hızla akan suya
bakıyordu. Genç adam yaklaşıp: "Amca, çok dalmışsın, neye bakıyorsun
öyle?" diye sorunca ihtiyar adam içini çekerek: "Akan ömrüme evladım, akan
ömrüme bakıyorum." der.
Diğer yanda bir dede ile torununun konuşmalarına kulak
veriyoruz:Torunu, pamuk gibi bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla
soruyor: "Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?" Dede tatlı bir
gülücükle: "Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum." deyince torun: "Nasıl
yani, ömür bu kadar kısa mı?" der. Dede: "Evet yavrum. ömür, namazsız
ezanla, ezansız namaz arası kadardır." diye cevap verir. Torun yeniden
sorar: "Namazsız ezan ve ezansız namaz sözlerinden ne kastettiğini
anlamadım dedeciğim. Bu ne demek açıklar mısın?" Dede şefkatle ellerinden
tuttuğu torununa: "Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu. O
çocuğun kulağına ezan okundu değil mi? işte o ezanın namazı kılındı mı?
Kılınmadı. O ezan "Namazsız ezan"dı. insan öldüğü zaman kılınan cenaze
namazının da ezanı yoktur. O da "Ezansız namaz"dır. Aslında o namazın
ezanı insan doğunca okunmuştu kulağına.
"Bak ey insan! Doğdun, ama öleceksin, ömür çabuk biter, hayatını
iyi değerlendir. Boşa vakit harcama!" ikazını yapıyordu o ezan. işte
yavrum öMüR, EZANLA NAMAZ ARASI KADARDIR. Sakın boşa geçirme. ömrünü dolu
dolu yaşa, bir nefes bile boşluk bırakma!"
Nehir kenarında yaşlı bir adam dalgın dalgın hızla akan suya
bakıyordu. Genç adam yaklaşıp: "Amca, çok dalmışsın, neye bakıyorsun
öyle?" diye sorunca ihtiyar adam içini çekerek: "Akan ömrüme evladım, akan
ömrüme bakıyorum." der.
Diğer yanda bir dede ile torununun konuşmalarına kulak
veriyoruz:Torunu, pamuk gibi bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla
soruyor: "Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?" Dede tatlı bir
gülücükle: "Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum." deyince torun: "Nasıl
yani, ömür bu kadar kısa mı?" der. Dede: "Evet yavrum. ömür, namazsız
ezanla, ezansız namaz arası kadardır." diye cevap verir. Torun yeniden
sorar: "Namazsız ezan ve ezansız namaz sözlerinden ne kastettiğini
anlamadım dedeciğim. Bu ne demek açıklar mısın?" Dede şefkatle ellerinden
tuttuğu torununa: "Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu. O
çocuğun kulağına ezan okundu değil mi? işte o ezanın namazı kılındı mı?
Kılınmadı. O ezan "Namazsız ezan"dı. insan öldüğü zaman kılınan cenaze
namazının da ezanı yoktur. O da "Ezansız namaz"dır. Aslında o namazın
ezanı insan doğunca okunmuştu kulağına.
"Bak ey insan! Doğdun, ama öleceksin, ömür çabuk biter, hayatını
iyi değerlendir. Boşa vakit harcama!" ikazını yapıyordu o ezan. işte
yavrum öMüR, EZANLA NAMAZ ARASI KADARDIR. Sakın boşa geçirme. ömrünü dolu
dolu yaşa, bir nefes bile boşluk bırakma!"