KÂFİRÛN SURESİ OKUNUŞU VE MEALİ
Kâfirûn Sûresi Hakkında
Kâfirûn sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 6 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen ve “kâfirler” mânasına gelen اَلْكَافِرُونَ (kâfirûn) kelimesinden alır. Sûre اَلْمُقَشْقِشَةُ (Mukaşkışe), اَلإخْلَاصُ (İhlâs), اَلْعِبَادَةُ (İbâdet), اَلدّ۪ينُ (Dîn) isimleriyle de anılır. Ayrıca İhlâs süresiyle birlikte bu iki sureye اَلإخْلَاصَيْنِ (İhlâseyn) adı da verilir. Mushaf tertîbine göre 109, iniş sırasına göre ise 18. sûredir.
Kâfirûn Sûresi Konusu
Sûre Peygamberimiz (s.a.s.) ve mü’minlerden, kâfirler karşısında tam bir kararlılıkla durup tevhide sarılmalarını, dinlerinden en küçük bir taviz vermemelerini ister. Bununla beraber kâfirleri dini kabul etmeye zorlamayıp, kendi tercihlerine bırakmaları tâlimatını verir.
Kâfirûn Sûresi Nuzül
Mushaftaki sıralamada yüz dokuzuncu, iniş sırasına göre on sekizinci sûredir. Mâûn sûresinden sonra, Fîl sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (bk. Şevkânî, V, 597). Tefsirlerde anlatıldığına göre Kureyşliler Hz. Peygamber’den bir sene kendi ilâhlarına tapmasını, bir sene de kendilerinin onun ilâhına tapmalarını istemişler. Hz. Peygamber de “Allah’a bir şeyi ortak koşmaktan yine O’na sığınırım!” demiş; bu defa Kureyşliler, “Bizim ilâhlarımızdan bazılarını istilâm et (öp, el sür), biz de seni tasdik edip ilâhına ibadet edelim” demişler. Bunun üzerine Kâfirûn sûresi inmiştir (Taberî, XXX, 213-214; Kurtubî, XX, 225).
Kâfirûn Sûresi Fazileti
Resûlullah (s.a.s.), Kâfirûn sûresinin Kur’an’ın dörtte birine denk olduğunu ifade buyurmuştur. (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 10)
Yine Efendimiz (s.a.s.), sahâbeden birine, “Uyumak üzere yatağına yattığında قُلْ يَاۤ اَيُّهَا الْكَافِرُونَ (Kul yâ eyyühel-kâfırûn) sûresini oku. Çünkü bunu okursan şirk inancına sapmaktan korunursun” diye tavsiye etmiştir. (Ebû Dâvûd, Edeb 97-98; Tirmizî, Da‘avat 22)
Peygamberimiz (s.a.s.), sabah ve akşam namazlarının sünnetlerinde zaman zaman Kâfirûn ve İhlâs sûrelerini okurdu. (Müslim, Misâfirîn 98; Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 3)
İniş Sebebi
Rivayete göre Kureyşliler Nebiyy-i Ekrem (s.a.s.)’e zengin olacak kadar mal vermeyi, kızlarından istediğiyle evlendirmeyi ve bunun karşılığında davasından vazgeçmesini teklif ettiler. Peygamberimiz (s.a.s.) bunu kabul etmeyince:
“- O halde sana teklif edeceğimiz bir şey daha kaldı. Bizim için de senin için de en uygun olanı budur” dediler. Fahr-i Kâinat (s.a.s.):
“- Nedir o?” diye sorunca:
“- Sen bir yıl bizim tanrılarımız olan Lât ve Uzzâ’ya ibâdet et, biz de bir sene senin ilâhına ibâdet edelim” teklifinde bulundular. Bunun üzerine Kâfirûn sûresi indi. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXX, 430)