MustafaCİLASUN
Özel Üye
Bir kuş olup uçsam
Nerede bir yüreği yanan var, sessizce melalini okusam
Yüreğinin derinliklerinde yatan hicranı, bir çırpıda alıp çıkartsaydım
Halini huzura kavuştursam, kalbini sürur ile barıştırsam ve sonra kanatlansaydım
Kalbimi ne vakit açsam
Ruhumdan nükseden hüznü güfte yapıp okusam
Boyun büken, hasrette biten, çaresizlikte inleyenin derdi gamını anlasam
Bir deva adına ömrümü vakfedip, rızanın ikmali için cehtle yarışsam ve itminan olsam
Ey hiç görmediğim ve hissettiğim
Bilmem ki nedir derdin, bir burukluk içinde çekinensin
Neden umutlarına güvenmezsin, nasibin vaktini ve hikmetini ihmal edersin
Üzülmen, melülleşip gözyaşlarını gizlemen, içine sızı bırakan kederi niçin beslersin
Urfa’yı, Adıyaman’ı, Mardin’i gezdim
Derdi gamı, çileyi, sabrı orada yaşayanlardan öğrendim
Meğerse ne kadar bencilmişim, olanlardan habersiz serkeş bir cahilmişim
Onca meşakkate ve mecburiyete rağmen, gönülleri ne kadar zarif ve temiz hissettim
Urfa’da balıklı gölü seyrettim
Bir hüzün içimde anlatılan hikâyeleri dinledim
Sıla gecelerine iştirak ettim, yanık sesli sazendelere refakat ettim
Gecenin bir yarısında, yine yalnızlığın derin sularında tefekkür etmeye niyetlendim
Adıyaman’ı görmeyi diledim
Nemrut dağından güneşin doğuşunu izledim
Derin bir hüzünle göçüp giden nesilleri sessizce yâd ettim
Şehrin ne kadar hizmete aç olduğunu fark ettim, burada yaşayanlarda insan dedim
Mustafa CİLASUN