ceylannur
Yeni Üyemiz
Kötü ahlak kötü huy sahibi olmaktır
Ahlak nefiste yerleşip fikir yormaya muhtaç olmaksızın, kendiliğinden meydana gelen heyet-i rasiha (yerleşmiş bir şekildir.) İşte buna huy denir. Katibin bir şeyi yazarken yazdığını harf harf tefekkür etmediği ve mutribin saz çalarken ahengini nağme nağme düşünmediği gibi, meleke haline gelen davranışlar da insandan hiç düşünmeden kolayca meydana gelebilir. Meleke haline gelmeyen davranışlar insandan kolayca sudur etmedikleri gibi, meleke haline gelmeyen davranışlara da huy denmez.
Bu suretle, kişide kendisinden güzel davranış ve ameller meydana gelecek bir şekilde bulunursa, ona “hulk-ı hasen-güzel huy” ve eğer çirkin işler meydana gelecek şekilde bulunursa, buna da “hulk-ı seyyie-kötü huy” denir. [1]
Bir adam Resulullah’a:
“Ey Allah’ın Resulü! Hangi insan daha hayırlıdır?” diye sordu. Resulullah:
“Ömrü uzun, ameli güzel olan.” buyurdu. O zat,
“Hangi adam daha şerlidir?” diye sordu. Resulullah:
“Ömrü uzun, ameli çirkin olan.” buyurdu.[2]
Kötü ahlakın alametlerinden bazıları şunlardır:
a) Her şeye karşı öfkelenmek
b) Çok cimri olmak ve elde ettiği servetin üzerine, tavuğun civcivin üstüne oturması gibi oturup, o serveti cemiyete, millete karşı faydalı olmaktan çıkarıp zararlı hale getirmek. Faiz ile şuna buna para vermek, bol faiz almakla birçok kimsenin saadetini yıkarak kendisini ölümün kucağına itmek
c) Kötü şakalar yapmak. Şakayı kavgalara dönüştürerek fitnelere sebep olmak ve birçok kimseleri birbirine düşman kılmak
d) Yalan söylemek, millete karşı itibarını zedelemek ve başkalarını da aldatıp zararlara sokmak
Özet olarak şunu söyleyebiliriz ki; Allah’ın, Peygamber’in ve İslam dininin haram kıldığı her şeyi yapmak, ahlaksızlıktır. [3]
Bütün zararların ve günahların başı kötü ahlaklı olmaktır
İnsana dünyada ve ahirette zarar veren her şey, kötü ahlaktan meydana gelmektedir. Yani zararların ve kötülüklerin başı, kötü huylu olmaktır. Haramlardan (kötülüklerden) sakınmaya (takva) denir. Takva, ibadetlerin en kıymetlisidir. Çünkü birşeyi tezyin etmek ve süslemek için, önce pislikleri, kötülükleri yok etmek lazımdır. Bunun için, günahlardan temizlenmedikçe, taatların, ibadetlerin faidesi olmaz. Hiçbirine sevap verilmez.[4]
Ahlak nefiste yerleşip fikir yormaya muhtaç olmaksızın, kendiliğinden meydana gelen heyet-i rasiha (yerleşmiş bir şekildir.) İşte buna huy denir. Katibin bir şeyi yazarken yazdığını harf harf tefekkür etmediği ve mutribin saz çalarken ahengini nağme nağme düşünmediği gibi, meleke haline gelen davranışlar da insandan hiç düşünmeden kolayca meydana gelebilir. Meleke haline gelmeyen davranışlar insandan kolayca sudur etmedikleri gibi, meleke haline gelmeyen davranışlara da huy denmez.
Bu suretle, kişide kendisinden güzel davranış ve ameller meydana gelecek bir şekilde bulunursa, ona “hulk-ı hasen-güzel huy” ve eğer çirkin işler meydana gelecek şekilde bulunursa, buna da “hulk-ı seyyie-kötü huy” denir. [1]
Bir adam Resulullah’a:
“Ey Allah’ın Resulü! Hangi insan daha hayırlıdır?” diye sordu. Resulullah:
“Ömrü uzun, ameli güzel olan.” buyurdu. O zat,
“Hangi adam daha şerlidir?” diye sordu. Resulullah:
“Ömrü uzun, ameli çirkin olan.” buyurdu.[2]
Kötü ahlakın alametlerinden bazıları şunlardır:
a) Her şeye karşı öfkelenmek
b) Çok cimri olmak ve elde ettiği servetin üzerine, tavuğun civcivin üstüne oturması gibi oturup, o serveti cemiyete, millete karşı faydalı olmaktan çıkarıp zararlı hale getirmek. Faiz ile şuna buna para vermek, bol faiz almakla birçok kimsenin saadetini yıkarak kendisini ölümün kucağına itmek
c) Kötü şakalar yapmak. Şakayı kavgalara dönüştürerek fitnelere sebep olmak ve birçok kimseleri birbirine düşman kılmak
d) Yalan söylemek, millete karşı itibarını zedelemek ve başkalarını da aldatıp zararlara sokmak
Özet olarak şunu söyleyebiliriz ki; Allah’ın, Peygamber’in ve İslam dininin haram kıldığı her şeyi yapmak, ahlaksızlıktır. [3]
Bütün zararların ve günahların başı kötü ahlaklı olmaktır
İnsana dünyada ve ahirette zarar veren her şey, kötü ahlaktan meydana gelmektedir. Yani zararların ve kötülüklerin başı, kötü huylu olmaktır. Haramlardan (kötülüklerden) sakınmaya (takva) denir. Takva, ibadetlerin en kıymetlisidir. Çünkü birşeyi tezyin etmek ve süslemek için, önce pislikleri, kötülükleri yok etmek lazımdır. Bunun için, günahlardan temizlenmedikçe, taatların, ibadetlerin faidesi olmaz. Hiçbirine sevap verilmez.[4]