MURATS44
Özel Üye
Edirnekapı’da bulunan Tekfur Sarayı, Blaherna Sarayı (Blakhernai Sarayı) kompleksinin parçalarından biridir ve klasik Roma saray yapısının İstanbul’daki tek örneğidir. Bir zamanlar 3 katlı olan Tekfur Sarayı’nın, yapılış amacı ve tarihi hakkında ihtilaflar mevcuttur.
Sarayın yapılış tarihi ile ilgili kati bilgiler yoktur. Çeşitli mimari özelliklere dayanılarak Tekfur Sarayı’nın 10. veya 11. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kimi tarihçiler Blakhernai Sarayı’nın ek binası olarak Porfirogennetos lakaplı İmparator 7.Konstantin tarafından yaptırıldığı, kimi tarihçiler ise Blaherna Sarayı çalışanlarının ikameti için yaptırıldığı tezini savunmaktadırlar.
Romalılar buraya önceleri Konstantin Sarayı, sonraları Porfirogennetos Evi demişler. Anladığım kadarıyla porfirogennetos, prenslere verilen bir unvanmış. 7.Konstantin de bu unvanla anılmış. Bilindiği kadarıyla oğlu Romanos için de muhteşem bir saray yaptırmış. Bu sarayın Tekfur Sarayı olma ihtimali üzerinde durulmaktadır.
Ulaşabildiğimiz diğer tezler ise şunlardır:
-Mihael, oğlu Konstantinos için yaptırmış olabilir.
-Manuel Kommenos eşi İrene için yaptırmış olabilir.
Kim, neden ve hangi tarihte yaptırmış tam olarak bilemiyoruz fakat bildiğimiz, yapının geç dönem bir Roma eseri olduğudur. Sultanahmet Meydanı’nda yer alan Büyük Saray ve civarındaki yapılar, Roma hanedanları tarafından zamanla terk edilmiş ve Haliç surları ile bitişik olan bu yapıda ikamet başlamıştır. Son demlerinde Konstantinopolis buradan yönetilmiştir.
Tekfur Sarayı İstanbul’daki tüm diğer eserler gibi Latin İstilası esnasında ciddi zararlar görmüş ve 1261 yılından sonra önemli bir bakım – onarım sürecine girmiştir.
Fetih ile birlikte Tekfur Sarayı eski önemini yitirdi. Osmanlı sultanları, Fatih Sultan Mehmet Han tarafından yaptırılan Topkapı Sarayı’nda yaşadılar. Buna karşın çeşitli amaçlarla kullanılmaya devam etti. Kadim sarayın çatısının 17.yy’da bir fırtınada uçtuğu bilinmektedir. Sarayın; fil ahırı, hayvanat bahçesi, seramik fabrikası, çini atölyesi (çiniler 3.Ahmet çeşmesi süslemelerinde kullanılmış) ve şişhane (cam üretim yeri) olarak kullanıldığına dair bilgiler mevcuttur. Bunun yanı sıra bir dönem (19.yy’da) Yahudi yerleşkesi olarak kullanıldığını da okudum. Tekfur Sarayı, Cumhuriyet döneminde ise 1955 – 1970 yılları arasında kapsamlı bir restorasyon çalışmasından geçti.
Ayrıca değer biçilemeyen ve bugün Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenen meşhur Kaşıkçı Elması da buranın çöplüğünde bulunmuş.
Dünya çapında öneme sahip olan bu nadide yapıya bugün (diğer pek çok esere olduğu gibi) gerekli önem gösterilmemektedir. Tarihçiler ve arkeologlar, sarayın aslına uygun olarak elden geçirilmesi ve korunması gerektiğini, orijinal haliyle alakası olmayan eklemelerin mutlaka kaldırılması gerektiği noktasında hemfikirdirler.
Tekfur Sarayı’nı Kim Yaptırdı?
Sarayın yapılış tarihi ile ilgili kati bilgiler yoktur. Çeşitli mimari özelliklere dayanılarak Tekfur Sarayı’nın 10. veya 11. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kimi tarihçiler Blakhernai Sarayı’nın ek binası olarak Porfirogennetos lakaplı İmparator 7.Konstantin tarafından yaptırıldığı, kimi tarihçiler ise Blaherna Sarayı çalışanlarının ikameti için yaptırıldığı tezini savunmaktadırlar.
Romalılar buraya önceleri Konstantin Sarayı, sonraları Porfirogennetos Evi demişler. Anladığım kadarıyla porfirogennetos, prenslere verilen bir unvanmış. 7.Konstantin de bu unvanla anılmış. Bilindiği kadarıyla oğlu Romanos için de muhteşem bir saray yaptırmış. Bu sarayın Tekfur Sarayı olma ihtimali üzerinde durulmaktadır.
Ulaşabildiğimiz diğer tezler ise şunlardır:
-Mihael, oğlu Konstantinos için yaptırmış olabilir.
-Manuel Kommenos eşi İrene için yaptırmış olabilir.
Kim, neden ve hangi tarihte yaptırmış tam olarak bilemiyoruz fakat bildiğimiz, yapının geç dönem bir Roma eseri olduğudur. Sultanahmet Meydanı’nda yer alan Büyük Saray ve civarındaki yapılar, Roma hanedanları tarafından zamanla terk edilmiş ve Haliç surları ile bitişik olan bu yapıda ikamet başlamıştır. Son demlerinde Konstantinopolis buradan yönetilmiştir.
Tekfur Sarayı İstanbul’daki tüm diğer eserler gibi Latin İstilası esnasında ciddi zararlar görmüş ve 1261 yılından sonra önemli bir bakım – onarım sürecine girmiştir.
Osmanlı Döneminde Tekfur Sarayı
Fetih ile birlikte Tekfur Sarayı eski önemini yitirdi. Osmanlı sultanları, Fatih Sultan Mehmet Han tarafından yaptırılan Topkapı Sarayı’nda yaşadılar. Buna karşın çeşitli amaçlarla kullanılmaya devam etti. Kadim sarayın çatısının 17.yy’da bir fırtınada uçtuğu bilinmektedir. Sarayın; fil ahırı, hayvanat bahçesi, seramik fabrikası, çini atölyesi (çiniler 3.Ahmet çeşmesi süslemelerinde kullanılmış) ve şişhane (cam üretim yeri) olarak kullanıldığına dair bilgiler mevcuttur. Bunun yanı sıra bir dönem (19.yy’da) Yahudi yerleşkesi olarak kullanıldığını da okudum. Tekfur Sarayı, Cumhuriyet döneminde ise 1955 – 1970 yılları arasında kapsamlı bir restorasyon çalışmasından geçti.
Ayrıca değer biçilemeyen ve bugün Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenen meşhur Kaşıkçı Elması da buranın çöplüğünde bulunmuş.
Dünya çapında öneme sahip olan bu nadide yapıya bugün (diğer pek çok esere olduğu gibi) gerekli önem gösterilmemektedir. Tarihçiler ve arkeologlar, sarayın aslına uygun olarak elden geçirilmesi ve korunması gerektiğini, orijinal haliyle alakası olmayan eklemelerin mutlaka kaldırılması gerektiği noktasında hemfikirdirler.