Asil Şair
Aktif Üyemiz
Aziz ÜSTEL
KAFKAS ERMENİLERİ VE OSMANLI ERMENİLERİ
22 Temmuz 2012 Pazar 21:30
Ermeni, sorununu ele almak gerektiğinde mutlaka Kafkas Ermenileri’yle Osmanlı Ermenileri’ni ayı ayrı ele almak gerekir. Kafkas Ermenisi, yüzyılların birikimiyle nasıl Rus menfaatlerine sımsıkı sarılmışsa Osmanlı Ermenisi, Devlet-i Aliyye’nin çıkarlarına sahip çıkmıştır tıpkı bugün Türkiye Ermenileri’nde olduğunca.
Yüzyıllara dayanan Rus boyunduruğu ve Moskova’nın uyguladığı şiddet yoluyla sindirme siyaseti, Kafkas Ermenileri’nde bir kadercilik saplantısı oluşturmuş, gerek çarları gerekse de Sovyetleri hep efendileri olarak kabullenmişlerdir. Arada bir Kafkas Ermenileri ayaklanmışsa da en kanlı biçimde bu ayaklanmalar bastırılmıştır. (Devlet Hizmetinde Ermeniler. Y. Çark-1953)
Osmanlı Ermenileri’ne gelince, dinen azınlık ama Osmanlı olarak bir bütündür. Malazgirt Savaşı’nda Ermenilerin Selçuklu saflarına geçerek Bizans’a karşı savaşmalarını Hıristiyan milletler hiç bağışlamamış ve Batı, Osmanlı Ermenilerini hep düşman olarak görmüştür (Suren Şamlıyan/Savaşa Doğru (1939))
Osmanlı Ermenileri öylesine imparatorlukça benimsenmiş ve büyük katkılar sağlamışlardır ki, Taba-yı Sadıka yeni sadık teba olarak anılmışlardır.
Levon Panos Dabağyan, Osmanlı’da Şer Hareketleri adlı kitabında şöyle bir yorum yapıyor ki, dikkate alınması gerekir:
“Ermeni sorunu, Ermenilerin sorunu değildir ve de hiçbir zaman olmamıştır. Bu uğursuz hareket başta Rusya olmak üzere kimi büyük devletlerin Osmanlı’ya karşı kurduğu iğrenç bir tezgahın sonucu, ürünüdür. Ulaşılmak istenen asıl amaç, Osmanlı İmparatorluğu’nu içten çökertmektir.”
Ruslar Kafkas Ermenileri’ni “özerklik” yalanıyla kandırmışlardır sür-git, nasıl son dönemde Osmanlı Ermenileri’ni, “bağımsız bir Ermenistan kurulması için sizi destekleyeceğiz” diye aldatıp ayaklandırmışlarsa. Aslında böyle bir amaçları hiç yoktur. Çünkü Osmanlı Ermenileri’nin bağımsız bir devlet kurmalarına arka çıksalar, Kafkas Ermenileri ayaklanacaktır bu kez. Amaç hep Osmanlı’yı içinden kemirmektir. Zaten Ruslara, kısa bir süre Fransızlarla İngilizler de katılmış, Osmanlı’dan koparılacak topraklarda pay istemişlerdir. İlk Ermeni Komitesinin Osmanlı ya da Rus sınırları içinde değil de Paris’de kurulması, Fransızların ne kadar bu “davayı” benimsediğini açıkça gösterir.
Özetle, Ermeni sorununu, 1915 olaylarını öğrenmek isteyen, 1893’de İstanbul’a gelerek, Ermeni öğrencilere felsefe ve edebiyat dersleri vermeye başlayan Fransız casusu Pierre Kiare’ın, Osmanlı’ya karşı başlatılan Sasun ve Zeytun isyanlarının tohumlarını nasıl ektiğini öğrenmelidir. (Piyer Kiyar’ın Hatıratı-Ahoranyan Efendi ve Mösyö Çobanyan- Fransızca basımı 1897) Özetle bu sorun basit değil son derece karmaşıktır, “soykırım” diye ortaya çıkmadan önce çok ama çok kitap okumak birçok belgeye ulaşmak gerekir!