MustafaCİLASUN
Özel Üye
Orjinal boyutu icin tiklayin 853x480px and 38KB.
Her vaktin bir mürveti vardır
Hangi lahzanın ibretini okusan nazar-ı heyecandır
Kalp ne kadar zarif bir mekandır, her telinde bir güfteyaşatır
Hassasiyet sahibi nefes, edebin her vechesinde feda ve vefa adına aşiyandır
İnsan hangi mezalimin elindeyse
Şayet bir mefkureye bel bağlamış çilenin hazzı değilse
Kalbini ve ruhun yaratana karşı sevdası firkatleşmemiş nadanbir ümitse
Acısı çok olur, sızı nefsini vurur, aklı durur, dili kurur,gözler bakınsa da can tetikte
İnsanı insan yapan kalbi hassasiyeti
Ruhunun yüceliği, aklının kemaliyet azmi, iradesinin zafiyetreddi
Vicdanının suhulet içinde ki bahtiyarlığı, dimağın hakikat sığınağı kabiliyeti
Afak adına tahayyül ve tefekkür zindeliği, edep ve haya zenginliği iştiyakıyla ilintili farktır
Her ne hikmetse bazen akıl sır yetmiyor
Küresellik adına medeniyet ve modernlik pazarlayanlar katlediyor
Muvahhit Müslümanlar, Ümmet şuurundan yoksun topluluklar,geleneğe ram ediyor
Hangi asabiyeti açsam, alalanmış riyakarlığı haya etmeden yazsam, takatim el vermiyor
Niçin bu kadar tüketim tomlumu olduk
İktisaden borçlar içinde acziyet içinde nefes nefese kıvranıp durduk
Krediler adına faizi meşrulaştırdık, ev bark sahibi olmak adına ne kadar hür kaldık
Alim zatlar sukut ediyor, asırlara sari fetvalarla dem vurup geçiniyor, sosyolojiyi bilmiyor
Masum ve garip annem ruhunu teslim ediyor
Hiç arapça bilmediği halde hoca efendi arapça telkin vererek sanki konuşuyor
Hangi taklidin izlerini sürmekteyiz, neden haniflik ruhunu ihmal etmekteyiz, neyi beklemekteyiz
Gün kararırken, canı, cananı kurban eyleyen, kalbin sahibi için vefayı bilen bilmem ki niçin ah ediyor
Mustafa CİLASUN