MURATS44
Özel Üye
İnsanın Dünyada Bulunmasının Sebebi
Biliniz ki dünya, din yolunun konaklarından bir konak, yolcuları Allahü Teâlâ'ya götüren bir yol, misafirlerin azıklarını alabilmeleri için açıkta kurulmuş süslü bir pazardır. Dünya ve âhiret, senin iki hâlinden ibarettir: Ölümden Önce olup, ama ona çok yakın olana «DÜNYA», ölümden sonra olana ise «AHÎRET» denir. Dünyadan maksat, âhiret için azık toplamaktır. Çünkü, insan yaratıldığı zaman sade ve noksan [eksik] yaratılmıştır. Fakat, kemâle gelmek ve meleklerin hâlini kalbine nakşetmek liyakatindedir.
Böylece Allahü Teâlâ'ya lâyık kul olur. Bu; hidâyete kavuşmak, yahut Allahü Teâlâ'nm cemâlini seyredenlerden olur mânâsındadır. Onun nihaî saadeti budur. Cenneti budur ve o, bunun için yaratılmıştır. Gözü açılmayınca seyredemez ve O cemâli idrak edemez [anlayamaz]. Bu ise marifetle elde edilir. Allahü Teâlâ'nın cemâlinin marifetinin anahtarı, onun sun'undaki [yaptığı, yarattığındaki şaşılacak] hâllerin bilinmesidir. Bu sun'unun anahtarı, Önce insanın duygularıdır. Bu hisler [duygular] ancak, su ve topraktan meydana gelmiş bu bedende bulunurlar. O hâlde, bunun için su ve toprak âlemine düştü. Ancak bu şekilde, bu azığı elde eder, hisleriyle kendinin dışında olanları bilir.
Kendini tanımak anahtarı ile de, Allahü Teâlâ'yı tanımaya kavuşur. Bu hisler onda olduğu ve faaliyet gösterdikleri müddetçe o kimseye, «Dünyadadır», derler. Hislere veda edip kendi [zâtı] ve zâtına ait sıfatları [kendine ait hususiyetleri] kalınca ona, «Ahirete gitti», derler. O halde insanın dünyada bulunmasının sebebi budur.