MURATS44
Özel Üye
Fatih Kıztaşı, MS 450 yıllarında İmparator Marcianus tarafından Forum Amastrion’a dikilmiştir. Roma döneminden kalma birkaç anıt sütundan birisidir.
Fetih sonrası kurulan ilk Türk mahallelerden biri olan Kıztaşı Mahallesi’ne adını veren eser, esasında milattan sonra 452 ya da 457 yılında dönemin Roma İmparatoru Marcianus tarafından kendi adına diktirilen bir anıt sütundur. Uzun bir süre Saraçhane’de bulunan Yeniçerilere ait bekar odalarından birinin bahçesinde kalmış ve geçtiğimiz yüzyılın başlarında (bir yangından sonra) tekrar ortaya çıkarılmıştır.
Kıztaşı hakkında bilgi verirken efsanelerinden bahsetmemek olmaz… Romalılara ait olan efsaneye göre, Jüstinyen Aya Sofya’yı inşa ettirirken tılsımlı güçleri olan bir kız da buraya büyükçe bir sütun taşıyormuş. Derken kızın karşısına ruhani bir canlı çıkar taşı nereye götürdüğünü sorar. Kız, Aya Sofya’ya gittiğini söyleyince cin, geç kaldığını ve taşı boşuna taşımamasını söyler. Kız, taşı oracıkta bırakıp durumu görmek için bugünkü Sultanahmet Meydanı’na gelir ve cinin yalan söylediğini anlar. Saraçhane’ye geri dönüp taşı götürmek ister fakat sihirli güçlerinin artık işe yaramadığını fark eder. Taş da o gün bugündür Kıztaşı olarak anılır.
Yine Romalılara göre sütunun tılsımlı güçleri de varmış. Sütun, yanından geçen genç hanımlara bakire olup olmadıklarını fısıldıyormuş. Bazı anlatılara göre de bunu, yalnızca kendisine dokunulunca yapıyormuş. Bir başka efsaneye göre ise kadınlar hafif meşrepse taş eğiliyormuş. Rivayet bu ya; günlerden bir gün Jüstinyen baldızı ile buradan geçerken taş yerlere yatmış. Bu duruma sinirlenen imparatorda eşinin kardeşini oracıkta idam ettirmiş.
Ünlü seyyahımız ve tarihçimiz Evliya Çelebi ise Kıztaşı’ndan şu şekilde tasvir eder: “Dikdörtgen şeklinde büyük bir taş üzerinde, yekpare beyaz mermerden yapılmış, Kral Pozantin’in kızının lahdi”. Ona göre İstanbul’u doğal afetlerden korumak için şehre konulmuş 27 tılsımdan biri de bu anıttadır.
İşin aslına dönecek olursak; 1908 yılında ortaya çıkarılan kaidesinde, Yunan mitolojisindeki Tanrıça Nike yer aldığı için Kıztaşı olarak adlandırılmıştır. Mısır granitinden yapılmış olan kaidenin 3 yüzüne haç işareti işlenmiştir. Edindiğim bilgilere göre ise kitabesinde şöyle yazmaktadır: “İşte bu birinci yurttaş (yani imparator) Marcianus’un anıtıdır”.
Sütunun üzerindeki bronz heykelin ise Konstantinopolis’in tüm zenginliklerini tüketen Latin İstilası esnasında Venedikliler tarafından Bari’ye (İtalya) götürüldüğü iddia edilmektedir.
Fetih sonrası kurulan ilk Türk mahallelerden biri olan Kıztaşı Mahallesi’ne adını veren eser, esasında milattan sonra 452 ya da 457 yılında dönemin Roma İmparatoru Marcianus tarafından kendi adına diktirilen bir anıt sütundur. Uzun bir süre Saraçhane’de bulunan Yeniçerilere ait bekar odalarından birinin bahçesinde kalmış ve geçtiğimiz yüzyılın başlarında (bir yangından sonra) tekrar ortaya çıkarılmıştır.
Roma Efsanelerine Göre Kıztaşı
Kıztaşı hakkında bilgi verirken efsanelerinden bahsetmemek olmaz… Romalılara ait olan efsaneye göre, Jüstinyen Aya Sofya’yı inşa ettirirken tılsımlı güçleri olan bir kız da buraya büyükçe bir sütun taşıyormuş. Derken kızın karşısına ruhani bir canlı çıkar taşı nereye götürdüğünü sorar. Kız, Aya Sofya’ya gittiğini söyleyince cin, geç kaldığını ve taşı boşuna taşımamasını söyler. Kız, taşı oracıkta bırakıp durumu görmek için bugünkü Sultanahmet Meydanı’na gelir ve cinin yalan söylediğini anlar. Saraçhane’ye geri dönüp taşı götürmek ister fakat sihirli güçlerinin artık işe yaramadığını fark eder. Taş da o gün bugündür Kıztaşı olarak anılır.
Yine Romalılara göre sütunun tılsımlı güçleri de varmış. Sütun, yanından geçen genç hanımlara bakire olup olmadıklarını fısıldıyormuş. Bazı anlatılara göre de bunu, yalnızca kendisine dokunulunca yapıyormuş. Bir başka efsaneye göre ise kadınlar hafif meşrepse taş eğiliyormuş. Rivayet bu ya; günlerden bir gün Jüstinyen baldızı ile buradan geçerken taş yerlere yatmış. Bu duruma sinirlenen imparatorda eşinin kardeşini oracıkta idam ettirmiş.
Evliya Çelebi’nin Kaleminden Markianos Anıtı
Ünlü seyyahımız ve tarihçimiz Evliya Çelebi ise Kıztaşı’ndan şu şekilde tasvir eder: “Dikdörtgen şeklinde büyük bir taş üzerinde, yekpare beyaz mermerden yapılmış, Kral Pozantin’in kızının lahdi”. Ona göre İstanbul’u doğal afetlerden korumak için şehre konulmuş 27 tılsımdan biri de bu anıttadır.
İşin aslına dönecek olursak; 1908 yılında ortaya çıkarılan kaidesinde, Yunan mitolojisindeki Tanrıça Nike yer aldığı için Kıztaşı olarak adlandırılmıştır. Mısır granitinden yapılmış olan kaidenin 3 yüzüne haç işareti işlenmiştir. Edindiğim bilgilere göre ise kitabesinde şöyle yazmaktadır: “İşte bu birinci yurttaş (yani imparator) Marcianus’un anıtıdır”.
Sütunun üzerindeki bronz heykelin ise Konstantinopolis’in tüm zenginliklerini tüketen Latin İstilası esnasında Venedikliler tarafından Bari’ye (İtalya) götürüldüğü iddia edilmektedir.