MustafaCİLASUN
Özel Üye
Sessiz ve kuytu yerler aklıma geliyor
Terk edilmiş mekânlar, viran olmuş hanlar, ondan geriye kalanlar
Duvarlara kazılmış mısralar, ağaçlara atılmış imzalar, bir yere alıp götürüyor
Vakit dünyasının, nefes zamanının, lahzalara adanmış canlar, halime ibret zerkediyor
Neden içimde derin bir hüzün var
Tahayyül ettiğim her nazarda, niçin sinemde hicran akar
Ruhumu daraltan hangi saik var, kulluk aczi yetim kalbimde derin bir yara açar
Ne vakit el açsam, secdeye kapanıp ağlasam, düşünürken bir derya gibi aksam, sızı kalbimi yoklar
Ne hakkıyla sevmeyi bildim
Ve ne de sevilebilmenin hazzıyla şevke eriştim
Çaresizlik içinde yıllarca umut ettim, halimi kimseye aşikâr eylemedim
Gönlümün hicran duraklarında Rabbime tevekkül ettim, yıllar sonra nasibin vaktini öğrendim
Nerden bilirdim, kara düzen bir nefestim
Taklit üzere inanmış ve iman etmiş bencileydim, sual edemezdim
Bilgi ikmali ne kadar kıttı, kitap hiç sözü edilmeyen sanıktı, irfanına erişemedim
Bir ömür hakkıyla kul olamamanın ıstırabıyla teessür içindeydim, hicran ile barışık nefestim
Sılanın bir erdemi vardır
Mavera adına yaşanmış ibreti ikram olan nazardır
Ne kadar hasret çekersen, sineni yakan firkate kefilsen el hak imandır
Sabır içinde lütfedilen çilenin ihsanıdır, umut baharının naifleşen bir sedasıdır
“Bekledim gelecektin ömre bedel an gibi
Eridim için için eriyen zaman gibi” güftesinde efkâr cefadır
Yüreği dağlayan vefa ve teslimiyeti zedeleyen tuğyandır, kalbe zerkedilen hicrandır
Beklenilen gönül verilen, sevda adına sine vakfedilen için bir sitem ve figanın sessiz yakarışıdır
Mustafa CİLASUN
Moderatör tarafında düzenlendi: