MURATS44
Özel Üye
III. Murad
III. MuradOsmanlı Türkçesi: مراد ثالث - Murād-i sālis; 4 Temmuz 1546, Manisa – 16 Ocak 1595, İstanbul), 12. Osmanlı padişahı ve 91. İslam halifesi.
Şehzadeliği
II. Selim'in Nurbanu Sultan'dan olan en büyük oğlu ve varisidir. Nurbanu'nun anne ve babasının kimler olduğu ise kesin olarak bilinememektedir.[SUP][1][/SUP] İyi bir eğitim alan şehzade Arapça ve Farsça öğrendi. 1558 yılında babası II. Selim'in Manisa Sancakbeyliğinden Karaman Valiliğine atanması sonucu dedesi Kanuni Sultan Süleyman tarafından Alaşehir Sancakbeyliğine gönderildi. Babası II. Selim padişah olduktan sonra ise Manisa Sancakbeyliğine gönderildi. Babası II. Selim'in vefatından sonra 22 Aralık 1574'te İstanbul'a gelerek Osmanlı tahtına oturdu.
Padişahlığı
22 Aralık 1574 (Ramazan ayı) Çarşamba sabahı, Osmanlı mülkünü devralır almaz ilk iş olarak 5 kardeşini boğdurmuştur. Osmanlı Devleti, Lehistan yönetimine hakim olmakla Avusturya'ya komşu olan iki müttefik elde etmiş olacaktı. Fransızlarla Kanuni döneminde iyi ilişkiler kurulmuştu. Fakat Fransız tahtının boşalması ile Lehistan'da iktidar boşluğu oluştu. III. Murad'ın isteği ile Erdel Beyi Bathary, Lehistan kralı oldu. Lehistan ile yapılan anlaşmalar sonucu kuzey sınırı güvenli hale getirildi.
III. Murad tahta geçtiğinde Kuzey Afrika kıyılarından sadece Fas Osmanlı topraklarına katılmamıştı. 1578 yılında Ramazan Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri Fas'ı ele geçirerek bölgedeki Portekiz gücünü kırdılar.
1584 yılında bir Yeniçeri isyanında öldürülen Trablusgarp Valisi Ramazan Paşa'nın ailesini İstanbul'a getiren gemiye Kefalonya açıklarında Venedik gemileriyle saldırı düzenlenmesi sonucunda Venedik ile uzun süredir devam eden barış sona erdi. Venedik senatosuna bir ültimatom gönderen III. Murad, Ramazan Paşa'nın ailesini ve mallarını Preveze'ye getirtmeyi başardı. Venedik'in de barışı korumak istemesi üzerine iki devlet arasındaki mesele çözüldü.
III. Murad zamanında Ceneviz, Venedik ve Fransızlara verilen kapitülasyonlar ile ticaret gemileri Osmanlı limanlarında ticaret yapma hakkına sahiptiler. 1583'de İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth bir elçi göndererek aynı imtiyazlardan faydalanmak istediğini belirtti. Venedik ve Ceneviz haricindeki kapitülasyonu olmayan devletlerin tüccarı, Fransız bayrağıyla Osmanlı limanlarına geliyordu. 1572'daki Bartalameos Katliamı yüzünden Katoliklerden yüz çevirmeye başlayan Osmanlı hükümeti, Papa'nın koyduğu stratejik harp malzemesi ambargosunu kırabilmek için Protestan olan İngiltere'ye yakınlaştı. Böylece Akdeniz'de İngiliz-Fransız rekabeti başlamış oldu. Bu rekabetten Osmanlı Devleti de birçok siyasi menfaat kazanmış oldu.
Şah I. Tahmasb'ın oğlu Şah II. İsmail, Osmanlı Devleti ve İran arasındaki barış antlaşmalarına riâyet etmemiş ve Osmanlıya bağlı bazı Emirleri kendi tarafına çekmeyi başarmıştı. Osmanlı hükümeti Van Beylerbeyine talimat vererek orada huzurun sağlanmasını istemişti. İran'ın Luristan valisinin Osmanlı devletine sığınması zaten gergin olan ilişkileri daha da kötüleştirdi. Bu arada Şah İsmail ölmüş, İran'da taht kavgaları başlamıştı. Bu durumdan yararlanmak isteyen Van Beylerbeyi, İran'a saldırdı. İlk İran savaşı on iki yıl (1577 - 1589) sürdü. Özdemiroğlu Osman Paşa komutasındaki Türk birlikleri İran kuvvetlerini Çıldır'da yendi. Bu savaştan sonra tüm Gürcistan fethedildi. 1578'de Tiflis, Osmanlı vilayeti durumuna getirildi. Aynı yıl Şirvan da Meşaleler Muharebesi ile Osmanlı topraklarına katıldı. Bu gelişmeler üzerine İran barış istemek zorunda kaldı. 21 Mart 1590 tarihinde Ferhat Paşa Antlaşması (İstanbul Antlaşması) imzalandı. Bu antlaşmaya göre Kars, Tebriz, Tiflis, Gence ve Şehrizur Osmanlı Devletinde kalacaktı. Bu antlaşma ile Osmanlı devleti doğuda en geniş sınırlarına ulaşmış oluyordu.
1590'da Avusturya ile yapılan 8 yıllık barış antlaşması 1593 yılında, Telli Hasan Paşa'nın başıbozukların oluşturduğu Uskukların üzerine yürümesini savaş sebebi sayan Avusturya ile bozuldu. Avusturya İmparatoru II. Rudolf ödemekte olduğu vergiyi vermediği gibi Eflak, Erdel ve Boğdan beylerini de isyana teşvik etti. Telli Hasan Paşa Hırvatistan sınırındaki Siska kalesini kuşatma altında tutuyordu. Hasan Paşa ve binlerce askerle birlikte Hersek Sancakbeyi de şehit düştü. Bunun üzerine Sinan Paşa'nın ısrarıyla 1593 yılında Avusturya'ya savaş ilan edildi. Savaş devam ederken 16 Ocak 1595'de III. Murad İstanbul'da felç geçirerek vefat etti. Cenazesi Ayasofya Camii avlusuna defnedildi.
Takîyüddin tarafından 1577'de kurulan Tophane Rasathanesini 1580 yılında yıktırmıştır.
Ölümünden sonra
1574'ten 1595'e kadar 21 sene Osmanlı Devleti'nin başında bulunmuştur. Saltanatı süresince başveziri olan Sokollu Mehmet Paşa'nın etkisinde kalmıştır. Saltanatı döneminde eşi Safiye Sultan, özellikle Sokollu Mehmet Paşa'nın 1579 yılındaki ölümünden sonra devlet yönetiminde oldukça önemli bir rol üstlenmiştir.
Saltanatı süresince Osmanlı topraklarının genişliği 19.902.000 km²'ye yükselmiştir.[SUP][kaynak belirtilmeli][/SUP] Osmanlı Devleti en geniş toprağa bu zamanda erişmiştir. III. Murad 16 Ocak 1595'te 49 yaşında iken vefat etmiş, Kabri Ayasofya Camii avlusundaki türbesine defnedilmiştir. Ayrıca Beşiktaş'taki Yahya Efendi Türbesini yaptırmış, Fethiye Camii'ni de kiliseden camiye çevirmiştir.
Bir Avusturyalı tarihçisi Hammer, III. Murad'ın saltanatı boyunca 11 defa sadrazam, 7 defa şeyhülislam değiştirdiğini, düşüncelerinde bir istikrar bulunmadığını, zevke, tasavvufa ve şiire eğilimli bir insan olduğunu, etrafında remilciler, müneccimler dolaştığını bildirmekte ve bu yönüyle eleştirmektedir.
Özel Hayatı
Safiye Sultan adında bir eşi vardı. Safiye Hatun'un asıl adı Sofia Baffo idi. Kendisi Venedikliydi ve Korfu valisinin kızıydı. Bir deniz yolculuğunda Türk korsanlarına tutsak düşmüş, Murad'ın şehzadeliğinde saraya cariye olarak satılmıştı.
Safiye Sultan ile kaynanası Nurbanu Sultan arasındaki çekişip didişmeler; o dönemlerde çeşitli saray oyunlarıyla, sadrazamların durmadan değişmesine neden olmuştur.
Nurbanu Sultan, Safiye Sultan'ı öldüresiyle kıskandığı için, oğlu III. Murad'a yıllar boyu, onu unutturacak bir sevgili arayıp durmuştu. Söylentilere göre, bu yüzden tutsak pazarında cariye fiyatları 2 yüz - 3 yüz altından, 2 bin - 3 bin altına çıkmıştır.
Kadınlara ve harem yaşamına düşkünlüğü ile tanınan Sultan Murad'ın "en fazla" 30 çocuğu olduğu düşünülmektedir. Bunlardan 19 ya da 20'si erkektir. Hatta öldüğü sırada hamile eşleri olduğu ve veliaht oğlu Mehmet'in onları da öldürttüğü çeşitli kaynaklarda iddia edilmektedir.
Eşleri
Saltanatında meydana gelen bazı önemli olaylar
III. MuradOsmanlı Türkçesi: مراد ثالث - Murād-i sālis; 4 Temmuz 1546, Manisa – 16 Ocak 1595, İstanbul), 12. Osmanlı padişahı ve 91. İslam halifesi.
Şehzadeliği
II. Selim'in Nurbanu Sultan'dan olan en büyük oğlu ve varisidir. Nurbanu'nun anne ve babasının kimler olduğu ise kesin olarak bilinememektedir.[SUP][1][/SUP] İyi bir eğitim alan şehzade Arapça ve Farsça öğrendi. 1558 yılında babası II. Selim'in Manisa Sancakbeyliğinden Karaman Valiliğine atanması sonucu dedesi Kanuni Sultan Süleyman tarafından Alaşehir Sancakbeyliğine gönderildi. Babası II. Selim padişah olduktan sonra ise Manisa Sancakbeyliğine gönderildi. Babası II. Selim'in vefatından sonra 22 Aralık 1574'te İstanbul'a gelerek Osmanlı tahtına oturdu.
Padişahlığı
22 Aralık 1574 (Ramazan ayı) Çarşamba sabahı, Osmanlı mülkünü devralır almaz ilk iş olarak 5 kardeşini boğdurmuştur. Osmanlı Devleti, Lehistan yönetimine hakim olmakla Avusturya'ya komşu olan iki müttefik elde etmiş olacaktı. Fransızlarla Kanuni döneminde iyi ilişkiler kurulmuştu. Fakat Fransız tahtının boşalması ile Lehistan'da iktidar boşluğu oluştu. III. Murad'ın isteği ile Erdel Beyi Bathary, Lehistan kralı oldu. Lehistan ile yapılan anlaşmalar sonucu kuzey sınırı güvenli hale getirildi.
III. Murad tahta geçtiğinde Kuzey Afrika kıyılarından sadece Fas Osmanlı topraklarına katılmamıştı. 1578 yılında Ramazan Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri Fas'ı ele geçirerek bölgedeki Portekiz gücünü kırdılar.
1584 yılında bir Yeniçeri isyanında öldürülen Trablusgarp Valisi Ramazan Paşa'nın ailesini İstanbul'a getiren gemiye Kefalonya açıklarında Venedik gemileriyle saldırı düzenlenmesi sonucunda Venedik ile uzun süredir devam eden barış sona erdi. Venedik senatosuna bir ültimatom gönderen III. Murad, Ramazan Paşa'nın ailesini ve mallarını Preveze'ye getirtmeyi başardı. Venedik'in de barışı korumak istemesi üzerine iki devlet arasındaki mesele çözüldü.
III. Murad zamanında Ceneviz, Venedik ve Fransızlara verilen kapitülasyonlar ile ticaret gemileri Osmanlı limanlarında ticaret yapma hakkına sahiptiler. 1583'de İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth bir elçi göndererek aynı imtiyazlardan faydalanmak istediğini belirtti. Venedik ve Ceneviz haricindeki kapitülasyonu olmayan devletlerin tüccarı, Fransız bayrağıyla Osmanlı limanlarına geliyordu. 1572'daki Bartalameos Katliamı yüzünden Katoliklerden yüz çevirmeye başlayan Osmanlı hükümeti, Papa'nın koyduğu stratejik harp malzemesi ambargosunu kırabilmek için Protestan olan İngiltere'ye yakınlaştı. Böylece Akdeniz'de İngiliz-Fransız rekabeti başlamış oldu. Bu rekabetten Osmanlı Devleti de birçok siyasi menfaat kazanmış oldu.
Şah I. Tahmasb'ın oğlu Şah II. İsmail, Osmanlı Devleti ve İran arasındaki barış antlaşmalarına riâyet etmemiş ve Osmanlıya bağlı bazı Emirleri kendi tarafına çekmeyi başarmıştı. Osmanlı hükümeti Van Beylerbeyine talimat vererek orada huzurun sağlanmasını istemişti. İran'ın Luristan valisinin Osmanlı devletine sığınması zaten gergin olan ilişkileri daha da kötüleştirdi. Bu arada Şah İsmail ölmüş, İran'da taht kavgaları başlamıştı. Bu durumdan yararlanmak isteyen Van Beylerbeyi, İran'a saldırdı. İlk İran savaşı on iki yıl (1577 - 1589) sürdü. Özdemiroğlu Osman Paşa komutasındaki Türk birlikleri İran kuvvetlerini Çıldır'da yendi. Bu savaştan sonra tüm Gürcistan fethedildi. 1578'de Tiflis, Osmanlı vilayeti durumuna getirildi. Aynı yıl Şirvan da Meşaleler Muharebesi ile Osmanlı topraklarına katıldı. Bu gelişmeler üzerine İran barış istemek zorunda kaldı. 21 Mart 1590 tarihinde Ferhat Paşa Antlaşması (İstanbul Antlaşması) imzalandı. Bu antlaşmaya göre Kars, Tebriz, Tiflis, Gence ve Şehrizur Osmanlı Devletinde kalacaktı. Bu antlaşma ile Osmanlı devleti doğuda en geniş sınırlarına ulaşmış oluyordu.
1590'da Avusturya ile yapılan 8 yıllık barış antlaşması 1593 yılında, Telli Hasan Paşa'nın başıbozukların oluşturduğu Uskukların üzerine yürümesini savaş sebebi sayan Avusturya ile bozuldu. Avusturya İmparatoru II. Rudolf ödemekte olduğu vergiyi vermediği gibi Eflak, Erdel ve Boğdan beylerini de isyana teşvik etti. Telli Hasan Paşa Hırvatistan sınırındaki Siska kalesini kuşatma altında tutuyordu. Hasan Paşa ve binlerce askerle birlikte Hersek Sancakbeyi de şehit düştü. Bunun üzerine Sinan Paşa'nın ısrarıyla 1593 yılında Avusturya'ya savaş ilan edildi. Savaş devam ederken 16 Ocak 1595'de III. Murad İstanbul'da felç geçirerek vefat etti. Cenazesi Ayasofya Camii avlusuna defnedildi.
Takîyüddin tarafından 1577'de kurulan Tophane Rasathanesini 1580 yılında yıktırmıştır.
Ölümünden sonra
1574'ten 1595'e kadar 21 sene Osmanlı Devleti'nin başında bulunmuştur. Saltanatı süresince başveziri olan Sokollu Mehmet Paşa'nın etkisinde kalmıştır. Saltanatı döneminde eşi Safiye Sultan, özellikle Sokollu Mehmet Paşa'nın 1579 yılındaki ölümünden sonra devlet yönetiminde oldukça önemli bir rol üstlenmiştir.
Saltanatı süresince Osmanlı topraklarının genişliği 19.902.000 km²'ye yükselmiştir.[SUP][kaynak belirtilmeli][/SUP] Osmanlı Devleti en geniş toprağa bu zamanda erişmiştir. III. Murad 16 Ocak 1595'te 49 yaşında iken vefat etmiş, Kabri Ayasofya Camii avlusundaki türbesine defnedilmiştir. Ayrıca Beşiktaş'taki Yahya Efendi Türbesini yaptırmış, Fethiye Camii'ni de kiliseden camiye çevirmiştir.
Bir Avusturyalı tarihçisi Hammer, III. Murad'ın saltanatı boyunca 11 defa sadrazam, 7 defa şeyhülislam değiştirdiğini, düşüncelerinde bir istikrar bulunmadığını, zevke, tasavvufa ve şiire eğilimli bir insan olduğunu, etrafında remilciler, müneccimler dolaştığını bildirmekte ve bu yönüyle eleştirmektedir.
Özel Hayatı
Safiye Sultan adında bir eşi vardı. Safiye Hatun'un asıl adı Sofia Baffo idi. Kendisi Venedikliydi ve Korfu valisinin kızıydı. Bir deniz yolculuğunda Türk korsanlarına tutsak düşmüş, Murad'ın şehzadeliğinde saraya cariye olarak satılmıştı.
Safiye Sultan ile kaynanası Nurbanu Sultan arasındaki çekişip didişmeler; o dönemlerde çeşitli saray oyunlarıyla, sadrazamların durmadan değişmesine neden olmuştur.
Nurbanu Sultan, Safiye Sultan'ı öldüresiyle kıskandığı için, oğlu III. Murad'a yıllar boyu, onu unutturacak bir sevgili arayıp durmuştu. Söylentilere göre, bu yüzden tutsak pazarında cariye fiyatları 2 yüz - 3 yüz altından, 2 bin - 3 bin altına çıkmıştır.
Kadınlara ve harem yaşamına düşkünlüğü ile tanınan Sultan Murad'ın "en fazla" 30 çocuğu olduğu düşünülmektedir. Bunlardan 19 ya da 20'si erkektir. Hatta öldüğü sırada hamile eşleri olduğu ve veliaht oğlu Mehmet'in onları da öldürttüğü çeşitli kaynaklarda iddia edilmektedir.
Eşleri
- Safiye Sultan
- III. Mehmed
- Şehzade Selim
- Şehzade Bayezit
- Şehzade Mustafa
- Şehzade Osman
- Şehzade Cihangir
- Şehzade Abdullah
- Şehzade Abdurrahman
- Şehzade Hasan
- Şehzade Ahmet
- Şehzade Yakup
- Şehzade Alemşah
- Şehzade Yusuf
- Şehzade Hüseyin
- Şehzade Korkut
- Şehzade Ali
- Şehzade İshak
- Şehzade Ömer
- Şehzade Alaüddin
- Şehzade Davud
- Ayşe Sultan (d.1570 - ö.1605, Annesi: Safiye Sultan
- Fatma Sultan
- Mihrimah Sultan
- Amriye Sultan
Saltanatında meydana gelen bazı önemli olaylar
- Venedik'le anlaşma yenilendi.
- Portekiz'le Vadisseyl Muharebesi yapıldı.
- İspanya'ya karşı İngiltere'ye yardımlar yapıldı.
- Lehistan kralının tayininde çıkan mücadele kazanıldı ve 1577'de Lehistan da Osmanlılara tâbi oldu
- 1578'de Osmanlı tabiiyetinde bulunan Kırım Hanlığı Rusya'ya savaş ilan etti. Moskova'ya kadar ilerleyerek Rusya'yı vergiye bağladı.
- 1578'de İran'la savaşlar başladı. Çıldır Zaferi elde edildi.
- 1582'de Tiflis Müdafaası yapıldı. Tiflis ve Şirvan fethedildi.
- 27 günde Kars Kalesi yapıldı.
- 1582'de Osmanlı tarihinin en büyük eğlencelerinden birini düzenleyerek oğulları için kırk gün kırk gece sünnet şöleni düzenlemiştir.
- 1583'te Meşaleler Muharebesi kazanıldı.
- 1585'te Tebriz dördüncü defa fethedildi. Gence şehri alındı.
- 1590'da Ferhat Paşa Antlaşması imzalandı. Hazar Denizi'ne kadar Osmanlı hakimiyetine alındı. Doğuda en geniş sınırlara ulaşıldı.
- 1593'te Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na harp ilân edildi.
- 1594'te Yanıkkale feth edildi.
- Tedavülde bulunan o zamanki metal paranın altın ve gümüş oranı azaltılarak devletin tarihindeki gelmiş geçmiş en büyük develüasyon gerçekleştirilmiştir.