MustafaCİLASUN
Özel Üye
Bir ömür sussam, hiç konuşmasam
Boğazım kuruyup, acziyetim için soluk soluğa kalsam,ağlasam
Ruhumun hicran damlalarını bir bir sahibine sessizce ve melülleşerek yazsam
Dinmeyen figanımı saklasam, huzura çıkınca utanmasam, umutları soldurmasam
Kanmalı yüreğim, yanmalı aşkınşa
Haşyet salan nar’ın tesir etmeyecek feryadıyla, ecir muştusuyla
Meskun bir halin senasıyla, mahzun nefesin edasıyla, yetimlerin gözyaşlarıyla
An olsam,bir ömür derlediğim hissiyatımı lahzaların sükunetine bıraksam, arıyla
Ruhum zikreder, kalbim dinler
Dilim lal olmuş bir halde müddet-i zamanın edebiyle ürker
Sineme hıçkırıklar sökün eder,vicdanım ah u zarıyla sessizlik içinde şikayet eder
Nefsim zelilliğini fark eder, nefesin zamanından haya eder, ne kadar ram ise ah der
Kimim, saiki olan bir cürümmüyüm
Niyetin edebinden, ruhun evvelinden, kalbin dirliğinden uzak güçmüyüm
Aşkın suhuletine ve ülfetine bigane olan bir nazar mıyım,ruhuma niye yabancıyım
Kime sual etsem, her nefesin serdettiği maslahatları dile getirsem, uzaklaşırmıyım
Mevla için feda olmadıdır kalbim
Her uzvum ve tüm mevcudatım, sevdaya kar etmiyor, dilelen ne söylüyor
Niçin ihlas halimden uzak,gönlüm fevkalade kurak, an canıma bin hüzün veriyor
Hangi dilden kal etmeliyim,şahit olduğum vakitlere el vermeli ve sürura ermeliyim
Kul, aşık olmaktan gayrı ne ister
Hakkın sevdası gönlünde biten ekinleri meşk ile ve muhabbetle biçer
Nefsi telef olur ve ibretin rengine girer, her hesap vakitsiz bir lahzaya hucum eder
Keder ne kadar gam olsa da, salih amel ve sahih niyetin vuslata erişmen için yerter
Mustafa CİLASUN