Kısa bir öz eleştiri veya nefis muhasebesi....
Sizlerle paylaşacağım bu konu belki herkesi rahatsız eden ve toplumun yarası olan verdiğimiz herhangi bir sözün arkasında duramama meselesidir.
Bu konu beni hep rahatsız etmiştir.
Müslümanın görevi söz verince yerine getirmesidir.
Söz verilince yerine getirmek bizim hasletlerimiz yani Müminin hasletlerindendir.
Söz verilince yerine getirilir.
Bu işin lamı cimi olmaz diyorum.
Gelin nefis muhasebesi yapalım ve nefsimize soralım.
Her söz verilince işimiz bitince artık boşvermi?
Yoksa sözün eri olmak ve sözünün eri olmakmı?
Peki sözümüze sahip çıkmazsak halk arasında ne kadar güveniliriz?
Gerçekten kişi olarak verdiğimiz sözü yerine getiriyormuyuz? Yoksa getiremiyormuyuz!
Sonrada karşımızdaki insanlardan birşeyler istemeye hakkımız varmı?
Niçin ve ne hakla istiyoruz?
Ayetleri, hadisleri insanların kalbine korku vererek aracı yapmaya ne hakkımız var?
Bu iş nereye kadar devam edebilir.
Bu insanları inançsızlığa sürüklemezmi?
Ve bu yaptığımız iman güven yıkımdan sonra bunun hesabını vereceğimizi düşünebiliyormuyuz?
Acaba insanların gözlerine baka, baka daha ne kadar yalan söyleyebiliriz?
Gibi soruları doldurabiliriz.
Mühüm olan bu sorular kafamızda bir soru işareti bıaktımı? Yalanlarla, dolanlarla ancak kendimizi aldatırız.
Müslüman olduğumuzun bilinci ile ve O şerefi sırtımızda taşıyarak hayatımızı idame ettirmeliyiz.
Gül Muhammedimin ümmeti olabilmek için onun gibi emin olmak gerekiyor diye düşünüyorum.
Sevgili dostlarım.
M.S.A.
Sizlerle paylaşacağım bu konu belki herkesi rahatsız eden ve toplumun yarası olan verdiğimiz herhangi bir sözün arkasında duramama meselesidir.
Bu konu beni hep rahatsız etmiştir.
Müslümanın görevi söz verince yerine getirmesidir.
Söz verilince yerine getirmek bizim hasletlerimiz yani Müminin hasletlerindendir.
Söz verilince yerine getirilir.
Bu işin lamı cimi olmaz diyorum.
Gelin nefis muhasebesi yapalım ve nefsimize soralım.
Her söz verilince işimiz bitince artık boşvermi?
Yoksa sözün eri olmak ve sözünün eri olmakmı?
Peki sözümüze sahip çıkmazsak halk arasında ne kadar güveniliriz?
Gerçekten kişi olarak verdiğimiz sözü yerine getiriyormuyuz? Yoksa getiremiyormuyuz!
Sonrada karşımızdaki insanlardan birşeyler istemeye hakkımız varmı?
Niçin ve ne hakla istiyoruz?
Ayetleri, hadisleri insanların kalbine korku vererek aracı yapmaya ne hakkımız var?
Bu iş nereye kadar devam edebilir.
Bu insanları inançsızlığa sürüklemezmi?
Ve bu yaptığımız iman güven yıkımdan sonra bunun hesabını vereceğimizi düşünebiliyormuyuz?
Acaba insanların gözlerine baka, baka daha ne kadar yalan söyleyebiliriz?
Gibi soruları doldurabiliriz.
Mühüm olan bu sorular kafamızda bir soru işareti bıaktımı? Yalanlarla, dolanlarla ancak kendimizi aldatırız.
Müslüman olduğumuzun bilinci ile ve O şerefi sırtımızda taşıyarak hayatımızı idame ettirmeliyiz.
Gül Muhammedimin ümmeti olabilmek için onun gibi emin olmak gerekiyor diye düşünüyorum.
Sevgili dostlarım.
M.S.A.