ceylannur
Yeni Üyemiz
KRALLARIN ÖVDÜĞÜ ÇOCUK
Abdulmuttalip'in kısa bir süreliğine Mekke'den ayrılması gerekiyordu.Mekke'nin lideri olarak, tahta geçmiş bir kralı tebrik etmeye gidecekti.Muhammed'i(s.a.v) yanında götüremiyordu.Yol uzun ve yorucuydu.Üstelik bu, resmi bir görüşmeydi.Çocukla gitmesi hoş karşılanmazdı.Yola çıkarken aklında hep torunu vardı.Mekke'nin ileri gelen adamalrıyla birlikte yola çıktı.Uzun bir yolculuktan sonra gidecekleri yere vardılar.
Kral, Abdulmuttalip'e büyük ilgi gösterdi.Birkaç gün onları misafir etti; sarayında en güzel şekilde ağırladı.Bu günlerden birinde kral, Abdulmuttalip'i yanına çağırdı.Ona şöyle dedi:"Sana bir sır vereceğim.bu sır, seninle ilgili"
Abdulmuttalip şaşırdı."Sizi dinliyorum sayın kral! Nedir bu sır ?" diye sordu.
Kral çok kitap okuyan, biligli ve iyi kalpli birisiydi. Şöyle dedi:"Okuduğum kitaplara bakılırsa şu sıralar Mekke'de bir çocuk büyüyor,Sırtında peygamberlik beni var.Çocuğun babası ve annesi yok.Dedesinin yanında kalıyor.Kitaplara göre bu çocuk büyünce son peygamber olacak.Ondan sonra artık peygamber gelmeyecek.Bunun için o çok değerli.Yerde ve gökte seçilmiş ve sevilmiş biri.
O, insanları kötülüklerden kurtaracak.Doğru yola iletecek.Hep iyilik yapacak.İyilik isteyecek.Yaptığı iyilikler dünyaya ün salacak."
Kral anlattıkça Abdülmuttalip heyecanlandı.Yapılan tarif, torununa tıpatıp uyuyordu.Bu çocuk torunu Muhammed'den (s.a.v) başkası olamazdı.
Kral herşeyin farkındaydı.Abdülmuttalip'in yüzüne büyük bir dikkatle baktı ve şöyle dedi:"Okuduklarıma bakılırsa bu çocuğun dedesi sen olmalısın! İşaretler seni gösteriyor."
Abdulmuttalip torununun büyük bir insan olacağını zaten biliyordu.Bunu bir de onu hiç görmeyen bir kralın ağzından duymak, onu daha da heyecanlandırmıştı."Sayın kral! Söyledikleriniz doğru.Benim çok kıymetli bir torunum var.Anlattıklarınıza bakılırsa o çocuk benim torunum Muhammed olmalı." dedi.
Kral yanılmadığını anlayınca sevinmişti."Çocuğu iyi koru" diye tembih etti.Kötü insanlar ona zarar verebilirler.Fakat ALLAH ona yardım edecek.O çocuk büyüyünce önemli işler başaracak."
Dede ve kral, bu çocuğun Muhammed(s.a.v) olduğundan artık emindiler.Kral, Abdulmuttalip torununu çok özlemişti.Bir an önce onu görmek için sabırsızlanıyordu.Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra torununa kavuştu.Onu hasretle kucakladı.Koladı, sevdi, öptü.Bundan böyle Muhammed'i (s.a.v) eskisinden daha iyi gözetip kollayacaktı.
Abdulmuttalip'in kısa bir süreliğine Mekke'den ayrılması gerekiyordu.Mekke'nin lideri olarak, tahta geçmiş bir kralı tebrik etmeye gidecekti.Muhammed'i(s.a.v) yanında götüremiyordu.Yol uzun ve yorucuydu.Üstelik bu, resmi bir görüşmeydi.Çocukla gitmesi hoş karşılanmazdı.Yola çıkarken aklında hep torunu vardı.Mekke'nin ileri gelen adamalrıyla birlikte yola çıktı.Uzun bir yolculuktan sonra gidecekleri yere vardılar.
Kral, Abdulmuttalip'e büyük ilgi gösterdi.Birkaç gün onları misafir etti; sarayında en güzel şekilde ağırladı.Bu günlerden birinde kral, Abdulmuttalip'i yanına çağırdı.Ona şöyle dedi:"Sana bir sır vereceğim.bu sır, seninle ilgili"
Abdulmuttalip şaşırdı."Sizi dinliyorum sayın kral! Nedir bu sır ?" diye sordu.
Kral çok kitap okuyan, biligli ve iyi kalpli birisiydi. Şöyle dedi:"Okuduğum kitaplara bakılırsa şu sıralar Mekke'de bir çocuk büyüyor,Sırtında peygamberlik beni var.Çocuğun babası ve annesi yok.Dedesinin yanında kalıyor.Kitaplara göre bu çocuk büyünce son peygamber olacak.Ondan sonra artık peygamber gelmeyecek.Bunun için o çok değerli.Yerde ve gökte seçilmiş ve sevilmiş biri.
O, insanları kötülüklerden kurtaracak.Doğru yola iletecek.Hep iyilik yapacak.İyilik isteyecek.Yaptığı iyilikler dünyaya ün salacak."
Kral anlattıkça Abdülmuttalip heyecanlandı.Yapılan tarif, torununa tıpatıp uyuyordu.Bu çocuk torunu Muhammed'den (s.a.v) başkası olamazdı.
Kral herşeyin farkındaydı.Abdülmuttalip'in yüzüne büyük bir dikkatle baktı ve şöyle dedi:"Okuduklarıma bakılırsa bu çocuğun dedesi sen olmalısın! İşaretler seni gösteriyor."
Abdulmuttalip torununun büyük bir insan olacağını zaten biliyordu.Bunu bir de onu hiç görmeyen bir kralın ağzından duymak, onu daha da heyecanlandırmıştı."Sayın kral! Söyledikleriniz doğru.Benim çok kıymetli bir torunum var.Anlattıklarınıza bakılırsa o çocuk benim torunum Muhammed olmalı." dedi.
Kral yanılmadığını anlayınca sevinmişti."Çocuğu iyi koru" diye tembih etti.Kötü insanlar ona zarar verebilirler.Fakat ALLAH ona yardım edecek.O çocuk büyüyünce önemli işler başaracak."
Dede ve kral, bu çocuğun Muhammed(s.a.v) olduğundan artık emindiler.Kral, Abdulmuttalip torununu çok özlemişti.Bir an önce onu görmek için sabırsızlanıyordu.Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra torununa kavuştu.Onu hasretle kucakladı.Koladı, sevdi, öptü.Bundan böyle Muhammed'i (s.a.v) eskisinden daha iyi gözetip kollayacaktı.