TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
Kıbrıs Türkleri veya Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs adasında yaşayan Türklerin, Osmanlı İmparatorluğunun 1571 yılındaki Kıbrıs adasını ele geçirmesinden sonra Anadolu’dan Kıbrıs adasına göç etmiş ve 1974 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin adaya müdahale etmesinden sonra adanın ikiye bölünmesiyle birlikte çoğunluğu KKTC’de yaşamını sürdüren kesimine verilen isimdir.
Fakat 1975 yılı sonrasındaki yine Anadolu’dan yapılan göçlerden sonra Kıbrıs Türkü tanımına bu göçmen Türkler de dahil edilmiştir. Kıbrıs Türklerinin, Osmanlı idaresindeki din değiştirmeler hariç, etnik yapı olarak Türkiye Türklerinden pek farkları yoktur.
Tarihçe
Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğunun kontrolüne geçmeden önce, Doğu Akdeniz’deki Osmanlı’ya ait gemilerine akın yapan Hıristiyan korsanlarının sığınağı haline gelmiştir. Bu korsanlar genellikle deniz ticaret gemilerine ve hacca giden yolculara saldırarak buradaki yol güvenliğini yok etmektedir. Bu gibi nedenlerden dolayı Kıbrıs’ın alınması gerekli görülmüştür.
Kıbrıs, Piyale Paşa komutasındaki donanma ile birlikte yaya 60.000 kişiden oluşan Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, 2 Temmuz 1570’de Limasol’a çıkması ve 4 Ağustos 1571’de Mağusa’nın Venedikli Mağusa Kale komutanı Bragadino’nun 5 maddelik bir antlaşmayla kaleyi teslim etmesiyle sonuçlanan bir seferle Osmanlı İdaresine girdi. Kıbrıs’ın ele geçirilmesiyle Osmanlı Devleti, Doğu Akdeniz’e tamamen hakim olmuştur.
15 Eylül 1570 tarihinde Lala Mustafa Paşa, tören ile Lefkoşa şehrine girmiştir. Kıbrıs fethedildiği tarihte adada çok az sayıda Ortodoks Rum vardı. Çünkü Venedikliler Katolik idi ve Ortodoks Kilisesi’ne yaşama hakkı tanımıyordu. Osmanlı Devleti Ortodokslara serbestçe kilise kurma ve gelişme imkanı sağladı. Böylece adada Ortodoks Kilisesi gelişti ve Katolik Kilisesi etkinliğini kaybetti.
1571 yılında Kıbrıs’ta yapılmış bulunan nüfus sayımında yerli halkın nüfusu 150.000’dir. Burada bulunan Türk askeri ise 30.000 kadardır. Yunan kaynakları Kıbrıs Türklerinin, asla Türk olmayıp, sonradan asimilasyona uğrayıp Müslüman olan ve Türkleşmiş adanın yerli halkı olduğu belirtilir.
Fakat adanın tamamının kontrol edilmesinin ardından Osmanlı idaresi tarafından Karaman’dan ve Taşeli Yöresinden adaya göç ettirilen Türkler ve Beyşehir, Ürgüp, Niğde, Aksaray, Akşehir, Kayseri gibi Anadolu’nun orta kesiminde kalan şehirlerinden aileler getirilerek yerleştirilmiştir. Bugün adada yaşayan Kıbrıs Türklerinin (Kıbrıs Harekatından sonra Türkiye Cumhuriyetinden gelenler hariç) soyu bu Osmanlı idaresinde adaya gönderilen Türklerden gelmektedir. Bazı Kıbrıs Türkleri ise Müslüman olmuş Lüzinyan ve diğer Hıristiyan azınlıklardan meydana gelmektedir.
Ayrıca 1572 yılında Kıbrıs’ın çeşitli yerlerinde bulunan farklı görev sınıflarına bağlı sayıları 4000’e bulunan askerlerin ve memurların ailelerini adaya getirilmelerine izin verilmiş, bunlardan adada kalıcı olarak yerleşmek isteyenlerine ise kolay imkanlar sunulmuştur.
Kültür
Kıbrıslı Türkler Anadolu’dan getirdikleri Anadolu kültürünü uzun süre korumayı başarmış bir topluluk olmasına rağmen, 1974 yılına kadar Kıbrıs Rumlarıyla birlikte yaşadıklarından dolayı Rum kültüründen de etkilenmişler ve özellikle dil alanında birçok kültür alışverişi yaşanmıştır.
Adanın 1878 yılında fiilen İngiliz yönetimine geçmesinden sonra ada Türklerinin Anadolu ve Türk kültürüyle olan bağları giderek zayıflamış ve zaman içerisinde “Kıbrıslılık” kültürü baş göstermiştir. Bu kültür 400 yıl içerisinde adada var olan değişik kültürlerden örneğin Latinler, Rumlar ve Maronitlerden etkilenen Kıbrıslı Türkler kendi kültürlerini oluşturdular.
Kıbrıs Türk mutfağı tipik bir Akdeniz mutfağı özelliklerini taşır. Zeytinyağlı yemeklerin yanı sıra Şeftali Kebabı olarak bilinen kebap türü çok ünlüdür. Küp kebabı ada genelinde yaygın olarak yapılan bir kebap türüdür.
Kıbrıs Türkleri, birçok farklı etkinliklerde kendi halk danslarını oynamaktadır. Bu halk dansları arasında karşılama, mendil oyunları, zeybek ve kasap oyunları vb. vardır.
Günümüzdeki Yapı
Zamanla ada Türkleri ile 1974’den sonra adaya gelen Türkler arasında “yerli Kıbrıslılık” düşüncesi etrafında bir ayrılık oluşmuş ve bunun sonucunda “Kıbrıslı Türk” (kısaca Kıbrıslılar) ve “Türkiyeli Türk” (kısaca Türkiyeliler) olmak üzere toplum iki kesime bölünmüştür. Bu iki kesim arasında resmiyette hiçbir şekilde olmayan fakat fiilen var olan heterojen bir toplum yapısı oluşmuş, bunun sonucunda Kıbrıslı Türkler ve Türkiye’den gelen Türkler arasında bir uzaklık meydana gelmiştir.
Toplumdaki bu ikili yapı zamanla ayrımcılığa dönüşmüş ve Kıbrıslılarca Türkiyeliler aleyhine, Türkiyelilerce Kıbrıslılar aleyhine yorumlanmıştır. Bu güne kadar bu ayrımcılık, hiç bir resmi ortamda belirtilmemesine ve siyasilerce ısrarla ret edilmesine rağmen de facto olarak hala varlığını sürdürmektedir.
Toplumun bu ikili yapısından ötürü günümüzde saf bir Kıbrıs Türk kültüründen bahsetmek zorlaşmıştır. Her ne kadar sonradan adaya gelenler Kıbrıs kültürünü kısmen benimsemişselerde iş gücüne ve turizme bağlı son göçlerden ve yerli toplumun kültürel anlamda dünyaya açılmasından sonra adadaki Kıbrıs Türk kültürü iyice zayıflamıştır.
Avrupa Birliği Eurostat araştırmasına göre Kıbrıs adasının toplam nüfusunun %67’si Rum, %33’ü Türk’tür. Adada çok az nüfusla İngiliz, Ermeni ve Maruni toplulukları da bulunmaktadır. En büyük şehri Lefkoşa’dır.
Dil
Kıbrıs’ta, daha ziyade yerli Kıbrıslı Türklerin konuştuğu, Türkçenin bir şivesi veya Türkiye Türkçesinin Kıbrıs ağzı olan Kıbrıs Türkçesi konuşulur.
Yazı dilinde kullanılmamaktadır. Kullananlar olsa bile sistematik yapısı oluşturulmadığı için kişiden kişiye ve bölgeden bölgeye değişiklikler gösterebilmektedir. Örneğin Baf yöresi, Karpaz yöresi gibi bölgesel söyleyişlerde farklılıklar olabilmektedir.
Din
Günümüzde ise Kuzey Kıbrıs nüfusu 2011 yılı itibariyle 294.906’dır.Çeşitli kaynaklarda KKTC’deki Müslüman nüfus oranının %98,71 ile %99 oranında yer aldığı belirtilmektedir. %0,5 oranındaki halkın Ortodoks Hıristiyan, %0,2 oranında halkın Maruni Hıristiyan, geriye kalanların ise diğer dini inançlarının bulunduğu belirtilmiştir.
Kıbrıs Türklerinin %99’u Sünni mezhebine mensuptur. Ancak Kıbrıs Türk halkında özgürlükçü bir din anlayışı hakimdir ve pek çoğu sekülerdir. Diana Darke’a göre Kıbrıs Türklerinin büyük bir bölümü gerçekte dini uygulamamaktadır.
Kıbrıs’ta 1831 (Hicri 1246) tarihinde yapılan nüfus sayımında yalnızca Kıbrıs genelindeki erkek nüfus kayıt edilmiştir. Kıbrıs adasının nüfusunun o tarihte 45.365 kişi olduğu, 45.365 kişiden 29.780’sinin Gayrimüslim, 15.585 kişinin ise Müslüman olduğu yazılmıştır. Bu doğrultuda 1831 yılında Kıbrıs halkının %65,6’sı Gayrimüslim, %34,4’ünün ise Müslüman nüfustan oluştuğu anlaşılmaktadır. Aynı tarihte başlıca kentler baz alındığında;
Lefkoşa’da 3.511 Müslüman (%60,8), 2.264 Gayrimüslim (%39,2), Hırsofi’de 1.108 Müslüman (%48), 1.194 Gayrimüslim (%52) yaşadığı ve bulunduğu belirtilmektedir.
Limason, Omorfa, Gilan, Girinye, Magosa ve Lefke’de Müslümanların genel toplam içerisindeki oranı yaklaşık 1/4’tür.
Fakat 1975 yılı sonrasındaki yine Anadolu’dan yapılan göçlerden sonra Kıbrıs Türkü tanımına bu göçmen Türkler de dahil edilmiştir. Kıbrıs Türklerinin, Osmanlı idaresindeki din değiştirmeler hariç, etnik yapı olarak Türkiye Türklerinden pek farkları yoktur.
Tarihçe
Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğunun kontrolüne geçmeden önce, Doğu Akdeniz’deki Osmanlı’ya ait gemilerine akın yapan Hıristiyan korsanlarının sığınağı haline gelmiştir. Bu korsanlar genellikle deniz ticaret gemilerine ve hacca giden yolculara saldırarak buradaki yol güvenliğini yok etmektedir. Bu gibi nedenlerden dolayı Kıbrıs’ın alınması gerekli görülmüştür.
Kıbrıs, Piyale Paşa komutasındaki donanma ile birlikte yaya 60.000 kişiden oluşan Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, 2 Temmuz 1570’de Limasol’a çıkması ve 4 Ağustos 1571’de Mağusa’nın Venedikli Mağusa Kale komutanı Bragadino’nun 5 maddelik bir antlaşmayla kaleyi teslim etmesiyle sonuçlanan bir seferle Osmanlı İdaresine girdi. Kıbrıs’ın ele geçirilmesiyle Osmanlı Devleti, Doğu Akdeniz’e tamamen hakim olmuştur.
15 Eylül 1570 tarihinde Lala Mustafa Paşa, tören ile Lefkoşa şehrine girmiştir. Kıbrıs fethedildiği tarihte adada çok az sayıda Ortodoks Rum vardı. Çünkü Venedikliler Katolik idi ve Ortodoks Kilisesi’ne yaşama hakkı tanımıyordu. Osmanlı Devleti Ortodokslara serbestçe kilise kurma ve gelişme imkanı sağladı. Böylece adada Ortodoks Kilisesi gelişti ve Katolik Kilisesi etkinliğini kaybetti.
1571 yılında Kıbrıs’ta yapılmış bulunan nüfus sayımında yerli halkın nüfusu 150.000’dir. Burada bulunan Türk askeri ise 30.000 kadardır. Yunan kaynakları Kıbrıs Türklerinin, asla Türk olmayıp, sonradan asimilasyona uğrayıp Müslüman olan ve Türkleşmiş adanın yerli halkı olduğu belirtilir.
Fakat adanın tamamının kontrol edilmesinin ardından Osmanlı idaresi tarafından Karaman’dan ve Taşeli Yöresinden adaya göç ettirilen Türkler ve Beyşehir, Ürgüp, Niğde, Aksaray, Akşehir, Kayseri gibi Anadolu’nun orta kesiminde kalan şehirlerinden aileler getirilerek yerleştirilmiştir. Bugün adada yaşayan Kıbrıs Türklerinin (Kıbrıs Harekatından sonra Türkiye Cumhuriyetinden gelenler hariç) soyu bu Osmanlı idaresinde adaya gönderilen Türklerden gelmektedir. Bazı Kıbrıs Türkleri ise Müslüman olmuş Lüzinyan ve diğer Hıristiyan azınlıklardan meydana gelmektedir.
Ayrıca 1572 yılında Kıbrıs’ın çeşitli yerlerinde bulunan farklı görev sınıflarına bağlı sayıları 4000’e bulunan askerlerin ve memurların ailelerini adaya getirilmelerine izin verilmiş, bunlardan adada kalıcı olarak yerleşmek isteyenlerine ise kolay imkanlar sunulmuştur.
Kültür
Kıbrıslı Türkler Anadolu’dan getirdikleri Anadolu kültürünü uzun süre korumayı başarmış bir topluluk olmasına rağmen, 1974 yılına kadar Kıbrıs Rumlarıyla birlikte yaşadıklarından dolayı Rum kültüründen de etkilenmişler ve özellikle dil alanında birçok kültür alışverişi yaşanmıştır.
Adanın 1878 yılında fiilen İngiliz yönetimine geçmesinden sonra ada Türklerinin Anadolu ve Türk kültürüyle olan bağları giderek zayıflamış ve zaman içerisinde “Kıbrıslılık” kültürü baş göstermiştir. Bu kültür 400 yıl içerisinde adada var olan değişik kültürlerden örneğin Latinler, Rumlar ve Maronitlerden etkilenen Kıbrıslı Türkler kendi kültürlerini oluşturdular.
Kıbrıs Türk mutfağı tipik bir Akdeniz mutfağı özelliklerini taşır. Zeytinyağlı yemeklerin yanı sıra Şeftali Kebabı olarak bilinen kebap türü çok ünlüdür. Küp kebabı ada genelinde yaygın olarak yapılan bir kebap türüdür.
Kıbrıs Türkleri, birçok farklı etkinliklerde kendi halk danslarını oynamaktadır. Bu halk dansları arasında karşılama, mendil oyunları, zeybek ve kasap oyunları vb. vardır.
Günümüzdeki Yapı
Zamanla ada Türkleri ile 1974’den sonra adaya gelen Türkler arasında “yerli Kıbrıslılık” düşüncesi etrafında bir ayrılık oluşmuş ve bunun sonucunda “Kıbrıslı Türk” (kısaca Kıbrıslılar) ve “Türkiyeli Türk” (kısaca Türkiyeliler) olmak üzere toplum iki kesime bölünmüştür. Bu iki kesim arasında resmiyette hiçbir şekilde olmayan fakat fiilen var olan heterojen bir toplum yapısı oluşmuş, bunun sonucunda Kıbrıslı Türkler ve Türkiye’den gelen Türkler arasında bir uzaklık meydana gelmiştir.
Toplumdaki bu ikili yapı zamanla ayrımcılığa dönüşmüş ve Kıbrıslılarca Türkiyeliler aleyhine, Türkiyelilerce Kıbrıslılar aleyhine yorumlanmıştır. Bu güne kadar bu ayrımcılık, hiç bir resmi ortamda belirtilmemesine ve siyasilerce ısrarla ret edilmesine rağmen de facto olarak hala varlığını sürdürmektedir.
Toplumun bu ikili yapısından ötürü günümüzde saf bir Kıbrıs Türk kültüründen bahsetmek zorlaşmıştır. Her ne kadar sonradan adaya gelenler Kıbrıs kültürünü kısmen benimsemişselerde iş gücüne ve turizme bağlı son göçlerden ve yerli toplumun kültürel anlamda dünyaya açılmasından sonra adadaki Kıbrıs Türk kültürü iyice zayıflamıştır.
Avrupa Birliği Eurostat araştırmasına göre Kıbrıs adasının toplam nüfusunun %67’si Rum, %33’ü Türk’tür. Adada çok az nüfusla İngiliz, Ermeni ve Maruni toplulukları da bulunmaktadır. En büyük şehri Lefkoşa’dır.
Dil
Kıbrıs’ta, daha ziyade yerli Kıbrıslı Türklerin konuştuğu, Türkçenin bir şivesi veya Türkiye Türkçesinin Kıbrıs ağzı olan Kıbrıs Türkçesi konuşulur.
Yazı dilinde kullanılmamaktadır. Kullananlar olsa bile sistematik yapısı oluşturulmadığı için kişiden kişiye ve bölgeden bölgeye değişiklikler gösterebilmektedir. Örneğin Baf yöresi, Karpaz yöresi gibi bölgesel söyleyişlerde farklılıklar olabilmektedir.
Din
Günümüzde ise Kuzey Kıbrıs nüfusu 2011 yılı itibariyle 294.906’dır.Çeşitli kaynaklarda KKTC’deki Müslüman nüfus oranının %98,71 ile %99 oranında yer aldığı belirtilmektedir. %0,5 oranındaki halkın Ortodoks Hıristiyan, %0,2 oranında halkın Maruni Hıristiyan, geriye kalanların ise diğer dini inançlarının bulunduğu belirtilmiştir.
Kıbrıs Türklerinin %99’u Sünni mezhebine mensuptur. Ancak Kıbrıs Türk halkında özgürlükçü bir din anlayışı hakimdir ve pek çoğu sekülerdir. Diana Darke’a göre Kıbrıs Türklerinin büyük bir bölümü gerçekte dini uygulamamaktadır.
Kıbrıs’ta 1831 (Hicri 1246) tarihinde yapılan nüfus sayımında yalnızca Kıbrıs genelindeki erkek nüfus kayıt edilmiştir. Kıbrıs adasının nüfusunun o tarihte 45.365 kişi olduğu, 45.365 kişiden 29.780’sinin Gayrimüslim, 15.585 kişinin ise Müslüman olduğu yazılmıştır. Bu doğrultuda 1831 yılında Kıbrıs halkının %65,6’sı Gayrimüslim, %34,4’ünün ise Müslüman nüfustan oluştuğu anlaşılmaktadır. Aynı tarihte başlıca kentler baz alındığında;
Lefkoşa’da 3.511 Müslüman (%60,8), 2.264 Gayrimüslim (%39,2), Hırsofi’de 1.108 Müslüman (%48), 1.194 Gayrimüslim (%52) yaşadığı ve bulunduğu belirtilmektedir.
Limason, Omorfa, Gilan, Girinye, Magosa ve Lefke’de Müslümanların genel toplam içerisindeki oranı yaklaşık 1/4’tür.