İhlâs kazanılır mı, verilir mi?

Gûl-i Misbah

Aktif Üyemiz
İhlâs kazanılır mı, verilir mi?


"Kemalatı Elde Etmenin Yolu

ALLAHu Tealâ Hazretleri Yunus Suresi, 62'nci ayette:

“Haberiniz olsun ki, ALLAH'ın veli kulları için korku ve hüzün yoktur.
Onlar mahzun olmazlar.” buyurmaktadır.

ALLAHu Tealâ onları mahcup etmez. Çünkü onlar tevazu sahibidirler.

Tevazu sahibi olmanın hükmü üçtür:

1- Ayıplarını bilerek nefsini küçük görmek,

2- Tevhid inancına hürmeten bütün insanlara saygı göstermek,

3- Kimden gelirse gelsin hak nasihati kabul etmek.

ALLAH'ın veli kulları ve mürşid-i kâmiller, ALLAH'ın bütün emirleri karşısında mütevazi olurlar.

Kendilerinden tevazu iki şekilde tecellî eder:

Birincisi, ALLAH'ın bütün emirlerine uymakla... Küçük demez, büyük demez, “Rabbim emretti” der.
Çünkü onun küçük dediği emir, ALLAH indinde büyük olur. Keza küçük gördüğü günah da bazen
kahrına sebep olur. Onun için emrin küçüğü büyüğü olmaz. Çünkü ALLAH'ın emridir.

İkincisi de azamet-i ilâhiye karşısında nefsini hakir görür, bir hayvandan bile aşağı bilir.

“İhlâs kazanılır mı, verilir mi?”

Kemalâtın nişanı kalpteki ihlâstır. “İhlâs kazanılır mı, verilir mi?” diye sorulacak olursa,
ihlâs verilir, istikamet üzere yaşayan kulun gönlünde ilâhi muhabbet ve mahbubiyet hasıl olur.

Gönlünde dinin ölçüsü, eczacı terazisi gibi mikron mikron tecelli eder. Şeytanın iğvasını hemen bilir.
Şeytanın iğvasını bilmesi, Rasulullah s.a.v.'in ahlâkına uymasının neticesidir.

Onun için şu mübarek söz beyan buyurulmuştur:

“Dinin zahiri ile amel etmeyen gafil arif, kâmil olmaz.”

Kâmil olmanın ölçüsü dinin bütün zahir hükümleri ile hareket etmeye tabidir.

Zamanın Kutbu'nun büyüklüğünü halifesi alime sordular:

- Sen, onda ne gördün de onun halifesi oldun?

- Ben onun hallerini müşahede ettim. Onda Din-i Mübin'e uymayan en ufak bir hal görmedim.

Mümin kulun büyüklüğü İslâm'a harfiyyen uymakla kaimdir.

Onun için ey sâlik! Basiret gözünü aç.
Bu dinin hükümleri ne büyük bir keramet kalesidir, bil!
ALLAH'ın emirlerini tutarak amel eden, iki alemde de aziz, şerif, kâmil olur.
Bütün arifler, kâmiller, veliler de emin olur.
Onların yolunda yürüyenler de kemalâta ayak basar.

Muteber kitaplarda ALLAH adamlarını bekleyen müjdeler şöyle verilmektedir:

• Dünyada iken takva azığını hazırlayan, kıyamet gününde ALLAH'ın habibi olur.

• Gazabı ve öfkeyi terk eden, ALLAH'ın himayesinde olur.

• Dünya arzularını terk eden, kıyamet günü ALLAH'ın azabından emin olur.

• Hasedi, kini terk eden, kıyamet günü aziz olur.

• Baş olma sevdasını terk eden, kıyamet günü ALLAH'ın yanında aziz olur.

• Benlik davasını terk eden, iyiler arasında olur.

• Düşmanlığı terk eden, kıyamet günü muzaffer olur.

• Cimriliği terk eden aziz olur.

• Dünyada rahatı terk eden, kıyamet günü mesrur olur.

• Haramı terk eden, ahirette peygamberlere komşu olur.

• Harama bakmayı terk eden, kıyamet günü gözünü cennet ve cemale açar.

Ahirette aziz olmak isteyenlere de şu tavsiyelerde bulunulmuştur:

• Arş-ı Rahman'ın gölgesinde olmayı isteyen zâhid olur.

• Kabirlerde kendine yoldaş arayan, gece karanlığında namaz kılar.

• Kabirde hesabının kolay olmasını isteyen, nefsine ve kardeşlerine nasihatçi olur.

• Meleklerin ziyaretine gelmesi isteyen, tevbe-i nasuhta sabit olur.

• Kalbinin zengin olmasını isteyen, ALLAH'ın taksimine razı olur.

• Cennet lezzetlerini isteyen, dünyanın fesadından kaçar.

• Kalbinin tam bir nur ile aydınlanmasını isteyen, tefekkür eder, öğütlere kulak verir.

• Kendisine sabredici bir beden, zikredici bir lisan, ALLAH korkusuyla titreyen mütevazi bir kalp isteyen,
bilcümle müminin hidayeti için istiğfar eder.

Ümmet-i Muhammed'e şefkat şarttır. Ahir zamanda salik çok az kaldı.
Büyüklük davasından geçelim, ibadetlerimizin ilmini öğrenelim.
ALLAH'a kul olmaya bakalım. ALLAHu Tealâ akıbetimizi hayır, işlerimizi âsân etsin.

MEHMET ILDIRAR - Semerkand
 
Üst Alt