Kâbeye Yürüyüş
ZEYD : Artık dinimizi ilan edeceğiz. Allah, Peygambere İslamiyet’i yaymasını buyurdu.
MÜMİN: Açın pencereleri, bütün dünya duysun, karanlıklardan çıkıyoruz artık. Allahın sözüne dikkat edin. Allahın Rasulüne, Hz. Muhammed’e inanın. Her şeye besmeleyle başlayın. Bismillah davamız için, bismillah karanlıklardan çıkışımız için. Allahuekber, Allahuekber la ilahe illallah Muhammedurrasülullah. Allah uludur, ondan başka yoktur tapacak. Bizimle Kabe’ye gelin, yürüyüşümüze katılın.
(Tekbirler esnasında müşrikler şaşırarak Kabe’de toplanır.)
EBU CEHİL: Duyuyor musunuz kardeşlerim Muhammed Kabe’deki putlarımızı ve dinimizi kötülüyor. Buna izin veremeyiz. Kabe’ye yaklaştırmayın, onları geri çevirini tanrılarınızı koruyun.
(Müşrikler, putlarının ,simlerini bağırarak Müslümanların önüne doğru ilerler.)
(Müslümanlar, Peygamberimiz ortada “la ilahe illallah Muhammedurrasülullah” diyerek sokak aralarından ilerlerler. Kabe’ye yaklaştıklarında müşrikleri görür ve yavaşlarlar. Taşlar atılmaya ve müminlere vurulmaya başlanır sağlı sollu.
ZEYD : Peygamberimizi koruyun. (herkes kol kola girer. Taşlardan korumaya çalışırlar)
_ Allahuekber, Allahuekber, (demeye başlarlar. Atılan taşlarla yere yıkılıp tekrar kalkanlar olur. Kabe’nin önünde askerler bekler.)
EBU CEHİL : Onlara ders vermenin tam sırası. Topu topu otuz kişiler.
EBU SUFYAN : Hayır bu kadar yeter. Daha fazlası onlara taraftar toplar. ( elinin tersiyle askerlere bırakmalarını emreder. Askerler çekilir.)
ASKER: Bırakın geçsinler.
_Müslümanlar Allahuekber sesleriyle Kabe’nin önüne gelirler. Zeyd merdivenlere çıkar.)
ZEYD : Euzübillahimineşşeytanirracim, bismllahirrahmanirrahim. De ki, ey kafirler, ben sizin taptıklarınıza tapmam, siz de benim taptıklarıma tapacak değilsiniz.
EBU CEHİL : (yanından merdivenlerin daha üstüne çıkar) bunları Kabe’ye sokmayın. Sus. (deyip Zeyd’i merdivenden aşağı iteler. Öldürün.
ZEYD : Peygamberimizi koruyun. (kollarını iki yana açar. Müslümanlar kenetlenirler. Müşrikler putlarının isimlerini bağırarak saldırırlar. Arada tekbir sesleri duyulur. Müslümanlar, müşriklerin arasında kaybolur.)
_ Bir müşrik, boğuşma sırasında geriye döner ve gelen Hamza’yı görür.
MÜŞRİK : Hamza, Hamza…(birden sesler kesilir. Herkes o yöne döner.
_Hz. Hamza’nın at nalı sesleri gelir. O yöndeki kapı birden açılır ve hz Hamza sahneye doğru ilerler. Başındaki örtüyü kenara atar. Ebu Cehil’e doğru ilerler. Müslümanlar bir kenarda yaralı bereli, müşrikler bir kenarda. Herkesin yüzü gözü kan içinde. Müslümanlara bakar ve Ebu Cehil’e döner.
HZ. HAMZA : Çok cesursun. Çölün en cesur adamıdır. Silahsız insanlar karşısında.
EBU CEHİL : Senin Muhammed’in yalancının biri.
HZ. HAMZA : yalancı mı. (nları göstererek) konuşturmadınız ki. (herkese dönüp iki elini açarak) hangisi gerçek hangisi yalan. Konuşmadan bilinemez ki.
EBU CEHİL : (araya girer) Muhammed bir sahtekar.
HZ. HAMZA : Aaaaaaahh. (Kızgın bir nidadan sonra sağ elinin tersiyle yay olan eliyle Ebu Cehil’e tokat atar.)
_kalk ayağa. Cesaretin varsa vur.(müşriklere döner. Diğerleri korkudan teker teker uzaklaşır.)
_ben de yeğenimin inancını paylaşıyorum. Onun söylediklerini söylüyorum. Dövüşmek isteyen çıksın karşıma, benimle dövüşsün. (herkes uzaklaşır. Merdivenlerde yerde yatan Ebu Cehil’e yönelir. O da yerinden korkakça kalkar ve kaçar.)
_(hz Hamza Müslümanlara yönelir, Hz. Muhammed’e bakarak) geceleri çölde tek başıma kaldığımda anladım, Allah o kadar büyüktür ki dört duvar arasına sığmaz.
