MustafaCİLASUN
Özel Üye
Click here to view the original image of 900x562px.
Yar, sorma bana, aldırma hülyalarıma
Mütebessim bir eda ile baktığım hazana
Ruhumdan nükseden hicran damlalarına
Kalbimde var olan hüzün sağanaklarına
Sinemde derin bir yalnızlık var, sızısı ne ar
Kimi dinlemişsem dinmeyen şikâyeti sarar
Bilmem ki huzur ve saadet kimlerde bahar
Karamsarlık, yoksa benden nüksediyor yar
Hangi girdabı şöyle aralasam endişe başlar
Yıllaradır ruhumda, derin bir yorgunluk var
Vefayı ve sadakati sorgulasam kanım donar
İnsanlık niçin bu kadar perişandır içim yanar
Beşer düşe kalkar, ibreti bilmem ki ne yapar
Dost ve yaren bildiğin her vakit elinden tutar
Canan varlığını ortaya koyar, cana can katar
Kul, hamiyet ve sabrıyla sevdayı aşkına kanar
Eylül akşamlarında fecri, umutla bekliyorum
Niye iliklerime kadar titrediğimi hissediyorum
Etrafta kimseler yok sessiz senfoni dinliyorum
Düşünüyorum, tefekkür ve tahayyül ediyorum
Zaman dalga dalga ruhumun kıyılarına vuruyor
Her lahza sual etmeden, kendi içinde yaşatıyor
Nefes nereye koşuyor, gönlüm huzur bulmuyor
Bilincim niçin berduş misali sağa sola savruluyor
Bazen sandalla açık denizlere açılmak istiyorum
Neden ne kürek, ne de azık bulunmasın diyorum
Yoksa bu dünyadan vazgeçmeyi mi düşünüyorum
Miskin halimi garip buluyorum, bazen gülüyorum
Okuduğum kitaplar, ufkumda farklı dünyalar açtı
İçinde bulunduğum şartlar ruhumu çok hırpaladı
Hissettiğim hasret ve firkat anlaşılmayınca başladı
Yalnızlık işte o zaman ziyadesiyle kalbimi yaraladı
Mustafa Cilasun