MURATS44
Özel Üye
Zeyrek Camii ya da eski adıyla Pantokrator Manastır Kilisesi, MS 1118 ve 1136 yıllarında arasında inşa edilmiş, birbirinden farklı 3 yapının bir araya gelmesiyle oluşan bir ibadethanedir.
Bir tür Hıristiyan külliyesi olarak da tanımlayabileceğimiz yapı, temelde 3 kilisenin birleştirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Bünyesinde ayrıca; şapel, kütüphane, hastane, göz sağlığı merkezi ve yaşlılar evi de bulundurmaktaydı. 1453 yılındaki fetihten sonra ise Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfına tabi edilmiş ve camiye çevrilmiştir.
Dönemin din adamları tarafından manastır olarak da kullanılan Pantokrator Kilisesi’nin temellerini, Komnenos hanedanından İmparator 2.Yannis’in eşi İmparatoriçe İrene tarafından atılmıştır. Aynı zamanda Macaristan Kralı Ladislaus’un da kızı olan İrene, 1118 yılında güney cephedeki kilisenin inşaatını başlattı. Ne var ki mabedinin tamamlandığını göremeden 1124 yılında vefat etti. Yarım kalan işi eşi İmparator Yannis Komnenos tamamladı (yaşlılar evi ve hastaneler, İrene’nin projesiydi ). Hemen ardından da kuzey cephesine bakan ikinci kiliseyi inşa ettirdi.
1136 yılında ise iki ibadethanenin ortasına bir küçük kilise (şapel) yaptırarak yapıları birleştirdi. 1142 yılında vefat ettiğinde buraya, eşinin yanına gömüldü. Roma kaynaklarına göre, bu çiftin en küçük oğulları İmparator 1.Manuel ve Paleologos hanedanlığından 5.Yannis de Pantokrator’a gömülmüştür.
Konstantinopolis’teki pek çok eser gibi bu eser de Latinlerin kenti istila ettikleri dönemde oldukça zarar görmüştür.
Yapı, İstanbul’un Doğu Katolik İmparatorluğu’nun başkenti olarak kaldığı 57 yıl boyunca farklı amaçlar için kullanıldı. Bir kısmı saray olarak kullanılırken bir kısmı da konuk evi olarak tahsis edilmişti. Yine bu dönemde birçok Hıristiyan azizine ait kutsal eşya da Venedik’e yollanmıştır. Yarım yüzyıl boyunca hiç bakım ve onarım görmeyen Pantokrator Kilisesi, tüm kıymetli madenleri tükenene dek yağmalanmıştır.
1453 yılında İstanbul fethedildiğine, Sultan 2.Mehmet Han yapıyı önce kendi vakfiyesine dahil etti. Ardından da dönemin büyük alimlerinden Molla Zeyrek Mehmet Efendi’yi, kilisenin medreseye çevrilmesi için görevlendirdi. Eğitime oldukça önem veren büyük Fatih, kendi külliyesi tamamlanan dek öğrencilerin burada okumasını emretti ve mollayı buranın müderrisi olarak atadı.
Bugün artık Zeyrek veya Zeyrekhane olarak anılan semt (Fatih ilçe sınırları içerisinde) adını, Molla Mehmet Efendi’nin “hazırcevap” anlamına gelen Zeyrek lakabından almıştır.
Talebelerin Fatih Külliyesi’ndeki medreseye taşınmasından sonra ise Zeyrek Medresesi, Zeyrek Cami olmuştur. Yapının içerisindeki 3 kilisede Müslümanların ibadetine açılmıştır. Bugün bildiğim kadarı ile yalnızca güneydeki camide namaz kılınabilmektedir. Medreseden ise maalesef hiç iz kalmamıştır.
Sultan ayrıca, bu kilisenin azledilmiş din adamı olanı Georgios Kourtesis Scholarios’u, tekrar Ortodoks mezhebinin Patriği ilan etmiştir. Fetihten önce Müslümanlara karşı Katoliklerle ittifak yapılmasına karşı çıkan Scholarios, bundan sonra Gennadios adını kullanmıştır.
Mimari yapısında barok izler taşımasının nedeni ise 18.yüzyılda yapılan ciddi onarım çalışmalarıdır. Bunun dışında 1950 ve 1970 yılları arasında birkaç defa bakıma alınmıştır.
Bir tür Hıristiyan külliyesi olarak da tanımlayabileceğimiz yapı, temelde 3 kilisenin birleştirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Bünyesinde ayrıca; şapel, kütüphane, hastane, göz sağlığı merkezi ve yaşlılar evi de bulundurmaktaydı. 1453 yılındaki fetihten sonra ise Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfına tabi edilmiş ve camiye çevrilmiştir.
Pantokrator Manastır Kilisesi Yükseliyor
Dönemin din adamları tarafından manastır olarak da kullanılan Pantokrator Kilisesi’nin temellerini, Komnenos hanedanından İmparator 2.Yannis’in eşi İmparatoriçe İrene tarafından atılmıştır. Aynı zamanda Macaristan Kralı Ladislaus’un da kızı olan İrene, 1118 yılında güney cephedeki kilisenin inşaatını başlattı. Ne var ki mabedinin tamamlandığını göremeden 1124 yılında vefat etti. Yarım kalan işi eşi İmparator Yannis Komnenos tamamladı (yaşlılar evi ve hastaneler, İrene’nin projesiydi ). Hemen ardından da kuzey cephesine bakan ikinci kiliseyi inşa ettirdi.
1136 yılında ise iki ibadethanenin ortasına bir küçük kilise (şapel) yaptırarak yapıları birleştirdi. 1142 yılında vefat ettiğinde buraya, eşinin yanına gömüldü. Roma kaynaklarına göre, bu çiftin en küçük oğulları İmparator 1.Manuel ve Paleologos hanedanlığından 5.Yannis de Pantokrator’a gömülmüştür.
Latin İstilası Dönemi
Konstantinopolis’teki pek çok eser gibi bu eser de Latinlerin kenti istila ettikleri dönemde oldukça zarar görmüştür.
Yapı, İstanbul’un Doğu Katolik İmparatorluğu’nun başkenti olarak kaldığı 57 yıl boyunca farklı amaçlar için kullanıldı. Bir kısmı saray olarak kullanılırken bir kısmı da konuk evi olarak tahsis edilmişti. Yine bu dönemde birçok Hıristiyan azizine ait kutsal eşya da Venedik’e yollanmıştır. Yarım yüzyıl boyunca hiç bakım ve onarım görmeyen Pantokrator Kilisesi, tüm kıymetli madenleri tükenene dek yağmalanmıştır.
Molla Zeyrek Mehmet Efendi Medresesi
1453 yılında İstanbul fethedildiğine, Sultan 2.Mehmet Han yapıyı önce kendi vakfiyesine dahil etti. Ardından da dönemin büyük alimlerinden Molla Zeyrek Mehmet Efendi’yi, kilisenin medreseye çevrilmesi için görevlendirdi. Eğitime oldukça önem veren büyük Fatih, kendi külliyesi tamamlanan dek öğrencilerin burada okumasını emretti ve mollayı buranın müderrisi olarak atadı.
Bugün artık Zeyrek veya Zeyrekhane olarak anılan semt (Fatih ilçe sınırları içerisinde) adını, Molla Mehmet Efendi’nin “hazırcevap” anlamına gelen Zeyrek lakabından almıştır.
Semte İsmini Veren İbadethane: Zeyrek Camii
Talebelerin Fatih Külliyesi’ndeki medreseye taşınmasından sonra ise Zeyrek Medresesi, Zeyrek Cami olmuştur. Yapının içerisindeki 3 kilisede Müslümanların ibadetine açılmıştır. Bugün bildiğim kadarı ile yalnızca güneydeki camide namaz kılınabilmektedir. Medreseden ise maalesef hiç iz kalmamıştır.
Sultan ayrıca, bu kilisenin azledilmiş din adamı olanı Georgios Kourtesis Scholarios’u, tekrar Ortodoks mezhebinin Patriği ilan etmiştir. Fetihten önce Müslümanlara karşı Katoliklerle ittifak yapılmasına karşı çıkan Scholarios, bundan sonra Gennadios adını kullanmıştır.
Mimari yapısında barok izler taşımasının nedeni ise 18.yüzyılda yapılan ciddi onarım çalışmalarıdır. Bunun dışında 1950 ve 1970 yılları arasında birkaç defa bakıma alınmıştır.
NOT
Molla Zeyrek Cami, 1986 senesinde UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine dahil edilmiştir.