[SAGAAL]
[/SAGAAL]
Denktaş'ın ömrü egemenlik mücadelesiyle geçti
KKTC'nin kurucu cumhurbaşkanı, hasta yatağındaki son anlarında dahi devleti düşündü
Ömrünü Kıbrıs davasına ve Kıbrıs Türklerinin devlet sahibi olmasına adayan Denktaş, 27 Ocak 1924 tarihinde, bugün Kıbrıs Rum kesimi sınırları içinde bulunan Baf bölgesinde doğdu.
1,5 yaşındayken annesini kaybeden Denktaş, Hakim Mehmet Raif Bey'in en küçük oğlu. Anneannesi ve babaannesi tarafından büyütülen Denktaş, 1930 yılında eğitim için İstanbul'a gönderildi.
Arnavutköy'de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Fevzi Ati Lisesi'nde yatılı okumaya başlayan Denktaş, ortaokuldan sonra Kıbrıs'a döndü ve liseyi Kıbrıs'ta bitirdi.
Denktaş, 1941'de Lefkoşa İngiliz Okulundan mezun olduktan sonra Mağusa'da tercümanlık, mahkemede memuriyet, sonra bir yıl da İngiliz Okulunda öğretmenlik yaptı.
1944'te British Council'dan burslu olarak İngiltere'de hukuk tahsili yapan ve 1947 yılında Lincoln's Inn'den mezun olan Denktaş, aynı yıl Kıbrıs'a dönüp avukatlığa başladı.
1949 yılı yaz aylarında savcılık yapmaya başlayan Denktaş, aynı yıl Aydın Hanım'la evlendi.
Denktaş, 27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Dr. Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı. 1942 yılında Dr. Fazıl Küçük'ün yayımlamaya başladığı Halkın Sesi gazetesinde, babasından ve onun
milliyetçi, Atatürkçü arkadaşlarından işiterek öğrendiği "Türk Haklarının İngilizler tarafından gasbedildiği" konularının ele alındığını gören Denktaş, Dr.
Küçük'le tanışarak, Halkın Sesi'nde imzalı veya imzasız, bazen Akın Yılmaz adı altında yazılar yazmaya başladı. Bu ilişki Denktaş'ın Londra'da tahsil yıllarında da devam etti. Denktaş, Ada'ya döndükten sonra lider Dr. Küçük'ün yanında yakın bir dost ve gerektiğinde danışman olarak çalıştı.
Denktaş, 1948 yılında zamanın Kıbrıs Valisi tarafından kurulan Anayasa Konseyi'nde üye olarak çalıştı. Rum kilisesinin baskısı altında Konsey'e katılan Komünist Akel Partisi Konsey'den çekilince Meclis kapatıldı. Türk temsilcilerin ısrarlı talepleri sonucu Hakim Mehmet Zeka Bey'in başkanlığında "Türk İşleri Komisyonu" kuruldu, Rauf Denktaş bu komisyonda da çalışarak, İngiliz Müstemleke
İdaresi'nin gasbettiği hakların iadesi için bir raporun hazırlanmasında nazım rol oynadı. Hükümetin kabul ettiği bu raporda öngörülen yasaların yapılabilmesi için Başsavcılığa görev verildi, ancak Başsavcılıkta bir Türk savcı yoktu. Liderliğin talebi üzerine 1949'da Denktaş Hukuk Bürosundan ayrıldı ve az maaşla savcı yardımcısı oldu.
Birkaç yıl içinde tamamlanması gereken yasalarla ilgili çalışmalar 1954 yılına kadar uzadı. Bu arada Denktaş Savcılığa terfi etti. 1954'te Kıbrıs'ta yeraltı örgütünü kuracak olan bazı kişiler, Yunanistan'dan Ada'ya gizlice
girerken yakalandı. Bunların takibi ve yargıya havalesiyle Denktaş'ın görevi daha da önem kazandı. 1957 sonunda İngilizlerin Ada'yı 5-10 yıl içinde Yunanistan'a devredeceğini gören Denktaş, Savcılıktan istifa ederek, Dr. Küçük'ün yanında fiili rolünü aldı.
Hükümetteki görevinden istifa ettikten sonra toplum problemlerinde daha aktif rol oynamaya başlayan Denktaş, 1957 sonlarında Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanlığına seçildi. Aynı yıl Rumların Atina'dan sevk ve idare edilen EOKA yeraltı teşkilatının saldırıları karşısında etkin bir kuruluşa olan ihtiyacı gören Denktaş, iki arkadaşı ile Kasım 1957'de Türk Mukavemet Teşkilatını
(TMT) kurdu. Bu teşkilat o güne kadar var olan Volkan Teşkilatı'nın yerini aldı ve kısa bir zaman içinde, Denktaş'ın ısrarlı talepleri sonucu olarak Türkiye'nin uzman kişileri tarafından EOKA'ya cevap verebilecek etkin bir Mukavemet Teşkilatı haline getirildi.
Halkın Sesi gazetesinin haftalık İngilizce nüshasının hazırlanmasında da önemli rol oynayan Rauf Denktaş, 1958'de büyük ölçüde artan EOKA saldırıları karşısında Türk Mukavemetinin etkili şekilde görev yapmasını sağladı. TMT'nin yayın organı olan Nacak gazetesi Denktaş'ın gazetesiymiş görüntüsü içinde Kıbrıs Türklerine yön gösterdi, mukavemet telkin etti. Nacak'ın son yazı işleri
sorumlusu da Alper Faik Genç idi. Türk Hükümetinin, bir ayda yüze yaklaşan Türk kayıpları karşısında kararlı çıkışı ve aynı yıl Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu'nda rahmetli Fatin Rüştü Zorlu'nun Yunanlı karşıtı Averof'u mağlup etmesi sonucu Yunanlılar Kıbrıs'ta eşit şartlarda bir ortaklık Cumhuriyeti kurulmasına razı olmuş göründüler. Dr. Küçük ve Rauf Denktaş bu genel kurul toplantısında kulis faaliyeti yaptılar. 1959'da Zürih Anlaşması'nın hazırlanmasında Rauf Denktaş'ın perde arkasında etkin rolü oldu. Türkiye'nin garantisinin 650 kişilik bir alayla "etkin ve fiili" bir duruma getirilmesi Denktaş'ın ısrarı ve Dr. Küçük'ün de onu desteklemesiyle mümkün olmuştur.
Aynı yıl Londra Konferansı'na katılan Türk heyetinde de yerini alan Denktaş'ın Fatin Rüştü Zorlu'ya "Makarios bu anlaşmaları er geç yıkacak ve Enosis yoluna çıkacaktır. Burada bir rol oynamaktadır. İleride bu anlaşmaların kendisine zorla kabul ettirildiğini savunarak ortaklığı bozacaktır" mealindeki değerlendirmesi, ne yazık ki ortaklık Devletinin kuruluşu ile gerçekleşmiş ve
1963'de Kıbrıs'ta Enosis uğruna tedhiş yeniden başladı.
-Gizlice sandalla Ada'ya girerken tutuklandı-
16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı'na ayak bastı. 1963 olaylarından sonra Denktaş temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gitti. Temaslarını tamamlayan Denktaş, bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı.
1964 Londra Konferansı'ndan sonra Makarios tarafından 'istenmeyen adam' ilan edilen Denktaş'ın Kıbrıs'a girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy'e çıkarak
savaşa katılan Denktaş, 1967'de Ada'ya gizlice girerken tutuklandı, yoğun girişimler sonucu Türkiye'ye geri verildi.
1968'de Ada'ya giriş yasağı kaldırıldığından Kıbrıs'a dönen Denktaş, 1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığına seçildi, 28 Şubat 1973'e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi.
13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi.
Denktaş, 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983'de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi.
22 Nisan 1990'da yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçilen Denktaş, 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı oldu.
-4 Rum liderle görüştü-
Kıbrıs sorununun çözümü için 1968'de Glafkos Klerides ile ilk kez Beyrut'ta müzakerelere başlayan Denktaş, eski Rum liderler Spiros Kiprianu, Yorgos Vasiliu, Glafkos Klerides ve Tasos Papadopulos ile yıllardır müzakere etti.
2002'de sunulan ve Annan Planı olarak bilinen BM çözüm planına, 'Türk askerini Ada'dan çıkaracağı ve Türkleri azınlık durumuna düşüreceği, devleti ortadan kaldıracağı' savıyla karşı çıkarak 'hayır' kampanyası yürüten Denktaş,
17 Nisan 2005'te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmadı.
Denktaş, Annan Planı sürecinde Avrupa Birliği (AB) üyeliğiyle yaşanan tartışmalarda, 'Türkiye olmadan cennete bile girmem' demişti.
Rauf Denktaş, 24 Nisan 2005'te, Annan Planı referandumun 1. yıl dönümünde, görevi 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a devretti. Denktaş, cumhurbaşkanlığından ayrılmasının ardından, çalışmalarını, Lefkoşa'daki çalışma ofisinde sürdürdü.
Fotoğraf çekme merakıyla da bilinen Denktaş'ın onlarca yayımlanmış kitabı bulunuyor. Denktaş'a çok sayıda üniversiteden fahri doktora unvanı da verildi.
-24 Mayıs 2011'de rahatsızlandı-
24 Mayıs'ta beyin kanaması geçiren ve sol tarafı felç olan Denktaş, 29 Ekim'de hastaneden taburcu edildikten sonra ilk kez 15 Aralık 2011'de evinden dışarı çıktı. Havanın da güzel olmasından yararlanarak ilk kez evinden çıkan Denktaş, 'Benim için 'ölüyor' dediler, dışarı çıktım' dedi.
Denktaş, Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki tedavisinin ardından rehabilitasyon süreci için 8 Temmuz'da Ankara'ya, Genelkurmay Başkanlığı Rehabilitasyon Merkezi'ne götürüldü.
Rauf Denktaş'ın tedavisine Ankara'da Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) devam edildi. Beyinle kafatası arasındaki kan birikiminin boşaltılması için 25 Ağustos'ta ameliyat edilen Denktaş, 30 Ağustos'ta da KKTC'ye, YDÜ
Hastanesi'ne getirildi.
Denktaş, beyinle kafatası arasındaki kan birikiminin artması nedeniyle 5 Eylül'de YDÜ Hastanesi'nde yeniden ameliyat edildi.
29 Ekim 2011'de taburcu edilen Denktaş, 8 Ocak 2012 gecesi, su kaybı nedeniyle YDÜ Hastanesi'ne yeniden kaldırıldı.
Denktaş'ın ömrü egemenlik mücadelesiyle geçti
KKTC'nin kurucu cumhurbaşkanı, hasta yatağındaki son anlarında dahi devleti düşündü
27 Ocak 1924'de Baf'da dünyaya gelen Rauf Denktaş'ın ömrü, egemenlik ve varoluş mücadelesiyle geçti.
Kıbrıs tarihine damgasını vuran Denktaş, Türk dünyasının önemli liderleri arasında yerini aldı.
Ömrünün son dakikalarına kadar devletin varlığını vurgulayan ve Kıbrıs Türklerine sürekli, 'Devlete ve bağımsızlığa sahip çıkın, anavatan Türkiye'ye
güvenin' çağrısı yapan Denktaş, Kıbrıs Türklerinin eşit egemen hakkından, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinden ve Türk askerinin adadaki varlığından taviz vermedi. KKTC'nin kurucu cumhurbaşkanı Denktaş, hasta yatağında dahi
devleti düşündü.
Son anlarında bile Kıbrıs Rum tarafına 'Burası bağımsız bir
cumhuriyettir' diye seslenen Denktaş, 23 Aralık 2011'de, hayatının ele alındığı bir etkinliğe gönderdiği mesajda, 'Mücadelenin yeni nesle anlatılması herkesin vatan borcu' demişti.
Rauf Denktaş, hayatının anlatıldığı belgesel sonrasında, ekrandan yaptığı konuşmada, 197 günlük hastalık sürecinde kendisini arayıp destek olan, kendisi için dua eden herkese teşekkür ederek, Kıbrıs Türk halkının sevgisinden moral
bulduğunu, motivasyonunun arttığını söylemişti.
Kıbrıs Türk halkına, devletine sahip çıkması için çağrıda bulunan Rauf Denktaş, 'Devletsiz kalmak her şeyiyle aciz kalmak demek, başkasına muhtaç olmak demektir. Devletsiz yaşayan insanlar olabilir ama devletsiz yaşayan millet
yoktur. Kıbrıs Türk halkı, Türk milletinin ayrılmaz, kopmaz bir parçasıdır' demişti.
Kıbrıs Türk halkını kurtarmak için verilen mücadelenin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Denktaş, bu mücadelenin yeni nesillere anlatılmasının herkesin vatan borcu olduğunu ifade etmişti.
-'Bağımsızlıktan asla vazgeçmeyin'-
Kıbrıs Türk halkının, geleceğe bakarak, geçmişte yaşananların bir daha olmaması için dik durması, Türklüğüyle gurur duyarak, Atatürk ilkelerinden taviz
vermemesi gerektiğini vurgulayan Denktaş, 'Devlet demek hürriyet demektir, dimdik ayakta durup, kimsenin boyunduruğu altına girmemek demektir. Bağımsızlığınızdan asla vazgeçmeyin' demişti.
Müzakere masasında bunların bilinciyle oturulması gerektiğini, Maraş, Güzelyurt ve Karpaz yarımadası konusunda asla taviz verilmemesi gerektiğini dile getiren Denktaş, 'Karpaz stratejik bakımdan çok önemli bir bölge. Asla taviz verilmeyeceğini herkesin bilmesi gerek' ifadesini kullanmıştı.
'Kimse bizi bu yurttan, vatandan mahrum edemez' diyen Denktaş, Kıbrıs Türk halkının Anavatan Türkiye'ye güvenmesini istemişti.
'Anavatana gelecek her zarar, bize de zarar verecektir' ifadesini kullanan Denktaş, Kıbrıs Türk halkının kimseye muhtaç olmadan yaşama, her zorluğun üzerinden gelecek gücü olduğunu kaydetmişti.
Denktaş, KKTC Devleti'nin bir evlat gibi olduğunu, bu evladı yaşatmak gerektiğini, ona zarar vermeye çalışan herkese 'dur' demenin tüm Kıbrıslı Türklerin görevi olduğunu vurgulamıştı.
'Bir tarih daha göçmüştür'
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın vefatıyla ilgili, 'Bir tarih daha göçmüştür' dedi.
Denktaş'ın ölümünün açıklandığı basın toplantısında konuşan Eroğlu, şunları söyledi:
'Bir tarih daha göçmüştür. Kıbrıs Türk halkının ve Türklük dünyasının başı sağolsun. Sadece Kıbrıs Türkü değil Türklük dünyası bir liderini kaybetmiştir. Yaslı aileye başsağlığı diliyorum.
Elbette Kıbrıs Türk halkı Baba Denktaş'ı unutacak değildir. Kıbrıs Türkünün nerelerden nerelere geldiğini Sayın Denktaş'ın kitapları okunduğu takdirde, yetişen gençlerimiz de iyi anlayacaklardır. Nerelereden nerelere ve ne mücadeleler verilerek kimlerle gelindiğini elbette tarih yazacaktır.
İşte bu tarihi zaman limiti içerisinde en önemli aktörlerden birisi Sayın Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş'tır.'
Eroğlu, Denktaş'ın verdiği hizmetlerin, siyasi hayatındaki mücadelelerin unutulmayacağını, unutturulmayacağını belirterek, şunları kaydetti:
'Dolayısıyla 'hepimizin başı sağolsun' derken, 'bir tarih göçtü' sözü zannederim az bile gelir rahmetli için. Ama biz Kıbrıs Türkü olarak elbette Kıbrıs Türkünün özgürlük mücadelesinde hayatı hiçe sayarak vermiş olduğu mücadeleyi unutacak değiliz. Uğraşlarıyla ve başarılarıyla 1974 Mutlu Barış Harekatı gerçekleşmiş ve Kıbrıs Türk halkı özgürlüğe varmıştır.'
Denktaş'ın, Barış Harekatı'ndan sonra kurulan federe devlet ve daha sonra kurulan KKTC'nin varlığının devamını ölüm yatağında olduğu anlarda bile istediğini vurgulayan Eroğlu, 'Baba Denktaşımız unutulmayacaktır, unutturulmayacaktır. Kıbrıs Türkünün ve yaslı ailesinin başı sağolun' dedi.
Bu arada, Rauf Denktaş'ın, 17 Ocak Salı günü yapılacak devlet töreniyle toprağa verileceği bildirildi.
SERDAR DEKTAŞ: “BİR DEVLET KURDU CEMAATTAN HALK KURDU”
Oğlu Serdar Dektaş ise yaptığı açıklamada, “Hepimizin başı sağ olsun. Bir devlet kurdu, cemaatten halk yarattı. Dilediği yolda yürümeye devam edeceğiz. Aile olarak herkese teşekkür ederiz” dedi.
Organ yetmezliğinden dolayı uyutulan Denktaş, bu sabah solunum cihazına, öğleden sonra da diyaliz makinesine bağlanmıştı. 88 yaşındaki Denktaş, 24 Mayıs 2011’de pıhtı atması sonucu beyin ana damarında tıkanıklık olunca YDÜ Hastanesi’nde ameliyat edilmiş, ardından Ankara’da GATA’da ve yine YDÜ Hastanesi’nde birer kez daha ameliyata alınmıştı. Yaklaşık 7 aylık sağlık sorunlarının ardından 15 Aralık 2011’de evinden çıkarak Lefkoşa’da gezinti yapan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, son olarak 9 Ocak’ta vücudunda meydana gelen su kaybına bağlı yorgunluk belirtileri nedeniyle tekrar Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
'Milletimiz gerçek bir kahramanını yitirmiştir'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın vefatıyla ilgili, 'Denktaş'ın kaybı sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk Milletinin kaybıdır. Milletimiz gerçek bir kahramanını yitirmiştir' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, KKTC'nin Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ın vefatı nedeniyle bir mesaj yayımladı.
Kıbrıs Türklerinin devam eden özgürlük ve eşitlik mücadelesiyle özdeşleşmiş, mücahit devlet adamı Rauf Denktaş'ın ebediyete intikal ettiğini derin teessürle öğrendiğini belirten Gül, şunları kaydetti:
'Sayın Denktaş'ın kaybı, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk Milletinin kaybıdır. Milletimiz gerçek bir kahramanını yitirmiştir.
Halkının haklı davasına adanmış bir ömrün geriye bıraktığı en büyük miras şüphesiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir. Kıbrıs Türk halkının bu mirasa sahip çıkarak, Kıbrıs'ta adil ve kalıcı barışın tesisine yönelik yarım asırlık
mücadelesinde başarıya ulaşması, merhum Denktaş'ın aziz hatırasını yaşatacak en önemli kazanım olacaktır. Kıbrıs Türk halkı, bu onurlu mücadelesinde, anavatan Türkiye'yi her zaman yanında bulacaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bu elim gününde, merhum Cumhurbaşkanı Denktaş'a Allah'tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, tüm Kıbrıslı Türk kardeşlerimize ve Türk Milletine başsağlığı ve sabır dilerim. Ruhu şad
olsun.'
Denktaş'ın vefatı Fenerbahçe Kulübü, başsağlığı mesajı yayımladı
Fenerbahçe Kulübü, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı.
Fenerbahçe Kulübü'nün internet sitesinden, 'KKTC ve Ulusumuzun başı sağolsun' başlığıyla yayımlanan mesajda, 'KKTC kurucu Cumhurbaşkanı sayın Rauf Denktaş'ın bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini yummuş olduğunu üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Sayın Denktaş'a Allah'tan rahmet yavru vatanımız Kıbrıs halkı ve ulusumuza başsağlığı dileriz' denildi
'Denktaş'ın ölümü KKTC ve Türkiye için büyük kayıptır, Allah rahmet eylesin'
DSP Genel Başkanı Masum Türker, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın vefatına ilişkin, 'KKTC ve Türkiye için büyük kayıptır, Allah rahmet eylesin' dedi.
Türker, yaptığı açıklamada, Yakındoğu Üniversitesi Hastanesinin yoğun bakım servisinde tedavi gören Denktaş'ın ölümünün herkesi üzdüğünü söyledi.
Denktaş'ın, KKTC'de yaşayan vatandaşların, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine hayatını adadığını belirten Türker, Denktaş'ın, Enosis'e karşı mücadele ederken, diğer taraftan da Kıbrıslı Türkleri örgütlediğini ifade etti.
Büyük bir lider olan Rauf Denktaş'ın, Kıbrıs Barış Harekatından sonra Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasını sağladığını vurgulayan Türker, şunları kaydetti:
'Denktaş, cumhurbaşkanı olarak Kıbrıs'ta barışın sağlanması, soydaşlarımızın haklarının uluslararası camiada korunması, güvenliklerinin sağlanması konusunda üstün bir gayret göstermiştir. Uluslararası camiada,
özellikle Kıbrıs Rum kesimindeki politikacılarla mücadele ederken, KKTC'de demokratik yaşamın gelişimi için büyük mücadele vermiştir.
Denktaş'ın ölümü KKTC ve Türkiye için büyük kayıptır, Allah rahmet eylesin. KKTC'nin ve Türkiye'nin başı sağolsun.'
Galatasaray Kulübü başsağlığı mesajı yayımladı
Galatasaray Kulübü, KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı.
Galatasaray Kulübü'nün internet sitesinde yayımlanan mesajda, Denktaş'ın vefatı nedeniyle derin üzüntü duyulduğu belirtilirken, 'Düşünceleri ve demokratik duruşu ile çok değerli bir devlet adamı olan Rauf Denktaş'a Tanrı'dan
rahmet; ailesine, sevenlerine ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkına başsağlığı diliyoruz' denildi.
"Bir ulusal kahramandı"
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ölümü dış basında da geniş yer buldu. Denktaş'ın ölümünü "flaş haber" olarak geçen yayın organları, Denktaş'ın Kıbrıs Türk halkı tarafından kahraman olarak görülmesine vurgu yaptı.
BBC: Eski Kıbrıslı Türk lider Rauf Denktaş öldü
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne 30 yılı aşkın bir süre liderlik eden Rauf Denktaş 88 yaşında hayatını kaybetti.
Kıbrıs'ın 1974 yılında bölünmesiyle cumhurbaşkanı olan Denktaş 2005'te emekliye ayrıldı.
Kıbrıslı Türklerin bağımsızlığı için büyük mücadele veren Denktaş, Türkler tarafından kahraman olarak görülmesine karşın Rumların pek sevmediği bir liderdi.
Associated Press: Kıbrıslı Türklerin eski lideri 87 yaşında hayatını kaybetti
Yaklaşık 60 yıllık siyasi kariyerini halkı için ayrı bir devlet kurulmasına adayan ve adanın birleşmesine şiddetle karşı çıkan eski Kıbrıslı Türk lider Rauf Denktaş öldü. Denktaş 87 yaşındaydı.
Doktoru Charles Canver, Denktaş'ın, Cuma gecesi Lefkoşa'daki Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi'nde çoklu organ yetmezliğinden vefat ettiğini söyledi.
Reuters: Eski Kıbrıslı Türk lider Denktaş öldü
On yıllardır süren Kıbrıs sorununun önemli ismi, eski Kıbrıslı Türk lider Rauf Denktaş 88 yaşında öldü.
Son yıllarda sağlığı giderek kötüleşen Denktaş aşırı su kaybı nedeniyle 8 Ocak'ta hastaneye kaldırılmıştı. Denktaş'ın rahatsızlığı kısa sürede çoklu organ yetmezliğine dönüşmüştü.
Oğlu Serdar Denktaş babası için, "Onda bir savaşçı ruhu vardı" ifadesini kullandı.
Tartışmalı bir figür olan Denktaş, Türkler için bir ulusal kahramandı, ancak birçok Rum tarafından kötülendi. Denktaş, yaklaşık yarım asırdır süren Kıbrıs sorununun merkezindeki bir isimdi.
Rauf Denktaş'ın vefatı Yunan medyasında geniş yer buldu.
Yunan basın-yayın organları, Denktaş'ın vefatını son dakika haberi olarak duyurdukları internet sitelerindeki haberlerinde, Denktaş'ın, Kıbrıs sorununun Türk dış politikasında başlıca gündem maddesi haline gelmesinde en büyük rolü oynadığını belirtti.
Haftalık To Vima gazetesi, Denktaş'ın, Kıbrıslı Türklerin 1963 yılındaki direnişlerinde başrol oynadığını belirterek, Ada'nın birçok yerinde kantonlar oluşturmak suretiyle Türk ordusunun Kıbrıs'a çıkışını hazırladığını yazdı.
Kathimerini gazetesi, Kıbrıs sorununun Türk dış politikasında birinci sıraya gelmesinde önemli rol oynadığını belirttiği Denktaş'ın, ciddi sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu.
Denktaş'ın ömrü egemenlik mücadelesiyle geçti
KKTC'nin kurucu cumhurbaşkanı, hasta yatağındaki son anlarında dahi devleti düşündü
Ömrünü Kıbrıs davasına ve Kıbrıs Türklerinin devlet sahibi olmasına adayan Denktaş, 27 Ocak 1924 tarihinde, bugün Kıbrıs Rum kesimi sınırları içinde bulunan Baf bölgesinde doğdu.
1,5 yaşındayken annesini kaybeden Denktaş, Hakim Mehmet Raif Bey'in en küçük oğlu. Anneannesi ve babaannesi tarafından büyütülen Denktaş, 1930 yılında eğitim için İstanbul'a gönderildi.
Arnavutköy'de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Fevzi Ati Lisesi'nde yatılı okumaya başlayan Denktaş, ortaokuldan sonra Kıbrıs'a döndü ve liseyi Kıbrıs'ta bitirdi.
Denktaş, 1941'de Lefkoşa İngiliz Okulundan mezun olduktan sonra Mağusa'da tercümanlık, mahkemede memuriyet, sonra bir yıl da İngiliz Okulunda öğretmenlik yaptı.
1944'te British Council'dan burslu olarak İngiltere'de hukuk tahsili yapan ve 1947 yılında Lincoln's Inn'den mezun olan Denktaş, aynı yıl Kıbrıs'a dönüp avukatlığa başladı.
1949 yılı yaz aylarında savcılık yapmaya başlayan Denktaş, aynı yıl Aydın Hanım'la evlendi.
Denktaş, 27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Dr. Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı. 1942 yılında Dr. Fazıl Küçük'ün yayımlamaya başladığı Halkın Sesi gazetesinde, babasından ve onun
milliyetçi, Atatürkçü arkadaşlarından işiterek öğrendiği "Türk Haklarının İngilizler tarafından gasbedildiği" konularının ele alındığını gören Denktaş, Dr.
Küçük'le tanışarak, Halkın Sesi'nde imzalı veya imzasız, bazen Akın Yılmaz adı altında yazılar yazmaya başladı. Bu ilişki Denktaş'ın Londra'da tahsil yıllarında da devam etti. Denktaş, Ada'ya döndükten sonra lider Dr. Küçük'ün yanında yakın bir dost ve gerektiğinde danışman olarak çalıştı.
Denktaş, 1948 yılında zamanın Kıbrıs Valisi tarafından kurulan Anayasa Konseyi'nde üye olarak çalıştı. Rum kilisesinin baskısı altında Konsey'e katılan Komünist Akel Partisi Konsey'den çekilince Meclis kapatıldı. Türk temsilcilerin ısrarlı talepleri sonucu Hakim Mehmet Zeka Bey'in başkanlığında "Türk İşleri Komisyonu" kuruldu, Rauf Denktaş bu komisyonda da çalışarak, İngiliz Müstemleke
İdaresi'nin gasbettiği hakların iadesi için bir raporun hazırlanmasında nazım rol oynadı. Hükümetin kabul ettiği bu raporda öngörülen yasaların yapılabilmesi için Başsavcılığa görev verildi, ancak Başsavcılıkta bir Türk savcı yoktu. Liderliğin talebi üzerine 1949'da Denktaş Hukuk Bürosundan ayrıldı ve az maaşla savcı yardımcısı oldu.
Birkaç yıl içinde tamamlanması gereken yasalarla ilgili çalışmalar 1954 yılına kadar uzadı. Bu arada Denktaş Savcılığa terfi etti. 1954'te Kıbrıs'ta yeraltı örgütünü kuracak olan bazı kişiler, Yunanistan'dan Ada'ya gizlice
girerken yakalandı. Bunların takibi ve yargıya havalesiyle Denktaş'ın görevi daha da önem kazandı. 1957 sonunda İngilizlerin Ada'yı 5-10 yıl içinde Yunanistan'a devredeceğini gören Denktaş, Savcılıktan istifa ederek, Dr. Küçük'ün yanında fiili rolünü aldı.
Hükümetteki görevinden istifa ettikten sonra toplum problemlerinde daha aktif rol oynamaya başlayan Denktaş, 1957 sonlarında Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanlığına seçildi. Aynı yıl Rumların Atina'dan sevk ve idare edilen EOKA yeraltı teşkilatının saldırıları karşısında etkin bir kuruluşa olan ihtiyacı gören Denktaş, iki arkadaşı ile Kasım 1957'de Türk Mukavemet Teşkilatını
(TMT) kurdu. Bu teşkilat o güne kadar var olan Volkan Teşkilatı'nın yerini aldı ve kısa bir zaman içinde, Denktaş'ın ısrarlı talepleri sonucu olarak Türkiye'nin uzman kişileri tarafından EOKA'ya cevap verebilecek etkin bir Mukavemet Teşkilatı haline getirildi.
Halkın Sesi gazetesinin haftalık İngilizce nüshasının hazırlanmasında da önemli rol oynayan Rauf Denktaş, 1958'de büyük ölçüde artan EOKA saldırıları karşısında Türk Mukavemetinin etkili şekilde görev yapmasını sağladı. TMT'nin yayın organı olan Nacak gazetesi Denktaş'ın gazetesiymiş görüntüsü içinde Kıbrıs Türklerine yön gösterdi, mukavemet telkin etti. Nacak'ın son yazı işleri
sorumlusu da Alper Faik Genç idi. Türk Hükümetinin, bir ayda yüze yaklaşan Türk kayıpları karşısında kararlı çıkışı ve aynı yıl Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu'nda rahmetli Fatin Rüştü Zorlu'nun Yunanlı karşıtı Averof'u mağlup etmesi sonucu Yunanlılar Kıbrıs'ta eşit şartlarda bir ortaklık Cumhuriyeti kurulmasına razı olmuş göründüler. Dr. Küçük ve Rauf Denktaş bu genel kurul toplantısında kulis faaliyeti yaptılar. 1959'da Zürih Anlaşması'nın hazırlanmasında Rauf Denktaş'ın perde arkasında etkin rolü oldu. Türkiye'nin garantisinin 650 kişilik bir alayla "etkin ve fiili" bir duruma getirilmesi Denktaş'ın ısrarı ve Dr. Küçük'ün de onu desteklemesiyle mümkün olmuştur.
Aynı yıl Londra Konferansı'na katılan Türk heyetinde de yerini alan Denktaş'ın Fatin Rüştü Zorlu'ya "Makarios bu anlaşmaları er geç yıkacak ve Enosis yoluna çıkacaktır. Burada bir rol oynamaktadır. İleride bu anlaşmaların kendisine zorla kabul ettirildiğini savunarak ortaklığı bozacaktır" mealindeki değerlendirmesi, ne yazık ki ortaklık Devletinin kuruluşu ile gerçekleşmiş ve
1963'de Kıbrıs'ta Enosis uğruna tedhiş yeniden başladı.
-Gizlice sandalla Ada'ya girerken tutuklandı-
16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı'na ayak bastı. 1963 olaylarından sonra Denktaş temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gitti. Temaslarını tamamlayan Denktaş, bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı.
1964 Londra Konferansı'ndan sonra Makarios tarafından 'istenmeyen adam' ilan edilen Denktaş'ın Kıbrıs'a girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy'e çıkarak
savaşa katılan Denktaş, 1967'de Ada'ya gizlice girerken tutuklandı, yoğun girişimler sonucu Türkiye'ye geri verildi.
1968'de Ada'ya giriş yasağı kaldırıldığından Kıbrıs'a dönen Denktaş, 1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığına seçildi, 28 Şubat 1973'e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi.
13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi.
Denktaş, 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983'de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi.
22 Nisan 1990'da yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçilen Denktaş, 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı oldu.
-4 Rum liderle görüştü-
Kıbrıs sorununun çözümü için 1968'de Glafkos Klerides ile ilk kez Beyrut'ta müzakerelere başlayan Denktaş, eski Rum liderler Spiros Kiprianu, Yorgos Vasiliu, Glafkos Klerides ve Tasos Papadopulos ile yıllardır müzakere etti.
2002'de sunulan ve Annan Planı olarak bilinen BM çözüm planına, 'Türk askerini Ada'dan çıkaracağı ve Türkleri azınlık durumuna düşüreceği, devleti ortadan kaldıracağı' savıyla karşı çıkarak 'hayır' kampanyası yürüten Denktaş,
17 Nisan 2005'te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmadı.
Denktaş, Annan Planı sürecinde Avrupa Birliği (AB) üyeliğiyle yaşanan tartışmalarda, 'Türkiye olmadan cennete bile girmem' demişti.
Rauf Denktaş, 24 Nisan 2005'te, Annan Planı referandumun 1. yıl dönümünde, görevi 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a devretti. Denktaş, cumhurbaşkanlığından ayrılmasının ardından, çalışmalarını, Lefkoşa'daki çalışma ofisinde sürdürdü.
Fotoğraf çekme merakıyla da bilinen Denktaş'ın onlarca yayımlanmış kitabı bulunuyor. Denktaş'a çok sayıda üniversiteden fahri doktora unvanı da verildi.
-24 Mayıs 2011'de rahatsızlandı-
24 Mayıs'ta beyin kanaması geçiren ve sol tarafı felç olan Denktaş, 29 Ekim'de hastaneden taburcu edildikten sonra ilk kez 15 Aralık 2011'de evinden dışarı çıktı. Havanın da güzel olmasından yararlanarak ilk kez evinden çıkan Denktaş, 'Benim için 'ölüyor' dediler, dışarı çıktım' dedi.
Denktaş, Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki tedavisinin ardından rehabilitasyon süreci için 8 Temmuz'da Ankara'ya, Genelkurmay Başkanlığı Rehabilitasyon Merkezi'ne götürüldü.
Rauf Denktaş'ın tedavisine Ankara'da Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) devam edildi. Beyinle kafatası arasındaki kan birikiminin boşaltılması için 25 Ağustos'ta ameliyat edilen Denktaş, 30 Ağustos'ta da KKTC'ye, YDÜ
Hastanesi'ne getirildi.
Denktaş, beyinle kafatası arasındaki kan birikiminin artması nedeniyle 5 Eylül'de YDÜ Hastanesi'nde yeniden ameliyat edildi.
29 Ekim 2011'de taburcu edilen Denktaş, 8 Ocak 2012 gecesi, su kaybı nedeniyle YDÜ Hastanesi'ne yeniden kaldırıldı.
Denktaş'ın ömrü egemenlik mücadelesiyle geçti
KKTC'nin kurucu cumhurbaşkanı, hasta yatağındaki son anlarında dahi devleti düşündü
27 Ocak 1924'de Baf'da dünyaya gelen Rauf Denktaş'ın ömrü, egemenlik ve varoluş mücadelesiyle geçti.
Kıbrıs tarihine damgasını vuran Denktaş, Türk dünyasının önemli liderleri arasında yerini aldı.
Ömrünün son dakikalarına kadar devletin varlığını vurgulayan ve Kıbrıs Türklerine sürekli, 'Devlete ve bağımsızlığa sahip çıkın, anavatan Türkiye'ye
güvenin' çağrısı yapan Denktaş, Kıbrıs Türklerinin eşit egemen hakkından, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinden ve Türk askerinin adadaki varlığından taviz vermedi. KKTC'nin kurucu cumhurbaşkanı Denktaş, hasta yatağında dahi
devleti düşündü.
Son anlarında bile Kıbrıs Rum tarafına 'Burası bağımsız bir
cumhuriyettir' diye seslenen Denktaş, 23 Aralık 2011'de, hayatının ele alındığı bir etkinliğe gönderdiği mesajda, 'Mücadelenin yeni nesle anlatılması herkesin vatan borcu' demişti.
Rauf Denktaş, hayatının anlatıldığı belgesel sonrasında, ekrandan yaptığı konuşmada, 197 günlük hastalık sürecinde kendisini arayıp destek olan, kendisi için dua eden herkese teşekkür ederek, Kıbrıs Türk halkının sevgisinden moral
bulduğunu, motivasyonunun arttığını söylemişti.
Kıbrıs Türk halkına, devletine sahip çıkması için çağrıda bulunan Rauf Denktaş, 'Devletsiz kalmak her şeyiyle aciz kalmak demek, başkasına muhtaç olmak demektir. Devletsiz yaşayan insanlar olabilir ama devletsiz yaşayan millet
yoktur. Kıbrıs Türk halkı, Türk milletinin ayrılmaz, kopmaz bir parçasıdır' demişti.
Kıbrıs Türk halkını kurtarmak için verilen mücadelenin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Denktaş, bu mücadelenin yeni nesillere anlatılmasının herkesin vatan borcu olduğunu ifade etmişti.
-'Bağımsızlıktan asla vazgeçmeyin'-
Kıbrıs Türk halkının, geleceğe bakarak, geçmişte yaşananların bir daha olmaması için dik durması, Türklüğüyle gurur duyarak, Atatürk ilkelerinden taviz
vermemesi gerektiğini vurgulayan Denktaş, 'Devlet demek hürriyet demektir, dimdik ayakta durup, kimsenin boyunduruğu altına girmemek demektir. Bağımsızlığınızdan asla vazgeçmeyin' demişti.
Müzakere masasında bunların bilinciyle oturulması gerektiğini, Maraş, Güzelyurt ve Karpaz yarımadası konusunda asla taviz verilmemesi gerektiğini dile getiren Denktaş, 'Karpaz stratejik bakımdan çok önemli bir bölge. Asla taviz verilmeyeceğini herkesin bilmesi gerek' ifadesini kullanmıştı.
'Kimse bizi bu yurttan, vatandan mahrum edemez' diyen Denktaş, Kıbrıs Türk halkının Anavatan Türkiye'ye güvenmesini istemişti.
'Anavatana gelecek her zarar, bize de zarar verecektir' ifadesini kullanan Denktaş, Kıbrıs Türk halkının kimseye muhtaç olmadan yaşama, her zorluğun üzerinden gelecek gücü olduğunu kaydetmişti.
Denktaş, KKTC Devleti'nin bir evlat gibi olduğunu, bu evladı yaşatmak gerektiğini, ona zarar vermeye çalışan herkese 'dur' demenin tüm Kıbrıslı Türklerin görevi olduğunu vurgulamıştı.
'Bir tarih daha göçmüştür'
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın vefatıyla ilgili, 'Bir tarih daha göçmüştür' dedi.
Denktaş'ın ölümünün açıklandığı basın toplantısında konuşan Eroğlu, şunları söyledi:
'Bir tarih daha göçmüştür. Kıbrıs Türk halkının ve Türklük dünyasının başı sağolsun. Sadece Kıbrıs Türkü değil Türklük dünyası bir liderini kaybetmiştir. Yaslı aileye başsağlığı diliyorum.
Elbette Kıbrıs Türk halkı Baba Denktaş'ı unutacak değildir. Kıbrıs Türkünün nerelerden nerelere geldiğini Sayın Denktaş'ın kitapları okunduğu takdirde, yetişen gençlerimiz de iyi anlayacaklardır. Nerelereden nerelere ve ne mücadeleler verilerek kimlerle gelindiğini elbette tarih yazacaktır.
İşte bu tarihi zaman limiti içerisinde en önemli aktörlerden birisi Sayın Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş'tır.'
Eroğlu, Denktaş'ın verdiği hizmetlerin, siyasi hayatındaki mücadelelerin unutulmayacağını, unutturulmayacağını belirterek, şunları kaydetti:
'Dolayısıyla 'hepimizin başı sağolsun' derken, 'bir tarih göçtü' sözü zannederim az bile gelir rahmetli için. Ama biz Kıbrıs Türkü olarak elbette Kıbrıs Türkünün özgürlük mücadelesinde hayatı hiçe sayarak vermiş olduğu mücadeleyi unutacak değiliz. Uğraşlarıyla ve başarılarıyla 1974 Mutlu Barış Harekatı gerçekleşmiş ve Kıbrıs Türk halkı özgürlüğe varmıştır.'
Denktaş'ın, Barış Harekatı'ndan sonra kurulan federe devlet ve daha sonra kurulan KKTC'nin varlığının devamını ölüm yatağında olduğu anlarda bile istediğini vurgulayan Eroğlu, 'Baba Denktaşımız unutulmayacaktır, unutturulmayacaktır. Kıbrıs Türkünün ve yaslı ailesinin başı sağolun' dedi.
Bu arada, Rauf Denktaş'ın, 17 Ocak Salı günü yapılacak devlet töreniyle toprağa verileceği bildirildi.
SERDAR DEKTAŞ: “BİR DEVLET KURDU CEMAATTAN HALK KURDU”
Oğlu Serdar Dektaş ise yaptığı açıklamada, “Hepimizin başı sağ olsun. Bir devlet kurdu, cemaatten halk yarattı. Dilediği yolda yürümeye devam edeceğiz. Aile olarak herkese teşekkür ederiz” dedi.
Organ yetmezliğinden dolayı uyutulan Denktaş, bu sabah solunum cihazına, öğleden sonra da diyaliz makinesine bağlanmıştı. 88 yaşındaki Denktaş, 24 Mayıs 2011’de pıhtı atması sonucu beyin ana damarında tıkanıklık olunca YDÜ Hastanesi’nde ameliyat edilmiş, ardından Ankara’da GATA’da ve yine YDÜ Hastanesi’nde birer kez daha ameliyata alınmıştı. Yaklaşık 7 aylık sağlık sorunlarının ardından 15 Aralık 2011’de evinden çıkarak Lefkoşa’da gezinti yapan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, son olarak 9 Ocak’ta vücudunda meydana gelen su kaybına bağlı yorgunluk belirtileri nedeniyle tekrar Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
'Milletimiz gerçek bir kahramanını yitirmiştir'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın vefatıyla ilgili, 'Denktaş'ın kaybı sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk Milletinin kaybıdır. Milletimiz gerçek bir kahramanını yitirmiştir' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, KKTC'nin Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ın vefatı nedeniyle bir mesaj yayımladı.
Kıbrıs Türklerinin devam eden özgürlük ve eşitlik mücadelesiyle özdeşleşmiş, mücahit devlet adamı Rauf Denktaş'ın ebediyete intikal ettiğini derin teessürle öğrendiğini belirten Gül, şunları kaydetti:
'Sayın Denktaş'ın kaybı, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk Milletinin kaybıdır. Milletimiz gerçek bir kahramanını yitirmiştir.
Halkının haklı davasına adanmış bir ömrün geriye bıraktığı en büyük miras şüphesiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir. Kıbrıs Türk halkının bu mirasa sahip çıkarak, Kıbrıs'ta adil ve kalıcı barışın tesisine yönelik yarım asırlık
mücadelesinde başarıya ulaşması, merhum Denktaş'ın aziz hatırasını yaşatacak en önemli kazanım olacaktır. Kıbrıs Türk halkı, bu onurlu mücadelesinde, anavatan Türkiye'yi her zaman yanında bulacaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bu elim gününde, merhum Cumhurbaşkanı Denktaş'a Allah'tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, tüm Kıbrıslı Türk kardeşlerimize ve Türk Milletine başsağlığı ve sabır dilerim. Ruhu şad
olsun.'
Denktaş'ın vefatı Fenerbahçe Kulübü, başsağlığı mesajı yayımladı
Fenerbahçe Kulübü, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı.
Fenerbahçe Kulübü'nün internet sitesinden, 'KKTC ve Ulusumuzun başı sağolsun' başlığıyla yayımlanan mesajda, 'KKTC kurucu Cumhurbaşkanı sayın Rauf Denktaş'ın bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini yummuş olduğunu üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Sayın Denktaş'a Allah'tan rahmet yavru vatanımız Kıbrıs halkı ve ulusumuza başsağlığı dileriz' denildi
'Denktaş'ın ölümü KKTC ve Türkiye için büyük kayıptır, Allah rahmet eylesin'
DSP Genel Başkanı Masum Türker, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın vefatına ilişkin, 'KKTC ve Türkiye için büyük kayıptır, Allah rahmet eylesin' dedi.
Türker, yaptığı açıklamada, Yakındoğu Üniversitesi Hastanesinin yoğun bakım servisinde tedavi gören Denktaş'ın ölümünün herkesi üzdüğünü söyledi.
Denktaş'ın, KKTC'de yaşayan vatandaşların, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine hayatını adadığını belirten Türker, Denktaş'ın, Enosis'e karşı mücadele ederken, diğer taraftan da Kıbrıslı Türkleri örgütlediğini ifade etti.
Büyük bir lider olan Rauf Denktaş'ın, Kıbrıs Barış Harekatından sonra Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasını sağladığını vurgulayan Türker, şunları kaydetti:
'Denktaş, cumhurbaşkanı olarak Kıbrıs'ta barışın sağlanması, soydaşlarımızın haklarının uluslararası camiada korunması, güvenliklerinin sağlanması konusunda üstün bir gayret göstermiştir. Uluslararası camiada,
özellikle Kıbrıs Rum kesimindeki politikacılarla mücadele ederken, KKTC'de demokratik yaşamın gelişimi için büyük mücadele vermiştir.
Denktaş'ın ölümü KKTC ve Türkiye için büyük kayıptır, Allah rahmet eylesin. KKTC'nin ve Türkiye'nin başı sağolsun.'
Galatasaray Kulübü başsağlığı mesajı yayımladı
Galatasaray Kulübü, KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı.
Galatasaray Kulübü'nün internet sitesinde yayımlanan mesajda, Denktaş'ın vefatı nedeniyle derin üzüntü duyulduğu belirtilirken, 'Düşünceleri ve demokratik duruşu ile çok değerli bir devlet adamı olan Rauf Denktaş'a Tanrı'dan
rahmet; ailesine, sevenlerine ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkına başsağlığı diliyoruz' denildi.
"Bir ulusal kahramandı"
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ölümü dış basında da geniş yer buldu. Denktaş'ın ölümünü "flaş haber" olarak geçen yayın organları, Denktaş'ın Kıbrıs Türk halkı tarafından kahraman olarak görülmesine vurgu yaptı.
BBC: Eski Kıbrıslı Türk lider Rauf Denktaş öldü
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne 30 yılı aşkın bir süre liderlik eden Rauf Denktaş 88 yaşında hayatını kaybetti.
Kıbrıs'ın 1974 yılında bölünmesiyle cumhurbaşkanı olan Denktaş 2005'te emekliye ayrıldı.
Kıbrıslı Türklerin bağımsızlığı için büyük mücadele veren Denktaş, Türkler tarafından kahraman olarak görülmesine karşın Rumların pek sevmediği bir liderdi.
Associated Press: Kıbrıslı Türklerin eski lideri 87 yaşında hayatını kaybetti
Yaklaşık 60 yıllık siyasi kariyerini halkı için ayrı bir devlet kurulmasına adayan ve adanın birleşmesine şiddetle karşı çıkan eski Kıbrıslı Türk lider Rauf Denktaş öldü. Denktaş 87 yaşındaydı.
Doktoru Charles Canver, Denktaş'ın, Cuma gecesi Lefkoşa'daki Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi'nde çoklu organ yetmezliğinden vefat ettiğini söyledi.
Reuters: Eski Kıbrıslı Türk lider Denktaş öldü
On yıllardır süren Kıbrıs sorununun önemli ismi, eski Kıbrıslı Türk lider Rauf Denktaş 88 yaşında öldü.
Son yıllarda sağlığı giderek kötüleşen Denktaş aşırı su kaybı nedeniyle 8 Ocak'ta hastaneye kaldırılmıştı. Denktaş'ın rahatsızlığı kısa sürede çoklu organ yetmezliğine dönüşmüştü.
Oğlu Serdar Denktaş babası için, "Onda bir savaşçı ruhu vardı" ifadesini kullandı.
Tartışmalı bir figür olan Denktaş, Türkler için bir ulusal kahramandı, ancak birçok Rum tarafından kötülendi. Denktaş, yaklaşık yarım asırdır süren Kıbrıs sorununun merkezindeki bir isimdi.
Rauf Denktaş'ın vefatı Yunan medyasında geniş yer buldu.
Yunan basın-yayın organları, Denktaş'ın vefatını son dakika haberi olarak duyurdukları internet sitelerindeki haberlerinde, Denktaş'ın, Kıbrıs sorununun Türk dış politikasında başlıca gündem maddesi haline gelmesinde en büyük rolü oynadığını belirtti.
Haftalık To Vima gazetesi, Denktaş'ın, Kıbrıslı Türklerin 1963 yılındaki direnişlerinde başrol oynadığını belirterek, Ada'nın birçok yerinde kantonlar oluşturmak suretiyle Türk ordusunun Kıbrıs'a çıkışını hazırladığını yazdı.
Kathimerini gazetesi, Kıbrıs sorununun Türk dış politikasında birinci sıraya gelmesinde önemli rol oynadığını belirttiği Denktaş'ın, ciddi sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu.